ABD'de köpeklerini gezdiren kadını ayı yedi

Colorado'da 17 bin-20 bin arasında Amerikan kara ayısı olduğu tahmin ediliyor (AP)
Colorado'da 17 bin-20 bin arasında Amerikan kara ayısı olduğu tahmin ediliyor (AP)
TT

ABD'de köpeklerini gezdiren kadını ayı yedi

Colorado'da 17 bin-20 bin arasında Amerikan kara ayısı olduğu tahmin ediliyor (AP)
Colorado'da 17 bin-20 bin arasında Amerikan kara ayısı olduğu tahmin ediliyor (AP)

ABD'nin Colorado eyaletinde yetkililer, köpeklerini yürüyüşe çıkaran talihsiz bir kadının ayı saldırısı sonucu hayatını kaybettiğini düşünüyor.
Adı açıklanmayan 39 yaşındaki kurbanın erkek arkadaşı, 30 Nisan'da eve geldiğinde köpekleri binanın önünde görmüştü. Sevgilisinden haber alamayan endişeli adam onu aramaya çıkmış ve parçalanmış cesediyle karşılaşmıştı.
Bunun ardından bölgeye gelen yetkililer, olay yerinde ayı tüyü ve dışkısı bulmuştu. Araştırma sonucunda yakınlarda bir dişi Amerikan kara ayısı ve iki yavrusu tespit edilmişti. Kurbanı öldürdüğünden ve ileride başka kişilere saldırmasından şüphelenilen hayvanlara ötanazi uygulanmıştı.
Colorado Park ve Yaban Hayatı Servisi (Colorado Parks and Wildlife Service - CPW), yaptıkları otopside anne ayının ve bir yavrunun midesinde insan kalıntıları buldu.
CPW patoloğu, hayvanların ilk muayenede sağlıklı göründüğünü bildirdi. Mikroskobik incelemelerin ve kuduz testininse iki hafta sürebileceğini sözlerine ekledi. Ayıların cesetlerine DNA testi de yapılacak.
CPW sözcüsü Jason Clay ise ayıların saldırdığından emin olduklarını ancak bunu DNA’nın kesin şekilde kanıtlayabileceğini bildirdi.
"Kalplerimiz ve dualarımız, bu trajik olayda kaybettiğimiz kadının ailesiyle" diyen CPW'dan Cory Chick, ötanazi hakkında şöyle konuştu:
"Bir ayı, bir insanı yaralarsa veya yerse bunun başka bir kişinin başına gelme riskini alamayız. Dolayısıyla o ayıya ötanazi yapıyoruz."
Zira eyaletteki ölümcül ayı saldırıları son derece nadir. Colorado'da 1971, 1993 ve 2009 olmak üzere son 50 yılda üç kez bu tür bir olay meydana geldi.
Resmi ölüm nedenini kararlaştırmak için gelecek hafta kadına otopsi yapılacak.
 
Independent Türkçe, BBC, Denver Post, Sky News, Washington Post



Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Araştırmacılar, otizmin 4 alt tipini keşfederek bu genetik durumun altında yatan biyolojiyi anlamaya yönelik "dönüştürücü bir adım" attı.

Princeton Üniversitesi ve Simons Vakfı'ndan bilim insanları, otizm kohort çalışması SPARK'taki 5 bin çocuğun verilerini analiz ederek bireyleri özellik kombinasyonlarına göre gruplandırdı.

Araştırmacılar belirli özelliklerle ilgili genetik bağlantılar aramak yerine, sosyal etkileşimlerden tekrarlayan davranışlara ve gelişimsel kilometre taşlarına kadar 230'dan fazla özelliği her bir kişide değerlendirdi.

Bu analiz sayesinde otizmin farklı genetik varyasyon modellerine sahip 4 alt tipini tanımlamayı başardılar.

Flatiron Enstitüsü'nde yardımcı araştırmacı bilim insanı ve çalışmanın ortak başyazarı Natalie Sauerwald, "Otizmin tek bir biyolojik hikayesi değil, birden fazla farklı anlatısı olduğunu görüyoruz" diyor.

Bu, geçmişteki genetik çalışmaların neden genellikle yetersiz kaldığını açıklamaya katkı sağlıyor; aslında birbirine karışmış birden fazla farklı bulmacaya baktığımızı fark etmeden bir yapbozu çözmeye çalışıyorduk. Bireyleri ilk başta alt tiplere ayırana kadar resmin tamamını, genetik örüntüleri göremedik.

Bu 4 alt tip Sosyal ve Davranışsal Zorluklar, Gelişimsel Gecikmeyle Birlikte Karma OSB (Otizm Spektrum Bozukluğu), Orta Derecede Zorluklar ve Geniş Çaplı Etkilenme olarak belirlendi.

İlk tip, otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda gelişimsel kilometre taşlarına ulaşan fakat genellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, anksiyete veya depresyon gibi eşlik eden sorunlar yaşayan çocukları kapsıyor.

İkinci tipte gelişimsel kilometre taşlarına ulaşmada gecikme görülürken eşlik eden rahatsızlıklara dair herhangi bir belirtiye rastlanmıyor.

Üçüncü tip olan Orta Derecede Zorluklar'da otizmle ilgili temel davranışlar olsa da diğer gruplar kadar güçlü değil. Otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda kilometre taşlarına ulaşıyor ve eşlik eden rahatsızlıklar görülmüyor.

4. tipte en uç ve geniş kapsamlı zorluklar yaşanıyor.

Katılımcıların yüzde 37'sinin yer aldığı birinci ve yüzde 34'ünün bulunduğu üçüncü tip en yaygın gruplar. Yüzde 19'unu içeren ikinci ve yüzde 10'unun olduğu 4. tiplerse en nadir olanlar. 

Bulgular, genetik farklılıkların "yüzeyde benzeyen klinik görünümlerin ardındaki farklı mekanizmalara işaret ettiğini" vurguluyor.

Örneğin hem Geniş Çaplı Etkilenme hem de Karma OSB gruplarındaki çocuklar gelişimsel gecikme ve zihinsel engellilik gibi bazı önemli özellikleri paylaşıyor. Ancak ilk grupta, ebeveynlerden geçmeyen de novo mutasyonların en yüksek oranı görülürken, ikinci grubun nadir kalıtsal genetik varyantları taşıma olasılığı daha fazla.

Bulgular otizmin sadece 4 alt tipi olduğu anlamına gelmiyor; en az 4 tane bulunduğunu ve bunların hem klinik seviyede hem de genom düzeyinde araştırmalar için anlamlı olduğunu gösteren veri odaklı bir çerçevenin keşfedilmesini sağlıyor.

Otizmle mücadele eden ailelerin, çocuklarının hangi otizm alt tipine sahip olduğunu bilmesi yeni bir netlik, kişiye özel bakım, destek ve topluluk imkanı sunabilir.

Independent Türkçe