İranlı milisler, ABD’nin Suriye’nin doğusundaki müttefiklerine karşı ‘füze rampaları’ kurdu

Suriye'nin doğusundaki İran destekli milisler (SOHR)
Suriye'nin doğusundaki İran destekli milisler (SOHR)
TT

İranlı milisler, ABD’nin Suriye’nin doğusundaki müttefiklerine karşı ‘füze rampaları’ kurdu

Suriye'nin doğusundaki İran destekli milisler (SOHR)
Suriye'nin doğusundaki İran destekli milisler (SOHR)

Dün Suriye’deki İran destekli milislerin, Deyrizor kırsalında ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon’un desteklediği Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki bölgelere çevrili füze rampaları kurdukları bildirildi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) dün aktardığı bilgilere göre İran destekli milisler, Uluslararası Koalisyon ve SDG’nin kontrolünde bulunan Fırat'ın doğusundaki bölgelere çevrili füze fırlatma rampaları kurdular.
SOHR, milislerin, Deyrizor’un doğu kırsalında yer alan el-Meyadin bölgesi yakınlarındaki el-Batin Sıradağları’nda İran yapımı karadan karaya füzeler için 13 füze rampası kurduklarını belirtti. SOHR’un aktardığı bilgilere göre milisler ayrıca Havi el-Meyadin bölgesinde de bir hayvan çiftliğine dokuz füze rampası kurdu. Bu füze rampalarının tamamı Fırat'ın doğusuna, nehrin diğer yakasına ve en yakın önemli nokta olan el-Ömer Petrol Sahası’na yönlendirildi. SOHR, İran'ın gerek saldırı amaçlı olsun gerek farklı bir amaç doğrultusunda olsun bu adımların hedefleri hakkında henüz teyit edilmiş bir bilgi alınamadığını kaydetti.
Deyrizor’un doğu kırsalındaki el-Meyadin’den bazı kaynaklar, 21 Nisan’da, İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) unsurlarının, Fırat’ın batısındaki el-Meyadin şehri yakınlarındaki eski er-Rahba Kalesi’nin alt katlarında depolanan silahlardan İran yapımı füzeleri çıkarttıklarını belirttiler. Söz konusu füzelerin, yakın zamanda kullanılmaya başlanan kamuflaj metodu olan sebze-meyve taşıyan ticari bir kamyona yüklendiğini ifade eden kaynaklar, kamyonun daha sonra el-Meyadin - Deyrizor otoyoluna yöneldiğini ve oradan İran destekli milislerin nüfuz alanlarına, Rakka'nın doğu kırsalına doğru yoluna devam ettiğini ifade ettiler.
Bu gelişme, Rusya’nın söz konusu bölgeden kilometrelerce uzakta, özellikle Deyrizor ve Rakka arasındaki idari sınırlarda yer alan Madan Atik beldesindeki hareketliliğiyle aynı döneme denk geldi.
SOHR iki gün önce bir silahlı insansız hava aracının (SİHA), Fırat'ın batı kıyısında, Deyrizor'un doğu kırsalındaki Suriye-Irak sınırına 11 kilometre uzaklıkta bulunan Elbukemal şehrinin kuzeybatısındaki Siyal beldesinde İran destekli milislerin liderinin evini ve bir askeri aracı hedef aldığını bildirmişti. SOHR’un haberine göre saldırıda Suriyeli olmayan milis lider öldürüldü, hedef alınan evin çevresindeki 5 milis yaralandı.
SOHR, geçtiğimiz 22 Mart'ta, kimliği belirlenemeyen SİHA’ların Suriye-Irak sınırında, Deyrizor kırsalındaki Elbukemal çölündeki petrol kuyularını hedef aldığını bildirmişti. SOHR haberinde SİHA'ların hedef aldığı kuyuların, DEAŞ’ın varlığı ve bölgeyi kontrol ettiği dönemde yok etmesinden sonra İran destekli milisler tarafından onarılan kuyular olduklarını da ekledi.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.