Kedilerin sık sık sergilediği 6 davranışı bilim açıkladı

British Shorthair kedilerinin, Britanya'ya Romalı işgalcilerle birlikte geldiği düşünülür (Unsplash)
British Shorthair kedilerinin, Britanya'ya Romalı işgalcilerle birlikte geldiği düşünülür (Unsplash)
TT

Kedilerin sık sık sergilediği 6 davranışı bilim açıkladı

British Shorthair kedilerinin, Britanya'ya Romalı işgalcilerle birlikte geldiği düşünülür (Unsplash)
British Shorthair kedilerinin, Britanya'ya Romalı işgalcilerle birlikte geldiği düşünülür (Unsplash)

Kediler neden dizüstü bilgisayarlar üzerine yatar ya da mırıldar?
Kaliforniya Üniversitesi Davis’teki Veteriner Tıp bölümünden Emma Grigg, kedilerin davranışlarını anlamanın hayvan sahipleri için yararlı olabileceğini söyledi.
"Kedileri hakkında daha fazla bilgiye sahip olan ve onların davranışlarını anlayan kişiler kedileriyle daha iyi bağ kurabiliyor" diyen Grigg, kedilerin en çok sergilediği 6 davranışın nedenini şöyle açıkladı:

Sevgilerini nasıl gösterirler?
Kediniz ayaklarınızın etrafında dolanıyor, başını bacaklarınıza sürtüyorsa büyük ihtimal size karşı olan sevgisini gösteriyor. "Kedilerin yanaklarında kokularını bırakıp işaretleme yapmak için bir salgı bezi bulunduğunu" belirten Grigg, "Böylelikle sizi de aslında bir anlamda kendi dünyalarının parçası haline getirirler" dedi.
Yanında güvenli hissettikleri birine yakın durmaya çalışmalarının bir güven göstergesi olduğunu belirten araştırmacı, türlerine göre kedilerin fiziksel temas ihtiyaçlarının değiştiğini söyledi.

Neden mırlarlar?
Grigg, kedilerin yalnızca mutluyken mırladıklarını düşünmenin en sık karşılaşılan yanlış anlaşılmalardan biri olduğunu söyledi. Mırlamak genellikle memnuniyet göstergesi olabilirken, kedilerin yaralandıklarında ya da ölmeye yakınken de mırladıkları gözlemlendi.

Neden battaniyeyi yoğururlar?
Kedilerin sıklıkla yaptığı bu hareket yavruyken edindiği bir alışkanlıktan ileri geliyor.
Grigg, kedilerin annelerinden süt emerken bu hareketi yaparak sütün memeden daha rahat gelmesini sağladığını belirtti. "Sevdikleri bir kişinin ya da yatağın üstünde bu hareketi yapıyorlarsa o zaman kendilerini rahatlatmaya çalışıyorlar" diyen Grigg, kedilerin böylece güvende ve konforlu hissettiklerini gösterdiklerini belirtti.

Neden kuş gördüklerinde cıvıldarlar?
Avlarını izleyen kedilerin neden cıvıldama sesi çıkardığı tam olarak bilinmiyor. Fakat hayvan davranışları üzerinde çalışan bilim insanları, kedilerin bu sesi özellikle yakalayamayacaklarını fark ettikleri bir avı görünce heyecanlandıkları için çıkardığını düşünüyor.

Neden kedi nanesini (catnip) severler?
Kedi nanesi tadan kedilerin yüzde 50 ila 75’inin davranışları değişiyor. Kimisi rahatlayıp gevşerken kimisi de uyarılarak saldırganlaşabiliyor. Bilim insanları bunun kedi nanesi içinde bulunan nepatalakton adlı yağdan kaynaklandığını düşünüyor.
Kediler bunu kokladığında tıpkı bir ilaç almış gibi merkezi sinir sistemleri uyarılıyor. Bazı kedilerde bu madde öforik ya da halüsinojenik etkiler yaratabiliyor.

Neden dizüstü bilgisayarların üstüne yatarlar?
Kediler bu davranışı genellikle dizüstü bilgisayarın verdiği sıcaklık hoşlarına gittiği için sergiliyor.
Bu bariz açıklamaya ek olarak Griggs, kedilerin bunu ayrıca sahipleriyle ilişki kurmak için yaptığını da belirtti. Bilim insanı, "Bizim dikkatimizi çekmek istiyorlar. O anda bizimle birlikte olmak istiyorlar" dedi.
Kediler eşyalarımızın üzerine yatarak hem bizim gibi kokan şeylere daha yakın duruyor hem de aynı eşyaların üzerine kokularını bırakarak bunları kendi alanlarının içine katıyor.

Independent Türkçe, Phys.org



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news