Rusya, Türkiye sınırına yakın SMO mevzilerini vurdu… Saldırının çapı küçük ama verdiği mesaj büyük

Fotoğraf: AFP (Arşiv)
Fotoğraf: AFP (Arşiv)
TT

Rusya, Türkiye sınırına yakın SMO mevzilerini vurdu… Saldırının çapı küçük ama verdiği mesaj büyük

Fotoğraf: AFP (Arşiv)
Fotoğraf: AFP (Arşiv)

Suriye'de, dün akşam (29 Nisan) Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) kontrol alanlarında hava hareketliliği yaşandı.
Rusya Hava Kuvvetleri'ne ait savaş uçakları, TSK müttefiki Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) mevzilerine yakın alanları bombaladı.
Independent Türkçe'ye konuşan yerel bir SMO yetkilisi, Rus uçaklarının Azez'e bağlı Kefer Haşır bölgesinde YPG ile SMO'nun arasındaki alanı bombaladığını, saldırıda herhangi bir kayıp yaşamadıklarını söyledi. Rusya'nın saldırısı, saat 22:50 sularında gerçekleşti. 

Bölge sakin değil
Bu saldırıdan bir gece önce YPG, TSK ve SMO'nun bulunduğu bölgeye sızmaya çalışmış, çıkan çatışmada 1 SMO mensubu hayatını kaybetmişti.
Bölgede daha önce de defalarca sızma girişimlerinde bulunulduğu ifade ediliyor. Geçen haftalarda bu bölgeden geldiği değerlendirilen YPG'liler, Afrin'deki TSK üssüne tanksavar ile saldırmıştı. 

3 devlet de bölgeyi önemsiyor
Rus uçaklarının saldırdığı Kefer Haşır bölgesi, Türkiye sınırına 10 kilometre uzaklıkta. Bölgede hem Türkiye'nin hem Rusya'nın hem İran'ın hem de Suriye hükümetinin önemsediği alanlar bulunuyor.
2012'de muhaliflerin, 2016'da ise YPG'nin ele geçirdiği Minnak Askeri Hava Üssü bu güzergahda. Gaziantep-Halep Karayolu da buradan geçiyor. Türkiye sınırında bulunan, TSK üslerinin olduğu, Türk polislerin ve sağlıkçıların görev yaptığı Azez ilçesi de dün gece tansiyonun yükseldiği bölgeye sadece 5 kilometre mesafede. Daha güneyde ise Suriyeli Şiilerin yaşadığı Nubul ve Zehra ilçeleri var. İran bu ilçeleri korumak için bölgeye çok sayıda milis ve yüklü mühimmat göndermişti. 
Bölge, Suriye hükümeti ve Rusya açısından da önemli. Çünkü Suriye'nin en stratejik kenti olan Halep de buraya yakın. Dolayısıyla bombardıman küçük çaplı da olsa verdiği mesaj bakımından oldukça önemli görülüyor.

YPG'nin varlığı Türkiye'yi rahatsız ediyor
Bölgedeki YPG varlığı, Türkiye'yi bu alanda en çok rahatsız eden konulardan biri. 
Rusya ile en önemli ihtilaflardan biri de burayla ilgili. Bölgenin kilidi konumundaki Tel Rıfat'ta Rusya üsleri bulunuyor ve Rus Askeri Polisi bu bölgede devriye görevi yapıyor. Hemen geride ise YPG'nin kontrol ettiği bölgeler başlıyor. SMO yetkilileri, Rusya'nın YPG'yi korumak için "tampon" görevi gördüğünü söylüyor. Onlara göre, TSK üssüne yapılan saldırıda kullanılan gelişmiş tanksavar gibi silahları temin etmelerine de Rusya izin veriyor.
Türkiye ise Tel Rıfat'ı alarak algıladığı güvenlik tehdidini hem daha güneye itmek hem de Azez'de yaşayan 100 binden fazla Tel Rıfatlı mültecinin evine dönmesini sağlamak istiyor. Ancak bunun için Rusya ile anlaşması gerekecek. 

Rusya ekonomik hedeflere yöneldi
Rusya ise son dönemde Türkiye'nin kontrol bölgelerine kritik saldırılarda bulundu.
Geçen mart ayında Cerablus'ta mazot pazarı, El Bab'da petrol rafinerisi, İdlib'de ise tır parkı ve gaz dolum tesisi hedef alındı.
TSK üslerine yakın olan bu alanlar ekonomik açıdan oldukça stratejik.

Independent Türkçe



Merakla beklenen görüşme... Trump, yarın Beyaz Saray'da Zohran Mamdani'yi kabul edecek

ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
TT

Merakla beklenen görüşme... Trump, yarın Beyaz Saray'da Zohran Mamdani'yi kabul edecek

ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün akşam yaptığı açıklamada, New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani ile uzun süredir beklenen görüşmenin, aylarca süren gergin ilişkilerin ardından yarın Washington’da gerçekleşeceğini duyurdu.

Trump, “Komünist New York Belediye Başkanı Zohran Mamdani bir görüşme talep etti. Görüşmenin Beyaz Saray’da, 21 Kasım Cuma günü yapılması konusunda anlaştık. Daha fazla detayı ilerleyen günlerde paylaşacağız” dedi.

Mamdani ise ABD kanalı MS NOW’a verdiği röportajda, ekibinin Beyaz Saray ile iletişime geçtiğini belirterek, “New York sakinlerine verdiğim söz gereği, bu şehirde yaşayan 8,5 milyon kişi için faydalı olduğu sürece herkesle görüşmeye hazırım. İnsanlar burada yaşam maliyetlerini karşılamak için mücadele ediyor… Başkan ile sadece dürüstçe konuşmak istiyorum; New York sakinlerini gerçekten savunmanın ne anlama geldiğini anlatmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani’nin Sözcüsü, yeni belediye başkanının başkanla görüşmesinin ‘olağan’ olduğunu belirterek, Mamdani’nin görüşmede ‘kamu güvenliği, ekonomik güvenlik ve yaşam maliyetleri konularını’ ele almayı planladığını söyledi.

Trump aylardır Mamdani'yi eleştirerek onu ‘komünist’ olarak nitelendirdi ve seçilmesi halinde memleketinin mahvolacağını öngördü. Ayrıca, Uganda'da doğan ve 2018'de ABD vatandaşlığı alan Mamdani'yi sınır dışı etmekle ve şehirden federal fonları çekmekle tehdit etti.

Kasım seçimlerinde Cumhuriyetçilerin Georgia, New Jersey, Pensilvanya ve Virginia’da ağır yenilgi almasının ardından, Trump yaşam maliyetleri konusuna daha fazla vurgu yapmaya başladı. Bu konu, Demokratların kampanyalarının merkezi bir unsuru olmuş, Mamdani’nin kampanyasında da öne çıkmıştı. Trump, cuma günü sosyal medyada yayımladığı bir paylaşımda, Cumhuriyetçi Parti’yi ‘yaşam maliyetleri partisi’ olarak nitelendirdi.

Bu gelişmeler, Başkan Trump ve Cumhuriyetçi Partili müttefiklerinin ekonominin şu anda ‘hiç olmadığı kadar güçlü’ olduğunu savunduğu bir dönemde yaşanıyor.

Öte yandan New York’un seçilmiş belediye başkanı Zohran Mamdani, bu ayın başında yaptığı zafer konuşmasında, kısa bir süre önce Queens’i temsil eden nispeten az tanınan bir eyalet milletvekiliyken, ülkenin en büyük şehrinin seçilmiş belediye başkanı konumuna gelen 34 yaşındaki bir siyasetçi olarak, New York’un ‘ülkeye başkanı nasıl yenebileceğini göstermek istediğini’ söyledi.


Dünya Sağlık Örgütü'nün bütçesini karşılayabilmesi için 1 milyar dolara ihtiyacı var

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
TT

Dünya Sağlık Örgütü'nün bütçesini karşılayabilmesi için 1 milyar dolara ihtiyacı var

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), ABD'nin bu yılki çekilme kararını telafi etmekte zorlanıyor. Örgüt, 2026-2027 bütçesini karşılamak için 1 milyar dolara ihtiyaç duyduğunu duyurdu.

BM'ye en büyük bağışçı olan ABD Başkanı Donald Trump, Ocak 2025'te Beyaz Saray'a döndükten sonra fonlamayı durdurma kararı aldı. Sonuç olarak, WHO daha önce onaylanan bütçesini 5,3 milyar dolardan 4,2 milyar dolara düşürmek zorunda kaldı.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus dün üye ülkelere yaptığı açıklamada, "Bu, Dünya Sağlık Örgütü tarihindeki en zorlu yıllardan biriydi. Kaynakları önceliklendirme ve yeniden yönlendirme gibi zorlu ama gerekli bir süreçten geçtik. Bu da iş gücümüzde önemli bir azalmaya yol açtı" dedi.

Ghebreyesus ayrıca, "Bu sürecin sonuna yaklaşıyoruz" diye ekledi.

Kuruluşun 2026-2027 bütçesinin yüzde 75'ini sağladığını, ancak hâlâ 1 milyar dolarlık bir açıkla karşı karşıya olduğunu ve "kaynak seferberliği açısından eskisinden çok daha kötü bir durumda" olduğunu belirtti.

Üye devletler, mayıs ayında zorunlu katkıları yüzde 20 artırma konusunda anlaştılar. Ancak kuruluş, hâlâ üye devletlerin ve diğer bağışçıların gönüllü katkılarına büyük ölçüde bağımlı.

Uluslararası yardımların azalmasıyla karşı karşıya kalan binlerce sağlık tesisi, insani desteğe en çok ihtiyaç duyan bölgelerde hizmetlerini azaltmak veya faaliyetlerini zorunlu olarak askıya aldı. Sonuç olarak, kuruluş en çok ihtiyaç duyanlara öncelik vermek zorunda kaldı.

Tedros, maliyet azaltma önlemlerinin benimsenmesinin, kuruluşun ortadan kaldırmak zorunda kaldığı iş sayısını beklenen 2 bin 900'den bin 282'ye düşürmesine neden olduğunu belirtti. Bin 89 çalışanın emeklilik, erken emeklilik veya geçici sözleşmelerinin sona ermesi nedeniyle kendi isteğiyle ayrıldığını da ifade etti.


İsrail, Lübnan’ın güneyine en ağır saldırılarından birini gerçekleştirdi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
TT

İsrail, Lübnan’ın güneyine en ağır saldırılarından birini gerçekleştirdi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)

İsrail ordusu salı gecesi ve çarşamba sabahı Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na hava saldırıları düzenledi. Saldırılarda en az 13 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı.

İsrail ordusunun bu saldırısı, İsrail ile Lübnan arasında geçtiğimiz yıl kasım ayında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana gerçekleştirilen en şiddetli ve ölümcül saldırılardan biri oldu.

Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlenen hava saldırısından birkaç saat sonra, yine Lübnan’ın güneyde bulunan el-Tiri beldesinde öğrencileri taşıyan bir otobüse düzenlenen başka bir saldırıda bir kişi öldü, 13 kişi yaralandı. Bu olay, geleneksel savaş alanlarının ve Hizbullah üyelerinin peşine düşülmesinin ötesinde yeni bir gerilime işaret etti.

Son saldırılar, aylardır görülen en ağır saldırılar olurken Lübnan’ın güneyindeki iki vilayetteki dört ilçeyi etkiledi. Dün öğleden sonra dört köyde yeniden tahliye bildirimleri dağıtıldı. Bildirimler, bir göç dalgasına yol açtı.