Irak, DEAŞ’ın saldırılarını durdurmak için Suriye sınırına hendekler kazıyor

DEAŞ üyelerinin ülkeye sızmasını önlemek için hendek kazılması, bazı çevrelerce ‘ilkel’ bir adım olarak nitelendirildi.

Suriye sınırındaki bir Irak askeri (AFP)
Suriye sınırındaki bir Irak askeri (AFP)
TT

Irak, DEAŞ’ın saldırılarını durdurmak için Suriye sınırına hendekler kazıyor

Suriye sınırındaki bir Irak askeri (AFP)
Suriye sınırındaki bir Irak askeri (AFP)

Mueyyid et-Turfi
Irak Silahlı Kuvvetleri’nin, ülkenin bazı şehirlerinin yıllar süren DEAŞ işgalinden kurtarılmasının ardından örgüt üyelerinin Suriye sınırından sızma girişimlerine karşı uyguladığı güvenlik çözümleri işe yaramamış ve bu da Bağdat'ı Suriye sınırına hendekler kazmaya itmiş gibi görünüyor.
Irak yönetiminin Diyala, Kerkük, Selahaddin, Ninova ve Anbar gibi illere büyük çapta güvenlik güçleri sevk etmesinin yanı sıra ordu güçleri, sınır muhafızları, Haşdi Şabi ve Peşmerge kuvvetleri de Irak-Suriye sınırı boyunca konuşlandırıldı. Buna rağmen son zamanlarda DEAŞ’ın saldırılarında artış gözlemlendi.
Irak’ın Ninova ile Suriye arasında yaklaşık 295 kilometre uzunluğunda bir sınır bulunuyor. Anbar ile sınırın uzunluğu da yaklaşık 325 kilometreye ulaşıyor. Tüm bu sınır boyunca yaklaşık 211 polis karakolu ve güvenlik noktası mevcut. Bunlardan 50’si Irak’ın sınır köylerinde yer alıyor.

Üç metre derinliğinde hendek
Irak’ın Suriye sınırına hendekler kazıldığına yönelik açıklama Irak Ortak Operasyonlar Komutanlığı Sözcüsü Tümgeneral Tahsin Hafaci tarafından yapıldı. Tümgeneral Hafaci, hendeklerin Başbakan Mustafa el-Kazimi’nin sınırda güvenlik bariyeri oluşturulması kararı kapsamında kazıldıklarını belirtti.
Irak’ın resmi haber ajansı INA’ya açıklamalarda bulunan Tümgeneral Hafaci, güvenlik bariyerinde kameralar, gözetleme kuleleri ve dikenli tellerin yanı sıra üç metre genişliğinde ve üç metre derinliğinde hendekler olduğunu bildirdi. Hafaci ayrıca Irak-Suriye sınırlarında federal hükümet güçleri ile Peşmerge kuvvetleri arasında, güvenlik konusunda iş birliği yapıldığının altını çizdi.

SDG, Tahran ve Moskova ile koordinasyon
Bağdat’ın Suriye sınırından teröristlerin sızma girişimlerini önlemek için yapılan planlara büyük özen gösterdiğini ifade eden Tümgeneral Hafaci, Irak güvenlik güçlerinin, ABD liderliğindeki DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile bilgi alışverişinde bulunduğunu ve koordinasyon halinde olduğunu kaydetti.
Ağırlıklı olarak Kürtlerden oluşan SDG güçleri, Suriye'nin kuzeydoğusunda geniş bir bölgeyi kontrol ediyor ve DMUK’tan destek alıyor.
Irak Savunma Bakanlığı’nda, Bağdat, Şam, Moskova ve Tahran ortaklığında ve Suriyeli, Rus, İranlı ve Iraklı subayların da yer aldığı bir güvenlik odası oluşturulduğunu belirten Hafaci sözlerini şöyle sürdürdü:
“Güvenlik odası, tarafların çalışmalarını koordine etme, teröristlerle ilgili bilgi alışverişinde bulunma,  Irak ile Suriye arasında koordinasyon sağlama, teröristlerin nerede oldukları ve olası sızma yollarını bulma açısından büyük önem taşıyor.” 

Suudi Arabistan-Irak sınırı güvenli
Ortak Operasyonlar Komutanlığı Sözcüsü Tümgeneral Hafaci, Irak-Suudi Arabistan sınırının, Riyad ve Bağdat'ın üst düzey kapasiteleri ile daha güvenli ve istikrarlı olduğunu belirtti. Irak’ın hem de Suudi Arabistan’ın sınırlarını korumak için bölgeye asker konuşlandırdıkları bilgisini paylaştı.
Irak hükümeti, Uluslararası Koalisyon’un desteğiyle, teröristlerin ülkeye sızmasını önlemek için 2010-2013 yılları arasında Suriye sınırına bir güvenlik bariyeri kurdu. Alınan önlemler arasında hendek kazmak, güvenlik çiti oluşturmak ve hem ordu güçlerinden hem de sınır muhafızlarından zırhlı birlikler konuşlandırmak da vardı. Ancak DEAŞ, 2014 yılında Anbar ve Ninova illerinin kontrolünü ele geçirdikten sonra güvenlik bariyerini tamamen yok etti.

Musul üzerinden sızma girişimleri
Irak Meclis Güvenlik ve Savunma Komitesi Üyesi Saran el-Acibi, termal kameralar ve izleme cihazları ile donatılan güvenlik bariyerinin DEAŞ üyelerinin Irak’a sızma girişimlerini sınırlayacağını vurguladığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“İç güvenliğin sağlanması, DEAŞ’ın Irak topraklarına girmesini engellemekle ilişkilidir. Peş peşe kurulan hükümetlerin yaptığı hata ise sınırlarda kontrolün sağlanmamasıyla ilgilidir. Bu durum, çok sayıda teröristin ülkeye girmesine neden oldu. Ortak Harekat Komutanlığı’nın Suriye sınırına hendek kazılması önerisi, Irak-Suriye sınırındaki boşlukları doldurmayı hedefliyor.”
Ordunun kazmaya başladığı hendeklerin araçlara ve yayalara da kısıtlamalar getireceğini belirten Acibi, böylece durumun Suriye-Irak sınırının kontrolüne de katkı bulunacağını kaydetti. Acibi, sınırlarda askeri araçların artmasıyla birlikte dikenli tellere, termal kameralara ve izleme cihazlarına da ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi.
Milletvekili Acibi, güvenlik güçlerinin Meclis Güvenlik ve Savunma Komitesi ile yaptıkları görüşmeler sırasında güvenlik ihlallerinin, DEAŞ unsurlarının araçlarla Musul üzerinden sızmasıyla meydana geldiğinin vurgulandığını söyledi. Acibi, Musul’un DEAŞ üyelerinin hareket etmelerini kolaylaştıran vadilere ve tepelere sahip olduğunu, ancak hendeğin sızma girişimlerini engelleyeceğini vurguladı.

‘İlkel’ bir adım
Irak merkezli Cumhuriyet Güvenlik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin Müdürü Mutaz Muhi Abdulhamid, sınırlarda hendek kazmanın ‘ilkel’ bir adım olduğunu belirterek teröristlerin sızma girişimlerini engellemenin yolunun modern teknolojik araçlarla sınırları kontrol etmek ve ABD güçleriyle iş birliği içinde insansız hava araçları (İHA) kullanmak olduğunu söyledi.
Suriye ile sınır köylerinde yaşanan her güvenlik ve askeri aksaklıktan sonra hendek kazma konusunun gündeme geldiğini ifade eden Abdulhamid, yaklaşık 620 kilometre uzunluğundaki Irak-Suriye sınırı boyunca kazılan hendeğin dikenli tellerle korunmasının kolay bir iş olmadığına işaret etti.

“Hendekler sızma girişimlerini engelleyemez”
Hendek kazmanın teröristlerin sızma girişimlerini engellemeyeceği görüşünde olan Abdulhamid, bunun nedenini ise komşu ülke Suriye’nin bazı bölgelerinin çeşitli grupların kontrolü altında olmasına bağladı. Ayrıca Irak’ın Fırat Nehri’ne, Elbukemal’e ve Ninova Ovası'na komşu köylere yönelik sınırlarını da koruyamayacağını öne sürdü.
Çözümün termal kameralar kurulması, sınırları gözetlemek ve korumak için ABD güçleriyle İHA’lar aracılığıyla iş birliği yapılmasında yattığını belirten Abdulhamid, uluslararası basında yer alan haberlere göre DEAŞ üyelerinin Irak-Suriye sınırlarını kolayca geçilebildiğine işaret etti. Söz konusu haberlerde örgütün Irak tarafındaki engebeli arazilerden yararlanmasının yanı sıra ordudan, polisten ve uçaklardan saklanmalarına yardımcı olan mağaraları kullanması nedeniyle güç topladığına dikkat çekildiğini vurguladı.



İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP


Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
TT

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria'daki İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövüp eşyalarını çaldı.

Guardian'ın aktardığına göre pazar sabahı yaşanan olayda radikal sağcı yerleşimciler, Eriha bölgesindeki Ayn el-Duyuk köyüne baskın düzenledi. 

Yerleşimcilerin, Filistinlileri korumak için köyde bulunan İtalyan ve Kanadalı gönüllülere de saldırdığı belirtildi.

Filistin Ulusal Yönetimi'nin resmi haber ajansı WAFA, üç İtalyan ve bir Kanadalı gönüllünün hastaneye kaldırıldığını aktardı. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Kanadalı kadın, sabaha karşı düzenlenen saldırıda yaşadıklarını şöyle anlattı: 

10 maskeli yerleşimci gece nöbetinden sonra uyuduğumuz eve baskın yaptı. İkisinin üzerinde ordu tarafından verilen tüfeklerden vardı. Bizi yaklaşık 15 dakika boyunca dövdüler. Kafama, kaburgalarıma, kalçama ve uyluk bölgeme defalarca tekme attılar. Bize Arapça hakaretler yağdırdılar ve orada bulunmaya hakkımız olmadığını söylediler.

Gönüllü, Yahudi yerleşimcilerin bölgede artan saldırılarına dikkat çekerek, "Mesele bizimle ilgili değil. Biz 15 dakika dayak yedik ama buradaki Filistinliler bu şiddeti her gün, her saat, binlerce kez yaşıyor" dedi.

Kanada Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "aşırılıkçı yerleşimcilerin işlediği şiddet eylemlerinin kınandığı" bildirildi. Kanada yönetiminin "Filistin topraklarının ilhakına yönelik her türlü eyleme ve söyleme karşı olduğu" hatırlatıldı. 

Diğer yandan İtalyan gönüllülerden birinin ağır yaralandığı ve Ramallah'ta tedavisinin sürdüğü belirtiliyor. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, olaya ilişkin açıklamasında "Bu saldırganlıktan bıktık. Yerleşimcilerin haklarını bu şekilde savunmaları doğru değil" ifadelerini kullandı. 

Guardian, Batı Şeria'daki İsrailli yetkililerin yorum taleplerine yanıt vermediğini yazıyor. Gazetenin irtibata geçtiği köylüler ve aktivistler, polisin yerleşimcilerin saldırılarını durdurmak veya karargahlarını dağıtmak için harekete geçmediğini söylüyor.

Batı Şeria'daki Filistin köylerini korumak için yabancı gönüllüler toplayan Faz3a örgütünden aktivist Manal Tamimi, radikal sağcı yerleşimcilerin iki ay önce köyün yakınlarına karakol inşa ettiğini ve adam devşirdiğini söylüyor. Gönüllülerin saldırılara karşı Filistinlilerin yanında durmasının çok değerli olduğunu belirtiyor.

Kanadalı gönüllü de köydeki varlıklarının halkı güçlendirdiğini söylüyor: 

Biz oradayken köylüler daha dirençli oluyordu. Çocuklar özgürce oynuyordu. İnsanlar gece boyunca uyuyabiliyorlardı. Sırf bu bile bizim orada olmamızı değerli kılıyordu.

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre İsrailli yerleşimciler ve güvenlik güçleri son iki yılda Batı Şeria'da 233'ü çocuk olmak üzere binden fazla Filistinliyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Times of Israel, Guardian