Hamaney’den özür dilemesine rağmen Zarif’e yönelik baskı devam ediyor

İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi tarafından dağıtılan Ali Hamaney’in Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ve ekibini kabul ettiğini gösteren bir fotoğraf
İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi tarafından dağıtılan Ali Hamaney’in Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ve ekibini kabul ettiğini gösteren bir fotoğraf
TT

Hamaney’den özür dilemesine rağmen Zarif’e yönelik baskı devam ediyor

İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi tarafından dağıtılan Ali Hamaney’in Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ve ekibini kabul ettiğini gösteren bir fotoğraf
İslam İnkılabı Rehberi Bürosu Resmi Sitesi tarafından dağıtılan Ali Hamaney’in Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ve ekibini kabul ettiğini gösteren bir fotoğraf

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, sızdırılan ses kayıtları ile ilgili sert eleştirilerde bulunan, ülkedeki son sözün sahibi olan İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney'den özür dilemesine rağmen, üzerindeki baskı halen devam ediyor.
Hamaney, Zarif'in Kudüs Gücü’nün ve geçtiğimiz yılın başlarında ABD tarafından düzenlenen hava saldırısında öldüren eski Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin rolüne yönelik eleştirilerini, ‘düşmanların ve Amerikalıların sözlerinin tekrarı’ olarak niteledi. Hamaney, Dışişleri Bakanlığı’nı ülkenin üst düzey makamları tarafından alınan kararları uygulayan bir ‘yürütme organı’ olarak tanımladı.
Hamaney'in sert eleştirilerde bulunduğu konuşmasının üzerinden yaklaşık iki saat geçtikten sonra Zarif, Instagram hesabından İran’ın Dini Lideri ile birlikte olan bir fotoğrafını da eklediği bir özür mesajı yayınladı. Zarif, deneyimlerini aktarırken istemeden dile getirdiği bazı kişisel görüşlerinin, cımbızlanarak düşmanlar için malzeme yapıldığını ve bunun da Hamaney’in rahatsızlık duymasına sebep olduğunu söyledi. Son sözü Hamaney’in söylediğini vurgulayan Zarif, Hamaney’in hedeflerini hiçbir eksiklik olmadan uygulamaya çalışacağına dair söz verdi.
Geçtiğimiz hafta, yurtdışındaki basın kuruluşları, Zarif'in hükümete yakın ekonomist Said Leylaz'ın sorularını yanıtladığı Cumhurbaşkanlığı Araştırma Merkezi'nin ‘Sözlü Tarih’ adlı programı için verdiği röportajdan bazı bölümlerini sızdırmıştı.
Üç saat süren kayıtta Zarif, Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) faaliyetlerine işaret ederek, diplomasi ile savaş sahası arasında koordinasyon olmamasını eleştirirken Rusya'yı Suriye'ye müdahale etmekle ve nükleer anlaşmayı baltalamak amacıyla DMO ile iş birliği yapmakla suçluyor. Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, sızdırılan ses kaydını Viyana'daki yapılan nükleer anlaşmayı canlandırma görüşmelerine karşı kurulan ‘bir komplo’ olarak değerlendirdi. Bunun yanı sıra Cumhurbaşkanı Ruhani’nin, geçtiğimiz Çarşamba günü Zarif’in ses kaydının basına sızmasından sorumlu kişiler hakkında soruşturma başlatılması talimatı vermesinin ardından geçtiğimiz Perşembe günü kaydın arşivlendiği İran Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Hesamoddin Ashena görevinden istifa etti.  
Milletvekilleri, ‘sızma olayı’ ile ilgili İran Stratejik Araştırmalar Merkezi’ne soruşturma açılması çağrısında bulunurken, yargıya da Zarif ve Ruhani’nin yargılanması çağrısında bulundular.
Reformistlerin önemli isimlerinden eski milletvekili Mahmud Sadıki, dün Twitter hesabından yazdığı Hamaney’in Zarif’in ses kaydı ile ilgili açıklamalarına ilişkin tweette, , “Görünüşe göre Hamaney, ses kaydını ya doğrudan dinlememiş ya da tam olarak duymamış. Çünkü Zarif'in açıklamaları rejimin dış politikasıyla hiçbir şekilde çelişmiyordu. Bakan (Zarif), Hamaney’in vurguladığı diplomasi ile savaş sahası arasında koordinasyon olmasına duyulan ihtiyacı vurgulamaktadır” dedi.
Ses kaydı, reformist partilerin Zarif'i, 18 Haziran’da yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olmaya zorlamak için etrafında toplanmaya başladıkları bir zamanda sızdırıldı. Buna karşın Hamaney'in DMO’daki temsilcisi Abdullah Hacı Sadıki, yaptığı açıklamada, görüşmelerde ve diplomatik ilişkilerde General Süleymani'nin desteğini alan birinin, yöntemine karşı nankörlük etmesinin ve nefret söyleminde bulunmasının uygun olmadığını söyledi.
İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf'ın Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Özel Yardımcısı Hüseyin Emir Abdullahiyan ise, Zarif'in dünkü özür açıklamasından sonra da eleştirilerine devam etti. İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı’na konuşan Abdullahiyan, ABD ile nükleer müzakerelerin sebebinin nükleer alanındaki güçleri olduğunu söyledi. Abdullahiyan bunun yanı sıra bölgesel nüfuzlarının da bu konuda etkili olduğunun altını çizdi. Bakan Zarif’in sızdırılan ses kaydındaki sözlerini açıklığa kavuşturma ile girişimlerine dikkati çeken Abdullahiyan, Bakanın, sızdırılan ses kaydındaki sözlerinin tam tersine işaret eden çeşitli dosyalar yayınladığını belirterek “Bakan, diplomasinin ve savaş sahasının birlikte uçması gereken birer kanat olduğunu vurguluyor” dedi.
Ancak, Zarif'in saha faaliyetleriyle diplomasiyi feda etme konusunda söylediklerini bir kez daha yorumlayan Abdullahiyan, “General Süleymani, diplomasi ile savaş sahası arasında hiç bir ayrım yapmadı. Sadece sahada diplomasiden ödün vermemekle kalmadı, sahada halkın parasını da harcamadı” dedi.
Kudüs Gücü kökenli olan Abdullahiyan, Dışişleri Bakanı’nın Arap ve Afrika ülkeleri işleri yardımcısıydı. Fakat bölgesel politikalara yönelik farklı görüşleri, Abdullahiyan’ın 2016 yılında nükleer anlaşmanın yürürlüğe girmesinden sonra bakanın yardımcıları listesinden çıkarılmasına yol açtı.
Öte yandan dün İran hükümetini destekleyen taraflar, Hamaney'in sözlerinin, ülke içinde Dışişleri Bakanlığı’nın nükleer anlaşmadaki rolüne yönelik eleştirilere koyulan ‘son nokta’ olarak göstermeye çalıştılar.
Eski meclis başkanı Ali Laricani'ye yakınlığı ile bilinen Haber Online sitesi, yayımladığı siyasi bir analizde Hamaney'in açıklamalarının, eleştirilere bakılmaksızın ‘nükleer anlaşmaya ve mevcut müzakerelere akıllıca verilen bir destek’ olarak niteledi. Hamaney’in Dışişleri Bakanlığı’nın ve diğer kurumların kararları uygulama rolünü vurguladığına dikkat çekilen analizde, “Aslında HAmanet’in sözlerine göre yurtdışında atılan tüm adımlar, Milli Güvenlik Yüksek Kurulu kararları ve rejimin talepleri çerçevesinde atılıyor. Nükleer anlaşmaya karşı çıkanlar, müzakere yolunda Dışişleri Bakanlığı’nın kazanacağı zaferin veya yenilginin, rejim hanesine kaydedileceğinin farkına varmalılar” ifadeleri yer aldı.
Devam eden tartışmalara rağmen Zarif, reformist hareketin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olarak göstermek istediği isimler arasındaki yerini koruyor. Zarif, dün 14 adayın bulunduğu Reform Cephesi’nin ilk ortak listesinde yer aldı. İran'ın resmi haber ajansı IRNA’nın haberine göre aday listesi reformist partiler ve isimler tarafından sunulan tekliflerin sonucunda ortaya çıktı.
Zarif, geçtiğimiz aylarda, nükleer anlaşmaya karşı çıkanların cumhurbaşkanlığı yarışına girmemesi için dolaylı yoldan tehdit etmeleri dışında, adını seçimlerle ilişkilendiren spekülasyonlara aldırış etmedi.
Zarif, 37 kişinin önerisiyle listede yer alırken, (Cumhurbaşkanı Ruhani’nin birinci yardımcısı) İshak Cihangiri, 35 teklifle listede ikinci sırada yer aldı.  Üçüncü sırada 32 öneri ile reformist siyasetçi Mustafa Taczade, dördüncü sırada 25 öneri ile eski Meclis Başkanı Yardımcısı Mesud Pezeşkiyan ve beşinci sırada ise 21 öneriyle eski reformist Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi’nin eski yardımcısı ve Meclis’teki Cephe-i Müşareket-i İran-ı İslami (İslami İran Katılım Cephesi) partisinin başkanı Muhammed Rıza Arif yer aldı.
Listede ayrıca 20 öneriyle Tahran Belediye Meclisi Başkanı Muhsin Haşemi’nin yanı sıra mevcut Çalışma, Kooperatif ve Sosyal Refah Bakanı Muhammed Şeriatmedari, eski reformist milletvekili Mustafa Kevakibyan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Muhammed Sadr, eski milletvekili Mahmud Sadıki, İran Cumhurbaşkanlığının eski Kadın ve Aileden Sorumlu Yardımcısı Şahinduht Mevlaverdi, Reform Hareketi Kadın Derneği Genel Sekreteri Zehra Şucai, eski Ulaştırma ve Şehircilik Bakanı Abbas Ahundi ve eski diplomat Sadık Harrazi birer teklifle listede yer aldılar.



Almanya İçişleri Bakanı Dobrindt: Hamas’ı destekleyen vatandaşlıktan çıkarılsın

Gazze Dayanışma Platformu, İstanbul'daki Alman konsolosluğu önünde geçen yıl düzenlediği gösteride, Berlin yönetiminin İsrail'e askeri desteğini Hamas bayraklarıyla protesto etmişti (AFP)
Gazze Dayanışma Platformu, İstanbul'daki Alman konsolosluğu önünde geçen yıl düzenlediği gösteride, Berlin yönetiminin İsrail'e askeri desteğini Hamas bayraklarıyla protesto etmişti (AFP)
TT

Almanya İçişleri Bakanı Dobrindt: Hamas’ı destekleyen vatandaşlıktan çıkarılsın

Gazze Dayanışma Platformu, İstanbul'daki Alman konsolosluğu önünde geçen yıl düzenlediği gösteride, Berlin yönetiminin İsrail'e askeri desteğini Hamas bayraklarıyla protesto etmişti (AFP)
Gazze Dayanışma Platformu, İstanbul'daki Alman konsolosluğu önünde geçen yıl düzenlediği gösteride, Berlin yönetiminin İsrail'e askeri desteğini Hamas bayraklarıyla protesto etmişti (AFP)

Almanya İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt, Hamas'ı destekleyen kişilerin vatandaşlıktan çıkarılması gerektiğini savundu. 

Dobrindt, çarşamba günü yaptığı açıklamada “Çifte vatandaşlık dahil olmak üzere Alman vatandaşlığı almış kişiler, değerler sistemimize bağlılıklarını beyan etmişlerdir” dedi ve ekledi: 

Bunun kasıtlı bir yanlış beyan olduğu ve bu değerler sistemini paylaşmadıkları ortaya çıkarsa, vatandaşlıklarının geri alınması mümkün olmalıdır.

Bakanın açıklaması, geçen ay sosyal medyada Hamas'ı “Filistin'in kahramanları” diye niteleyen bir paylaşım yaptığı gerekçesiyle Filistinli bir göçmenin vatandaşlığının iptal edilmesinin ardından geldi. 

Bild'in aktardığına göre Almanya İçişleri Bakanlığı, paylaşımı yapan kişiye vatandaşlığının iptal edildiğine dair resmi bir yazı göndermişti.

Berlin yönetiminin 2024'te vatandaşlık yasasında yaptığı düzenlemeyle, başvuru sahiplerinin Almanya'nın “özgür demokratik düzenini” ve ülkenin “Yahudi yaşamına ve İsrail'in var olma hakkına yönelik tarihsel sorumluluğunu” kabul etmeleri zorunlu kılınmıştı.

Ayrıca Dobrindt'in selefi Nancy Faeser, yeni vatandaşlık testine “Yahudi yaşamı ve İsrail'in var olma hakkına” dair sorular eklemişti.

Almanya'nın doğusundaki iki eyaletteyse başvuru sahiplerinin, İsrail'in “Yahudi inancına sahip tüm insanlar için bir sığınma yeri olarak var olma hakkını” açıkça onaylayan bir ifadeyi el yazısıyla yazmaları şart koşuluyor.

Saksonya-Anhalt eyaletinde en az 10 kişinin formun bu kısmını doldurmayı reddetmesi nedeniyle vatandaşlık başvurularının iptal olduğu bildirilmişti.

Independent Türkçe, Times of Israel, JNS


Rusya Savunma Bakanlığı: Ukrayna'ya ait 65 İHA düşürüldü

Rusya'nın Ukrayna'nın Ternopil kentindeki bir binayı füzeyle vurmasının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
Rusya'nın Ukrayna'nın Ternopil kentindeki bir binayı füzeyle vurmasının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
TT

Rusya Savunma Bakanlığı: Ukrayna'ya ait 65 İHA düşürüldü

Rusya'nın Ukrayna'nın Ternopil kentindeki bir binayı füzeyle vurmasının ardından yükselen dumanlar (Reuters)
Rusya'nın Ukrayna'nın Ternopil kentindeki bir binayı füzeyle vurmasının ardından yükselen dumanlar (Reuters)

Rusya Savunma Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Rus hava savunma sistemlerinin gece boyunca ülkenin farklı bölgelerinde Ukrayna’ya ait 65 insansız hava aracını (İHA) düşürdüğünü duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Sputnik’ten aktardığı açıklamada, düşürülen İHA’ların Kırım, Voronej, Ryazan, Bryansk, Belgorod, Tula, Lipetsk ve Tambov bölgeleri üzerinde etkisiz hale getirildiği bildirildi.

Savunma Bakanlığı verilerine göre, Voronej’de 18, Ryazan’da 16, Belgorod’da 14, Tula’da 7, Bryansk’ta 4, Lipetsk’te 3, Tambov’da 2 ve Kırım’da 1 İHA düşürüldü.

Öte yandan, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’daki savaşı sona erdirmeyi hedefleyen yeni planı, Rusya’ya ülkenin doğusundaki kontrolü altında olmayan bölgeleri devretmeyi ve karşılığında ABD’nin Ukrayna ve Avrupa’ya olası bir Rus saldırısına karşı güvence sağlamasını öngörüyor. Şarku’l Avsat’ın Axios’tan aktardığına göre Beyaz Saray yetkilileri, savaş devam ederse Ukrayna’nın bu bölgeleri kaybedeceğini ve bu nedenle anlaşmaya varmanın ülke çıkarına olacağını belirtiyor.

Trump’ın 28 maddelik planına göre, Rusya Donbas olarak bilinen Luhansk ve Donetsk bölgelerinde fiilen tam kontrol sahibi olacak; Ukrayna’nın hâlâ kısmi kontrol sağladığı bu bölgelerden çekildiğinde ise bölge silahsızlandırılacak ve Rusya’nın asker konuşlandırmasına izin verilmeyecek.

Plan ayrıca, Herson ve Zaporijya bölgelerindeki mevcut kontrol hatlarının korunmasını ve Rusya’ya bazı toprakların müzakereler çerçevesinde devredilmesini öngörüyor.

Buna ek olarak plan, ABD ve bazı diğer ülkelerin Kırım ve Donbas’ı Rusya’ya ait topraklar olarak tanımasını kapsıyor; ancak Ukrayna’nın bunu resmi olarak kabul etmesi zorunlu kılınmıyor.


Pakistan, Afganistan sınırına yakın bir bölgede 23 militanın öldürüldüğünü duyurdu ve Hindistan'ı bu militanlara destek vermekle suçladı

Pakistan ordusu askerleri, Pakistan-Afganistan sınırına yakın Güney Veziristan'da bulunan bir askeri okula düzenlenen saldırının ardından hasar gören girişi koruyor. (AFP)
Pakistan ordusu askerleri, Pakistan-Afganistan sınırına yakın Güney Veziristan'da bulunan bir askeri okula düzenlenen saldırının ardından hasar gören girişi koruyor. (AFP)
TT

Pakistan, Afganistan sınırına yakın bir bölgede 23 militanın öldürüldüğünü duyurdu ve Hindistan'ı bu militanlara destek vermekle suçladı

Pakistan ordusu askerleri, Pakistan-Afganistan sınırına yakın Güney Veziristan'da bulunan bir askeri okula düzenlenen saldırının ardından hasar gören girişi koruyor. (AFP)
Pakistan ordusu askerleri, Pakistan-Afganistan sınırına yakın Güney Veziristan'da bulunan bir askeri okula düzenlenen saldırının ardından hasar gören girişi koruyor. (AFP)

Pakistan güvenlik güçleri bugün, İslamabad'da 12 kişinin ölümüne neden olan ve Pakistan Talibanı (Tehrik-i-Taliban Pakistan) ile bağlantılı bir grup tarafından üstlenilen intihar saldırısından bir hafta sonra, Afganistan sınırına yakın iki operasyonda 23 militanın öldürüldüğünü açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre silahlı kuvvetler yaptığı açıklamada, militanların bu harekete veya ona bağlı gruplara mensup olduğunu belirterek, Hindistan'ı onlara destek vermekle suçladı.

Pakistan ordusu, operasyonların Hayber Pahtunhva eyaletinin Kurram bölgesinde gerçekleştirildiğini, bu bölgede sınır ötesi isyanların aktif olduğunu ve Taliban'ın 2021'de Afganistan'da yeniden iktidara gelmesinden bu yana durumun daha da kötüleştiğini belirtti.

x
İslamabad'da gerçekleşen intihar saldırısında hasar gören bir polis aracı (EPA)

Pakistan ordusu tarafından yapılan açıklamada, “Pakistan, ülke dışından desteklenen ve finanse edilen terör belasını ortadan kaldırmak için tüm gücüyle mücadele etmeye devam edecek” denildi.

İslamabad, Kabil'i, Pakistan'da ölümcül saldırılar düzenleyen silahlı grupları, özellikle de Pakistan Talibanı'nı barındırmakla suçluyor.

Pakistan, son aylarda Hindistan'a karşı sert bir tavır takınarak, kendisine karşı çıkan silahlı grupları desteklemekle suçluyor.

Afganistan ve Hindistan bu suçlamaları reddediyor.

y
İslamabad'daki mahkeme binası önünde patlamada hasar gören bir polis arabasının yanında duran Pakistanlılar (Reuters)

Söz konusu iki saldırı, 14 Kasım'da İslamabad'daki bir mahkeme binası önünde meydana gelen intihar saldırısında 12 kişinin hayatını kaybetmesi ve onlarca kişinin yaralanmasının ardından gerçekleşti.

Pakistan Talibanı ile bağlantılı bir grup saldırının sorumluluğunu üstlenirken, Pakistanlı yetkililer dört şüphelinin gözaltına alındığını doğruladı ve bunların Afganistan'daki Taliban'ın liderliğindeki bir hücreye ait olduklarını söyledi.

Pakistan ve Afganistan arasındaki ilişkiler, geçen ay sınır ötesi çatışmaların patlak vermesiyle kötüleşti. Bir hafta süren çatışmalarda 70’ten fazla kişi hayatını kaybetti.

İki ülke çatışmalarda ateşkes üzerinde anlaştı, ancak bunu kalıcı bir ateşkes haline getirmek için yapılan müzakereler başarısız oldu ve her iki taraf da başarısızlıktan birbirini sorumlu tuttu.