Venüs'te bir gün, 243 dünya gününe eşit

Venüs. (NASA)
Venüs. (NASA)
TT

Venüs'te bir gün, 243 dünya gününe eşit

Venüs. (NASA)
Venüs. (NASA)

Venüs, etrafındaki bulutların parlak olması ve opak görüntüsü nedeniyle büyük gizemini korumaya devam ediyor.
Kaliforniya Üniversitesi liderliğindeki bir araştırma ekibi, son 15 yıl boyunca gezegenin yüzeyinden gelen radyo dalgalarını takip ederek Venüs’te bir günün ne kadar sürdüğü, gezegenin ekseni ve boyutu gibi bazı bilgileri ortaya çıkardı.
Ekip, Kaliforniya'nın Mojave Çölü'ndeki 70 metre genişliğindeki Goldstone anteninden gönderilen radyo dalgalarının geri yansımalarından elde edilen bilgiler doğrultusunda gezegenin görünümüne ulaşıldı.
Nature Astronomy dergisinde yayınlanan yeni ölçümler, Venüs’te ortalama bir günün, 243 Dünya gününe eşit olduğunu gösterdi. Yapılan açıklamalara göre ölçümler arasında çok ufak çapta da olsa farklılıklar olabiliyor. Araştırma ekibine gören en az 20 dakikalık farklılıklar görülebiliyor.
 Yürütülen ortak çalışmalarda yer alan Kaliforniya Üniversitesi Dünya, Gezegen ve Uzay Bilimleri Profesörü Jean-Luc Margot söz konusu farklılığa ilişkin şu açıklamada bulundu:
"Bu farklılığın muhtemel sebebi Dünya ile çok fazla farklılığı bulunan ağır Venüs atmosferidir. Değişimler Dünya'da da yaşanıyor ancak bu günlük bir milisaniye kadar az veya fazla oluyor. Venüs üzerindeki etki ise daha dramatik. Çünkü atmosfer Dünya'nın kütlesinden yaklaşık 93 kat daha büyük. Dolayısıyla daha fazla momentum döngüsüne sahiptir."
Margot, elde edilen son bilgilerin önemine ilişkin de şunları söyledi:
“Dünya ile Venüs arasında birçok ortak nokta var. Tüm kayalık gezegenler aşağı yukarı aynı boyuta, kütleye ve yoğunluğa sahiptir. Venüs’teki bir günün kaç saat olduğu gibi temel bilgiler, bu komşu dünyaların tarihlerini anlamak için önemli veriler sağlıyor."



Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
TT

Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)

Deepfake videoların gelişmiş saptama yöntemlerini yanıltabildiği ve her geçen gün daha gerçekçi hale geldiği tespit edildi. 

Bir kişinin yüzünün ya da vücudunun dijital olarak değiştirilmesiyle oluşturulan deepfake videolar endişe yaratmaya devam ediyor. 

Bu videolar gerçek bir kişinin görüntüsünün yapay zeka kullanılarak değiştirilmesiyle yapılıyor. Aslında bu teknoloji, kullanıcıların yüzünü kediye dönüştüren veya yaşlandıran uygulamalar gibi zararsız amaçlarla da kullanılabiliyor.

Ancak insanların cinsel içerikli videolarını üretmek veya masum insanlara iftira atmak için de kullanılabilmesi ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bu videoların sahte olup olmadığını anlamak için kullanılan gelişmiş yöntemlerden biri kalp atışlarını izlemek. 

Uzaktan fotopletismografi (rPPP) adlı araç, deriden geçen ışıktaki küçük değişiklikleri tespit ederek nabzı ölçüyor. Nabız ölçen pulse oksimetreyle aynı prensiple çalışan bu araç, çevrimiçi doktor randevularının yanı sıra deepfake videoları tespit etmek için de kullanılıyor.

Ancak bulguları hakemli dergi Frontiers in Imaging'de bugün (30 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre deepfake görüntülerde artık gerçekçi kalp atışları var.

Bilim insanları çalışmalarına videolardaki nabız hızını otomatik olarak saptayıp analiz eden bir deepfake dedektörü geliştirerek başladı. 

Ardından rPPP tabanlı bu aracın verilerini, EKG kayıtlarıyla karşılaştırarak hassasiyetini ölçtüler. Son derece iyi performans gösteren aracın EKG'yle arasında dakikada sadece iki-üç atımlık fark vardı. 

Ekip aracı deepfake videolar üzerinde test ettiğindeyse rPPP, videoya kalp atışı eklenmese bile son derece gerçekçi bir kalp atışı algıladı. 

Bilim insanları kalp atışlarının videoya kasten eklenebileceği gibi, kullanılan kaynak videodan kendiliğinden geçebileceğini de söylüyor.

Almanya'daki Humboldt Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Peter Eisert "Kaynak video gerçek bir kişiye aitse, bu artık deepfake videoya aktarılabiliyor" diyerek ekliyor: 

Sanırım tüm deepfake dedektörlerinin kaderi bu; deepfake'ler gittikçe daha iyi hale geliyor ve iki yıl önce iyi çalışan bir dedektör bugün tamamen başarısız olmaya başlıyor.

Araştırmacılar yine de sahte videoları saptamanın başka yolları olduğunu düşünüyor. Örneğin sadece nabız hızını ölçmek yerine, yüzdeki kan akışını ayrıntılı olarak takip eden dedektörler geliştirilebilir.

Eisert, "Kalp atarken kan, damarlardan geçerek yüze akıyor ve daha sonra tüm yüz bölgesine dağılıyor. Bu harekette gerçek görüntülerde tespit edebileceğimiz küçük bir gecikme var" diyor.

Ancak bilim insanına göre nihai çözüm deepfake dedektörlerinden ziyade, bir görüntünün üzerinde oynanıp oynanmadığını anlamaya yarayan dijital işaretlere odaklanmaktan geçiyor:

Bir şeyin sahte olup olmadığını tespit etmek yerine bir şeyin değiştirilmediğini kanıtlayan teknolojiye daha fazla odaklanmadığımız sürece, deepfake'lerin saptanmalarını zorlaştıracak kadar iyi olacağını düşünüyorum.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, TechXplore, Frontiers in Imaging