İçişleri Bakanlığı’ndan "tam kapanmada merak edilen sorulara" ek

Fotoğraf: Twitter
Fotoğraf: Twitter
TT

İçişleri Bakanlığı’ndan "tam kapanmada merak edilen sorulara" ek

Fotoğraf: Twitter
Fotoğraf: Twitter

İçişleri Bakanlığı, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadele kapsamında 29 Nisan'da başlayıp 17 Mayıs'a kadar devam edecek "tam kapanma" sürecine ilişkin yayımlanan genelge konusunda sıkça sorulan sorulara ek yaptı.
Daha önceden 15 soruyu yanıtlayan bakanlık, merak edilen 8 konuda daha bilgi verdi.
Soru 16. Sigorta acentaları ve eksperleri sokağa çıkma ve şehirlerarası seyahat kısıtlamasından muaf mıdır?
Cevap 16. Sigorta acentaları tam kapanma döneminde sokağa çıkma kısıtlamasına tabi olup faaliyetlerine ara vermeleri gerekmektedir.
Tam kapanma dönemi içerisinde sigorta eksperleri sadece bir kaza durumunda ilgili ana sigorta şirketince görev belgesi düzenlenmesi ve hasar güzergahı/zamanı ile sınırlı kalmak kaydıyla sokağa çıkma kısıtlamalarından muaf olacaktır. Bu kapsamda hasarla ilgili olarak sokağa çıkacak olan sigorta eksperlerinin, denetimlerde ana sigorta şirketlerince düzenlenen görevlendirme belgesi ve kurumsal kimlik kartını ibraz etmeleri gerekmektedir.
Ana sigorta şirketleri tarafından bu kapsamda düzenlenen görevlendirme belgelerinin bir örneği eş zamanlı olarak Valilik/Kaymakamlıklar vasıtasıyla ilgili kolluk birimlerine gönderilecektir.
Soru 17. Tarımsal araçların tamir bakım atölyeleri ile oto tamircileri sokağa çıkma kısıtlamasından muaf mıdır?
Cevap 17: Tarımsal araçların tamir bakım atölyeleri ile oto tamircileri sokağa çıkma kısıtlamasından muaf değildir. Tam kapanma döneminde uygulanan sokağa çıkma kısıtlaması süresince tarımsal üretim faaliyetlerinde kullanılan araçların tamir ve bakımlarını yerine getiren tamir ve bakım atölyeleri ile oto tamircileri kapalı tutulacaktır.  
Ancak üretim faaliyetlerinin sürdürülebilirliği açısından zorunlu durumların oluşması halinde bu işyerleri, kısa süreli ve ilgili arızanın giderilmesi amacıyla kaymakamlığın/kolluğun bilgisi dahilinde geçici olarak açılabilecek, çağrı üzerine ve sadece bahse konu arızanın giderilmesine yönelik hizmet sunabileceklerdir.
Bu hizmeti sunmak amacıyla işyerlerine gelmek durumunda olan görevli kişiler, sadece bu faaliyetlerle sınırlı olmak ve güzergah/zamanla uyumlu olmak kaydıyla sokağa çıkma kısıtlamasından geçici olarak muaf olacaklardır.
Soru 18. 3-15 Mayıs 2021 tarihleri arasında yapılacak emekli maaş ve ikramiye ödemeleri için emekliler bankalara gidebilecek mi?  
Cevap 18: Tam kapanma dönemi içerisinde 3-15 Mayıs 2021 tarihleri arasında yapılacak olan emekli maaş ve ikramiyeleri ile diğer maaş/aylık/ücret ödemeleri;
Türkiye Bankalar Birliği tarafından açıklanacak takvim ve sürelere uyulmak,
TC Kimlik numarası veya diğer usullere göre açıklanacak olan takvim ve süreler içerisinde kendi grubuna denk gelen sürede kullanmak,
Maaş ödemesinin yapılacağı Banka’nın ikametine en yakın şubesine gidip gelinmek,
Güzergah ve zaman kuralına uygun davranılmak,
kaydıyla bu kapsamda bulunan vatandaşlarımızın, banka şubeleri ve atm’lere gidiş-gelişleri sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulacaktır.  
Vatandaşlarımızın bu muafiyeti Banka’nın ikametine en yakın şubesine en kısa sürede geliş-gidiş yapmak için kullanmaları büyük önem taşınmaktadır.
Maaş/aylık/ücret veya ikramiye ödemeleri sırasında fiziki mesafe kuralı başta olmak üzere salgınla mücadele tedbirlerine aykırı görüntülerin oluşmaması için mülki idare amirlerinin koordinasyonunda banka yönetimlerince gerekli gerekli tedbirler alınması, açık bulundurulacak şube ve çalıştırılacak personel sayısının artırılması gerekmektedir. Yoğunlaşmanın önüne geçilebilmesi amacıyla bu dönemde banka şubeleri açılış-kapanış saatlerinde esnemeye gidilebilecektir.
Soru 19. Engelli ve yaşlı aylıkları ile sosyal destek ödemeleri hak sahiplerine nasıl ulaştırılacak?
Cevap 19: Tam kapanma dönemi içerisinde 5-10 mayıs tarihleri arasında yapılacak olan gerek engelli ve yaşlı aylıkları gerekse sosyal destek ödemelerinin salgınla mücadele koşullarına uygun şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, PTT Genel Müdürlüğü ve Valiliklerimizle yapılan görüşmeler sonucunda PTT kart sahipleri ve banka hesaplarına aktarılacaklar olanlar hariç olmak üzere;
Engelli ve yaşlı aylığında 867.242,
Sosyal destek ödemesinde ise 765.852,
hak sahibinin ödemelerinin evlerinde gerçekleştirilmesi kararlaştırılmış ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca kamuoyu ile paylaşılmıştır.
5-10 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek engelli ve yaşlı aylıkları ile sosyal destek ödemeleri kapsamında; PTT kartına ya da İban numarasına gönderilecek olanların haricindeki toplam 1.633.094 hak sahibinin ödemeleri; valilerimizin koordinasyonunda ve Vefa sosyal destek grupları bünyesinde, PTT dağıtıcıları, kolluk görevlileri ve diğer kamu personeli aracılığıyla hak sahiplerine ikametlerinde teslim şeklinde yapılacaktır.
Soru 20. Sokak hayvanlarını besleyecek olanlar sokağa çıkma kısıtlamaları sırasında nasıl davranmalılar?
Cevap 20: Tam kapanma döneminde uygulanan sokağa çıkma kısıtlaması süresince sokak hayvanlarını besleyecek olan vatandaşlarımıza mülki makamlar ile kolluk birimlerince gerekli kolaylıklar sağlanacaktır.
Sokak hayvanlarını besleyecek olanlar; ikametleri ile besleme noktaları arasındaki güzergahla sınırlı kalmak, yapılacak besleme faaliyetini karşılayabilecek asgari kişi kapsamında kalmak, kolluk kuvvetlerince yapılacak denetimlerde hayvan besleme faaliyetine dair güncel fotoğraf/video çekimi görüntülerini sunmak veya sokak hayvanlarını beslemek için götürdükleri malzemeleri göstermek gibi kurallara uymak kaydıyla sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan günlerde ayrıca herhangi bir belge ibrazına gerek kalmaksızın faaliyette bulunabileceklerdir.
Soru 21. Turkuaz basın kartı sahibi basın mensupları sokağa çıkma ve şehirlerarası seyahatleri kısıtlamalarına tabi midir?
Cevap 21: Yürüttükleri kamusal görevin ivediliği göz önünde bulundurularak turkuaz basın kartı sahibi olan basın mensupları kurumsal kimlik kartlarını ibraz etmek kaydıyla sokağa çıkma ve şehirlerarası seyahat kısıtlamasına tabi olmayacaklardır.
Gerek kolluk görevlilerince yapılacak denetimlerde gerekse şehirlerarası toplu taşıma araçlarından biletleme aşamasında turkuaz basın kartı dışında ayrıca bir izin ya da belge istenilmeyecektir.
Soru 22. Gezginci arıcılık faaliyetinde bulunanların şehirlerarası seyahatleri nasıl olacaktır?
Cevap 22: 03.04.2021 tarih ve 6202 sayılı Genelgemizde; Gezici arıcılıkla iştigal eden kişilerin, şehirlerarası intikale başlamadan önce başta ulaşım araçları olmak üzere ilgili ekipmanlarını dezenfekte ettirmeleri, kendileri ile ilgili sağlık kontrollerini yapmış olmaları ve gittikleri yerlerde mümkün olduğunca yerel halkla temas etmemeleri kaydıyla faaliyetlerine kısıtlama getirilmeyeceği belirtilmişti.
5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu çerçevesinde gezginci arıcılık faaliyetinde bulunan kişilerin iller arası yer değişiklikleri sırasında İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinden Arı Kayıt Sistemi (AKS) kayıt belgesi ile sevk belgesi almaları gerekmektedir.
Bu doğrultuda gezginci arıcıların, arıcılık faaliyetleri kapsamında yapacakları şehirlerarası seyahatleri sırasında İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerince düzenlenen AKS Kayıt Belgesi ile sevk belgesinin varlığı halinde kolluk kuvvetlerince yapılacak denetimlerde ayrıca seyahat izin belgesi istenilmeyecektir.
Aynı şehir içerisinde arı kovanlarının bulunduğu alanlara gidip gelmek isteyen arıcılara da AKS kayıt belgesi, güzergah ve zaman kontrolü yapılarak izin verilecektir.
Soru 23. At yarışı organizasyonlarına katılmak amacıyla at sahipleri, antrenörler, seyisler ve diğer çalışanların şehirlerarası seyahatleri nasıl olacaktır?
Cevap 23: At yarışları müsabakalarının icra edilmesine devam edildiğinden organizasyonun yürütücüsü olan Türkiye Jokey Kulübü tarafından sadece zorunlu durumlar için düzenlenecek görevlendirme belgesinin ibraz edilmesi kaydıyla at sahipleri, antrenörler ve seyisler, farklı illerde düzenlenen organizasyonlara katılmak amacıyla şehirlerarası seyahat yasağından muaf tutulacaktır.
Müsabakanın düzenlendiği zaman ve güzergah kısıtlamasına tabi olacak olan Türkiye Jokey Kulübü tarafından düzenlenen görevlendirme belgelerinin bir örneği eş zamanlı olarak Valilik/Kaymakamlıklar vasıtasıyla ilgili kolluk birimlerine gönderilecektir.
 
Independent Türkçe

 


Haaretz: Türkiye’nin Gazze’deki rolü ABD - İsrail hattında gerginlik yarattı

İsrail ordusu savaşın başından bu yana Gazze'de çoğu kadın ve çocuk en az 70 bin kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu savaşın başından bu yana Gazze'de çoğu kadın ve çocuk en az 70 bin kişiyi katletti (Reuters)
TT

Haaretz: Türkiye’nin Gazze’deki rolü ABD - İsrail hattında gerginlik yarattı

İsrail ordusu savaşın başından bu yana Gazze'de çoğu kadın ve çocuk en az 70 bin kişiyi katletti (Reuters)
İsrail ordusu savaşın başından bu yana Gazze'de çoğu kadın ve çocuk en az 70 bin kişiyi katletti (Reuters)

İsrail'in, Türkiye'nin Gazze'deki barış sürecinde oynayacağı rolle ilgili itirazları, Tel Aviv-Washington hattındaki gerilimleri göz önüne seriyor. 

ABD Merkez Komutanlığı'nın, Katar'ın başkenti Doha'da salı günü düzenlediği toplantıda ülkelerin Gazze'deki Uluslararası İstikrar Gücü'ne (ISF) çeşitli şekillerde destek verebileceği belirtilmişti.

Bunlar arasında asker gönderme, kolluk kuvvetlerinden görevlileri atama, lojistik destek sağlama, finansman ve Filistinli polis memurlarının eğitimini üstlenme gibi seçenekler yer alıyor.

Türkiye, ABD'nin barış planı kapsamında kurulacak güvenlik gücüne asker göndermeye hazır olduğunu açıklamış ancak İsrail yönetimi buna yanaşmayacağını söylemişti.

Haaretz'in analizinde, Doha'daki toplantıya Türk yetkililerin katılmadığına dikkat çekiliyor. 

Bu durumun, "Ankara'nın Gazze'de oynamak istediği role karşı Tel Aviv'in itirazlarının Washington tarafından kabul edildiği yönünde bir işaret olduğu" savunuluyor. 

Diğer yandan Liza Rozovsky'nin kaleme aldığı analizde, Gazze'ye insani yardım ve bölgenin yeniden inşasına destek sağlama da dahil Ankara'nın süreçte rol oynaması için ABD ve İsrail arasındaki görüşmelerin sürdüğü yazılıyor. 

Türkiye'yle ilgili meselenin, ABD ve İsrail ilişkilerindeki gerginlikleri ön plana taşıdığı belirtiliyor. 

Binyamin Netanyahu'nun "her şeyden önce radikal sağcı koalisyonunu korumayı" istediğine dikkat çekiliyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın da Gazze planı etrafında kurduğu "kırılgan koalisyonu" korumaya çalıştığı ifade ediliyor. 

Washington'ın aynı anda Tel Aviv'i memnun etmek, Arap ve Müslüman ortaklarına istediklerini vermek ve Gazze'nin yeniden inşası için önemli miktarda finansman sağlamasını beklediği Avrupalı müttefiklerinin desteğini güvence altına almak istediği belirtiliyor. 

Diğer yandan Times of Israel'in dünkü haberinde de Trump'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Gazze'deki geçiş yönetiminin denetlenmesi amacıyla kurulacak Barış Kurulu'nda görmek istediği aktarılmıştı. 

Türkiye'nin hem Barış Kurulu'nda yer alması hem de ISF'ye asker göndermesi için ABD'nin gelecek haftalarda Tel Aviv'e baskıyı artırabileceği belirtilmişti. Washington'ın, Ankara'nın ISF'ye asker göndermese bile güvenlik gücünün komuta yapısında yer almasını istediği de yazılmıştı.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye ISF'nin konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 53'ünü kontrol ediyor.

Independent Türkçe, Haaretz, Times of Israel, Reuters


Gazze’deki Barış Kurulu’na 6 ülkeden taahhüt geldi

İsrail ordusu savaşın başından bu yana Gazze'de çoğu kadın ve çocuk en az 70 bin kişiyi katletti (AP)
İsrail ordusu savaşın başından bu yana Gazze'de çoğu kadın ve çocuk en az 70 bin kişiyi katletti (AP)
TT

Gazze’deki Barış Kurulu’na 6 ülkeden taahhüt geldi

İsrail ordusu savaşın başından bu yana Gazze'de çoğu kadın ve çocuk en az 70 bin kişiyi katletti (AP)
İsrail ordusu savaşın başından bu yana Gazze'de çoğu kadın ve çocuk en az 70 bin kişiyi katletti (AP)

Gazze Şeridi'nde oluşturulacak Barış Kurulu'na Mısır, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Birleşik Krallık, İtalya ve Almanya'nın katılma taahhüdü verdiği aktarılıyor.

Kimliklerinin açıklanmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan yetkililer, ABD Başkanı Donald Trump'ın 20 maddelik barış planı kapsamında kurulacak Barış Kurulu'na 6 ülkenin katılma taahhüdü verdiğini söylüyor.

Trump yönetimi, Barış Kurulu'na katılacak ülkeler sayesinde Gazze'de kurulacak yapının uluslararası meşruiyetinin artacağını düşünüyor.

Sözkonusu ülkelerin fon, asker veya diğer türden destekleri sağlama olasılığının da artacağı değerlendirmesi paylaşılıyor.

Diğer yandan ABD, İsrail ve Arap ülkelerinden diplomatlar, Barış Kurulu'na katılmanın Uluslararası İstikrar Gücü'ne (ISF) asker gönderme taahhüdü anlamına gelmediğini vurguluyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye ISF'nin konuşlandırılması öngörülüyor.

Türkiye de güvenlik gücüne asker göndermeye hazır olduğunu açıklamıştı ancak İsrail yönetimi buna yanaşmayacağını söylemişti.

Diplomatlar, Türkiye'nin hem Barış Kurulu'nda yer alması hem de ISF'ye asker göndermesi için ABD'nin gelecek haftalarda Tel Aviv'e baskıyı artırabileceğini belirtiyor.

Washington'ın, Ankara'nın ISF'ye asker göndermese bile güvenlik gücünün komuta yapısında yer almasını istediği aktarılıyor.

Trump'ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı da kurulda görmek istediği aktarılıyor.

Diğer yandan yetkililer, Riyad yönetiminin Gazze'deki durum netleşene kadar böyle bir karar almaktan kaçındığını söylüyor.

ABD Merkez Komutanlığı'nın, Katar'ın başkenti Doha'da salı günü düzenlediği toplantıda ülkelerin ISF'ye çeşitli şekillerde destek verebileceği belirtilmişti.

Bunlar arasında asker gönderme, kolluk kuvvetlerinden görevlileri atama, lojistik destek sağlama, finansman ve Filistinli polis memurlarının eğitimini üstlenme gibi seçenekler yer alıyor.

Ancak Arap yetkililer, ISF'nin Hamas'ı silahsızlandırma planıyla ilgili sorunların devam ettiğine dikkat çekiyor. Örgüt, bağımsız Filistin devletinin kurulmasına ilişkin bir süreç başlatılmadan silah bırakmaya yanaşmayacağını bildirmişti.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 53'ünü kontrol ediyor.

Independent Türkçe, Times of Israel, Reuters


Netanyahu ve Trump İran’a saldırıları çok önceden planlamış

Netanyahu, Trump'ı seçim zaferi için tebrik etmiş, ABD Başkanı'nın "tarihin en büyük dönüşünü yaptığını" savunmuştu (AP)
Netanyahu, Trump'ı seçim zaferi için tebrik etmiş, ABD Başkanı'nın "tarihin en büyük dönüşünü yaptığını" savunmuştu (AP)
TT

Netanyahu ve Trump İran’a saldırıları çok önceden planlamış

Netanyahu, Trump'ı seçim zaferi için tebrik etmiş, ABD Başkanı'nın "tarihin en büyük dönüşünü yaptığını" savunmuştu (AP)
Netanyahu, Trump'ı seçim zaferi için tebrik etmiş, ABD Başkanı'nın "tarihin en büyük dönüşünü yaptığını" savunmuştu (AP)

ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran'a saldırıları çok daha önceden planlamış.

Washington Post'un aktardığına göre Trump ve Netanyahu, İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırıları şubatta yaptıkları ilk görüşmede planlamaya başladı.

Beyaz Saray'da gerçekleştirilen toplantıda Netanyahu'nun Trump'a 4 seçenek sunduğu belirtiliyor. Bunlar arasında İsrail ordusunun tek başına saldırı düzenlemesi, ABD'nin asgari yardımda bulunması, tam işbirliğiyle harekat yapılması ya da ABD'nin saldırıyı yönetmesi yer alıyordu.

Haberde, Trump'ın ilk etapta İran’ın nükleer programıyla ilgili diplomatik sürece şans vermeyi tercih ettiği belirtiliyor. Washington ve Tahran, nükleer program ve uranyum zenginleştirme konularıyla ilgili bu yıl birçok görüşme düzenlemişti.

Diğer yandan bu süreçte İsrail ve ABD'nin muhtemel saldırı planlarını gizlice hazırlamaya devam ettiğine dikkat çekiliyor.

ABD ve İsrail'in İran'ı hazırlıksız yakalamak için medyaya yanıltıcı bilgiler servis ettiği de ortaya çıktı.

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan bir yetkili şunları söylüyor:

Netanyahu'nun Witkoff veya Trump'la fikir ayrılığı yaşadığına dair haberlerin hiçbiri doğru değildi. Ancak böyle bir genel algının yaratılması iyi oldu. Bu sayede birçok kişi fark etmeden planlamalara devam ettik.

Haberde, Mossad'ın operasyon için 100'den fazla İranlıyı devşirip silahlandırdığı aktarılıyor. Bu kişilerin bir kısmı İsrail'de özel eğitimden geçirilmiş.

Ajanlara belirli görevler verildiği ancak bunların İran'ın nükleer ve balistik füze programına yönelik geniş çaplı bir operasyonun parçası olduğu söylenmedi.

İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) "Narnia Operasyonu" adı verdiği harekatta Tahran'da Mossad'a ait drone rampaları ve çeşitli askeri düzenekler kurulduğu da ortaya çıkmıştı.

İran ve İsrail arasında Gazze savaşı nedeniyle tırmanan gerginlik haziranda sıcak çatışmaya dönüşmüştü. İsrail'in 13 Haziran'daki saldırısıyla başlayan çatışmalarda İran vakit kaybetmeden misilleme yapmıştı.

Washington Post, çatışmalar sürerken Trump yönetiminin Tahran'a gizli bir teklif götürdüğünü de yazıyor. 15 Haziran'da iletilen teklifte, İran'ın Ortadoğu'daki milislere desteğini kesmesi ve uranyum zenginleştirme tesislerini kapatması istendi. Bunun karşılığında Washington tüm yaptırımların kaldırılacağını söyledi.

Ancak kaynaklar, ABD'nin Katar aracılığıyla İran'a gönderdiği teklifin reddedildiğini söylüyor. Bunun ardından Trump'ın İsrail'in yanında savaşa katılmaya karar verdiği aktarılıyor.

Çatışmalarda ABD'ye ait bombardıman uçakları İran'daki İsfahan, Fordo ve Natanz tesislerine 22 Haziran'da hava saldırısı düzenlemiş, operasyonda 14 "sığınak delici" GBU-57 bombası kullanılmıştı.

İran, ABD'nin saldırısına cevap olarak 23 Haziran'da Amerikan ordusunun Katar'daki El-Udeyd Hava Üssü'ne saldırmıştı. Operasyonda Tahran'ın önceden Washington'a haber verdiği ve hiçbir can kaybı yaşanmadığı aktarılmıştı.

Washington operasyonun ardından 24 Haziran'da taraflar arasında ateşkes sağlandığını duyurmuştu.

Saldırılarda İran, İsrail'e 500 balistik füze ve binden fazla drone göndermişti. İsrail'de 32 kişi yaşamını kaybetmiş, 3 binden fazla kişi de yaralanmıştı. İran'da ise binden fazla kişi ölmüş, 4 bini aşkın kişi yaralanmıştı. 

İsrail ve ABD, İran'ın uranyum zenginleştirerek nükleer silah elde etmeye çalıştığını savunurken Tahran iddiaları reddediyor. 

Independent Türkçe, Washington Post, Times of Israel