Batı ile İran’ın Viyana müzakerelerinde atılım beklenmiyor

Viyana nükleer görüşmelerinin üçüncü turunun kapanış oturumundan bir kare (Reuters)
Viyana nükleer görüşmelerinin üçüncü turunun kapanış oturumundan bir kare (Reuters)
TT

Batı ile İran’ın Viyana müzakerelerinde atılım beklenmiyor

Viyana nükleer görüşmelerinin üçüncü turunun kapanış oturumundan bir kare (Reuters)
Viyana nükleer görüşmelerinin üçüncü turunun kapanış oturumundan bir kare (Reuters)

ABD ve İran arasındaki dolaylı müzakerelerin üçüncü turu sorunsuz, ancak yavaş bir ilerlemeyle sona erdi. Müzakereciler, görüşmeleri tamamlamak için önümüzdeki Cuma dördüncü tur için Viyana'ya dönmek üzere anlaştılar. İki uzman komite, yaklaşık 10 gün önce nükleer anlaşmaya dönüş için anlaşmanın orijinal taslağını hazırlamak üzere çalışmaya başladı.
Rusya'nın Viyana Uluslararası Kuruluşlar Daimî Temsilcisi Mikhail Ulyanov, üçüncü tur müzakerelerin sonunda nükleer anlaşmanın geri kalan taraflarının toplantısı sonrasında gazetecilere verdiği demeçte şunları söyledi: “Önümüzdeki günlerde bir atılım beklemiyoruz. Sadece günlük diplomatik çalışmaya devam etmemiz gerekiyor. Tüm göstergeler bizi birkaç hafta içinde başarılı ve hızlı olacak bir sonuç beklemeye götürüyor.”
Diplomatların, önümüzdeki hafta Pazartesi günü başlayıp Çarşamba günü sona erecek olan Londra'daki G7 dışişleri bakanları toplantısına çok sayıda ülkeden yetkililerin de katılacağını söylemelerinin ardından, müzakerelerin durması büyük ölçüde bekleniyordu.
AB Dış İlişkiler Servisi Genel Sekreter Yardımcısı ve Siyasi Direktörü Enrique Mora, "Biraz ilerleme kaydettik, ancak daha fazla ayrıntı daha fazla karmaşıklığı beraberinde getiriyor." diye konuştu. İran Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Başmüzakereci Abbas Arakçi ise konuya ilişkin şunları söyledi: “Yaptırımlara tabi olan kişi ve kuruluşların uzun bir listesinin yanı sıra enerji, finans, bankalar ve limanlar gibi sektörel yaptırımların kaldırılması için de bir anlaşma var. Çoğunun yaptırım listesinden çıkarılması kararlaştırıldı. Kalan konularda görüşmeler devam ediyor.”
İran medyası dünkü oturumun ardından kaynaklarından aldığı bilgiler ışığında şunları yazdı: “Tartışmalar olgunlaştı ve daha net hale geliyor. Mesafeler ve farklılıklar daha belirgin hale geldi. Süreç yavaş ama ilerliyor. Ne zaman anlaşmaya varacağımızı tam olarak tahmin edemiyoruz.”
Rusya Büyükelçisi Mikhail Ulyanov'un toplantının bitiminden sonra yaptığı açıklamaya göre, üzerinde anlaşmaya varılan konularda taslak hazırlanmaya başlasa da iki komite hala taslak hazırlamayı bitirmedi ve yapacak çok işleri var. Müzakerelerin başlamasının üzerinden üç hafta geçmesine rağmen herhangi bir ihlal olmaması üzerine, iyimser olduğunu söyleyen Ulyanov, şu ifadeleri kullandı: “Acil ihlaller beklememeliyiz. Süreç devam ediyor. Doğru yönde ilerliyoruz. Hala çalışıyoruz; adım adım ilerleme var. Önümüzdeki günlerde herhangi bir ihlal beklememeliyiz ve günlük diplomatik çalışmalarımıza devam etmeliyiz. Nihai sonucun başarılı olacağına inanmak için her türlü neden var ve nihai sonuç birkaç hafta içinde gelecektir. Ancak bir anlaşmaya varmak için herhangi bir son tarih yoktur ve görüşmeler, bir süre sınırı olmaksızın bir sonuca ulaşılıncaya kadar devam etmelidir.”
Ruslar ve Avrupalılar, İran'ın nükleer enerjiyi kurtarmak için siyasi bir çözüme ulaşılamaması halinde 22 Mayıs tarihinde Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'ndaki uluslararası müfettişlerin çalışmalarını durduracağı tehdidinin ardından bu tarihten önce bir anlaşmaya varmayı hedefliyorlar.
Görüşmenin sonunda gazetecilere konuşan tek kişi olan Rusya büyükelçisi, ABD'li ve İranlı heyetler arasında doğrudan görüşmelerin olmamasının sürece yardımcı olmadığını söyledi ve bir ihlal yaşanması durumunda doğrudan müzakerelerin yapılmasını umduğunu dile getirdi. Dolaylı müzakerelerin değişebileceğini söyleyen Ulyanov, “Açıkçası İranlıları anlıyorum, çünkü ABD yaptırımlarından çok çektiler. Doğrudan müzakerelere girmeye hazır değiller. Avrupa Birliği (AB) arabuluculuk konusunda başarılı bir iş çıkarıyor. Er ya da geç iyi bir ilerleme sağlanırsa, iki taraf doğrudan müzakere edecek, ancak henüz bu aşamaya gelmedik.” açıklamalarında bulundu.
Müzakere sürecinde ABD'lileri eleştirmeyi reddeden Ulyanov,  iki gün önce Viyana'da ABD’li heyet ile görüştükten sonra, heyetten "anlaşmaya geri dönmek için siyasi bir karar olduğu" konusunda güvence aldığını söyledi. ABD’lileri veya İranlıları eleştirmek için hiçbir neden olmadığını dile getiren Rus Büyükelçisi, her iki tarafın da işlerini yaptıklarını ve müzakereleri ciddi bir şekilde yürüttüklerini kaydetti.
ABD tarafından ise daha az iyimser açıklamalar geldi. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jack Sullivan üçüncü tur görüşmelerin sonuçlanmasından bir gün önce şunları söyledi: “Müzakereler bilinmeyen bir yerde ve bir anlaşmaya varılacağı kesin değil. İran tarafı, devam eden anlaşmazlıklara rağmen üçüncü turda ilerleme kaydedildiğini söylüyor.”
Resmi oturumdan önce, "4 + 1" ülkeleri ilk kez İranlılar olmadan ABD’li heyet ile resmi bir şekilde bir araya geldi. Üçüncü turdaki müzakereler, yoğun ikili gayri resmi çalışma oturumlarına odaklandı. AB Dış İlişkiler Servisi Genel Sekreter Yardımcısı ve Siyasi Direktörü Enrique Mora, bir taraftan diğerine mesajları iletmek için son gün ve bir önceki gün tekrar tekrar iki delegasyonla bir araya geldi. Mora, müzakerelerin gidişatı hakkında herhangi bir detay vermeyi reddetti ancak müzakerelerin "iyi" gittiğini söyledi.
Mevcut anlaşmazlıklar, ABD yaptırımlarının ötesine geçiyor. Anlaşmanın feshinin zamanlaması ile ilgili konular, İranlıların yaptırımları askıya almak yerine tamamen kaldırılmasına yönelik talepleri ve anlaşmadan tekrar geri çekilmeyi önleyecek teminatların alınması başlıca anlaşmazlık konuları arasında yer alıyor. Avrupalılar, hala yaptırımların kaldırılması çağrısında bulunan İranlıları, eli boş dönmelerinden endişe ettikleri için müzakerelerin tavanını düşürmeye ikna etmeye çalışıyorlar. İranlılar şimdiye kadar, alenen, tüm yaptırımların bir kerede kaldırılması gerekliliğine bağlı kalırken ABD’liler terörizm ve İran rejimi lideri Ali Hamaney’in ofisine ilişkin bazı yaptırımları kaldırmayı reddediyor.



ABD, Ortadoğu’ya ilk kamikaze İHA filosunu konuşlandırdı

Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
TT

ABD, Ortadoğu’ya ilk kamikaze İHA filosunu konuşlandırdı

Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)

ABD ordusu, bugün (Çarşamba), Ortadoğu’da konuşlandırılacak ilk tek yönlü saldırı tipi (kamikaze) insansız hava araçları (İHA) filosu için yeni bir görev gücü oluşturduğunu açıkladı.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Savunma Bakanı Pete Hegseth’in dört ay önce düşük maliyetli ve hızlı temin edilebilen İHA teknolojilerinin edinilmesi ve konuşlandırılmasını hızlandırma talimatının ardından Scorpion Strike (TFSS- Akrep Sokması) adlı görev gücünü hayata geçirdi.

CENTCOM’a göre bu görev gücü, sahadaki birliklere hızlı şekilde düşük maliyetli ve etkili saldırı İHA kapasitesi sağlamak amacıyla tasarlandı. Yeni görev gücü, Ortadoğu’da konuşlu olan “FLM–136 Lucas” tipi düşük maliyetli saldırı İHA’lardan oluşan bir filoyu şimdiden kurmuş durumda.

Lucas İHA’ları geniş menzile sahip ve otonom çalışacak şekilde tasarlandı. Fırlatma yöntemleri arasında “mancınık/katapolt”, roket destekli kalkış, yer sistemleri ve mobil platformlar bulunuyor.

CENTCOM Komutanı Amiral Brad Cooper, “Bu yeni görev gücü, yeniliği caydırıcılık unsuru olarak kullanmamızı sağlıyor. Müttefiklerimizi gelişmiş İHA yetenekleriyle donatmak, Amerikan askeri gücünü ve yeniliğini ön plana çıkarıyor, kötü niyetli aktörleri caydırıyor” dedi.

ABD basınına göre FLM-136 İHA’sı, İran’ın yaygın olarak kullandığı “Shahd 136” İHA’larını model alıyor. İran ve desteklediği milisler, bu İHA’larla ABD güçlerini ve ticari gemileri hedef aldı; Rusya ise aynı modeli Ukrayna’daki şehir ve birliklere saldırılarda kullandı.

Bu adım, İran’ın ABD’ye ait imha edilmiş İHA’ları taklit edip yeniden mühendislik yoluyla kendi versiyonlarını üretme taktiğini andırıyor. ABD’ye ait “RQ-170 Sentinel” gibi İHA’lar bu yöntemle kopyalanmıştı.

Yeni “FLM-136” İHA’sı tamamen otonom kontrol özellikli olup, insan müdahalesine neredeyse gerek duymuyor. Hedefe yönlendirme için sensörler ve yapay zekâdan yararlanıyor ve yaklaşık 6 saat boyunca uçabiliyor.

ABD’nin Ortadoğu’ya saldırı tipi İHA filosu konuşlandırması, yaklaşık iki yıl önce üç Amerikan askerinin, Ürdün’ün kuzeydoğusundaki bir üsse İran yapımı bir saldırı İHA’sı ile düzenlenen saldırıda hayatını kaybetmesinin ardından geldi.

ABD ordusu, mali yıl 2026 sonunda tüm birimlerin küçük, tek yönlü saldırı İHA’larıyla donatılmasını hedefliyor.


ABD neden Venezuela’nın petrol kaynaklarına göz dikti?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
TT

ABD neden Venezuela’nın petrol kaynaklarına göz dikti?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)

ABD uyuşturucu kaçakçılığını önleme gerekçesiyle Venezuela’ya baskıyı artırırken, Donald Trump’ın asıl hedefinin ülkedeki petrol yatakları olduğu belirtiliyor. 

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC+) üyelerine ve Genel Sekreter Heysem el-Gays’a pazar günü gönderdiği mektupta, ABD’nin petrol kaynaklarını ele geçirmek istediğini söylemişti. 

Maduro yönetimi, ABD’nin eylemlerinin ülkeyi "istikrarsızlaştırmayı" ve ihracat kapasitesini zayıflatmayı amaçladığını savunuyor. 

Mektupta, bu gerilimin devam etmesi halinde Venezuela’nın petrol üretiminin ve dünya piyasasının istikrarının "ciddi şekilde tehlikeye girebileceği" belirtilerek OPEC+ üyelerine dayanışma çağrısı yapılmıştı.

Kolombiya lideri Gustavo Petro da Trump’ın "uyuşturucuyla mücadeleyi bahane ederek Venezuela’daki petrol kaynaklarını ele geçirmeye çalıştığını" söylemişti. 

ABD Dışişleri Bakanlığı ise Karayipler’deki askeri yığınağın uyuşturucu kaçakçılığını ve düzensiz göçmen akışını engelleme amacı taşıdığını, Venezuela’nın petrol kaynaklarıyla ilgisi olmadığını savunmuştu. 

ABD Enerji Enformasyon Dairesi’ne göre Venezuela, dünyadaki ham petrol rezervlerinin neredeyse beşte birine sahip. Yaklaşık 303 milyar varil ham petrole denk gelen bu miktar, dünyadaki en büyük ham petrol rezervini oluşturuyor. 

Diğer yandan Karakas yönetimi gerek ABD’nin uyguladığı yaptırımlar gerek de ekipman eksikliği nedeniyle bu potansiyeli gerçek anlamda kullanamıyor. Latin Amerika ülkesi günde yaklaşık 1 milyon varil petrol üretiyor. Bu yüksek bir rakam olmasına rağmen küresel ham petrol üretiminin sadece yüzde 0,8'ini oluşturuyor.

CNN’in analizinde, ABD’nin benzin üretimine uygun hafif ham petrol çıkardığına ancak Venezuela’daki gibi ağır ham petrole sahip olmadığına dikkat çekiliyor. Ağır ham petrol üretimi dizel, asfalt ya da fabrikalarla diğer ağır ekipmanlarda kullanılıyor. 

Trump yönetiminin, bu petrol kaynaklarına ulaşmak için Maduro’yu devirip yerine "Batı yanlısı" bir lider getirmeyi deneyebileceği yorumu yapılıyor. Böyle bir senaryoda Karakas yönetimine uygulanan ağır ekonomik yaptırımları hafifletilebileceği ve Amerikan petrol şirketlerinin ülkede daha yoğun faaliyet gösterebileceği belirtiliyor.

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını bu ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı, uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu tuttuğu Güneşler Karteli'ni (Cartel de los Soles) terör örgütü ilan etmiş, liderinin Maduro'nun olduğunu öne sürmüştü.

Bölgede eylülden bu yana en az 21 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 83 kişiyi öldürdü. 

Independent Türkçe, CNN, Fox News


55 kartel lideri gizlice gönderildi: Amerika’ya hoş geldiniz!

Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
TT

55 kartel lideri gizlice gönderildi: Amerika’ya hoş geldiniz!

Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)

Meksika gizli operasyonlarla yakaladığı kartel liderlerini Donald Trump'ın baskısıyla ABD'ye teslim etti. 

Wall Street Journal'ın haberinde, çete liderlerinin gönderildiği operasyonlardan ilkinin 9 ay önce gerçekleştiği belirtiliyor. Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi'nin (DEA) eski direktörü Derek Maltz'ın mahkumları "Amerika'ya hoş geldiniz!" diye karşıladığı aktarılıyor. 

İkinci operasyonsa ağustosta yapıldı. Meksika yönetiminin, ABD Başkanı Donald Trump'ın baskısıyla toplamda 55 kartel liderini gönderdiği belirtiliyor. 

Mahkumlar arasında Meksika'nın en büyük suç örgütleri olan Sinaloa, Jalisco Yeni Nesil Karteli ve Zetas çetelerinden üst düzey isimlerin yer aldığı ifade ediliyor. 

ABD'ye iade edilenlerden biri de 1985'te DEA ajanı Enrique "Kiki" Camarena'yı öldürmekle suçlanan Rafael Caro Quintero. 

Amerikalı yetkililer, mahkumların çoğunun Meksika'daki uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ağına dair ilk elden bilgiler paylaşabileceğini bekliyor. Kara para aklama operasyonlarından uyuşturucu kaçakçılığında rüşvet alan siyasetçiler, ordu görevlileri ve finans sektörü yetkililerinin adlarının öğrenilebileceği ifade ediliyor.  

Tutukluların, ceza indirimi veya daha rahat hapishane koşulları karşılığında işbirliğine yanaşabileceğine dikkat çekiliyor.

55 kartel liderinin ABD'ye teslim edilmesi için yürütülen gizli operasyonlarda binlerce Meksikalı özel harekatçının görev yaptığı aktarılıyor. 

20 Ocak-2 Mayıs'ta DEA'in direktörlüğünü geçici olarak üstlenen Maltz, "Ajansımızın tarihinde hiç bu kadar çok sayıda kötü adamın Meksika'dan çıkarıldığını görmemiştik" diyor. ABD'ye teslim edilenler arasında paramiliter Zetas uyuşturucu çetesinin liderleri Miguel Angel ve Omar Trevino kardeşlerin de yer aldığını belirtiyor. 

Trump'ın uyuşturucuyla mücadele önlemlerinin artırılmaması halinde gümrük tarifelerini yükseltme tehdidinin, Meksika'nın mahkumları iade etmesinde önemli rol oynadığı yazılıyor. 

Meksikalı yetkililer, devlet başkanı Claudia Sheinbaum'un bu hamleyle "ABD müdahalesinden kurtulduğunu" söylüyor. Uyuşturucuyla mücadele operasyonlarının artırılmaması durumunda Amerikan ordusunun, Meksika'daki fentanil tesislerini ya da kartel liderlerini hedef alan drone saldırıları düzenleyerek ülkeyi "kaosa sürükleyeceğinden" endişelenildiği belirtiliyor.

Kaynaklar, ABD ve Meksika arasında üçüncü bir mahkum transferiyle ilgili görüşmelerin devam ettiğini de bildiriyor. 

Independent Türkçe, Wall Street Journal, New York Times