Lübnan'daki tarım ürünleri çekirge istilası tehlikesi altında

Lübnan Tarım Bakanı, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada ekiplerin olası bir tehlikeyi önlemek için hazır olduğunu belirtti.

Bekaa’da çekirge sürülerini ilaçlayan ordu helikopteri. (AFP)
Bekaa’da çekirge sürülerini ilaçlayan ordu helikopteri. (AFP)
TT

Lübnan'daki tarım ürünleri çekirge istilası tehlikesi altında

Bekaa’da çekirge sürülerini ilaçlayan ordu helikopteri. (AFP)
Bekaa’da çekirge sürülerini ilaçlayan ordu helikopteri. (AFP)

Lübnan’da etkisini artıran çöl çekirgeleri, tarım ürünlerinin yok olmasına yönelik endişeyi artırdı. Lübnan ordusu helikopterleri aracılığıyla duruma müdahale etmek için harekete geçen Tarım Bakanlığı, sorun hızlıca çözülmediği takdirde gıda alanında çöküş yaşanacağı uyarısında bulundu.
Ersal, Ras Baalbek ve Suriye’deki Felita gibi bölgelerde görülen çekirge sürülerinin Harbet Davud, ez-Zemrani ve Mertabya yönünde ilerlediğini bildiren Tarım Bakanı Abbas Murteza, çekirge istilası ile mücadelede uzman Tarım Bakanlığı ekipleri ve ordu güçlerinin çalışmalarını sürdürdüğünü bildirdi. Ordu helikopterlerinin Tarım Bakanlığı ile koordineli olarak Baalbek ve Ras Baalbek bölgelerinde böcek ilacı püskürttüğü bilgisini verdi.
Teknik ekiplerin çekirge sürülerinin bulunduğu ve hareket ettiği bölgeleri tespit ettiğini belirten Bakan Murteza belirli bir alanla sınırlı olmalarına rağmen da sarı renklerinin üreme dönemlerine işaret ettiğine dikkat çekti Bu nedenle çoğalmalarından ve ilerlemelerinin hızlanmasından endişe duyulduğunu vurguladı.
Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Murteza, çekirgelerin Lübnan'a birden fazla yönden giriş yaptığını, bu nedenle tüm bölgeleri araştıran bakanlığın belediyelerden hazır olmalarını istediğini belirtti. Vatandaşlardan gördükleri çekirge sürülerini yardım hattı üzerinden bildirmelerinin istendiğini aktaran Bakan Murteza, tarımsal ürünlere ve ulusal gıda güvenliğine yönelik tehdidi ortadan kaldırmak için ortak çaba gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
Çekirgelerle mücadele için gerekli ilaçların temini noktasında çalışmaların sürdüğüne ve gerekli miktarların ayrıldığına dikkat çeken Murteza, bakanlığın çekirge sürüleri hareketliliğini uluslararası örgütler ve komşu ülkeler ile birlikte takip ettiği bilgisini verdi.
Çevre uzmanı Dr. Dumut Kamil de Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, çekirgelerle mücadelede stratejik bir planın bulunmaması, belediyelerin donanımlı olmaması ve vatandaşların gerekli tavsiyeleri almadan böcek ilacı kullanmaları dolayısıyla oluşan tehlikeye dikkat çekti. Lübnan'a büyük miktarlarda çekirge girmesi durumunda sorunun ciddi boyutlara varacağı uyarısında bulundu.
Tarım Bakanlığı'nın çekirgelerin Lübnan'a girmesini beklemeden önleyici tedbir olarak ilaçlama yapması gerektiğini vurgulayan Dr. Kamil, şu an helikopterler tarafından püskürtülen böcek ilaçlarının biyolojik çeşitliliği yok ettiğine, bu yüzden de tehlikeli olduğuna dikkat çekti.
Tarım Bakanı Murteza ise söz konusu iddialar hakkında Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada bakanlığın normalde de Hirmil ve Bekaa’da da kullandığı, şimdi de çekirge sürüsü ile mücadelede başvurduğu böcek ilaçlarının güvenli ve faydalı olduğunu bildirdi.
Tarım Bakanlığı’nın Ersal ve çevresindeki arıcılardan ilaçlama sırasında kovanları ortadan kaldırma yönünde derhal önlem almalarını talebinde bulunduğunu söyledi.
Şu an esen hamsin rüzgarlarının çekirgelerin Lübnan’a gireceği anlamına geldiğini söyleyen Dr. Kamil ise sadece birkaç çekirge sürüsünün tamamen yeşil bir dağı 24 saat içerisinde yok edebileceğine dikkat çekti.
Çekirgelerin rotasının aslında Lübnan olmadığını ancak iklim değişikliği ve yollarını kaybetmelerinin sürülerini buraya yönelttiğini vurgulayan Kamil, çekirge sürüleri nedeniyle 1914’te yaşanan kıtlığı hatırlattı. Ayrıca 2014’te de bir çekirge sürüsünün hızla Lübnan’a girdiğini ancak meselenin beş gün içerisinde çözüldüğünü söyledi.
Birçok çiftçi perşembe günü Ersal ve Ras Baalbek sınır beldeleri sırtlarında ve Lübnan dağlarının doğu zincirindeki Harbet Davud’da çekirgeler olduğunu bildirmişti. Ayrıca Lübnan-Suriye sınırındaki kasabalarda çekirge sürülerinin etkili olduğunu gösteren görüntüler de sosyal medyada yayınlanmıştı.
Lübnan'daki böcek ilaçları fiyatlarında son 48 saatte yükselişe tanık olunduğunu belirten Kamil, çekirgelerle mücadelede yararı olmayacak malzemelerin de satıldığına dikkat çekti. Kamil, ilgili makamların bu konuda derhal harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.

 


İran, UAEA toplantısında çatışma uyarısında bulundu

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi
TT

İran, UAEA toplantısında çatışma uyarısında bulundu

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, Batılı güçleri bugün başlayacak olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) üç aylık toplantısında çatışmaya karşı uyardı.

Tahran cuma günü, Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık'ı toplantıda ‘stratejik bir hata’ yapmamaları konusunda uyarırken, diplomatik kaynaklar bu ülkelerin ve ABD'nin toplantıda İran’a karşı bir karar tasarısı sunmayı planladıklarını doğruladı.

UAEA Yönetim Kurulu'nun yaklaşık 20 yıl sonra ilk kez İran'ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması yükümlülüklerine uymadığını ilan etmesi ve Batılı güçlerin İran dosyasını Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne götürmesinin önünü açması bekleniyor.

Bekayi, “Çatışmaya verilecek yanıt daha fazla iş birliği olmayacak. İran bir dizi önlem hazırladı ve karşı taraflar kapasitemizin farkında. Bir sonraki aşamadaki gelişmelere bağlı olarak ve UAEA ile iş birliği içinde bir dizi adım atacağız” ifadelerini kullandı.

Geçen hafta başında yayınlanan gizli bir UAEA raporunda İran'ın yüzde 60'a kadar zenginleştirilmiş uranyuma sahip olduğu ve bunun daha yüksek bir seviyede zenginleştirilmesi halinde 10 nükleer silah yapımında kullanılabileceği belirtilmişti.

Bekayi sözlerini şöyle sürdürdü: “UAEA raporu, üç Avrupa ülkesi ve ABD'den gelen siyasi bir talimata dayanıyor ve gerçeği yansıtmıyor. Raporda taahhütlerden sapma yönünde bir husus yer almıyor, aksine Ortak Eylem Planı (nükleer anlaşma) çerçevesinde çözüme kavuşturulan eski suçlamalar yeniden gündeme getiriliyor. Ne yazık ki Siyonist varlığın sunduğu sahte belgeler ve bazı ülkelerin siyasi tutumları UAEA'nın bu konuları yeniden gündeme getirmesine yol açtı.”

Bekayi, İsrail'in 2018 yılı başlarında İran'ın nükleer arşivini karmaşık bir operasyonla ele geçirmesinin ardından UAEA’nın araştırılmasını talep ettiği gizli tesislerle ilgili soruşturmaya atıfta bulundu.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bekayi, “Raporun içeriği tamamen siyasi. UAEA'nın davranışlarını Yönetim Kurulu'nun daha önce verdiği bir yetkiye dayandırarak meşrulaştırmasını kabul etmiyoruz. Bu tür raporlar bazı tarafların kendi pozisyonlarına sadık kalmaları için siyasi zemin sağlamaktadır” şeklinde konuştu.

Bekayi, “UAEA Genel Direktörü'nün son açıklamaları teknik yetkilerinin ötesine geçiyor. Barışçıl nükleer tesislere yönelik her türlü tehdidi barışa yönelik bir tehdit olarak değerlendiren 533 sayılı karar uyarınca, İran'ın nükleer tesislerine yönelik her türlü tehdide karşı net bir tavır alınmalı” dedi.

Bekayi, “Uluslararası bir kuruma başkanlık eden ve BM'de yüksek mevkilere talip olan her kim olursa olsun, tehdit ve gerginliği artırma aracı değil, barışın sesi olmalıdır” ifadesini kullandı.

UAEA şu anda ‘İran'ın nükleer programının tamamen barışçıl olduğuna dair güvence veremeyeceğini’ söylüyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre UAEA’nın Viyana'daki toplantısı öncesinde İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü Behruz Kemalvendi devlet televizyonuna açıklamalarda bulundu. Kemalvendi, “Elbette UAEA, İran İslam Cumhuriyeti'nin kapsamlı ve dostane iş birliğini sürdürmesini beklememelidir” dedi.

Diplomatik kaynaklar perşembe günü, Tahran'ın nükleer programına ilişkin 2015 anlaşmasına taraf olan üç Avrupa ülkesi ve ABD'nin, Tahran'ın dört gizli sahadaki nükleer faaliyetlerine ilişkin yıllardır süren soruşturmada ‘tam iş birliği yapmaması’ nedeniyle BM Güvenlik Konseyi'ne bir karar tasarısı sunmayı planladıklarını söyledi.

UAEA bir raporunda İran'ın nükleer programı konusunda ‘tatmin edici olmayan’ iş birliğini kınayarak, İslam Cumhuriyeti'nin yüksek düzeyde zenginleştirilmiş uranyum üretimini hızlandırdığına dikkat çekti.

İran'ın önerisi

Bu gelişme Tahran ile Washington'un İran'ın nükleer programı konusunda yeni bir anlaşma arayışı için görüşmeler yürüttüğü bir dönemde yaşandı.

Bekayi, ABD'li yetkililere İran'ın nükleer müzakereler kapsamında Umman üzerinden yakında ABD'ye sunacağı öneriyi değerlendirmeleri tavsiyesinde bulundu.

Bekayi, “İran halkının çıkarlarını ve haklarını dikkate almayan hiçbir öneri kabul edilemez. Ayrıntılara girmeyeceğim ama yakında Umman aracılığıyla teklifimizi sunacağız. ABD'ye bu fırsatı ciddiye almasını tavsiye ediyoruz” dedi. Bekayi, teklifin içeriğiyle ilgili ayrıntı vermedi.

İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (DMO) bağlı Tesnim haber ajansının kaynaklara dayandırdığı haberine göre İran, ABD'nin önerisine yanıtını önümüzdeki iki gün içinde diplomatik kanallar aracılığıyla yazılı olarak gönderecek.

Ajansa göre, Tahran'ın yanıtı, yaptırımların etkin bir şekilde kaldırılması karşılığında Washington'un endişelerini giderecek önlemler sunarken, kendi topraklarında zenginleştirme ilkesini koruyan bir öneri içerecek. İran ayrıca kırmızı çizgilerine saygı gösterilmesi koşuluyla yeni bir müzakere turuna hazır olduğunu ifade edecek.

Bekayi, Batı medyasında altıncı turun planlandığına ve ABD'nin İran'a uranyum zenginleştirmeyi yüzde 3'e düşürme önerisinde bulunduğuna dair çıkan haberleri yalanladı. “Toplantı planlanmıştı ancak gerçekleşmedi. Bu medya haberlerinin çoğu doğrulanabilir değil ve genellikle psikolojik baskı yaratmayı amaçlıyor” dedi.

Bekayi şöyle devam etti: “Eğer taviz alışverişine dayalı gerçek müzakerelerden bahsediyorsak, ABD'nin önerisi bu anlayışı yansıtmıyor.”

Bu açıklama, Tahran'ın ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdiği ABD önerisine yanıt olarak geldi.

Bekayi gazetecilere yaptığı açıklamada, Washington ile Tahran arasındaki dolaylı müzakerelerin bir sonraki turuna ilişkin belirli bir noktasının olmadığını söyledi. Bekayi gazetecilere şunları söyledi: “Bu konuda bir karar alınırsa derhal duyurulacaktır.”

İki ülke, yaptırımların hafifletilmesi karşılığında İran'ın nükleer programını engellemeyi amaçlayan 2015 anlaşmasına bir alternatif bulmak için nisan ayından bu yana beş tur müzakere gerçekleştirdi.

ABD Başkanı Donald Trump, 2018'deki ilk döneminde bu anlaşmadan vazgeçerek Tahran'a yeniden sert yaptırımlar uygulamaya başladı.

İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf’ın dün devlet televizyonunda yayınlanan açıklamalarında, “ABD'nin önerisi yaptırımların kaldırılmasından bile bahsetmiyor. Hayalperest ABD Başkanı gerçekten İran'la bir anlaşma istiyorsa yaklaşımını değiştirmelidir” ifadeleri yer aldı.

Bekayi ise “Yaptırımların kaldırılmasının temel bir gereklilik olduğunu defalarca vurguladık. Başta nükleer kazanımların korunması ve yaptırımların etkin bir şekilde kaldırılması olmak üzere İran'ın meşru hakları dahil edilmeden hiçbir anlaşmaya varılamaz. Bu talepleri içermeyen herhangi bir metin kabul edilemez” değerlendirmesinde bulundu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio 20 Mayıs'ta Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki oturumda yaptığı açıklamada, “İran'ın herhangi bir şekilde uranyum zenginleştirmesine izin vermeyeceğiz. Olası bir anlaşmadan sonra bile füze ve terörizmle ilgili yaptırımları uygulamaya devam edeceğiz. Zenginleştirmenin bir ulusal haysiyet meselesi olduğunu iddia ediyorlar ama gerçek şu ki bunu caydırıcı bir unsur olarak kullanmak istiyorlar. Çünkü gelişmiş zenginleştirme kapasitesine sahip olmanın onları nükleer silahın eşiğinde bir devlet haline getirdiğine ve dolayısıyla tehditlere karşı bağışıklık kazandırdığına inanıyorlar” ifadelerini kullandı.

Buna karşılık Bekayi şunları söyledi: “Bu doğru değil. Zenginleştirme yapan herkesin bir silah programı yok. ABD'nin müttefikleri de dahil olmak üzere, silahlanma amacı gütmeden zenginleştirme yapan ülkeler var. Bu anlamda, İran'ın baskılar karşısındaki direncinin kendisi bir tür caydırıcılıktır. Zenginleştirme, nükleer yakıt döngüsünün ve ulusal endüstrimizin önemli bir parçasıdır; müzakere edilemez ya da taviz verilemez.”

Bekayi, İranlı milletvekillerinin ülkelerinin silahların teknik yönlerine sahip olması konusunda ne söylediklerine ilişkin bir soruya şu yanıtı verdi: “Ülke içinde çeşitli görüşler var, ancak bizim tarafımızdan defalarca teyit edilen şey İran'ın nükleer programının tamamen barışçıl olduğudur. Siyasi nedenlerle hazırlanan son rapor, programımızın barışçıl doğasını kanıtladı. Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na bağlı bir devlet olarak İran, barışçıl yaklaşıma olan bağlılığını sürdürecektir.”