Koronavirüs varyantları pandemi ile mücadeleyi tehdit ediyor

Srinagar’da Kovid-19 hastaları için sahra hastanesi (EPA)
Srinagar’da Kovid-19 hastaları için sahra hastanesi (EPA)
TT

Koronavirüs varyantları pandemi ile mücadeleyi tehdit ediyor

Srinagar’da Kovid-19 hastaları için sahra hastanesi (EPA)
Srinagar’da Kovid-19 hastaları için sahra hastanesi (EPA)

SARS-CoV-2 virüsünün Birleşik Krallık, Güney Afrika, Brezilya ve Hindistan varyantları tüm dünyada gözlemlenmesi sebebiyle birçok soru işaretine yol açtı. Fransız haber ajansı AFP’nin haberine göre, varyantların tehlikeleri ve Kovid-19 salgını için ne anlama geldikleri konusunda bildiklerimiz aşağıda verildi.

Kaç tane varyant var?
Virüslerin yüzlerce hatta binlerce mutasyona uğraması doğal bir durumdur ancak bu mutasyonların küçük bir kısmı virüsün bulaşıcılık ve tehlike seviyelerini değiştirir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) belirttiğine göre, bu aşamada, koronavirüs varyantlarından 3’ü küresel seviyede “endişe verici” olarak tanımlanıyor. Söz konusu 3 varyant İngiltere, Güney Afrika ve Japonya’da tespit edildiler. Japonya’da tespit edilen varyant Brezilya’dan gelen yolcularda tespit edildiği için Brezilya varyantı olarak biliniyor.
WHO’nun 27 Nisan’da yayınladığı güncel bilgilere göre, İngiltere varyantı 139, Güney Afrika varyantı 87 ve Brezilya varyantı ise 54 ülkede yayılmış durumda. Bu varyantlar insandan insana bulaşabilirlikleri ve-veya tehlikelerinin artmış olması sonucu salgının durumunun kötüye gitmesine ve kontrol altına alınmasını zorlaştırmaları sebebiyle ‘endişe verici’ kategorisinde sınıflandırılıyor.
Yerel duruma bağlı olarak ‘endişe verici’ varyantların sayısı her ülkede değişiklik gösterbiliyor. Örneğin, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), ABD'de 3’ü dünya genelinde görülen varyantlardan, ikisi ise Kaliforniya’da ortaya çıkan varyantlar olmak üzere toplam 5 varyantı endişe verici olarak kabul ediyor.
Diğer kategoriyi ise, soruna neden olabilecek genetik özellikleri sebebiyle takip edilmeleri gereken “dikkat gerektiren varyantlar” oluşturuyor. WHO’ya göre Mart ayında dünya genelinde bu kategoride 3 tane bulunuyorken şu anda 7 tane varyant bulunuyor. Salı günü bu kategoriye katılan son varyant, Hindistan’da ortaya çıkan varyant oldu. Söz konusu varyant, ülkede hızla kötüye giden epidemiyolojik durum sebebiyle endişe uyandırıyor. Dikkat gerektiren diğer varyantlar ilk olarak İskoçya, ABD, Brezilya, Fransa (Brittany bölgesinde) ve Filipinler’de keşfedildi.
Son olarak, bu iki ana kategorinin yanı sıra, bilim camiasının gözlemlemek ve değerlendirmek istediği birçok başka mutasyonlarda yayılıyor. Paris’teki Pasteur Enstitüsü’nde Evrimsel Genetik Birimi Başkanı Etienne Simon Loriere bu varyantlarla ilgili olarak şunları söyledi:
“Önümüzdeki haftalar ve aylar, büyük hızla yayılan endişe verici varyantlar kategorisine girip girmediklerini yada çok gürültü çıkarmadan yayılan varyantlar olarak kalmaya devam edip etmeyeceklerini bize gösterecek.”
Durumları ne olursa olsun tüm bu varyantlar soylarına yada ‘türlerine’ göre sınıflandırılıyorlar. Taşıdıkları mutasyonlara bağlı olarak orijinal SARS-CoV-2 virüsün soy ağacında yerlerini alıyorlar.

Varyantlar neden ortaya çıkıyor?
Varyantların kendi kendilerine ortaya çıkması şaşırtıcı değil, doğal bir süreçtir. Virüs hayatta kalabilmek için zaman geçtikçe mutasyonlar kazanır. WHO, SARS-CoV-2 virüsü de dahil olmak üzere tüm virüslerin zaman geçtikçe değiştiğini, bu durum çoğu zaman virüsün halk sağlığı açısından etkisi olmayan varyantların ortaya çıkmasına neden olur.
Her şey yeni varyantların hangi mutasyonları taşıyacağına bağlı olarak gelişiyor. Örneğin, Birleşik Krallık, Güney Afrika ve Brezilya varyantların görülen ve virüsün daha bulaşıcı olmasını sağladığından şüphelenilen N501Y adlı bir mutasyon taşırken, Güney Afrika ve Brezilya varyantları ayrıca, geçmiş bir enfeksiyon veya aşılar yoluyla edinilmiş bağışıklığı zayıflattığından şüphelenilen, E484 olarak adlandırılan başka bir mutasyon daha taşıyor.

Varyantlar daha mı bulaşıcı?
Yukarıda bahsedilen 3 ‘endişe verici’ varyantların hepsinin daha bulaşıcı olduğuna yönelik bir fikir birliği var. Ancak bu görüşler, şu anda sadece epidemiyolojik raporlara dayanıyor. Araştırmacılar, söz konusu varyantların ne kadar hızlı yayıldığını takip ederek ve ne kadar bulaşıcı olduklarına yönelik çıkarım yapıyorlar. Dolayısı ile bu durum, belli bir bölgede uygulanan kısıtlamalara bağlı olarak değişiklik gösterebileceği için kesin rakamlara ulaşılamamasına neden oluyor.
WHO çeşitli araştırmalara binaen, İngiltere varyantının yüzde 36 ila yüzde 75 daha bulaşıcı olduğunu tahmin ediyor. Mart ayının sonlarına doğru yayınlanan bir raporda WHO, Brezilya’da yürütülen ve Brezilya’daki varyantın orijinal virüsten 2,5 kat daha bulaşıcı olabileceği sonucuna ulaşan bir araştırmada alıntı yapmıştı.
Fransız hükümetine danışmanlık yapan bilim kuruluna göre, benzer şüpheler, zaten bilinen iki mutasyonun bir arada görüldüğü Hindistan varyantında da söz konusu oldu. Kurulun pazartesi yayınladığı bir rapora belirttiğine göre, bu özelliğin varyanta daha fazla bulaşabilme imkanı verebilmesin mümkün ancak bunun hala epidemiyolojik düzeyde kanıtlanması gerekiyor.
Hindistan’ın epidemiyolojik durumunun giderek kötüye gitmesinde başka faktörlerde dikkate alınabilir. WHO’ya göre, sağlık önlemlerine dikkat edilmeyerek kültürel etkinlikler, dini bayramlar ve seçimler sırasında çok sayıda insanın bir araya gelmesi Hindistan’ın durumu için kısmen bir açıklama sağlayabilir.
Dünyanın çapında birkaç araştırmacı ekibi, neden daha bulaşıcı olduklarını öğrenmek için ana varyantlarının biyolojik özelliklerini analiz etmeye çalışıyor.
Pasteur Enstitüsü Virüs ve İmmünoloji Birimi Başkanı ve söz konusu ekiplerden birine başkanlık yapan Olivier Schwartz, şunları söyledi:
“Üzerinde çalışılması gereken teoriler var: Viral yükleri daha fazla olabilir yada varyant hücrelere daha kolay girebiliyor ve daha hızlı yayılabiliyor olabilir.”
Ancak bu araştırmalar uzun zaman alır ve sonucunda kesin yanıtlara ulaşılamayabilir.

Daha mı tehlikeliler?
Şimdiye kadar bu soru üzerine yapılan araştırmaların çoğu İngiltere varyantı üzerine yapıldı. 10 Mart’ta yayınlanan bir araştırma, İngiltere varyantının orijinal virüsten yüzde 64 daha ölümcül olduğu sonucuna vardı ve İngiltere yetkililerinin ocak ayında yaptıkları ilk gözlemleri doğruladı.
Ancak Nisan ayı ortalarında, diğer çalışmalar, bu varyantın daha şiddetli Kovid-19 semptomlarına olmadığını gösteren farklı sonuçlara ulaştı, bu araştırmalardan birinde hastanede tedavi gören hastalara odaklanmış olsa da varyantın, enfekte insanlardan arasında daha fazla hastanın hastaneye yatırılmasına yol açıp açmadığını öğrenmemizi sağlamıyor.

Aşılar ne kadar etkili?
Çeşitli laboratuvar çalışmaları ve saha gözlemlerine göre, İngiltere varyantı aşıların etkinliğini büyük bir oranda etkilemiyor.  Diğer yandan, laboratuvar çalışmaları E484K mutasyonu nedeniyle Güney Afrika ve Brezilya varyantlarında aşıların etkinliğinin zayıflayabileceğini gösterdi. Hindistan varyantı da E484Q olarak bilinen yakın bir mutasyon nedeniyle aynı endişelere neden oluyor ancak hala daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyuluyor. 23 Nisan’da yayınlanan bir ön çalışma, Bharat Biotech laboratuvarı tarafından geliştirilen Covaxin aşısının, bu varyanta karşı antikor üretme açısından daha zayıf kaldığı ancak yine de koruma sağladığı sonucuna ulaştı.
Bu durumun diğer varyantlar içinde söz konusu olduğunu belirtmek gerekiyor. Aşılar daha etkili bir hale gelseler de bu aşılamanın tamamen etkisiz olduğu anlamına gelmiyor. Ayrıca, bu laboratuvar çalışmalarında yalnızca antikor üretimine odaklanıldı ancak bağışıklık sisteminin hücresel bölümü olan T ve B hücre aktivasyonu gibi diğer potansiyel bağışıklık türleri değerlendirilmedi.
Her ihtimale karşı aşı üreticiler, varyantlara karşı özel olarak tasarlanmış aşılar üzerinde çalışıyorlar.
Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) mevcut aşılardan daha az etkilenebilecek varyantların ortaya çıkmaya devam etme olasılığın nedeniyle aşılardaki uyarlamaların son derece önemli olduğunu belirtiyor.



Avustralya'da dev kanguru türleri keşfedildi

Kızıl kangurunun iki katı olan Protemnodon viator türünün iskeleti (Flinders Üniversitesi)
Kızıl kangurunun iki katı olan Protemnodon viator türünün iskeleti (Flinders Üniversitesi)
TT

Avustralya'da dev kanguru türleri keşfedildi

Kızıl kangurunun iki katı olan Protemnodon viator türünün iskeleti (Flinders Üniversitesi)
Kızıl kangurunun iki katı olan Protemnodon viator türünün iskeleti (Flinders Üniversitesi)

Bilim insanları Avustralya ve Yeni Gine'de nesli tükenmiş üç dev kanguru türü keşfetti. Sözkonusu keşif, bu keseli hayvanların evrimi ve dağılımı hakkındaki anlayışımızı daha da geliştirdi.

Her üç tür de artık soyu tükenmiş, yaklaşık 5 milyon ila 40 bin yıl önce yaşamış Protemnodon cinsine ait.

Bu türlerden biri, günümüzde yaşayan en büyük kızıl kangurunun yaklaşık iki katı büyüklüğündeydi. Latince "gezgin" anlamına gelen Protemnodon viator diye adlandırılan bu tür, kurak orta Avustralya habitatına iyi uyum sağlamıştı ve yaklaşık 170 kg ağırlığındaydı. Diğer iki türse yaklaşık 50 kg ağırlığındaydı.

Aralarında Flinders Üniversitesi'nden isimlerin de olduğu araştırmacılar bu yeni türleri, 2013, 2018 ve 2019'da Güney Avustralya'daki Callabonna Gölü'nde ortaya çıkarılan tam fosil kanguru iskeletlerine dayanarak tanımladı.

Bu türlerin bodur ve kaslı olduğunu, bugün gördüğümüz boz kangurulara biraz benzediğini buldular. Her biri farklı ortamlarda yaşamaya adapte olmuştu ve hatta farklı şekillerde zıplıyorlardı.

Araştırmacılardan Isaac Kerr, "Protemnodon'un farklı türlerinin Avustralya'nın kurak orta kesimlerinden Tazmanya ve Yeni Gine'nin yüksek yağış alan, ormanlık dağlarına kadar geniş bir habitat yelpazesinde yaşadığı artık biliniyor" dedi.

Araştırmacılar, yeni keşfedilen türlerden Protemnodon mamkurra'nın bazen dört ayak üzerinde yürüdüğünü, bazen de iki ayak üzerinde zıpladığını düşünüyor:

Büyük ama kalın kemikli ve sağlam bir kanguru, muhtemelen epey yavaş hareket ediyordu ve verimsizdi. Sadece nadiren, belki de sadece ürktüğünde zıplamış olabilir.

Mamkurra adı "büyük kanguru" anlamına geliyor ve Güney Avustralya'da yerli Boandik halkının topraklarında bulunan Green Waterhole Mağarası'ndaki yaşlılar tarafından seçildi.

Tüm Protemnodon ve wallaroos gibi yakın akraba hayvanların soyu Avustralya anakarasında yaklaşık 40 bin yıl önce tükendi ancak muhtemelen Yeni Gine ve Tazmanya'da biraz daha uzun süre yaşadılar.

Dr. Kerr, "Yaşayan kangurular zaten olağanüstü hayvanlar, dolayısıyla bu tuhaf dev kanguruların neler yapıyor olabileceğini düşünmek harika" dedi.

Independent Türkçe


Süper yaşlıların sırrı, beyinlerinde saklı çıktı

Önceden pek çok araştırma, yaşlılıktaki demansa bakarken artık hafızası iyi olanlar da daha fazla araştırılıyor (Unsplash)
Önceden pek çok araştırma, yaşlılıktaki demansa bakarken artık hafızası iyi olanlar da daha fazla araştırılıyor (Unsplash)
TT

Süper yaşlıların sırrı, beyinlerinde saklı çıktı

Önceden pek çok araştırma, yaşlılıktaki demansa bakarken artık hafızası iyi olanlar da daha fazla araştırılıyor (Unsplash)
Önceden pek çok araştırma, yaşlılıktaki demansa bakarken artık hafızası iyi olanlar da daha fazla araştırılıyor (Unsplash)

Pek çok kişi, yaşlandıkça bilişsel kapasitesinin çarpıcı ölçüde azalacağını varsayar: Düşünceler karışır, unutkanlık başlar, lisedeki İngilizce öğretmenimizin adını veya manavdan neler aldığımızı hatırlayamayız. Ancak bu, herkes için geçerli değil. 

Son yıllarda bilim insanları "süper yaşlı" diye nitelenen kişileri daha fazla inceliyor. Hafızası 20 ila 30 yaş daha gençlerinki kadar güçlü olan 80 yaş üstü kişilere bu adı veriyorlar.

Pazartesi günü Journal of Neuroscience adlı bilimsel dergide yayımlanan bir makale, süper yaşlıların beyinlerinin sırrını ortaya döktü. Çıkan en önemli sonuç, beyinlerinin yaşıtlarına göre daha az küçülmesi oldu. 

Araştırma, İspanya'da yaşayan 119 kişiyle yapıldı. 64 süper yaşlıyla birlikte 55 tipik sağlıklı yaşlı yetişkin mercek altına alındı. Katılımcıların hafızaları, motor becerileri, sözel yetenekleri incelendi. Beyin taramaları ve kan testleri analiz edildi. Ayrıca yaşamları ve davranışlarıyla ilgili soruları yanıtladılar.

Beyindeki hafızayla ilgili kısımların süper yaşlılarda daha fazla hacim kapladığı bulundu.

Bilişte önemli rol oynayan, beynin ön kısımlarındaki bağlantıların da daha güçlü olduğu görüldü. 

Madrid Politeknik Üniversitesi'nden nörobilimci Dr. Bryan Strange, liderliğini yaptığı araştırmadaki iki grupta da Alzheimer belirtilerinin düşük seviyede kaldığını vurguladı: 

Bilişsel anlamda ve beyin açısından çarpıcı farklılıklar yakaladık ki bu da yaşla alakalı kayba gösterilen dirence dair kanıt sağlıyor.

Süper yaşlılara dair ilk araştırmalardan birinin makalesini 2012'de yayımlayan Şikago Üniversitesi'nden Emily Rogalski de süper yaşlıların beyinlerinin 50-60 yaşındakiler gibi olduğunu ve daha yavaş küçüldüğünü ortaya koymuştu.  

Rogalski, toplumun ne kadarının süper yaşlı olabileceği konusunda tahmin yürütürken bu oranın "kesinlikle yüzde 10'dan çok daha az" olduğunu söylüyor. 

Dr. Strange de bir süper yaşlıyı ilk bakışta tanımanın mümkün olduğunu savunuyor: 

Bir hayli enerjik insanlardır. Hevesli ve yeni fikirlere açıklardır.

5 yıl boyunca devam eden araştırmaya dair geçen sene de bir makale yayımlanmıştı. O dönemde Strange şöyle konuşmuştu:

Süper yaşlıların bahçecilik veya merdiven çıkma gibi fiziksel açıdan daha zorlu aktiviteleri yapması mümkün. Beyinlerinin daha sağlıklı olması muhtemelen daha hızlı hareket etmelerini sağlıyor.

Nasıl süper yaşlı olunur?

Uzmanlar, bu soruya net yanıt veremese de İspanya'daki araştırma sağlık ve yaşam tarzlarına dair ipuçları sunuyor. 

Süper yaşlıların tansiyon ve glikoz metabolizması gibi açılardan daha iyi fiziksel sağlığa sahip olduğu görüldü. Halihazırda yaşıtlarından daha çok egzersiz yapmasalar da orta yaşlarda daha aktif yaşamlar sürdükleri tespit edildi. Akıl sağlıklarının da daha iyi olduğu saptandı.

Diğer yandan Dr. Strange benzerliklerin farklılıklardan daha fazla olduğunu söylüyor. Örneğin beslenme, uyku düzeni, mesleki geçmiş ve alkolle sigara kullanımı gibi alanlarda süper yaşlılarla normal yaşlıların aynı olduğunu belirtiyor. 

Dr. Rogalski'nin araştırmasında yer alan isimlerden Tessa Harrison, kendilerinin ABD'nin Şikago kentinde yürüttükleri çalışmada da böyle bir emare göremediklerini söylüyor:

'Süper yaşlılar günde 6 domates yiyor' gibi bir şeyi idealar dünyasında bulabilirsiniz. Beyinlerinde henüz anlayamadığımız, moleküler seviyede bir direnç mekanizması ya da şansa dayalı bir çeşit yatkınlık olabilir ama biz daha bunu bulamadık.

Sinirbilimci Rogalski ise güçlü sosyal ilişkilerin etkisi olabileceğini ifade ediyor. 

Tıp dünyası "Nasıl süper yaşlı olunur?" sorusuna net bir yanıt sunamasa da sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite ve yeterli uykunun da beyin sağlığında rol oynadığı biliniyor.

Independent Türkçe, New York Times, Science Alert


Cadı avı tehlikesi: Baby Reindeer hayranlarına uyarı

Baby Reindeer, 11 Nisan'da gösterime girer girmez yayın platformu için büyük bir hit oldu (Netflix)
Baby Reindeer, 11 Nisan'da gösterime girer girmez yayın platformu için büyük bir hit oldu (Netflix)
TT

Cadı avı tehlikesi: Baby Reindeer hayranlarına uyarı

Baby Reindeer, 11 Nisan'da gösterime girer girmez yayın platformu için büyük bir hit oldu (Netflix)
Baby Reindeer, 11 Nisan'da gösterime girer girmez yayın platformu için büyük bir hit oldu (Netflix)

Uzmanlar, Netflix'in yeni dizisi Baby Reindeer'daki Darrien karakterinin "gerçek" yüzünü ortaya çıkarmaya çalışan internet hafiyelerine uyarıda bulundu.

Polis harekete geçti

Yazar ve aktör Richard Gadd'ın gerçek hayattaki tacizcisi için internette başlatılan cadı avı, polisin harekete geçmesine neden oldu ve yıldız, gerçek suç fanatiklerini buna bir son vermeye çağırdı.

Aktör Tom Goodman-Hill tarafından canlandırılan Darrien, dizide Gadd'ın oynadığı Donny'ye cinsel saldırıda bulunan başarılı ve güçlü bir senarist olarak tanımlanıyor.

Baby Reindeer, Gadd'ın gerçek yaşamında karşılaştığı ısrarlı takip ve cinsel taciz gibi olaylara dayanıyor.

Hukuk uzmanları, insanları cinsel saldırı gibi ağır suçlarla haksız yere suçlamanın nasıl ciddi sonuçlar doğurabileceğini açıkladı.

"Hakaret davasıyla sonuçlanabilir"

Londra'daki avukatlık bürosu Vardags'ın ortağı Alexandra McCready, Daily Mail'a yaptığı açıklamada şunları söyledi: 

İnternette dedektifliğin kötü sonuçlanmasının riskleri avukatlarca iyi bilinmektedir. Sosyal medya aracılığıyla bile olsa, bir kişinin taciz ya da cinsel saldırı gibi suçları işlediğine dair spekülasyon yapmak, bu iddiayı destekleyecek hiçbir kanıt yoksa ve hedefin tamamen masum olduğu ortaya çıkarsa, yasal olarak hakaret davasıyla sonuçlanabilir.

Ödüllü senariste suçlama

McCready, sözlerini şöyle sürdürdü: 

Eğer bu çevrimiçi spekülasyonlar ilgili kişiye yönelik tehdit ve tacizlere dönüşürse, Sean Foley'nin yakın zamanda hedef alınmasında olduğu gibi, bu durum cezai bir mesele haline gelebilir.

Bazı sosyal medya dedektifleri, Darrien karakterinin 59 yaşındaki çifte Olivier Ödülü sahibi senarist Sean Foley'ye dayandığını iddia etmişti. Foley, kendisi hakkında öne sürülen asılsız iddialar nedeniyle polisle irtibata geçtiğini açıklamıştı.

"Hassas dengenin farkına varın"

Howells Avukatlık Bürosu yetkililerinden Mark Woloshak da Britanya merkezli gazete Mirror'a şunları söyledi: 

Bir davada yer alan kişileri aramak ve potansiyel olarak isimlerini vermek, özellikle de yanlış kişi oldukları ortaya çıkarsa, önemli yasal ve etik sonuçlar doğurur. Gerçek olayların anlatıldığı Baby Reindeer örneğinde, program yapımcılarının hikaye anlatımıyla gerçek dünyadaki sonuçlar arasında kurmaya çalıştıkları hassas dengenin farkına varmak önemlidir.

Independent Türkçe, Daily Mail, Mirror


Bridgerton'ın yaratıcısından gişe rekortmeni filme eleştiri

Barbie, küresel gişede yaklaşık 1,4 milyar dolar hasılat elde etti (Warner Bros)
Barbie, küresel gişede yaklaşık 1,4 milyar dolar hasılat elde etti (Warner Bros)
TT

Bridgerton'ın yaratıcısından gişe rekortmeni filme eleştiri

Barbie, küresel gişede yaklaşık 1,4 milyar dolar hasılat elde etti (Warner Bros)
Barbie, küresel gişede yaklaşık 1,4 milyar dolar hasılat elde etti (Warner Bros)

Bridgerton'ın yaratıcısı Shonda Rhimes, geçen yılın gişe canavarı Barbie'yle ilgili konuştu ve verdiği yeni röportajda, insanların filmi "olduğundan çok daha fazlası yapmaya çalıştığını" söyledi. 

Önce "Yorum yok" dedi sonra içini döktü

Netflix'in popüler dizisi Bridgerton'ın 16 Mayıs'taki üçüncü sezon prömiyerine hazırlanan 54 yaşındaki Rhimes'a, Margot Robbie ve Ryan Gosling'in başrollerini paylaştığı filmle ilgili düşünceleri soruldu.

Ünlü senarist önce "Yorum yok" dedi, ardından da filmin "feminist manifestosu"yla ilgili içini döktü.

Rhimes, Variety'ye verdiği röportajda şunları söyledi: 

Tamam, işte bunu söyleyeceğim. Eğer bir Barbie filmi bekliyorsanız, bence harikaydı.

"Filme yükledikleri ağırlık çok ilginç"

Barbie'yi evde izlediğini anlatan sinemacı, sözlerini şöyle sürdürdü:

Ama bence pek çok insan çok daha fazlasını bekliyordu ve sonra da filmi olduğundan çok daha fazlası yapmaya çalıştı. Filmde yanlış bir şey yoktu, bence son derece keyifliydi. Ancak insanların Barbie hakkındaki bir filme yükledikleri ağırlık bana çok ilginç geldi.

Gosling'in seslendirdiği I'm Just Ken adlı şarkıya da değinen Rhimes, açıklamasıma şöyle devam etti:

I'm Just Ken'i evimde her gün duyuyorum çünkü çocuklarımdan biri sürekli söylüyor. Ama evet, bence insanlar bunun bir tür feminist manifesto olmasını istedi ama öyle olması gerekmiyordu.

Greta Gerwig, Oscar yarışına dahil edilmemişti 

Filmin yazarı ve yönetmeni Greta Gerwig'in Oscar'da En İyi Yönetmen kategorisinde yer almaması ve başrol oyuncusu Margot Robbie'nin oyunculuk dalında aday gösterilmemesi, bazı hayranlar ve eleştirmenler tarafından mevcut ataerkilliğin bir göstergesi olarak kabul edilmişti.

Rhimes sinemaseverlere Barbie'nin sadece oyuncak bir bebek hakkındaki bir film olduğunu, dünya çapında feminizmin durumunu anlatmadığını söyledi.

Rhimes Barbie hakkında konuşan tek sinemacı değil. Ünlü yönetmen Oliver Stone, filmi izlemeden önce Barbie'nin "Hollywood'u çocuksulaştırdığını" öne sürmüştü.

Müfreze (Platoon) ve Katil Doğanlar'ın (Natural Born Killers) yönetmeni, Oscar adayı Ryan Gosling'in daha ciddi yapımlar yerine Barbie gibi filmlerde rol alarak "zamanını boşa harcadığını" ileri sürmüş ve aktörü eleştirmişti. 

Stone daha sonra filmi izlediğini ve özgünlüğünden ötürü takdir ettiğini söyleyerek önceki yorumları nedeniyle özür dilemişti.

Independent Türkçe, Daily Mail, Variety, IndieWire


Oscarlı yıldız hayatındaki "dönüm noktasını" açıkladı

Anne Hathaway, Sefiller'le (Les Miserables) kazandığı Oscar sonrasında kamuoyu kendisine cephe aldığında kariyerini Christopher Nolan'ın kurtardığını söylemişti (Reuters)
Anne Hathaway, Sefiller'le (Les Miserables) kazandığı Oscar sonrasında kamuoyu kendisine cephe aldığında kariyerini Christopher Nolan'ın kurtardığını söylemişti (Reuters)
TT

Oscarlı yıldız hayatındaki "dönüm noktasını" açıkladı

Anne Hathaway, Sefiller'le (Les Miserables) kazandığı Oscar sonrasında kamuoyu kendisine cephe aldığında kariyerini Christopher Nolan'ın kurtardığını söylemişti (Reuters)
Anne Hathaway, Sefiller'le (Les Miserables) kazandığı Oscar sonrasında kamuoyu kendisine cephe aldığında kariyerini Christopher Nolan'ın kurtardığını söylemişti (Reuters)

2018'de yaşadığı akşamdan kalmalık sonrasında içkiye ilgisini kaybeden Anne Hathaway yeni röportajında da 5 yıldır bir damla içki içmediğini açıkladı.

Hathaway alkolü bırakma kararını 2019'da Ellen DeGeneres Show'a katıldığında kamuoyuyla ilk kez paylaşırken küçük oğluyla arasına engel koymamak istediğini vurgulamıştı.

New York Times'a verdiği yeni röportajda Hathaway, sağlığı ve 40'lı yaşlarda olmasıyla ilgili düşüncelerini dile getirdi.

"Dönüm noktası olarak tanımladığım pek çok başka şey var" diyerek söze başlayan aktris, şöyle dedi:

Normalde bunun hakkında konuşmam ama 5 yılı aşkın bir süredir içki içmiyorum. Bu bana bir dönüm noktası gibi geliyor. 40 yaş bir hediye gibi. İşin aslı, bazı şeyleri 'orta yaşla' özdeşleştirmekte tereddüt ediyorum çünkü anlamlara dair çok titiz olabiliyorum. Mesela bugün bana bir araba çarpabilir. Bunun orta yaş olup olmadığını bilmiyoruz. Hiçbir şey bilmiyoruz.

Meşhur seriye üçüncü film geliyor

41 yaşındaki oyuncu geniş kapsamlı röportajda, kendisini dünyaya tanıtan Acemi Prenses'in (The Princess Diaries) üçüncü bölümünün halen çekilebileceğini de söyledi.

Kendisine "Acemi Prenses 3'le ilgili bir şeyler hazırlanıyor mu?" diye sorulduğunda Hathaway, basitçe "Evet" yanıtını verdi.

Bundan önce Hathaway, üçüncü bölümün sözkonusu olmadığını ve bu filmlerin geçmişte kaldığını söylemişti.

Hathaway'in yeni filmi Sen İhtimali (The Idea of You) 2 Mayıs'ta Amazon Prime Video'da gösterime giriyor. Romantik filmde Hathaway, kendisinden çok daha genç ve ünlü bir adama aşık olan boşanmış anne Solène'i canlandırıyor.

Robinne Lee'nin 2017 tarihli aynı adlı aşk romanının bir uyarlaması olan filmin yönetmen koltuğunda Michael Showalter oturuyor.

Sen İhtimali'nde dünyaca ünlü genç pop yıldızı rolündeki 29 yaşındaki Britanyalı aktör Nicholas Galitzine, Hathaway'e eşlik ediyor.

Independent Türkçe, CNN, New York Times


Geçen haftanın en çok kazanan filmi, Güney Kore aksiyonu oldu

Film, 74. Berlin Uluslararası Film Festivali 'nde "Berlinale Özel Gala" bölümüne seçilmiş ve 23 Şubat'ta gösterilmişti (ABO Entertainment)
Film, 74. Berlin Uluslararası Film Festivali 'nde "Berlinale Özel Gala" bölümüne seçilmiş ve 23 Şubat'ta gösterilmişti (ABO Entertainment)
TT

Geçen haftanın en çok kazanan filmi, Güney Kore aksiyonu oldu

Film, 74. Berlin Uluslararası Film Festivali 'nde "Berlinale Özel Gala" bölümüne seçilmiş ve 23 Şubat'ta gösterilmişti (ABO Entertainment)
Film, 74. Berlin Uluslararası Film Festivali 'nde "Berlinale Özel Gala" bölümüne seçilmiş ve 23 Şubat'ta gösterilmişti (ABO Entertainment)

Don Lee'nin başrolünü oynadığı aksiyon serisinin 4. filmi olan The Roundup: Punishment, cuma ve pazar günleri arasında 20,9 milyon dolar kazanarak ve Güney Kore gişelerinde tüm rakiplerini geride bıraktı.

Kuzey Amerika'da bu hafta sonu gişede 15 milyon dolarla başı çeken Rekabet (Challengers), Kore'de yüzde 0,5 pazar payıyla 4. sırada yer alabildi.

Küresel sinema veri servisi Comscore, Punishment'ın elde ettiği 24,4 milyon dolarlık hasılatla dünya çapında en çok kazanan film olduğunu açıkladı.

Suç ve aksiyon türündeki film, dünya çapında 24 milyon dolar kazanan Rekabet'in çok az farkla önünde yer aldı.

Film 4,92 milyon dolar elde ettiği çarşamba günü gösterime girdi. Bunu 3,25 milyon dolarlık perşembe hasılatı izledi. 

24 salondan 770 bin dolar

Dev ekran sistemleri sağlayıcısı Imax, Punishment'ın Kore'de sadece 24 salondan 770 bin dolar kazandığını bildirdi.

Sert bir polisin uyuşturucu, kripto para birimleri ve çevrimiçi kumarla uğraşan gangsterlerin peşine düşmesini anlatan Güney Kore yapımı filmin yönetmeni Heo Myeong-haeng.

Aksiyon sinemasının tanınan ismi Don Lee'nin yumruklarını konuşturmaktan çekinmeyen polis memurunu canlandırdığı filmde, Kim Moo-yeol ve Lee Dong-hwi de acımasız suçluları oynuyor.

Seri 8 filme uzayacak

Punishment, 2017'de The Outlaws'la başlayan, 2022'de Kuralsızlar (The Roundup) ve 2023'te Haydutlar: Çıkış Yok'la (The Roundup: No Way Out) devam eden serinin son halkası.

Ma Dong-seok adını da kullanan Lee, aynı zamanda serinin yapımcılığını da üstleniyor.

Lee, daha önce Variety'ye verdiği röportajda serinin 8 filme çıkmasının planlandığını söylemişti.

ABD'de 3 Mayıs'ta sinemaseverlerle buluşacak olan filmin Türkiye'de vizyona girmesi beklenmiyor. 

Independent Türkçe, Variety, Screen Daily


Meşhur suç serisine yeni halka eklenecek mi?

Başrolleri Benicio Del Toro, Emily Blunt ve Josh Brolin'in paylaştığı Sicario gişede 85 milyon dolar hasılat yapmıştı (Lionsgate Films)
Başrolleri Benicio Del Toro, Emily Blunt ve Josh Brolin'in paylaştığı Sicario gişede 85 milyon dolar hasılat yapmıştı (Lionsgate Films)
TT

Meşhur suç serisine yeni halka eklenecek mi?

Başrolleri Benicio Del Toro, Emily Blunt ve Josh Brolin'in paylaştığı Sicario gişede 85 milyon dolar hasılat yapmıştı (Lionsgate Films)
Başrolleri Benicio Del Toro, Emily Blunt ve Josh Brolin'in paylaştığı Sicario gişede 85 milyon dolar hasılat yapmıştı (Lionsgate Films)

Ünlü oyuncu Josh Brolin, merakla beklenen suç ve aksiyon serisi Sicario'nun üçüncü filmiyle ilgili kafa karıştıran bir açıklama yaptı.

2015'te gösterime giren Sicario'nun senaryosunu Taylor Sheridan kaleme almıştı. 

Üçüncü film 6 yıldır gelmedi

Şimdilerde Dune serisinin başarısıyla adından söz ettiren Denis Villeneuve tarafından yönetilen film, FBI Ajanı Kate Macer'ın ABD-Meksika sınırında kanun dışı faaliyet gösteren bir görev gücüne katılmasını konu alıyordu.

Büyük beğeni toplayan ve Oscar adaylıkları elde eden filmin devamı niteliğindeki Sicario 2: Askerin Günü (Sicario: Day of the Soldado) 2018'de gösterime girdi. O zamandan beri üçüncü filmin çekileceği konuşulsa da aradan geçen 6 yılda bu henüz gerçekleşmedi.

Her iki filmde de CIA görevlisi Matt Graver'ı canlandıran Brolin, The Playlist'e verdiği röportajda, Sicario 3'le ilgili yeni bir güncelleme paylaştı. 

56 yaşındaki aktöre göre film "yaklaşıyor" ancak her iki yapımın da senaryosunu kaleme alan Taylor Sheridan'ın projeye katılımı belirsizliğini koruyor.

"İzin vermeyeceğiz"

"Yaklaşıyoruz" diyen Brolin, sözlerine şöyle devam etti:

Filmin çekilmesine çok odaklanmış durumdalar ama biz bu kadar para harcamak isteyecek kadar ilginç bir hikaye ortaya çıkana kadar bunun olmasına izin vermeyeceğiz.

Görevimiz Tehlike (Mission Impossible) serisinin son üç filminin yönetmeni Chris McQuarrie'nin projeden ayrıldığını anlatan aktör ekledi:

Taylor Sheridan'ı da bilmiyorum. Onu çok iyi tanıyorum ama filmde olup olmadığını bilmiyorum.

Independent Türkçe, The Playlist, ScreenRant


Ünlü oyuncu kült filmin senaryosunu parçaladığını itiraf etti

Kubrick'in son filmi olan 1999 yapımı Gözleri Tamamen Kapalı, Arthur Schnitzler'in Rüya Romanı (Dream Story) eserinden uyarlanmıştı (Warner Bros)
Kubrick'in son filmi olan 1999 yapımı Gözleri Tamamen Kapalı, Arthur Schnitzler'in Rüya Romanı (Dream Story) eserinden uyarlanmıştı (Warner Bros)
TT

Ünlü oyuncu kült filmin senaryosunu parçaladığını itiraf etti

Kubrick'in son filmi olan 1999 yapımı Gözleri Tamamen Kapalı, Arthur Schnitzler'in Rüya Romanı (Dream Story) eserinden uyarlanmıştı (Warner Bros)
Kubrick'in son filmi olan 1999 yapımı Gözleri Tamamen Kapalı, Arthur Schnitzler'in Rüya Romanı (Dream Story) eserinden uyarlanmıştı (Warner Bros)

Ünlü oyuncu Nicole Kidman, oynadığı karakterlerin stresini beraberinde eve götürmemek için Gözleri Tamamen Kapalı (Eyes Wide Shut) da dahil olmak üzere tüm senaryolarını parçaladığını itiraf etti.

"Yük gibi geliyor"

Amerikan Film Enstitüsü (AFI) Yaşam Boyu Başarı Ödülü galası öncesinde Los Angeles Times'a konuşan Kidman, "Yük gibi geliyor" diyerek ekledi:

Hepsi tavan arasında ya da bodrumda duracak. Ben seyahat eden bir oyuncuyum ve bir bavulla yaşayabilirim. Hayata bu şekilde yaklaşıyorum çünkü her zaman her şeyi bir bavula koyup yoluma devam etmek zorunda kaldım.

Anın içinde olmak Kidman'ın büyüsünün bir parçası ve Doğum (Birth) filminde birlikte çalıştığı yönetmen Jonathan Glazer, bunu gayet iyi biliyor.

59 yaşındaki Glazer da Los Angeles Times'a konuştu ve Kidman'la birlikte çalışmanın nasıl bir deneyim olduğunu anlattı.

İlgi Alanı'yla (The Zone Of Interest) Oscar kazanan yönetmen, "Bazen üç ya da dört sayfalık diyalog, ertesi gün çekilmek üzere gece yarısı Kidman'ın evine gönderilirdi. Önceden hazırlananlardan tamamen farklıydı" diyerek ekledi:

Sabah gelirdi, hiç geç kalmazdı, yeni replikleri mükemmel bir şekilde bilirdi ve asla şikayet etmezdi.

"Harika yazıları öğrenmek kolaydır"

Kidman bu deneyimle ilgili şunları ekledi: 

Jonathan'la çalışırken o sayfaları gece geç saatlerde alırdım ve bu muhteşemdi çünkü yazı çok iyiydi. Harika yazıları öğrenmek kolaydır. Bu asla bir sorun değildir. O kadar iyi olmadığında, o zaman başka bir hikaye.

56 yaşındaki Kidman'a göre, Kubrick'le çalışma süreciyse pek de şaşırtıcı olmayan bir şekilde daha fazla esneklik gerektiriyordu. 

"Yeniden yazardı"

Kidman, usta yönetmenle mesaisini şöyle anlattı: 

Stanley, çekimlerine 6 hafta harcadığımız sahneleri yeniden yazardı. Siz de 'Tamam. Harika. Peki bu sefer nasıl hayal ediyorsun?' diyordunuz.

Röportajda babasının ölümü ve ölümden sonraki yaşama olan inancından da bahseden Kidman, "Fikirlere açığım ve değişip dönüşüyorum ve büyüyorum" dedi.

Independent Türkçe, IndieWire, Los Angeles Times


Facebook'ta dolaşan tuhaf görseller endişe veriyor

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Facebook'ta dolaşan tuhaf görseller endişe veriyor

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Uzmanlar ve kullanıcılar, Facebook ve diğer sosyal ağlarda yayılan ve yapay zeka tarafından üretilmiş gibi görünen görsellerin giderek artması hakkında uyarıda bulundu.

Sorun, artık birçok grubun belirli bir duyguyu uyandırmayı amaçlayan görsellerle dolmasıyla alakalı: Örneğin, pastalı büyükannelerin veya rahat kulübelerin özellikle yürekleri ısıtan görüntüleri. Bazılarıysa daha sıradışı, örneğin kabuklu deniz canlılarından yapılmış bir İsa resmi gibi.

Problem öyle büyüdü ki Stanford İnternet Gözlemevi ve Georgetown Üniversitesi Güvenlik ve Gelişen Teknoloji Merkezi'nden bir grup araştırmacı, özellikle yüksek miktarda yapay zeka üretimi içeriğe sahip 100'den fazla Facebook sayfası üzerinde bir inceleme başlattı.

Henüz hakem değerlendirmesinden geçmemiş, "How Spammers and Scammers Leverage AI-Generated Images on Facebook for Audience Growth" (Spamcılar ve Dolandırıcılar Facebook'ta Kitle Büyütmek İçin Yapay Zeka Tarafından Oluşturulan Görsellerden Nasıl Yararlanıyor) başlıklı yeni makalelerinde, sorunun sosyal ağlarda takipçi sayılarını artırmak isteyen kişilerden kaynaklandığını savunuyorlar.

Yazarlar, "DALL-E ve Midjourney gibi yapay zeka görsel üreticilerinin riskleri hakkındaki araştırma ve söylemlerin çoğu, bunların siyasi söylemlere yanlış bilgi sıkıştırmak için kullanılıp kullanılamayacağına odaklanıyor" diye yazıyor. 

Görünüşe göre ideolojiyle değil, kâr veya nüfuzla motive olan spamcılar ve dolandırıcıların, Facebook'ta önemli ölçüde ilgi çekmek için yapay zeka üretimi görselleri halihazırda kullandığını ortaya koyuyoruz.

The Independent, bu ay düzenlenen bir yapay zeka etkinliğinde, orijinal haber akışını oluşturan ve Meta'nın baş ürün sorumlusu görevini yürüten Chris Cox'a bu tür sahte görsellerin artışını sormuştu.

Cox, "Etiketlemenin kesinlikle kritik olduğunu" söylemişti. Örneğin, bir akıştaki her gönderinin, ister Meta'nın kendi yapay zeka sistemlerinden biri ister Midjourney gibi diğer şirketlerin sistemleri kullanılmış olsun, yapay zeka tarafından oluşturulduğunu belirten bir mesaj içermesini gerektiren yeni kurallara dikkat çekmişti:

Buradaki hayati nokta: Her aşamada kullanıcı deneyimi. Kimsenin yaşadığı deneyime şaşırmadığından emin olmak ve gördüğümüzde yapay zekaları etiketleyen basit kullanıcı deneyimi araçlarına bel bağlamak. Ne olursa olsun, akışlardaki yapay zeka üretimi içerik miktarı hâlâ çok az.

Ancak yeni makale, şimdilik bu gruplardan en azından bazılarının etiketlenmemiş görseller paylaştığına işaret ediyor. Bu etiketsiz görseller, grupları takip etmeyen ya da yapay zeka tarafından üretildiklerinin farkında olmayanlara bile görünebiliyor, yani insanların bunları gerçek resimlerle karıştırmasına yol açabiliyor.

Böyle bir durumda, bu görseller genellikle bir dizi destekleyici yorum alıyor. Ancak bu yorumların ne kadarının kısmen ya da tamamen yapay zeka araçları kullanılarak yazıldığı belli değil.

Bu durum bazılarının "ölü internet" korkusu duymasına yol açıyor. Bu, internetin yakında hem içerik yaratan hem de içeriğe tepki veren otomatik sistemlerle dolacağı ve böylece birçok internet sitesini insan kullanıcılara karşı giderek daha düşmanca hale getireceği fikri.

Independent Türkçe


Ünlü oyun geliştiricisinden gişeyi sarsan bilimkurguya övgü

Yeni İmparatorluk, eleştiri derleme sitesi Rotten Romatoes'daki 229 yoruma göre 100 üzerinden 54 puan alabildi (Warner Bros)
Yeni İmparatorluk, eleştiri derleme sitesi Rotten Romatoes'daki 229 yoruma göre 100 üzerinden 54 puan alabildi (Warner Bros)
TT

Ünlü oyun geliştiricisinden gişeyi sarsan bilimkurguya övgü

Yeni İmparatorluk, eleştiri derleme sitesi Rotten Romatoes'daki 229 yoruma göre 100 üzerinden 54 puan alabildi (Warner Bros)
Yeni İmparatorluk, eleştiri derleme sitesi Rotten Romatoes'daki 229 yoruma göre 100 üzerinden 54 puan alabildi (Warner Bros)

Başarılı video oyunu geliştiricisi Hideo Kojima, Godzilla ve Kong: Yeni İmparatorluk (Godzilla x Kong: The New Empire) hakkındaki düşüncelerini paylaştı.

Yönetmen koltuğunda Adam Wingard'ın oturduğu yeni bilimkurgu; Godzilla, King Kong ve diğer canavar karakterleri içeren MonsterVerse sinematik evreninin son filmi.

Eleştirmenlerin kötü yorumları ters tepti

Yeni İmparatorluk'ta Kong ve Godzilla, ölümcül yeni bir tehlikeye karşı savaşmak için bir kez daha güçlerini birleştiriyor. 

Godzilla ve Kong: Yeni İmparatorluk, eleştirmenler tarafından yerden yere vurulmasına rağmen gösterime girdiği ilk hafta sonunda sadece Kuzey Amerika'da 80 milyon dolar hasılat elde etti. 

Filmin hasılatı, gösterimde kaldığı süre boyunca 500 milyon doları aşmayı başardı.

Aksiyon dolu bilimkurgu, küresel gişede 519 milyon dolar kazanarak 2024'te şu ana kadar en çok hasılat yapan ikinci film oldu.

Yeni İmparatorluk, ticari olarak etkileyici bir başarı elde ederken, Death Stranding ve Metal Gear Solid gibi popüler oyunları geliştiren Kojima, kişisel Twitter hesabı üzerinden filmle ilgili düşüncelerini paylaştı.

Aksiyon ve dramaya övgü

Kaiju filmleriyle (genellikle kalabalık şehirleri hedef alan güçlü ve tehlikeli canavarların işlendiği film türü) ilgili kendi çocukluk deneyimlerine değinen Kojima, Yeni İmparatorluk'un Godzilla ve Kong arasında tomurcuklanan bağı başarıyla yansıttığının altını çizdi. 

Kojima ayrıca, filme adını veren canavarlar arasındaki aksiyon dolu sahnelerle dramayı da övdü. Kojima, Godzilla'nın köklerinin Japonya'nın meşhur stüdyosu Toho'ya dayandığını hatırlattı.

"Gerçek bir canavar filmi"

"Toho'dan ödünç alınan bir şeyi bu kadar ileri götürebiliyorsanız, işte bu etkileyici" diyen 60 yaşındaki Hideo Kojima, sözlerini şöyle sürdürdü:

Pek çok Godzilla filmi, 1954 yapımı Godzilla'nın büyüsünden kurtulamazken, bu film canavar aksiyonunu, canavar savaşlarını, büyümelerini ve dramlarını çok fazla insan dramı olmadan tasvir eden gerçek bir canavar filmi. Yakuza filmlerinde rakiplerin güçlü bir düşman karşısında bir süreliğine güçlerini birleştirmesi tipiktir ancak bu filmdeki dostluk ipuçları çok dokunaklı. Bir anlamda 'çizgiyi aştığı' yalan değil. Tonu, filmin başında diş ağrısı çeken Kong'u izleyerek anlaşılabilir.

Terry Rossio, Simon Barrett ve Jeremy Slater'ın yazdığı Yeni İmparatorluk'un başrollerinde Rebecca Hall, Brian Tyree Henry, Dan Stevens, Kaylee Hottle, Alex Ferns ve Fala Chen yer alıyor. 

Godzilla ve Kong: Yeni İmparatorluk, Türkiye'de 5 Nisan'da gösterime girdi.

Independent Türkçe, ScreenRant, FandomWire