Filistin: Abbas, Ulusal Birlik Hükümeti kurmayı mı hedefliyor?

Abbas'ın seçimleri erteleme kararını desteklemek için Cuma gecesi Batı Şeria kenti Nablus'ta yürüyüş düzenleyen Fetih Hareketi üyeleri (AFP)
Abbas'ın seçimleri erteleme kararını desteklemek için Cuma gecesi Batı Şeria kenti Nablus'ta yürüyüş düzenleyen Fetih Hareketi üyeleri (AFP)
TT

Filistin: Abbas, Ulusal Birlik Hükümeti kurmayı mı hedefliyor?

Abbas'ın seçimleri erteleme kararını desteklemek için Cuma gecesi Batı Şeria kenti Nablus'ta yürüyüş düzenleyen Fetih Hareketi üyeleri (AFP)
Abbas'ın seçimleri erteleme kararını desteklemek için Cuma gecesi Batı Şeria kenti Nablus'ta yürüyüş düzenleyen Fetih Hareketi üyeleri (AFP)

Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın genel seçimleri erteleme kararından sonra, bir ulusal birlik hükümetinin kurulmasının, Filistin’deki siyasi karmaşayı ortadan kaldırmaya yönelik beklenen birkaç önlemden biri olacağını söyledi.
Resmi Filistin Radyosuna konuşan Ebu Rudeyne, “Başkan Abbas'ın açıkladığı seçimleri erteleme kararından sonraki yol açık; partilerle diyalog, ulusal birlik hükümeti, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) güçlendirilmesi ve belirli politikalar ve stratejiler belirlemek için Fetih Hareketi Merkez Komitesi’ni toplamak. Diyalog tüm gruplarla yapılacak; iletişim başladı ve çalışmalar devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
Abbas, Cuma günü erken saatlerde seçimlerin yapılmasını erteleyen bir kararname çıkardı. Bu karar, işgalci İsrail yetkililerinin seçimlerin işgal altındaki Kudüs'te yapılmasını engellemesinin ardından geldi. Bu kararla, “ulusal birliği güçlendirmek, bölünmeyi sona erdirmek ve uzlaşmayı sağlamak, barışçıl halk direnişini sürdürmek, uluslararası kararlara bağlı bir ulusal birlik hükümeti oluşturmak için çalışmaya devam etmek, FKÖ’yü ve kurumlarını güçlendirmek ve Arap ve uluslararası ilişkileri geliştirmek için çalışmak” gibi hususlara vurgu yapıldı.
Abbas'ın kararı, ertelenen seçimlerde yarışan Filistinli gruplar ve listeler tarafından tepkiyle karşılandı. Abbas'ı, Filistinlilerin iradesini, işgalcilerden gelecek bir karara teslim ettiğini ifade eden Hamas, bu konuda mümkün olan en geniş ulusal diyalog çağrısında bulundu.
Bir sonraki aşamaya geçme konusunun ele alınması için listelerin ve grupların katıldığı kapsamlı bir ulusal toplantı yapılması çağrısında bulunan Hamas Hareketi Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye bir TV kanalına verdiği röportajda şunları söyledi: “Alınan erteleme kararı ikna edici olmaktan uzak. Başkan Abbas, üzerinde anlaşılan seçim yolunda yürümek yerine, Filistin anlaşmazlıklarının çözümü konusunu "arzusuna veya işgalcilerin kararına" bırakıyor. Başkan Abbas'a, El-Aksa Meydanı'nda, Kutsal Kabir Kilisesi'nde veya Vakıf okulları ve Filistin kurumlarında seçimler düzenlemek dahil olmak üzere çeşitli çözüm önerileri sundum. Şayet işgalciler sandıklara saldırırsa, işgalcilerle siyasette ve sahada bir çatışma yaşanacak, böylece tüm dünya işgalcilerin halkımızın doğal demokratik haklarını özgür ve adil seçimlerle kullanma hakkını nasıl engellediğine tanık olacak. Kararımız işgalcilere bağlı olduğu sürece ve Oslo Anlaşmalarına bağlı kaldığımız sürece siyasi ve saha çatışmalarına girmek istemiyoruz. Bu, seçimlerin iptal edilmesi ve halkın tüm uluslararası norm ve kanunlarda kendilerine garanti edilen doğal haklarını kullanma hakkına el konulması anlamına gelir.”
Heniyye, ulusal birlik hükümeti kurma konusundaki anlaşmazlıkları alevlendirebilecek bir konuyu şu sözlerle gündeme getirdi: “Hamas Hareketi, Başkan Abbas'ın seçimlere katılmak için meşru gereklilikleri kabul etme ihtiyacı hakkındaki konuşması karşısında şaşkın. Uluslararası koşulların tanınması gerekliliği dosyası seçim tartışmaları boyunca hiçbir zaman Hamas üzerinden yapılmadı. Biz açıkça halkımızın ihtiyaçları, değişmezleri ve hakları için yolumuzda yürüyoruz ve bunu başımız dik bir şekilde söylüyoruz. Vizyonumuz, pozisyonumuz ve stratejimizden utanmıyoruz. Halkımızın hakları ve değişmezleri temelimiz ve başlangıç noktamızdır. 7 milyon Filistinlinin geri dönüş hakkını iptal etmek isteyen uluslararası meşruiyet konusuna gelince, biz bu konuyla ilgilenmiyoruz. Halkımızın değişmezleri, hakları ve geleceği pahasına hiçbir uluslararası meşruiyetle ilgilenmeyiz. Hamas Hareketi, çekişme meydanına dönmek istemiyor. Aksine, tüm Filistinlilerle diyalog, iletişim ve fikir birliği dilini sürdürmemizi istiyor.”
Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki "Filistin STK’lar Ağı" tarafından benimsenen kapsayıcı bir diyalog talebinde bulunan Hamas, aynı zamanda "siyasi güçleri, sivil toplumu ve çeşitli aktörleri içeren kapsamlı bir ulusal diyalog" başlatılması çağrısında bulundu. Hamas’ın çağrısının hedefi iç duruma ciddi çözümler bulmak, halkın yeteneklerini korumak, uzun süredir devam eden farklılık ve çeşitlilik mirasını siyasi bir ortaklık ve herkesi kapsayan ulusal bir program çerçevesinde korumak ve FKÖ kurumlarının statüsünü ve rolünü güçlendirmektir.
Fetih hareketi kapsayıcı diyalog talepleri hakkında hemen yorum yapmadı, ancak Filistinli kaynakların Şarku’l Avsat’a aktardığına göre Fetih hareketi, bu temasların genişletilmesi şartıyla, bir ulusal birlik hükümeti kurulması da dahil olmak üzere bir sonraki adım için Hamas ile istişarelere başladı.
Fetih, seçimlerin ertelenmesine yönelik her türlü eleştiriyi reddetti. Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, bu bağlamda şunları söyledi: “Kudüs, Filistinlilerin en önemli ulusal değişmezlerinden biridir. Mesele seçimler değil; mesele Kudüs. Herkes İsrail-ABD oyununu anlamalı. Yönetim bilinmeyene gitmek istemiyor. Labirentlere ve bilinmeyenlere gitmek istemiyoruz. Adımlarımız net ve dünya bizim yanımızda. Bu, Filistin ulusal kararını baltalamak için şüpheli taraflarca yürütülen bir dezenformasyon sürecidir.”
Yönetimin bir sonraki beklenen planı, Ulusal Konseyin (en yüksek yasama organı) karar verme yetkisi verdiği Fetih Hareketi Merkez Komitesi’ni toplamaktır. Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve Fetih Hareketi Merkezi İcra Komitesi üyesi Azzam el-Ahmed, Merkez Komitesi’nin toplanma çağrısının, Filistin’deki siyasi kargaşanın ortadan kalkmasının bir parçası olması sebebiyle gerekli olduğunu söyledi.
Merkez Komitesi genellikle İsrail ile ilişkiler, anayasa, devlet başkanının meşruiyeti, Yasama Konseyinin kaderi ve seçimler gibi hukuki nitelikteki kararlara imza atar.



Gazze’de yüzlerce Hamas militanı tünellerde mahsur kaldı

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
TT

Gazze’de yüzlerce Hamas militanı tünellerde mahsur kaldı

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde çoğu kadın ve çocuk 70 bine yakın kişiyi katletti (Reuters)

Gazze Şeridi'nde İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelerde yer alan tünellerde yüzlerce Hamas savaşçısının mahsur kaldığı aktarılıyor. 

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde 10 Ekim'de devreye konan barış planı kapsamında İsrail ordusu, "sarı hat" olarak belirlenen bölgeye kadar geri çekildi. 

Wall Street Journal'ın (WSJ) haberinde, İsrail askerlerinin mayıstan beri Gazze'deki tünelleri kapatma ya da yeraltı yollarının birbiriyle bağlantısını kesme çalışmalarını hızlandırdığı belirtiliyor. 

Öte yandan ateşkesin devreye girmesiyle çalışmaların yarım kaldığı, İsrail'in kontrolündeki bölgede yer alan tünellerde silahlı Hamas militanlarının saklandığı ifade ediliyor. 

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Hamas militanlarının teslim olması gerektiğini yoksa öldürüleceklerini bildirmişti. Gazze'yi yöneten örgütse savaşçılara bölgeden güvenli çıkış hakkı tanınmasını talep ediyor. 

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Arap yetkililer, savaşçıların akıbetinin ateşkes anlaşmasını zora soktuğunu belirtiyor. İsrailli ve Arap kaynaklara göre IDF kontrolündeki bölgede yer alan tünellerde 200 ila 300 savaşçı var. Hamas ise bu sayının 100'e yakın olduğunu savunuyor. Kaynaklar, gıda ve erzak kıtlığı nedeniyle bazı militanların öldüğünü aktarıyor.

Tünellerde saklanan Hamas militanları, geçen ay düzenledikleri saldırıda üç İsrailli askeri öldürmüştü. Gazze'yi yöneten örgüt, saldırı emri verilmediğini ve militanlarla marttan bu yana iletişim kurulamadığını bildirmişti. IDF ise buna karşılık düzenlediği karşı saldırıda 145 Filistinliyi öldürmüştü. 

Arap yetkililer, pazar itibarıyla Hamas'ın tünellerde mahsur kalan bazı savaşçılarla iletişime geçebildiğini söylüyor. Ayrıca Hamas'ın ateşkes görüşmelerinde böyle bir sorun yaşanabileceğine dair baştan uyarıda bulunduğunu da belirtiyor. 

ABD'li yetkililer, Hamas savaşçılarına güvenli geçiş hakkı tanınıp tanınmayacağına dair yorum yapmayı reddediyor. 

Trump'ın planı kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve bölgenin yönetiminde söz sahibi olmaması talep ediliyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. Trump'ın başkanlık edeceği ve eski Birleşik Krallık Başbakanı Tony Blair'in de yer alacağı "Barış Kurulu" da bu komitenin faaliyetlerini denetleyecek.

Ayrıca bölgeye yaklaşık 5 bin kişilik bir uluslararası güvenlik gücünün gönderilmesi de öngörülüyor. WSJ'nin haberinde, Washington'ın "bir an evvel bu ikinci aşamaya geçmek istediği" belirtiliyor. 

Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren savaş, iki yıl süren çatışmaların ardından Gazze Şeridi'ni harabeye çevirdi. 

Bölgeye giden BBC muhabirlerinin aktardığına göre İsrail askerleriyle Hamas savaşçıları arasında "sarı hat" boyunca neredeyse her gün çatışma yaşanıyor. Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısının haberinde şu ifadelere yer veriliyor:

İsrail'in büyük ölçüde yerle bir ettiği ve Trump'ın yatırım fırsatı olarak gördüğü bu bölgede asıl soru çatışmaları kimin durdurabileceği değil, Gazzelilerin kendi topluluklarının ve topraklarının geleceğinde ne kadar söz sahibi olabileceğidir.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, BBC 


Hamas heyeti, MİT Başkanı’yla Gazze anlaşmasının uygulanmasına ilişkin gelişmeleri görüştü

Gazze şehrinin Şucaiyye semtinde İsrail ordusunun yıktığı binalar harabeye döndü. (AP)
Gazze şehrinin Şucaiyye semtinde İsrail ordusunun yıktığı binalar harabeye döndü. (AP)
TT

Hamas heyeti, MİT Başkanı’yla Gazze anlaşmasının uygulanmasına ilişkin gelişmeleri görüştü

Gazze şehrinin Şucaiyye semtinde İsrail ordusunun yıktığı binalar harabeye döndü. (AP)
Gazze şehrinin Şucaiyye semtinde İsrail ordusunun yıktığı binalar harabeye döndü. (AP)

Hamas, Halil el-Hayye liderliğindeki bir heyetin dün İstanbul'da Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile bir araya gelerek Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasının uygulanmasındaki gelişmeleri görüştüğünü duyurdu.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, toplantıda İsrail'in Gazze anlaşmasını ‘ihlal’ ettiği konuların ele alındığı belirtildi. Bu ihlaller arasında İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelere yönelik bombardıman ve ateş açma, Refah Sınır Kapısı dahil geçişlerin kapatılması ve yardım, tıbbi malzeme ve altyapı yeniden inşa ihtiyaçlarının girişinin engellenmesi yer alıyor.

Açıklamada, el-Hayye'nin Kalın’a Mısır'ın başkenti Kahire'de düzenlenen Filistinli grupların son toplantıları hakkında bilgi verdiği ve ‘arabuluculara ve ilgili tüm uluslararası taraflara, İsrail'in Filistinli mahkûmlara yönelik korkunç ihlallerini durdurmaları için baskı yapma’ gereğini vurguladığı belirtildi.

Geçtiğimiz ay Kahire'de bir araya gelen Filistinli gruplar, Gazze'nin yönetimini Gazze Şeridi'nden bağımsız uzmanlardan oluşan geçici bir Filistin komitesine devretme ve Gazze Şeridi'nin yeniden inşasının finansmanı ve uygulanmasını denetlemek üzere uluslararası bir komite kurma konusunda anlaşmaya vardıklarını açıklarken, ‘Filistin siyasi sisteminin birliği ve bağımsız ulusal karar alma mekanizmasının’ önemini vurguladılar.

Gazze Şeridi'nde güvenlik ve istikrarı sağlamak için gerekli tüm önlemleri almayı kabul eden gruplar ayrıca, ateşkesi izlemek üzere kurulacak geçici uluslararası güç hakkında bir Birleşmiş Milletler (BM) kararı alınmasının önemini vurguladı.


Mısır, gergin ilişkilere rağmen İsrail ile barış anlaşmasına bağlılığını yineledi

5 Kasım Çarşamba günü (dün) çekilen bir fotoğrafta Gazze'deki yıkımın bir kısmı görülüyor. (Reuters)
5 Kasım Çarşamba günü (dün) çekilen bir fotoğrafta Gazze'deki yıkımın bir kısmı görülüyor. (Reuters)
TT

Mısır, gergin ilişkilere rağmen İsrail ile barış anlaşmasına bağlılığını yineledi

5 Kasım Çarşamba günü (dün) çekilen bir fotoğrafta Gazze'deki yıkımın bir kısmı görülüyor. (Reuters)
5 Kasım Çarşamba günü (dün) çekilen bir fotoğrafta Gazze'deki yıkımın bir kısmı görülüyor. (Reuters)

Mısır, Gazze Şeridi'ndeki savaş ve her iki tarafın da anlaşmayı ihlal ettiği yönündeki suçlamalar nedeniyle Kahire ile Tel Aviv arasında gerginliklerin yaşandığı bir dönemde, İsrail ile barış anlaşmasına bağlılığını yineledi.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati salı akşamı bir televizyon röportajında şunları söyledi: “Mısır her zaman önemli bir ülkedir ve taahhütlerine saygı duyar. İsrail dahil herhangi bir ülkeyle barış antlaşması imzalarsa, karşı taraf antlaşmaya uyduğu sürece antlaşmayı ihlal etmez.”

İsrail ile ilişkilerin ‘Gazze savaşı nedeniyle ciddi şekilde gerginleştiğini ve bunun iletişime yansımaları olduğunu’ ifade eden Abdulati, ‘ilişkilerin yönetimi, düzeyleri ve karşılıklı ilişkiler ile barış antlaşması arasında fark olduğunu’ vurguladı. Abdulati, “Antlaşma yürürlükte ve her iki ülke için bağlayıcı; her iki ülke de antlaşma kapsamındaki taahhütlerine saygı duyuyor” dedi.

SDFRG
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

İsrail'in Philadelphia Koridoru ve Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafını kontrol altına almasıyla iki ülke arasındaki gerginlik arttı.

Gerginlik, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin, 1979'da imzalanan anlaşmadan bu yana ilk kez İsrail'e atıfta bulunarak ‘düşman’ kelimesini kullanıp İsrail hükümetinin politikalarının mevcut barış anlaşmalarını tehdit ettiğini söylemesiyle geçtiğimiz eylül ayında zirveye ulaştı.

Aynı sıralarda Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetiminden Mısır'a baskı yapmasını ve Sina Yarımadası'ndaki askeri yığınaklaşmayı azaltmasını istedi. Axios internet sitesine göre Netanyahu, “Bunlar Mısır'ın barış anlaşmasını ciddi şekilde ihlal etmesidir” dedi.

Abdulati, son açıklamalarında Mısır'ın ‘Amerikan tarafına, Mısır'ın anlaşmayı ihlal ettiği yönündeki iddiaların yalan olduğunu ve böyle bir şeyin hiç yaşanmadığını bildirmek istediğini’ belirtti.

Kahire'nin uluslararası hukuka veya ikili anlaşmalara bağlılığını sorgulamayı kabul etmediğini vurguladı. Bazı medya veya siyasi raporlarda ortaya atılan iddiaların ‘Mısır'ın imajını ve dengeli bölgesel rolünü çarpıtmayı amaçladığını’ ifade etti.

Güven verici mesajlar

Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Danışma Kurulu Başkanı Abdulmunim Said, İsrail'in ordunun Sina Yarımadası'ndaki konumuna ilişkin iddiaları ışığında, Mısır'ın İsrail'e barışa bağlı olduğunu gösteren güven verici mesajlar göndermeye çalıştığını söyledi.

Said, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Sisi ve Dışişleri Bakanı’nın son zamanlarda gönderdiği mesajların anlaşmaya bağlılığı teyit ettiğini bildirdi.

SDFRGT
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, 2017 yılındaki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantısı sırasında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede (Reuters)

Sisi, Ekim 1973 savaşını anma konuşmasında Mısır ile İsrail arasındaki barış anlaşmasını överek, bunu ‘taklit edilmesi gereken tarihi bir model’ olarak nitelendirdi. Sisi, “Mısır'ın İsrail ile barış deneyimi sadece bir anlaşma değil, istikrarı pekiştiren adil bir barışın kurulmasıydı” dedi.

Said, Mısır'ın ‘İsrail ile barışı destekleyen bir ülke olarak kendini göstermeye çalıştığını ve bölgede devam eden diğer çatışmalara da barış getirmeye çalıştığını, bunun da Mısır'a bölgede daha önemli roller kazandırdığını’ düşünüyor, ancak aynı zamanda ‘İsrail ile iş birliğinin bir gereklilik olmaya devam edeceğini’ vurguluyor.

Said, Mısır'ın Gazze Şeridi'nde İsrail'in savaşını durdurma rolü ile İsrail ile çatışmayı tırmandırmaya ve mevcut barışı aşmaya çalışanlar arasında bir denge kurmaya çalıştığını söyledi. Said, “Mısır'ın İsrail ile ilişkileri, Filistin devleti kurulana kadar sınırlı kalacak. Daha fazla güvenlik iş birliği ve Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı Tümgeneral Hasan Reşad'ın İsrail'e yaptığı ziyaretler gibi tekrarlanan ziyaretler şeklinde olacak” ifadelerini kullandı.

Raşad'ın geçen ayki ziyareti sırasında İsrail Başbakanlığı yaptığı açıklamada, iki tarafın ‘İsrail-Mısır ilişkileri, iki ülke arasındaki barışın güçlendirilmesi ve bir dizi diğer bölgesel konuyu’ da görüştüğünü belirtti.

Barışın geleceği

Geçtiğimiz eylül ayında Doha'da düzenlenen Arap Birliği – İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) zirvesinde Mısır Cumhurbaşkanı İsrail halkına hitaben şunları söyledi: “İsrail'in ihlalleri barışın geleceğini baltalıyor, sizin güvenliğinizi ve bölgedeki tüm halkların güvenliğini tehdit ediyor, yeni barış anlaşmaları için her türlü fırsatın önünü kesiyor ve hatta Arap ülkeleriyle mevcut barış anlaşmalarını bozuyor.”

CDFG
Mısır-İsrail sınırının bir bölümü (Reuters)

Yüksek ve Stratejik Araştırmalar Askeri Akademisi Danışmanı Tümgeneral Muhammed el-Gabari'ye göre Mısır, son zamanlarda bağlı kaldığı ilkeleri teyit ederek Gazze'de ateşkes anlaşmasına varılmasını sağladı ve sınırda ortaya çıkan sorunları, yerinden edilmeyi reddeden ve barışı koruyan tutarlı bir yaklaşımla ele aldı.

El-Gabari, “İsrail sürekli gerginliği artırmasına rağmen, şu ana kadar Mısır'ın vizyonu galip geldi” dedi.

El-Gabari, “Barış anlaşmasının iptal edilmesi sadece Mısır ve İsrail için değil, bölgedeki güvenlik ve istikrar için de bir tehdit oluşturuyor. Mısır'ın anlaşmaya bağlı kalma konusundaki ısrarı, anlaşmayı sürekli ihlal etmekle tehdit eden İsrail üzerinde baskı oluşturuyor” ifadelerini kullandı.

Abdulmunim Said, “İsrail medyasında Mısır'a yönelik gerilimin son zamanlarda azaldığına inanılıyor; eskiden Mısır'ın barış anlaşmasını ihlal etmesine odaklanan birçok makale, artık anlaşmanın istikrarının öneminden bahsediyor” dedi.