175 metre yüksekliğinde: Dünyanın en uzun asma yaya köprüsü açıldı

Köprünün yürürken sallanması bazı kişilerin telaşlanmasına yol açtı (Reuters)
Köprünün yürürken sallanması bazı kişilerin telaşlanmasına yol açtı (Reuters)
TT

175 metre yüksekliğinde: Dünyanın en uzun asma yaya köprüsü açıldı

Köprünün yürürken sallanması bazı kişilerin telaşlanmasına yol açtı (Reuters)
Köprünün yürürken sallanması bazı kişilerin telaşlanmasına yol açtı (Reuters)

Dünyanın en uzun asma yaya köprüsü Portekiz'de açıldı.
Arouca bölgesinde inşa edilen 516 Aurouca adlı köprü, Paiva nehrinin yer aldığı vadiye kuruldu.
Vadinin her iki tarafında V şeklinde beton yapılara tutturulan asma köprü, 516 metre uzunluğunda ve 175 metre yüksekliğinde.
Pazar günü düzenlenmesi planlanan resmi açılış töreninden önce perşembe günü bölge sakinlerine köprüyü kullanma fırsatı verildi.
Köprüden ilk geçen kişiyse 42 yaşındaki Hugo Xavier oldu.
"Biraz korktum ama kesinlikle değdi" diyen Xavier, köprüden geçişini "Olağanüstü ve eşsiz bir deneyimdi, adrenalin patlaması yaşadım" ifadeleriyle anlattı.
2,8 milyon dolar harcanan köprünün inşaatı yaklaşık iki yıl sürdü. Yetkililer, yeni köprüyle pandemiden epey olumsuz etkilenen bölgeye ziyaretçi ve turist çekebilmeyi umuyor.
"Aşmamız gereken birçok zorluk çıktı ama başardık" ifadelerini kullanan Arouca Belediye Başkanı Margarida Belem, "Dünyada buna benzer başka bir köprü yok" dedi.
Arouca 516'dan önce dünyanın en uzun asma yaya köprüsü rekoru, İsviçre Alpleri'nde yer alan Randa bölgesinde 2017'de açılan Charles Kuonen Köprüsü'ne aitti.
Köprü pazartesi günü turistlerin ziyaretine açılacak.

 


Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, yediklerimizin hayatımızın ilerleyen dönemlerinde yakalanacağımız kronik hastalıkların miktarını belirleyebileceği konusunda uyarıyor.

Araştırma sebze-meyve, balık ve doymamış yağlar bakımından zengin Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme düzeninin yaşlılarda demans da dahil olmak üzere kronik hastalıkların gelişimini yavaşlatabileceğini ortaya koydu. İşlenmiş et ve şeker açısından zengin, iltihabı artıran diyetlerse bu süreci hızlandırabilir.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar, 4 diyetin yaşlılardaki kronik hastalıklar üzerindeki etkilerini inceledi.

İncelenen diyetlerden üçü sağlıklı ve sebze, meyve, tam tahıl, kuruyemiş, baklagiller ve doymamış yağların alımına; şekerli yiyecekler, kırmızı et, işlenmiş et ve tereyağı/margarin tüketimininse azaltılmasına odaklanıyor.

Diğer yandan dördüncü diyet iltihaplanmaya yol açıyor ve daha az sebze, çay ve kahve; daha çok kırmızı ve işlenmiş et, rafine tahıllar ve şekerli içecek tüketimini içeriyor.

Araştırmacılar İsveç'teki 60 yaş ve üstü 2400 yetişkinin beslenmelerini 15 yıl boyunca izleyip kronik hastalıklarını takip etti.

Alınan besinleri, gıda sıklığı anketleri ve şu 4 diyet örüntüsüne bağlılıkla ölçtü: Ampirik Diyet İnflamatuar İndeksi (EDII), AHEI, Alternatif Akdeniz Diyeti (AMED) ve MIND (Nörodejeneratif Gecikme için Akdeniz - Dash Müdahalesi).

Multimorbidite, kronik hastalıkların sayısıyla tanımlanıp organ sistemlerine göre (kas-iskelet, kardiyovasküler ve nöropsikiyatrik) gruplandırıldı.

Nature Aging adlı bilimsel dergide yayımlanan sonuçlar, sağlıklı diyetleri benimseyenlerde kronik hastalıkların daha yavaş geliştiğini ortaya koydu.

Örneğin, başta AMED, AHEI ve MIND olmak üzere sağlıklı beslenme örüntülerine uzun süreli bağlılık, yaşlılarda kronik hastalıkların daha yavaş gelişmesiyle bağlantılı çıktı.

Bu, kardiyovasküler hastalıklar ve demans için geçerli olsa da kas ve kemiklerle ilgili hastalıklarda böyle bir bağlantı görülmedi.

Ancak iltihaplanma oluşturan diyeti benimseyenlerde kronik hastalık riski arttı.

Karolinska Enstitüsü'ndeki Yaşlanma Araştırma Merkezi, Nörobiyoloji, Bakım Bilimleri ve Toplum Bölümü'nde doktora sonrası araştırmacı olan ortak birinci yazar Adrián Carballo-Casla, "Sonuçlarımız, yaşlanan popülasyonlarda multimorbiditenin gelişimini diyetin ne kadar önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor" diyor.

Diyetin koruyucu etkileri, yaşlanmaya bağlı hastalıklarda kilit önem taşıyan bir faktör olan iltihaplanmanın azalmasıyla açıklanabilir.

Araştırma makalesinin yazarları, uzun ömür üzerinde en büyük etkiye sahip olabilecek diyet önerilerini ve yaşlarına, cinsiyetlerine, psikososyal geçmişlerine ve kronik hastalıklarına göre bunlardan en fazla yararlanabilecek yaşlı gruplarını belirleyerek araştırmalarını ilerletmek istiyor.

Independent Türkçe