İsrail’in sağcı partileri Netanyahu’nun hükümeti kuramayacağına ikna oldu

Gantz Likud Partisi ile başbakanlık görevini üstlenme teklifini reddetti.

Netanyahu ve Gantz’ın kurduğu eski koalisyon hükümeti başarısız oldu (AFP)
Netanyahu ve Gantz’ın kurduğu eski koalisyon hükümeti başarısız oldu (AFP)
TT

İsrail’in sağcı partileri Netanyahu’nun hükümeti kuramayacağına ikna oldu

Netanyahu ve Gantz’ın kurduğu eski koalisyon hükümeti başarısız oldu (AFP)
Netanyahu ve Gantz’ın kurduğu eski koalisyon hükümeti başarısız oldu (AFP)

Mavi-Beyaz İttifakı (Kahol Lavan) Lideri Benny Gantz, hükümeti kurmakla görevli Binyamin Netanyahu’nun birlikte kendisinin iki yıllığına dönüşümlü olarak başbakan olacağı yeni bir hükümet kurma önerisini reddettikten sonra, Likud Partisi’nden üst düzey bir yetkili, partinin lideri Netanyahu'nun umutsuz çözümler önerdiğini söyledi. Netanyahu liderliğinde tamamen sağcı partilerden oluşan bir hükümet kurmanın mümkün olmadığının altını çizen yetkili, bunun Netanyahu’nun içinde olmadığı başka çözümlerin bulunması gerektiği konusunda apaçık bir gerçeği ortaya koyduğunu ifade etti.
Yetkili, “Eğer Netanyahu, tamamen sağcı bir hükümetin göreve gelmesini istiyorsa, bir veya iki yıl için kenara çekilmesi gerekiyor” dedi. Yetkili, Yemina (sağ) İttifakı lideri Neftali Bennett hem de (Likud Partisi’nden ayrılanlar tarafından kurulan) Tikva Hadasha (Yeni Umut) Partisi lideri Gideon Saar ile ilk dönemde Bennett’in başbakanlık görevini üstlenmesini öngören bir anlaşmaya varılmasını önerdi. Bu öneriye göre Netanyahu belirli bir süre (yaklaşık bir buçuk yıl) boyunca yedek başbakan olarak kalacak ve ardından sürenin sonunda başbakan olarak geri dönecek. Yetkili, Netanyahu’nun hükümeti kurma süresinin dolmasına bir hafta kala uygulanabilecek tek çözümün bu olduğunun altını çizdi.
Netanyahu’ya yakın kaynaklar, Netanyahu’nun lideri olduğu parti içerisindeki Netanyahu’nun pozisyonunu zayıflatmayı amaçladığını söyledikleri yeni söylemden rahatsızlık duyduğunu belirttiler. Kaynaklar bu yüzden Netanyahu’nun Likud Partisi Merkez Komitesi’ne bugün (Salı) kendisine hükümeti kurma konusunda mutlak yetkiler verildiğini teyit etmek üzere acil bir toplantı yapılması çağrısında bulunduğunu söylediler. Netanyahu böylece, gerek Likud Partisi içindeki seçim listelerinin birleştirilmesi, gerek adaylara Likud listesinde güvenilir konumlar verilmesi, gerek seçimlerde blok veya partilerle ortak bir liste oluşturularak yapılacak anlaşmalar ve gerekse Knesset’teki (İsrail parlamentosu) Likud Partisi milletvekillerinin başka bir hükümetin kurulmasını desteklememeleri gibi hükümeti kurma müzakereleri sırasında rahatça hareket edebilmesini sağlayacak kartlara sahip olmayı hedefliyor.
Netanyahu dün İslami Hareketi’nin güney kanadının siyasi uzantısı Birleşik Arap Listesi’nin (Ra’am) lideri Mansur Abbas’ın, Arap toplumunun meselelerini ele almak için özel bir parlamento komisyonu kurulması talebine karşılık olarak Likud Partisi’nin önerilerini desteklemesini öngören bir anlaşmaya varmasıyla Knesset'teki Düzen Komisyonu’nu kontrol etmesine izin veren önemli bir taktiksel kazanç elde etti. Ancak muhalif kanattaki milletvekilleri ‘siyasi bir rüşvet’ olarak niteledikleri bu öneriye karşı çıktılar. Fakat İslami Hareket milletvekili Said el-Hurumi,’Arapların meselelerini ön planda tutarak hareket ettiğini’ belirterek partisinin tutumunu savundu.
Öte yandan Netanyahu hükümetine alternatif bir hükümet oluşturmayı hedefleyen değişim taraftarları arasındaki müzakerelerde kaydedilen ilerlemeye rağmen anlaşmazlıkların endişe verici derecede devam ettiği haberi, Netanyahu'ya alternatif bulma fırsatının boşa harcanmasına neden olabilir.
Yeş Atid (Gelecek Var) Partisi Başkanı Yair Lapid, “Değişim taraftarlarının sorumlu bir liderlik ruhuna ihtiyacı var” dedi. Lapid, “(Değişim isteyen bu kamptaki) ortaklarımızın sorumluluk ve liderlik göstermesi durumunda bir hafta içinde bir birlik hükümeti kurulabilir. Bu, herkesin istediğini alacağı bir hükümet olmaktan ziyade zor tavizler vermeye ve zor kararlar almaya hazır olacakları bir hükümet olmalı. Sağ İttifakı, Yeni Umut Partisi, Gelecek Var Partisi, Meretz Partisi, İşçi Partisi ve Mavi-Beyaz İttifakı’nın katılımı ve Arapların dış desteği ile bir ulusal birlik hükümeti kurma olasılığının olduğunu söylüyorum. Büyük bir olasılık olan bu fırsatı kaçırmamalıyız” ifadelerini kullandı.
Knesset'te Pazartesi günü yapılan oturumlarda, Saar ve Bennett, Netanyahu hükümetine alternatif bir hükümet kurmayı hedefleyen bir kampın oluşturulmasını engelleyecek bir anlaşmazlık olduğuna işaret ettiler. Ülkenin beşinci kez seçimlere gitmesini önlemek için elinden geleni yapacağını söyleyen Bennett, ancak bir birlik hükümeti kurmak isteyen partiler arasında önemli fikir ayrılıkları olduğunun altını çizdi.
Netanyahu, Gantz'a mevcut hükümetin yapısını hiç bozmadan yeni bir hükümet kurma önerisinde bulunmuş ve Gantz'a ilk iki yıl boyunca bu hükümetin asıl başbakanı olacağını söyleyerek onu şaşırtmıştı. Bu öneriye göre Netanyahu, hükümete ikinci iki yıllık süreçte başbakanlık edecekti. Ancak Gantz, artık kendisinden gelen hiçbir öneriye güvenemeyeceğini söyleyerek Netanyahu’nun önerisini geri çevirdi. Bunun üzerine Netanyahu, Gideon Saar'ın böyle bir koalisyon hükümeti kurmak amacıyla partisine katılmasını umduğu Şas Partisi lideri Aryeh Deri’ye öneride bulundu. Ancak Deri, tıpkı Gantz gibi Netanyahu’nun önerisini reddetti. Deri'nin ofisinden bazı kaynaklar, “Parti lideri Deri’nin, başbakanlık göreviyle ilgilenmediğini söylediler.



Bir Vatikan kaynağı Şarku’l Avsat’a konuştu: Vatikan, BM’nin Gazze'deki ‘soykırım’ raporunu kabul edebilir

İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği bombardımanlardan kaçarak Gazze Şeridi'nin güneyine doğru ilerleyen yerlerinden edilmiş Filistinliler, 18 Eylül 2025 (Reuters)
İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği bombardımanlardan kaçarak Gazze Şeridi'nin güneyine doğru ilerleyen yerlerinden edilmiş Filistinliler, 18 Eylül 2025 (Reuters)
TT

Bir Vatikan kaynağı Şarku’l Avsat’a konuştu: Vatikan, BM’nin Gazze'deki ‘soykırım’ raporunu kabul edebilir

İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği bombardımanlardan kaçarak Gazze Şeridi'nin güneyine doğru ilerleyen yerlerinden edilmiş Filistinliler, 18 Eylül 2025 (Reuters)
İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği bombardımanlardan kaçarak Gazze Şeridi'nin güneyine doğru ilerleyen yerlerinden edilmiş Filistinliler, 18 Eylül 2025 (Reuters)

Papa 14. Leo, Katolik Kilisesi'nin lideri seçilmesinden bu yana verdiği ilk röportajda, ‘soykırım’ teriminin, Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi sakinlerinin İsrail işgal ordusunun elinde maruz kaldıkları durumları tanımlamak için her geçen gün daha fazla kullanıldığını söyledi.

‘Vatikan'ın bu konuda henüz resmi bir tutum almaya hazır olmadığını’ belirten Papa, “Soykırımın ne olduğunu tanımlayan çok teknik bir tanım var. Ancak bu terimi kullananların sayısı her geçen gün artıyor; bunların arasında İsrail'de insan haklarını savunan iki örgüt de var” dedi.

Şarku’l Avsat’a konuşan üst düzey bir Vatikan kaynağı, Vatikan'ın Gazze Şeridi'nde yaşananları soykırım olarak nitelendiren Birleşmiş Milletler (BM) raporunun bulgularını benimseme olasılığını dışlamadı.

scdfr
Yerinden edilmiş Filistinli bir çocuk, ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden kaçarken, güneye doğru ilerleyen bir kamyonun içinden dışarıya bakıyor, 18 Eylül 2025. (Reuters)

Papa soykırımla ilgili açıklamalarını yaptığında BM raporu henüz yayınlanmamıştı. Bu açıklamalar, 10 Temmuz'da Peru'lu bir gazeteciye verdiği uzun röportajın bir parçasıydı.

Röportajın tamamı önümüzdeki ay ‘14. Leo: 21. Yüzyılın Küresel Vatandaşı ve Misyoneri’ başlıklı bir kitapta yayınlanacak.

Papa 14. Leo röportajda, Hıristiyanları ‘Filistinlilerin yaşadığı korkunç duruma’ seyirci kalmamaya çağırdı ve buradaki durumu değiştirmek için baskı yapmaya devam etmeleri için onları teşvik etti.

BM İnsan Hakları Konseyi tarafından oluşturulan bağımsız bir uzmanlar komitesi tarafından yayınlanan BM raporunda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın Filistinlilere karşı ‘soykırım suçları’ işledikleri belirtildi.

Yahudilerle ilişkiler

Papa 14. Leo röportajda, Katolik Kilisesi için çok hassas bir konu olan Gazze Şeridi'ndeki olayların ardından Yahudilerle ilişkiler konusuna değindi.

dfg
Papa 14. Leo, bu ayın başlarında Vatikan'da İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'u kabul etti. (Reuters)

Papa, “Papalığımın ilk aylarında Yahudilerle ilişkiler konusunda hafif bir iyileşme oldu. Yahudilerin kendilerinin de yaptığı gibi, İsrail hükümetinin yaptıkları ile Yahudilerin bu konudaki tutumunu birbirinden ayırmak önemlidir. İki taraf görüşlerini yakınlaştırmak için yakın zamanda toplantılar yaptı. Hıristiyanlığın kökleri Yahudilikte yatmaktadır ve bunu görmezden gelemeyiz” ifadelerini kullandı.

İspanya'nın Gazze soruşturması

Madrid'deki İspanya Başsavcılığı bugün, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki eylemlerinin ‘uluslararası hukuk, insan hakları ve uluslararası insani hukukun ciddi ihlalleri’ olup olmadığını belirlemek için resmi soruşturma açmaya karar verdiğini duyurdu.

Bu açıklamanın ardından, İspanya İnsan Hakları ve Demokratik Hafıza Başsavcısı Dolores Delgado, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları devam ederken, Gazze'de olası insan hakları ihlallerine dair cezai delillerin her geçen gün arttığını söyledi.

“Daha önce hiç bu kadar doğrudan bir uluslararası hukuk ve insan hakları ihlaline tanık olmamıştık” diyen Delgado, ‘mevcut mevzuat altında İspanya'nın kendi toprakları dışında bu tür suçları işleyenleri yargılamasının pratikte imkansız olduğunu’ ifade etti.

cdfvg
Madrid'deki Puerta del Sol'da İsrail tarafından öldürülen Filistinli çocukların isimlerinin okunması için düzenlenen etkinlikten, 15 Eylül 2025 (DPA)

İspanya Başsavcılığı, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında tutuklama emri çıkardığı için İspanyol mahkemelerinin Netanyahu'yu savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan yargılama yetkisi olmadığına karar verdi.

Ancak Başsavcılık, İspanya'nın UCM'nin kararlarını uygulamak ve gelecekteki davalara hazırlık amacıyla delil ve kanıtları korumak konusunda UCM ile iş birliği yapmakla yükümlü olduğunu açıkladı. Gazze Şeridi'ndeki sivil kurbanlar arasında İspanyol vatandaşlarının da olduğunu ve UCM'nin yargı yetkisinin cezasızlığı önlemek için bir araç olduğunu hatırlattı. Başsavcılık tarafından yapılan açıklamada, “Gazze'de işlenen bu tür suçları yargılamak herkesin görevidir. Çünkü bunlar medeniyete ve hepimize yönelik bir saldırıdır” denildi.

İşgalin destekçileri

Bu arada BM Genel Kurulu'nun 18 Eylül 2024 tarihli kararında İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesi için belirlenen bir yıllık sürenin dolması vesilesiyle, Uluslararası Af Örgütü, İsrail ile iş yapan 15 uluslararası şirketin listesini yayınladı ve ‘bu şirketlerin yasadışı işgal, soykırım ve diğer insanlık suçlarına katkıda bulunduğunu’ belirtti. Bu şirketlerden bazılarına, BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin raporunda da değinilmişti.

Uluslararası Af Örgütü'nün bu hafta yayınladığı raporda, bu şirketlerin diğer kamu kurumları ve devletlerle birlikte ‘suç ortaklığı ve destekleriyle ya da eylemsizlikleriyle, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki soykırım suçları, tüm Filistin topraklarını işgali ve Filistin halkına karşı uyguladığı apartheid rejimi de dahil olmak üzere uluslararası hukuku ihlal etmesine olanak sağladıkları" belirtildi.


Netanyahu 29 Eylül'de Beyaz Saray'da Trump ile görüşecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
TT

Netanyahu 29 Eylül'de Beyaz Saray'da Trump ile görüşecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)

İsrail medyası dün, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 29 Eylül'de Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşeceğini bildirdi.

Netanyahu dün, Trump'ın, BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasının ardından bu ayın sonlarında kendisiyle görüşeceğini duyurdu.

Netanyahu basın toplantısında, "Trump beni Beyaz Saray'a davet etti. BM'deki konuşmamın ardından onunla görüşeceğim" dedi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığına göre Netanyahu, İsrail'in Gazze'deki savaş nedeniyle dünya sahnesinde giderek artan bir yalnızlıkla karşı karşıya kaldığı ve önümüzdeki yıllarda daha yalnız bir devlet olmak zorunda kalacağı yönündeki açıklamasıyla tepkilere yol açtıktan bir gün sonra basın toplantısı düzenledi ve piyasaların olumsuz tepkisini "yanlış anlama" olarak nitelendirdi.

Netanyahu, "İsrail ekonomisine tam güven duyuyorum" diyerek, "İsrail ekonomisi son iki yıldır süren savaşta tüm dünyayı şaşkına çevirdi" ifadelerini kullandı.


İspanya, Atlantik'te bir teknede göçmenleri öldürmekle suçlanan 19 kişi tutuklandı

Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)
Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)
TT

İspanya, Atlantik'te bir teknede göçmenleri öldürmekle suçlanan 19 kişi tutuklandı

Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)
Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)

İspanyol polisi dün, Senegal'den Kanarya Adaları'na doğru yola çıkan ve varışta en az 50 kişinin kayıp olduğu bildirilen bir teknede göçmenleri öldürüp işkence ettikleri iddiasıyla 19 kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

24 Ağustos'ta, Atlantik Okyanusu'ndaki Kanarya Adaları açıklarında harap bir tekneden göçmenler kurtarıldı. İspanyol polisine göre teknede 248 kişi bulunuyordu.

Reuters'ın haberine göre yetkililer yola çıktığı sırada teknede 300 kişinin bulunduğunu ve kayıpların çoğunun 11 günlük yolculuk sırasında denize atıldığını düşünüyor. Polis açıklamasına göre hayatta kalanlar soruşturmacılara, gözaltına alınanların çoğunun "onlarca kişiye saldırdığını, onları dövdüğünü ve çeşitli şekillerde darp ettiğini" söyledi.

Açıklamada ayrıca şunlar kaydedildi: "Bazı durumlarda göçmenleri diri diri denize attılar ve kazara suya düşenleri kurtarmayı reddettiler."

Polis, bazı cinayetlerin batıl inançlarla bağlantılı olduğunu ve mağdurların "büyücülük" yapmakla ve motor arızalarından, yiyecek kıtlığından ve fırtınalardan sorumlu olmakla suçlandığını belirtti. Diğerleri ise zorlu koşulları protesto ettikleri için öldürüldü.

Tutuklu yargılanan 19 şüphelinin tamamı yasadışı göç, cinayet, saldırı ve işkence suçlamalarıyla karşı karşıya.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre son yıllarda binlerce göçmen, Kuzey Afrika'dan İspanya'ya, özellikle de Afrika'nın kuzeybatı kıyısındaki İspanyol Kanarya Adaları'na deniz yoluyla göç etmeye çalışırken hayatını kaybetti.

İspanya, İtalya ve Yunanistan ile birlikte Avrupa'ya giden düzensiz göçmenler için üç ana giriş noktasından biridir.