Libya’da BM gözetiminde askeri kurumların birleştirilmesi görüşmeleri yapıldı

Başbakan Dibeybe, ülkedeki elektrik krizini çözmeye çalışıyor

Hafter'in ofisi tarafından paylaşılan Halife Hafter, Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı el-Kuni ve BM Libya Özel Temsilcisi Kubis görüşmesinden bir kare
Hafter'in ofisi tarafından paylaşılan Halife Hafter, Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı el-Kuni ve BM Libya Özel Temsilcisi Kubis görüşmesinden bir kare
TT

Libya’da BM gözetiminde askeri kurumların birleştirilmesi görüşmeleri yapıldı

Hafter'in ofisi tarafından paylaşılan Halife Hafter, Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı el-Kuni ve BM Libya Özel Temsilcisi Kubis görüşmesinden bir kare
Hafter'in ofisi tarafından paylaşılan Halife Hafter, Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı el-Kuni ve BM Libya Özel Temsilcisi Kubis görüşmesinden bir kare

Muhammed el-Menfi Başkanlığındaki Libya Başkanlık Konseyi, ülkenin doğusu ve batısındaki askeri kurumları birleştirmek için Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Halife Hafter ile görüştü. Öte yandan Başbakan Abdulhamid ed-Dibeybe, başkent Trablus dahil olmak üzere birçok bölgeyi etkileyen elektrik krizini çözme girişimlerini sürdürdü.
Başkanlık Konseyi üyei Musa el-Kuni, ülkenin doğusundaki ve batısındaki askeri kurumları birleştirme çabaları çerçevesinde geçtiğimiz Cumartesi, Halife Hafter ve Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Jan Kubis ile bir araya geldi.
Geçtiğimiz Cumartesi günü ülkenin doğusundaki Tobruk kentinde Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi ile korumalar olmadan bir gezintiye çıkan Kuni, görüşmeyi devlet kurumlarının birleştirilmesi ve Trablus'ta askeri birliklerin komutanlarıyla görüşerek başlattığı askeri kurumları birleştirme çabalarının devamı olarak değerlendirdi. Libya'nın egemenliğini ve birliğini korumanın herkesin görevi olduğunun altını çizen Kuni, bu çabaların aynı zamanda Çad'daki son olaylardan sonra ülkenin güney sınırlarında oluşan büyük tehditlerle mücadele için Libya’daki safların birleştirilmesi çabalarını da içerdiğini söyledi.
Halife Hafter'in ofisinden yapılan açıklamada ise yalnızca görüşmenin, Hafter’in ülkenin doğusundaki Bingazi şehrinin er-Recme bölgesindeki karargahında gerçekleştiği doğrulanırken görüşmenin ayrıntılarına değinilmedi. Bu gelişmeler, Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi’nin, Cumartesi günü Bingazi’yi, 17 Şubat devriminin başlangıcından bu yana ilk kez üst düzey bir yetkilinin korumalar olmadan gerçekleştirdiği ziyaret etmesiyle başladı. Menfi ziyareti sırasında şehrin akil adamları, ileri gelenleri, sivil ve askeri yetkilileri ile yerlerinden edilmiş kişilerin şehre geri dönüşleri, ulusal uzlaşı, geçiş dönemi adaleti ve Ulusal Uzlaşı Komisyonu'nun çalışma mekanizması gibi konuları görüştü.
Başkanlık Konseyi’nden yapılan açıklamaya göre Menfi, Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) ile koordineli olarak şehri çeşitli alanlarda destekleme sözü verdi.
Öte yandan UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, başkent Trablus’un bazı bölgelerindeki kaçak binaların yıkılması konusunda Maliye ve Yerel Yönetimler bakanlarının yanı sıra Ebu Selim ve Hay el-Endulus belediye başkanları ile bir toplantı gerçekleştirdi. Bina yapımında ilgili yasalara saygı duyulması gerektiğini vurgulayan Dibeybe, kaçak binaların yıkılmasının yarattığı etkileri ele almak için önerilen alternatiflerin masaya yatırıldığını belirtti.
İşçi Bayramı vesilesiyle Batı Trablus Elektrik Santrali'nin proje sahası mühendislerinin ve çalışanlarının yer aldığı iftar programına katılan Dibeybe, proje sahasını gezerek çalışmaları yerinde incelerken yetkililerden 670 megavat elektrik elde edilecek olan önümüzdeki baharın sonunda hizmete girmesi beklenen projenin gidişatına ve proje takvimine ilişkin bilgi aldı.
Diğer yandan Hums şehri Akil Adamlar ve İleri Gelenler Meclisi, şehirdeki elektrik direklerine ateş edildiği yönündeki söylentileri yalanladı. Meclis açıklamasında sorunun, elektrik direkleri ile ilgili periyodik bakımın yapılmamasından kaynaklandığını belirtti.
Bir başka gelişmede ise Libya Başbakan Yardımcısı İbrahim Ebu Cenah, Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed El-Haddad’ın yanı sıra güvenlik ve petrolden sorumlu yetkililer ile akaryakıtın Misrata şehrindeki depolardan güneydeki istasyonlara, Sebha deposuna ve güneydeki tüm bölgelere taşınması sırasında güvenliğin sağlanması ve bunun için bir mekanizmanın oluşturulması konusunu görüştü.
Toplantıda, vatandaşlara doğrudan akaryakıt satmayan akaryakıt istasyonlarına ağır cezaların kesilmesi kararlaştırıldı. Bu gelişmenin yanı sıra Trablus merkezli Brega Petrol Pazarlama Şirketi, önümüzdeki haftadan itibaren ülkenin güneyine akaryakıt tedarikine başlayacaklarını duyurdu.



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.