Halk öfkesi, Cezayir’deki siyasi çıkmazı daha da kötüleştiriyor

Yüksek işsizlik oranları, yoksulluk ve temel gıda malzemeleri kıtlığı ortasında Cezayir, ekonomik krizden mustarip

 Başkent Cezayir’in merkezindeki halk hareketi eylemcileri (AFP)
Başkent Cezayir’in merkezindeki halk hareketi eylemcileri (AFP)
TT

Halk öfkesi, Cezayir’deki siyasi çıkmazı daha da kötüleştiriyor

 Başkent Cezayir’in merkezindeki halk hareketi eylemcileri (AFP)
Başkent Cezayir’in merkezindeki halk hareketi eylemcileri (AFP)

Grevler, işsizlik, yoksulluk, temel gıda maddelerinin kıtlığı ve yüksek fiyatlar, halihazırda düşük petrol fiyatının neden olduğu ve koronavirüs salgını nedeniyle daha da kötüleşen bir ekonomik krizden mustarip Cezayir’de toplumsal öfkenin ateşlenmesine katkı sağlıyor. Tüm bu etkenler, iki yıl önce halk hareketinin patlak vermesinden bu yana süren siyasi çıkmazı da devam ettiriyor.
Carnegie Ortadoğu Merkezi’nde araştırmacı olan Dalia Ghanem, Fransız Haber Ajansı’na (AFP) yaptığı açıklamada “Cezayir’in ekonomik durumu her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Halkın tüm kesimlerinin yoksullaşmasına ve yüksek işsizlik oranına yol açıyor. Kısacası tüm ekonomik göstergeler kırmızıya dönüştü” dedi.
Geçen Aralık ayı başlarında, denetimden sorumlu Bakan Şerif bin Mihub, sağlık krizinin en az 500 bin kişinin işini kaybetmesine neden olduğunu söyledi. Ancak durumun bununla sınırlı olmadığını belirten Bin Mihub, son günlerde 16 kuru limanın (karayolu ve demiryolu aracılığıyla limana bağlanan geçitler) kapatılmasının da doğrudan 4 bin iş kaybına neden olacağını vurguladı. Aynı şekilde Çalışma Bakanı Haşimi Caabub’a göre yolsuzluk skandallarının ardından otomobil montaj fabrikalarının kapatılması ve elektrikli ev aletlerinin ithalatının durdurulması, 2020’de 50 binden fazla işe mal oldu.
Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika dönemindeki (1999 - 2019) yaygın yolsuzluk suçlamasıyla hapse atılan şirket çalışanları, işlerini kurtarmak ve aylardır askıya alınan maaşlarına ulaşmak için seferber olmaya devam ederken, Uluslararası Para Fonu ise (IMF) şu anda işsizlik oranını yüzde 14’ten fazla olarak tahmin ediyor.
Halk hareketinin sokaklara geri dönüşü karşısında felç olmuş bir rejimin endişe işaretlerinden biri olarak, posta, eğitim, vergi idaresi, demiryolları ve sağlık sektörü gibi kamu sektöründeki sosyal hareketler, Kovid-19 tarafından tükendi.
Petrol gelirlerinin düşük olmasından kaynaklanan ekonomik kriz, Ramazan ayının gelişiyle malzeme kıtlığı ve yüksek fiyatlar gibi olağan sorunlarla daha da derinleşti. Bu çerçevede eğitim alanından emekli Ömer, bu durumun tekrarlanmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirerek, “Hükümet her yıl Ramazan ayından birkaç ay önce toplanır ve bize şunları duyururdu; ‘Bu kez her şey yolunda’. Ama her yıl aynı şey tekrarlanıyor; spekülasyonlar ve kıtlık” dedi.
Bu nedenle zor durumdaki pek çok aile, tek kurtuluşlarını en yoksun gruplara gerekli malzemeleri ücretsiz olarak dağıtan hayır kurumlarında buluyor. Aynı şekilde çok sayıda Cezayirli de daha önceden hiç yapmadıkları düzeyde masraflarının kısman ve kemer sıkmak zorunda kaldı.
1 kilogramı 100 dinardan (0,62 Euro) satılan patates fiyatlarındaki enflasyon karşısında yetkililer, kilo başına 50 dinardan daha düşük bir fiyata ulaşmak için piyasaya büyük miktarlarda patates sürmeye başladı.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, erken parlamento seçimleri ilan ederken, en eski muhalefet partisi olan Sosyalist Güçler Cephesi de Cezayirlilerin yaşadığı durumdan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Parti, “Bugün, mevcut yöneticilerin ülkeye liderlik etme yeterliliğini sorgulama hakkına sahibiz. Durumun ciddiyeti; enflasyonu durduramama, ulusal para birimini stabilize edememe, istihdamı ve vatandaşların satın alma gücünü koruyamama ile ölçülmektedir” dedi.
Ulusal asgari ücret 20 bin dinarı (yaklaşık 125 Euro) aşmazken, Cezayir Sendikalar Konfederasyonu, makul bir asgari ücretin bunun 4 katı olması gerektiğine inanıyor.
Ancak para birimi değer kaybetmeye devam ederken, satın alma gücü nasıl korunabilir?
Ekonomist Mansur Kudeydir, “Hükümet, iyice çalışılmış bir ekonomik politika benimsemeden para biriminin değerini düşürmeyi seçerse bunun, vatandaşların satın alma gücü üzerinde (durumdan kalıcı olarak etkilenecekleri şekilde) korkunç sonuçları olabilir” ifadelerini kullandı.



Cezayir'de sıcaklıkların artması nedeniyle verilen alarm seviyesi kırmızıya yükseltildi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Cezayir'de sıcaklıkların artması nedeniyle verilen alarm seviyesi kırmızıya yükseltildi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Cezayir Meteoroloji Kurumu, mevcut sıcak hava dalgasına ilişkin alarm seviyesini turuncudan kırmızıya yükseltti ve "ülkenin sıcaklığın 48 dereceyi aştığı ağır iklim koşulları yaşadığını" duyurdu.

Kurumdan yapılan yazılı açıklamada, ülke genelinde yüksek sıcak hava dalgasının devam ettiği ve bazı kentlerde sıcaklıkların 48 dereceyi aştığı belirtildi.

Buna bağlı olarak verilen alarm seviyesinin turuncudan kırmızıya yükseltildiğine dikkat çekilen açıklamada, bu durumun, her yılın temmuz ayında olağan sıcaklıklara kıyasla "çok yüksek sıcaklıklarla karakterize edilen ağır hava koşulları" ile ilgili olduğu vurgulandı.

Cezayir Meteoroloji Kurumu'nun sınıflandırmalarına göre turuncu renk, “çok tehlikeli” bir durumun meydana geldiğini veya beklendiğini gösterirken, kırmızı renk, istisnai şiddette “çok tehlikeli” bir durumun meydana geldiğini veya beklendiğini gösteriyor.

Söz konusu kurum tarafından, cumartesi, sahil bölgeleri dahil ülke genelinde gölgede hava sıcaklıklarının 48 dereceye ulaşacağının açıklanması üzerine turuncu alarm verilmişti.

Cezayir Sivil Savunma Başkanlığı da dün ülkenin kuzeyindeki 7 kentte hava sıcaklıklarına bağlı orman yangınları çıktığını, havadan ve karadan söndürme çalışmalarının sürdüğünü duyurmuştu.

Cezayir makamları, haftalardır devam eden sıcak hava dalgasının orman yangınlarına neden olabileceği beklentisiyle yüksek alarm durumunun etkinleştirildiğini duyurmuştu.

Cezayir yaklaşık bir aydır, başkentte 48 derece, diğer bölgelerde ise 50 dereceye ulaşan rekor sıcaklıklara tanık oluyor.