Tunus Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı Bafun: Seçimler için hazırız

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (Reuters)
TT

Tunus Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı Bafun: Seçimler için hazırız

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (Reuters)

Tunus’ta aylardır devam eden siyasi ve anayasal krizin üstesinden gelinmesi için erken seçim çağrıları yapılıyor. Tunus Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Nebil Bafun, 2021-2024 stratejik planı çerçevesinde, cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimleri için hazır olunduğunu bildirdi.
Bafun dün Seçim Komisyonu ile diyalog kurulması amacıyla düzenlenen meclis oturumunda yaptığı açıklamada, Komisyon’un hazırlıklarının en önemlisinin 2022 yılı sonunda düzenlenecek Yüksek Yargı Konseyi seçimleri ve 2024’teki belediye, cumhurbaşkanlığı ve yasama seçimleri olduğu bilgisini verdi. Bafun, onaylanması halinde bölgesel seçimlerin de düzenlenebileceğini kaydetti.
Meclis Başkanı Raşid Gannuşi oturumun açılışında yaptığı açıklamada seçim ve referandum sürecine ilişkin görevler de dahil olmak üzere kanun ile kendisine verilen görevleri yerine getireceğini belirtti. Tunus’ta yeni demokratik deneyimin sağlanmasında ve güçlendirilmesinde oynadığı rol sebebiyle seçim komisyonunun önemini vurguladı.
Bafun önceki açıklamalarında Tunus Seçim Kurulu’nun erken seçim yapmaya ve meclis feshedilmesi durumunda yeni meclis ile ilgilenmeye hazır olduğunu belirterek komisyonun tüm senaryolara hazır olduğunu da belirtmişti.

Siyasi kriz sürüyor
Ülkedeki siyasi krizin aşılması için farklı senaryolar gündemde. Söz konusu senaryolar arasında erken seçim de var. Erken seçim senaryosu, 2019 seçimlerinde başarısız olan ve kendilerini meclis dışında bulan küçük partiler ve diğer kesimler tarafından destekleniyor.
Diğer yandan Tunus Meclisi İç Tüzük ve Dokunulmazlık Komitesi Başkanı Naci el-Cemel, Komite’ye Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’i 2019 seçimleri sırasında şüpheli mali fonlar almakla itham eden milletvekili Raşid el-Hiyari'nin dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin herhangi bir talebin sunulmadığını belirtti. Cemel, Komite’ye iletilen konuların parlamentonun çalışması ile ilgisi olmadığını ifade ettiği açıklamasında gündemde sadece ihlal ve ceza başlıklarının olduğunu, dokunulmazlık bulunmadığını kaydetti.
Cemel ayrıca Komite’nin kendisine ulaşan her dosyayı inceleyeceğini vurguladığı açıklamasında talebin önce Meclis Başkanı’na ulaşması, ardından da İç Tüzük ve Dokunulmazlık Komitesi’ne devredilmesi sebebiyle dokunulmazlığın kaldırılmasının zorluğuna dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Kays Said, dokunulmazlığın soruşturmaya engel olmasının veya cezadan kaçışı sağlamasının mümkün olmadığını belirtmiş ve “Sunulan talepler gizlenirken aynı zamanda dosyalar ve kanıtlar da mahkeme koridorlarında kayboldu” ifadelerini kullanmıştı. Cumhurbaşkanı taleplerin kim tarafından gizlediğini ise açıklamadı.
Tunus Daimi Askeri Asliye Mahkemesi Savcısı, milletvekili Raşid el-Hiyari hakkında mahkeme emri çıkararak bir dizi suçlamada bulundu. Söz konusu suçlamalar arasında ordudaki düzen ruhunu, üstlere itaati veya saygıyı zayıflatacak faaliyetlerde bulunmak var. Hiyari ayrıca milli savunmaya zarar vermek ile ülkenin iç güvenliğine karşı komplo kurmak maksadıyla komutanlığın, ordunun ve milletin eylemlerinden sorumlu yetkililerinin eylemlerine karşı eleştiride bulunmakla da suçlandı.
Naci el-Cemel dava dosyasının askeri yargıya sevk edilmesini de eleştirdi. Cemel, Raşid el-Hiyari’nin Cumhurbaşkanı’na ithamda bulunan sivil bir şahıs olduğunu ve bunun suç olarak değerlendirilemeyeceğini belirtti.  Hiyari’nin meclisin izni olmadan hiçbir kurum tarafından tutuklanamayacağını vurgulayan Cemel, bunun Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ile Meclis Başkanı Raşid Gannuşi arasından yeni bir anlaşmazlığa neden olacağı uyarısında bulundu.
Raşid el-Hiyari ise Cumhurbaşkanı Kays Said’in seçim kampanyasını yöneten Fevzi el-Daas’a yönelik de ithamlarda bulundu. Hiyari, Daas’ın perşembe günü askeri mahkeme önünde Paris’teki ABD Büyükelçiliği güvenlik görevlisinden bir miktar para aldığını itiraf ettiğini, aynı zamanda Kays Said ile aynı güvenlik görevlisi arasında bir görüşmenin gerçekleştiğini doğruladığını bildirdi. Bu durumun krizi daha da karmaşık bir hale getirmesi bekleniyor.



Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
TT

Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)

İsveç Göç Bakanı Johan Forssell, bugün yaptığı açıklamada, Stockholm ve Şam'ın, İsveç'te işlenen suçlardan hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacağını duyurdu. Bu, Stockholm'ün Suriye'ye yaptığı yardımların bir kısmını dağıtmaya devam edebilmesi için koyduğu bir koşuldu.

Forssell, İsveç kamu yayın kuruluşu SR'de yaptığı açıklamada, söz konusu kişilerin "İsveç'te bulunan ve orada suç işlemiş Suriye vatandaşı kişiler olduğunu ve sınır dışı edilmeleri gerektiğini, ancak bunun çeşitli nedenlerle bazen çok zor olduğunu" belirtti.

Forssell ve Uluslararası Kalkınma Bakanı Benjamin Dossa, bu hafta Suriye'yi ziyaret ederek Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile görüştü. Bu, İsveçli bakanların 2011'den bu yana Şam'a yaptığı ilk ziyaretti.

2015 yılında savaştan kaçan birçok Suriyeliye İsveç'te sığınma hakkı tanıyan büyük göçmen akınının ardından, ardışık sol ve sağ hükümetler sığınma kurallarını sıkılaştırdı.

Forssell, "İsveç'in en önemli önceliklerinden biri konusunda iş birliği yapmayı kabul ettik," diyerek, "İsveç'e gelenlerin büyük çoğunluğu dürüst ve yasalara saygılı, ancak suç işleyenler de var" ifadeleriini kullandı.

Forssell, "Bu insanları sınır dışı edebilmeliyiz; İsveç'te onlara yer yok" dedi.

İsveç kalkınma yardımlarını düzenleyen ve artık göçü azaltmayı ve sınır dışı işlemlerini hızlandırmayı da içeren yeni ilkeye işaret etti; bu iki hükümet önceliği var.

"İsveç çıkarlarımız tehlikede... Kalkınma yardımı sağladığımızda, bu ülkelerin bizimle iş birliği yapmalarını ve vatandaşlarını, özellikle de İsveç'te suç işleyenleri geri almalarını bekliyoruz. Benzer adımlar atılmazsa, kalkınma yardımı sağlamayacağız" dedi.

İki bakan, Suriyelilerin geri dönüşü konusunu eş-Şara ile genel olarak görüştü. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ülkelerine dönmek isteyen Suriyelilere, seyahat masrafları ve diğer lojistik giderlerini karşılamak üzere mali yardım alma hakkı tanınıyor.


Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
TT

Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) toplantısında Rus silahlarının etkinliği hakkında konuştu.

Rus haber ajansı Interfax'ın aktardığına göre Putin, bugün Kırgızistan'da düzenlenen askeri ittifak toplantısında, "Gerçek muharebe operasyonlarında etkili olduğu kanıtlanmış modern Rus silahları ve teknolojisiyle birleşik silahlı kuvvetleri donatmak için geniş çaplı bir program başlatmayı öneriyoruz" dedi.

Rusya, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta düzenli olarak yeni silah sistemleri test ediyor.

Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te konuşan Putin, hava ve savunma kabiliyetlerine odaklanan ortak askeri tatbikatların planlandığını söyledi.

 KGAÖ, Rusya'nın hakim olduğu bir askeri ittifaktır.

Şu anda eski Sovyet cumhuriyetleri olan Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Belarus'u kapsamaktadır.

Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesindeki anlaşmazlıkta Azerbaycan'a yenilmesinin ardından Rusya ile gerginliğin artması üzerine Şubat 2024'te ittifak üyeliğini dondurdu.


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.