Ekonomik kriz Beyrut’un sokak lambalarını söndürüyor

Beyrut’ta bozuk bir trafik ışığı (AFP)
Beyrut’ta bozuk bir trafik ışığı (AFP)
TT

Ekonomik kriz Beyrut’un sokak lambalarını söndürüyor

Beyrut’ta bozuk bir trafik ışığı (AFP)
Beyrut’ta bozuk bir trafik ışığı (AFP)

Lübnan’ın başkenti Beyrut’un caddelerindeki çok sayıda trafik ışığı ve sokak lambası sonunda söndü ve bazı sokaklardaki kanalizasyon kapakları kayboldu. Bunun sebebi hizmet sağlayan şirketlerin çoğunun belediyeye dolarla ya da karaborsadaki döviz kuruna göre eşdeğer bir miktarda ödeme yapma şartı getirmesinin ardından bakım eksikliğinden kaynaklanıyor. Karaborsadaki döviz kuruna göre ödeme yapılması belediyenin belirlediği bakım bütçesinin en az altı katına tekabül ediyor.
Başkentteki çoğu trafik ışığının bakıma ihtiyacı var. Işıkların çoğu ana kavşaklarda bile çalışmıyor. Bu yüzden artık bazı kavşaklarda bir polis bekliyor ve trafiği yönlendiriyor. Birçok kavşakta trafik ışığı ve polisin olmaması trafiğin sıkışmasına sebep oluyor ve kazaya davetiye çıkarıyor.
Belediyede görevli bir kaynağın ifadelerine göre trafik ışıklarının bakımı ile Beyrut Belediyesi değil Trafik Yönetim Kurulu ilgileniyor. Park sayaçlarının çalışmasından sorumlu şirketin trafik ışıklarının bakım masraflarını karşılaması ve gelirlerin bir kısmını belediyeye vermesi gerekiyordu. Ancak şirket taahhütlerini yerine getirmedi ve hukuki bir anlaşmazlık çıktı. Bunun yanı sıra şirketin 2019 yılı itibariyle sözleşmesi bitmiş durumda ve şu anda bakım yapan herhangi bir kuruluş bulunmuyor.
17 Ekim protestoları sırasında ve daha önceden göstericiler tarafından park sayaçları kırılmıştı. Yasa, sorumlu şirketin yeni bir ihale yapılana dek kamu hizmetini yapmaya devam etmesini şart koşsa da sorumlu şirket ne park sayaçlarını düzeltti ne de trafik ışıklarının bakımını yaptı.
Beyrut sokaklarındaki lambaların sönmesi ile ilgili Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak, pek çok bölgede bunun sebebini Beyrut Limanı’nda meydana gelen patlamaya dayandırdı. Kaynak, iki ay içerisinde Mar Mikhael’den Karantina bölgesine kadar sokaklara tekrar ışık verileceğini ve böylece daha sonra patlama yüzünden zarar gören diğer bölgelerdeki sokakların aydınlatılacağını söyledi. Kaynak limandan uzakta bulunan diğer bölgelerde ışıkların gitmesinin sebebinin ise doların yükselmesi ve şirketlerin karaborsadaki döviz kuruna göre ödeme yapılmasını şart koşması ile birlikte bakım işlemlerinin durması olduğunu söyledi.
Diğer belediyeler gibi, Beyrut Belediyesi de, karaborsada Lübnan lirasının (lbp) değerinin düşüp doların yükselmesi durumunda ödemenin gecikmesinin kayıp anlamına geldiği bir zamanda sözleşmelerin dolar üzerinden yapılamaması sebebiyle şirketlerin peşinen ödeme yapılmasını şart koşmasından ötürü sıkıntı yaşıyor.
Trafik ışıkları ve sokak lambalarında olduğu gibi, aynı şey Beyrut sokaklarında kapakları çalınan kanalizasyonlar için de geçerli. Beyrut Belediyesi’nde çalışan bir kaynak kapakların sürekli çalındığını, bu durumu güvenlik güçlerine bildirdiklerini ve belediyenin elindeki eski kapakları kullanarak ya da bu kapaklar özellikle dolar ile satıldığı için çok pahalı olduğundan belediyedeki demirlerden kapaklar yaparak olabildiğince kanalizasyonlarını kapatmaya çalıştığını söyledi.
Aktivistler, birkaç gün önce bir vatandaşın kapağı çalındığı için açık olan kanalizasyon çukuruna düştüğü anları kaydeden bir videoyu sosyal medya üzerinden paylaşmıştı.
Güvenlik güçleri zaman zaman, özellikle bir kapağın ağırlığı 100 kilograma ulaşabileceği için hurda pazarlarına demir olarak satmak üzere kanalizasyon kapaklarını çalan çete üyelerini yakalıyor.
Beyrutlular çukurlarla dolu başkent sokaklarından ve tekrar asfaltlanması gereken yollardan şikayetçi. Özellikle başkentin iki yıldır aralıklı zamanlarda sahne olduğu halk hareketleri sırasında göstericiler lastikleri ve çöp konteynırlarını sürekli yaktığı için asfalt tahrip olmuş durumda.



Suudi Arabistan: Bölgesel barış Filistin devletinin tanınmasıyla başlar

Menal Rıdvan, iki devletli çözüm konferansına hazırlık amacıyla New York'ta düzenlenen toplantıya katıldı. (Şarku’l Avsat)
Menal Rıdvan, iki devletli çözüm konferansına hazırlık amacıyla New York'ta düzenlenen toplantıya katıldı. (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan: Bölgesel barış Filistin devletinin tanınmasıyla başlar

Menal Rıdvan, iki devletli çözüm konferansına hazırlık amacıyla New York'ta düzenlenen toplantıya katıldı. (Şarku’l Avsat)
Menal Rıdvan, iki devletli çözüm konferansına hazırlık amacıyla New York'ta düzenlenen toplantıya katıldı. (Şarku’l Avsat)

New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda düzenlenen üst düzey bir etkinlikte Suudi Arabistan, uluslararası toplumu ‘bölgesel barış için stratejik bir gereklilik olarak’ Filistin devletinin kurulması yönünde ortak çaba sarf etmeye çağırdı. Suudi Arabistan tarafından yapılan açıklamada, “Durumu sakinleştirmenin, istikrarı sağlamanın ve bölgede entegrasyon ve refahın temellerini atmanın yolu budur” denildi.

Suudi Arabistan'ın açıklaması, Suudi Arabistan ve Fransa'nın haziran ayında yapılması çağrısında bulunduğu, Filistin sorununun barışçıl çözümü ve iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin üst düzey uluslararası konferans için BM'de yapılan hazırlık toplantısı sırasında gerçekleşti.

Hazırlık toplantısına katılan Suudi Arabistan heyetinin başkanı Menal Rıdvan, “Bu diplomatik çaba, Filistin sorununun nihai barışçıl çözümünü sağlamak için gerçek, geri dönüşü olmayan ve dönüştürücü bir değişime yol açmalıdır. Hazırlık toplantısı sadece düşünce değil, bir eylem rotası çizmelidir. Gazze tarifsiz acılar çekiyor. Siviller derhal sona ermesi gereken bir savaşın bedelini ödemeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.

“Batı Şeria'daki gerilim de aynı derecede rahatsız edici” uyarısında bulunan Rıdvan, “Umutsuzluk her geçen gün artıyor. Ancak tam da bu nedenle sadece mevcut savaşı sona erdirmekten değil, yaklaşık seksen yıldır süren bir çatışmayı sona erdirmekten bahsetmeliyiz” dedi.

Rıdvan, ‘bölgede barış ve refahın hâkim olması için işgalin sona ermesi gerektiğini’ vurgulayarak şunları söyledi: “Bu konferans çatışmanın sona ermesinin başlangıcı olmalıdır. Önemli olan söz değil, eylemdir.”

Konferans kapsamında kurulan çalışma gruplarından ‘uygulamanın temel itici güçleri’ olarak bahseden Rıdvan, her bir grubun ‘pratik ve zamana bağlı sonuçlar elde etmek üzere’ tasarlandığını açıkladı. Rıdvan, “İleriye gitmek, daha önceki barış çabalarını sık sık baltalayan bir dizi temel gerçeği kabul etmeyi gerektirir. Uluslararası hukuka saygı, insan haklarına bağlılık ve yasal standartların eşit uygulanması isteğe bağlı değildir; bunlar esastır” şeklinde konuştu.

“Filistin sorununa adil bir çözüm bulunması sadece ahlaki ve hukuki bir zorunluluk değil, aynı zamanda karşılıklı tanıma ve bir arada yaşamaya dayalı yeni bir bölgesel düzenin de temel taşıdır. Bölgesel barış, Filistin devletinin sembolik bir jest olarak değil, stratejik bir gereklilik olarak tanınmasıyla başlar” diyen Rıdvan, bunun ‘devlet dışı aktörler tarafından istismar edilen alanı ortadan kaldırmanın ve herkes için güvenlik ve haysiyet sağlamanın tek yolu’ olduğunu ifade etti.

Rıdvan, “Yaşayabilir ve egemen bir Filistin devleti barışın sonu değil, başlangıcıdır. Bölgeyi sakinleştirmenin, istikrara kavuşturmanın ve entegrasyon ile refahın temellerini atmanın yolu budur” dedi.

“Güçlendirilmiş bir Filistin hükümeti barış için elzemdir” diyen Rıdvan, Suudi Arabistan’ın ‘Filistin liderliği tarafından atılan önemli adımları’ memnuniyetle karşıladığını belirtti. Rıdvan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı ‘başkan yardımcısının atanması da dahil olmak üzere kurumsal reform girişiminden dolayı’ takdir ederken, Başbakan Muhammed Mustafa ve hükümetinin ‘şeffaflık, hesap verebilirlik ve ekonomik iyileşmeyi amaçlayan reformları ilerletme çabalarını’ övdü.

Rıdvan sözlerini şöyle sürdürdü: “Suudi Arabistan'ın barışı destekleme konusundaki liderliği tutarlı ve sürekli olmuştur. Her şey, yirmi yıldan fazla bir süre önce, barış için toprak ve karşılıklı tanıma ilkesine dayalı, cesur ve kapsamlı bir barış çerçevesi olan Arap Barış Girişimi'nin başlatılmasıyla başladı. Yirmi yıl sonra bu kararlılık, Arap Birliği, Avrupa Birliği (AB) ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ortaklığında ve Mısır Arap Cumhuriyeti ve Ürdün Haşimi Krallığı ile iş birliği halinde Barış Günü çalışmalarının başlatılmasıyla yenilendi ve güçlendirildi.”

Rıdvan, “Suudi Arabistan, bu konferansın sonucuna doğru ilerlerken uluslararası toplumu eşgüdümlü siyasi, mali ve güvenlik tedbirleri yoluyla iki devletli çözümü desteklemek üzere harekete geçirmek amacıyla İki Devletli Çözümün Uygulanması için Küresel İttifak'ı başlatmış olmaktan gurur duymaktadır” ifadesini kullandı.

“Bu sadece bir uzlaşı platformu değil, aynı zamanda burada verilen taahhütlerin sahada somut adımlara dönüştürülmesini sağlayacak operasyonel bir çerçeve olmalıdır. Beklenen sonuç bildirisi, eş başkanlar liderliğindeki yuvarlak masa toplantılarındaki kolektif eylem ruhunu yansıtmalı ve resmi bir deklarasyondan daha fazlası olmalıdır” ifadelerini kullanan Rıdvan sözlerine şöyle devam etti:

“Bu uygulama, konferans çerçevesinde toplanan tüm yuvarlak masa toplantıları ve çalışma gruplarının çalışmalarına rehberlik etmesi gereken beş temel ilkeye bağlı kalmalıdır. Birincisi, hızlı, zamana bağlı ve geri döndürülemez olmalıdır. İkincisi, bir Filistin devletinin tanınmasının barışın ön koşulu olarak kabul edilmesiyle birlikte somut olmalıdır. Üçüncüsü, esnek ve kapsayıcı olmalıdır. Dördüncüsü, konferans bağımsız olmalı, bozgunculardan arınmış olmalı ve geniş, kararlı bir koalisyon tarafından korunmalıdır. Beşinci olarak, her iki halkın adil ve müreffeh bir bölgede barış ve güvenlik içinde yaşama hak ve isteklerine dayanmalıdır.”

Menal Rıdvan ve Anne-Claire Legendre, iki devletli çözüm konferansına hazırlık amacıyla New York'ta düzenlenen toplantıda (Şarku’l Avsat)Menal Rıdvan ve Anne-Claire Legendre, iki devletli çözüm konferansına hazırlık amacıyla New York'ta düzenlenen toplantıda (Şarku’l Avsat)

Fransa... İki devletli çözüm tehlikede

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Ortadoğu ve Kuzey Afrika İşlerinden Sorumlu Danışmanı Anne-Claire Legendre, önümüzdeki ay New York'ta düzenlenecek konferansın ‘çok kritik bir zamanda gerçekleştiğini; İsrailliler ve Filistinliler arasında iki devletli çözüme dayalı adil ve kalıcı bir siyasi çözümün geleceğinin tehlikede olduğunu’ söyledi.

Üç temel mesajdan söz eden Legendre, bunlardan ilkinin konferans öncesinde bir ‘seferberlik mesajı’ olduğunu ve ‘uluslararası toplumun Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirme ve tüm esirleri serbest bırakma çabalarını desteklemeye hazır olması gerektiğini’ söyledi. Legendre, ikincisinin sadece iki devletli siyasi çözümün uygulanmasının İsraillilere, Filistinlilere ve tüm bölgeye barış, refah ve güvenlik getireceğini vurgulayan ve siyasi çözüm arayışını yeniden ön plana çıkarma ihtiyacına odaklanan bir ‘acil durum mesajı’ olduğunu belirtti. Legendre, “Üçüncüsü, haziran ayında gerçekleşecek konferans, iki devletli çözümün etkin bir şekilde uygulanması yönünde kararlı bir adım olmalıdır. İki Devletli Çözümün Uygulanmasına İlişkin Uluslararası Konferans aracılığıyla sözden eyleme geçmeliyiz” dedi.

Diğer yandan BM Genel Kurul Başkanı Philemon Yang, ‘iki devletli çözümün uygulanmasına yönelik geri dönülmez bir yol çizmek için değerlendirmemiz gereken kritik bir fırsatı temsil eden’ konferansın toplanması için Suudi ve Fransızların gösterdiği çabaları överken, ‘bu konferansın başarıyla taçlandırılmasının elzem olduğunu’ belirtti.

Yang, “Uluslararası toplum, uluslararası hukuk, BM Şartı ve ilgili BM kararları temelinde kapsamlı, adil ve kalıcı bir barışa ulaşma konusundaki kesin kararlılığını bir kez daha teyit etmelidir” diyerek, ‘bu kararlılığın eyleme dönüştürülmesi’ çağrısında bulundu.

Yang sözlerini şöyle noktaladı: “Gazze Şeridi'nde 19 ayı aşkın bir süredir tanık olduğumuz dehşet, İsrail-Filistin çatışmasını sona erdirmek üzere acilen harekete geçmemiz için bizi motive etmelidir. Yıkıcı ölüm, yıkım ve yerinden edilme döngülerinin devam etmesine izin verilemez. Bu çatışma ne sürekli savaşla ne de sonu gelmeyen işgal veya ilhakla çözülemez.”