İdlib’de mühimmat deposunda patlama

Hava saldırısı olasılığı üzerinde duruluyor.

İdlib'de dün mühimmat deposunda meydana gelen patlamanın ardından kurtarma çalışmaları (AFP)
İdlib'de dün mühimmat deposunda meydana gelen patlamanın ardından kurtarma çalışmaları (AFP)
TT

İdlib’de mühimmat deposunda patlama

İdlib'de dün mühimmat deposunda meydana gelen patlamanın ardından kurtarma çalışmaları (AFP)
İdlib'de dün mühimmat deposunda meydana gelen patlamanın ardından kurtarma çalışmaları (AFP)

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne (SOHR) göre, Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib kentinde sığınmacıların kaldığı bir kampın yakınındaki mühimmat deposunda meydana gelen patlamada 3 kişi hayatını kaybetti. Gözlemevi’ne göre patlamanın hava saldırısından kaynaklanmış olabileceği düşünülüyor. Olay yerinde bulunan AFP muhabiri, patlamanın meydana geldiği binanın tamamının çöktüğünü ve geriye hiçbir şey kalmadığını, sivil savunma ekiplerinin İdlib'in kuzeydoğu kırsalında bulunan el-Fuah köyünün yakınındaki kampta çıkan yangını söndürmeye çalıştığını aktardı.
 SOHR Direktörü Rami Abdurrahman Fransız haber ajansına (AFP) yaptığı açıklamada, patlamanın militan gruplardan birine ait bir mühimmat deposunda meydana geldiğini, depoda bomba ve patlayıcı cihazların üretildiğini bildirdi. Gözlemevine göre patlamada deponun yakınında yaşayan 2 savaşçı ve 1 kadın hayatını kaybederken, kampta yaşayan 6 kişi de yaralandı. Abdurrahman açıklamasında, patlamanın bir hava saldırısından kaynaklanmış olabileceğini, ancak patlamanın kim tarafından gerçekleştirildiğinin bilinmediğini ifade etti. 
 İdlib kenti çoğu zaman, kaza sonucu veya hava saldırıları sonucunda benzer patlamalara tanık oluyor.
 İdlib ve çevresinde bir yıldan uzun süredir ateşkes yürürlükte olmasına rağmen, Rus savaş uçakları zaman zaman Heyet Tahrir eş-Şam (eski adıyla el-Nusra cephesi) örgütüne ve diğer militan gruplara yönelik saldırılar düzenliyor. Amerikan uçakları da bazen bölgedeki militanların ve liderlerinin, özellikle de El Kaide örgütüyle bağlantılı olanların kaldıkları bölgeleri hedef alıyor.
 AFP’ye göre SOHR, depoyu yöneten grubu belirleyemedi. Ancak deponun Heyet Tahrir eş-Şam’a bağlı olmadığını kaydetti.
 Heyet Tahrir eş-Şam, İdlib'in yaklaşık yarısını ve Lazkiye, Halep ve Hama vilayetlerine komşu küçük bölgeleri kontrol ediyor. Ayrıca bölgede, aşırılık yanlısı El Kaide'ye bağlı Hurras el Din (Din Muhafızları Örgütü) gibi gruplar ve daha az etkili savaşçılar bulunuyor.



Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

TT

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, Suveyda'da varılan ateşkes anlaşmasının, kendisi ve Şeyh Hamud el-Hanavi tarafından temsil edilen Dürziler ile Suveyda Vilayeti İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Ahmed ed-Dalati ve diğer yetkililer tarafından temsil edilen Suriye hükümeti arasında imzalandığını duyurdu.

Suriye hükümeti, son günlerde şehirde devam eden ve çok sayıda ölü ve yaralıya neden olan çatışmalara son vermek için dün Suveyda halkıyla ateşkes anlaşması imzaladı.

Şarku'l Avsat'ın incelediği anlaşma, tüm askeri operasyonların derhal durdurulmasını ve tüm tarafların güvenlik güçlerine ve kontrol noktalarına yönelik her türlü saldırıyı durdurma taahhüdünde bulunmasını öngörüyor.

Anlaşmaya göre, ateşkesin uygulanmasını denetlemek ve uyulmasını sağlamak için Suriye devleti ve Dürzi şeyhlerinden oluşan bir gözetim komitesi kurulması planlanıyor.

hyujı8o9
Dürzi cemaatinin ruhani liderlerinde Şeyh Hikmet el-Hicri, Suveyda'da kendisini destekleyen ‘Askeri Konsey’ üyeleri ile birlikte (Arşiv)

Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Suriye'deki Dürzi Cemaati Meclisi’nin üç şeyhi, yani Şeyh Yusuf Carbu, Şeyh Hamud el-Hanavi ve Şeyh Hikmet el-Hicri'yi bünyesinde barındırdığını belirterek, Hikmet el-Hicri'nin ‘farklı bir yönelime sahip olduğu’ için ‘anlaşmanın tarafı olmadığını’ söyledi.

Anlaşmanın tüm taraflarca imzalanmadığını, çünkü Suveyda'daki güvenlik durumunun seyahat ve toplantılara izin vermediğini belirten Şeyh Yusuf Carbu, anlaşmanın ‘yazışmalar yoluyla’ kabul edildiğini belirtti. Anlaşmanın ardından iyimser olsa da, Şeyh Yusuf Carbu “Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor” ifadesini kullandı.

Şeyh Hikmet el-Hicri, çok geçmeden, ‘kendilerini sahte bir şekilde hükümet olarak adlandıran silahlı çetelerle herhangi bir anlaşma, müzakere veya yetki devri olmadığını’ teyit eden bir açıklama yayınladı. Bu ortak tutumdan sapan, tek taraflı iletişim veya anlaşma yapan herhangi bir kişi veya kuruluşun ‘istisnasız ve müsamahasız bir şekilde yasal ve toplumsal hesap verebilirliğe tabi tutulacağı’ uyarısında bulundu.