Husiler Marib’de savaşları durdurma çabalarını reddettiler

ABD’nin BM Güvenlik Konseyi toplantısında Marib’e yönelik hamlede bulunması beklenirken, Yemen ordusu Husi saldırılarını geri püskürttü.

Geçen hafta Marib cephesindeki hükümet güçleri. (AFP)
Geçen hafta Marib cephesindeki hükümet güçleri. (AFP)
TT

Husiler Marib’de savaşları durdurma çabalarını reddettiler

Geçen hafta Marib cephesindeki hükümet güçleri. (AFP)
Geçen hafta Marib cephesindeki hükümet güçleri. (AFP)

Yemen’de meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu’nun desteğiyle Yemen ordusu ve aşiret güçleri, son iki gün boyunca Marib ve el-Cevf valiliklerinde Husilerin yeni saldırılarını engellemeye devam ederken, Husi liderleri özellikle BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths ve ABD Temsilcisi Tim Lenderking liderliğindeki çabalar olmak üzere savaşı durdurmaya yönelik çabaları reddettiklerini belirttiler.
 Umman'ın başkenti Maskat günlerdir Yemen temsilcilerine ev sahipliği yapıyor. ABD yönetimi, Biden'ın Yemen'deki savaşı durdurma sözlerini yerine getirmeyi hedeflerken, İran destekli grubun insani duruma odaklanmak ve sürdürülebilir bir siyasi çözüme varmak amacıyla Yemen hükümetiyle istişarelere devam etmek için bu çabalara boyun eğme ciddiyetini sorgulayan şüpheler söz konusu.
Husilerin söz konusu çağrıları ilk reddi, grubun Sözcüsü ve Dışişleri Bakanı Muhammed Abdusselam Felita’nın Twitter üzerinden grubun savaşı devam ettirme konusundaki ısrarını vurgulamasıyla geldi. Ülkenin kuzeyindeki meşru hükümetin en önemli kalesi olan petrol ilini kontrol etmek isteyen İran yanlısı grup, bu yöndeki saldırılarını üst üste dördüncü ayında da sürdürüyor.
Felita, Marib'e yapılan saldırıyı durdurmaya yönelik yürütülen çabalara cevaben yaptığı açıklamada, “Kısmi bir savaştan bahsediyorlar ve Yemen'i kuşatma altında bırakıyorlar. Çatışmaya yönelik bu kesip atma tavrı sorunu çözmüyor, aksine şiddetlendiriyor. Ayrıca barışın gerçekleşmesine fayda sağlamıyor, aksine savaşı uzatıyor” ifadelerini kullandı.
Husi Sözcüsü, Marib'e yönelik saldırıların grubun kontrolündeki Sana Havalimanı ve Hudeyde Limanı’na getirilen kısıtlamaları hafifletecek bir formülle durdurulması şeklindeki karar üzerinde BM Güvenlik Konseyi'nde fikir birliğine varmaya yönelik ABD'nin önderlik ettiği uluslararası eğilime ilişkin yaptığı açıklamada, ifadelerinden anlaşıldığına göre, grubun ülkeye hegemonyasını dayatma konusunda menfaatini karşılayacak olanlar hariç, ‘BM Güvenlik Konseyi'nin herhangi bir yeni faaliyetinin karşılık bulmayacağını’ belirtti. 
 
ABD hükümeti, uluslararası taraflarla istişarelerini yoğunlaştırdı
ABD hükümeti, Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking'in bölgedeki çabalarında en önemli başlık olmaya devam eden Marib'de ateşkese ulaşmaya yönelik uluslararası taraflarla istişarelerini yoğunlaştırdı. Lenderking'in Suudi Arabistan'ı ziyaretinden günler sonra, Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Konseyi'nden bir dizi yetkilinin ve Senatör Chris Murphy başkanlığında bir dizi Kongre üyesinin yer aldığı üst düzey bir ABD heyeti bölgeye bir tur gerçekleştirdi. 
ABD’nin önümüzdeki hafta BM Güvenlik Konseyi toplantısında Marib'de ateşkes çağrılarına odaklanarak, BM Temsilcisi Martin Griffiths'in savaşı sona erdirme ve barışçıl bir çözüme ulaşma çabalarına destek sunması bekleniyor.
Yemen hükümeti savaşı durdurmak, Sana Havalimanı’nı açmak ve Hudeyde Limanı’nın kaynaklarını çalışanların maaşlarını ödemek için tahsis ederek, istişarelerin yeniden başlamasına yol açan Suudi Arabistan’ın son girişiminin barışa ulaşmada en iyi yol olduğunu düşünüyor. Ancak aynı zamanda Husilerin bunu başarmadaki ciddiyetinden şüphe ediyor.
Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik son açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:
“Husiler, İran'ın emirlerini yerine getirerek Marib'de insanları tehlikeye atıyor. Marib'deki savaş, tüm Yemenlilerin savaşıdır. Burada savaşmak ve kararlılık göstermek bir önceliktir. Orduya ve kabilelere büyük ölçüde güveniyoruz. Hükümet bu savaşa yönelik tüm çabaları büyük ölçüde destekliyor.”
Başbakan Abdulmelik, Yemen hükümetinin Maskat'ta gerçekleşen çabalara ilişkin pozisyonuyla ilgili yaptığı açıklamada, hükümetinin barışı tesis etmeye yönelik tüm çabalara olumlu yaklaştığını ve BM ve ABD temsilcilerinin çabalarını desteklediğini, ancak sorunun Husilerde olduğunu söyledi.
Husilere atıfta bulunan Abdulmelik, ülkesindeki meşruiyetin siyasi bir güçle değil, terörizmin yayan ırkçı ve aşırılık yanlısı bir güçle uğraştığını belirterek, "Devleti ve eşit yurttaşlığı sağlayan ilkelerin ve yapılan fedakarlıkların dışında bir çözüm olmayacağını, bu çerçeve dışındaki çözüm reçetelerinin kabul edilmeyeceğini” vurguladı.
 
Yemen ordusu, Husi darbe milislerinin başlattığı saldırıyı engelledi
Ordu medyası, Yemen ordusunun ve direniş güçlerinin, el-Cevf vilayetinin güneydoğusundaki el-Cedafir cephesinde İran destekli Husi darbe milisleri tarafından başlatılan saldırıyı engellediğini bildirdi. Silahlı Kuvvetler Medya Merkezi’nin askeri bir kaynaktan aktardığı habere göre, ordu ve direniş güçleri saldırıyı profesyonel bir şekilde  geri püskürterek Husi milislerine  ağır can ve ekipman kaybı verdi.
 Askeri kaynak, geride kalan Husi unsurlarının zırhlı bir araç, orta ve hafif silahlar ve çeşitli mühimmat bırakarak kaçtıklarını ve Ulusal Ordu topçularının iki aracı ve diğer savaş araçlarını imha ettiğini ve içinde bulunanların da öldürüldüğünü belirtti. Ordu medyası, batı tarafından ve kuzeybatıdan günlük olarak artan Husi saldırısıyla karşı karşıya kalan Marib'de, önceki gün en az 23 Husinin öldürüldüğünü, Ulusal Ordu'nun ve halk direniş güçlerinin Marib’in batısındaki el-Muşeccah cephesinde kurduğu pusu sonucu diğerlerinin yaralandığını bildirdi. 
 Yemen Silahlı Kuvvetleri Medya Merkezi'nin aktardığına göre, ordu güçleri el-Muşeccah cephesinde 30 Husi'yi ateş açmadan önce pusuya düşürdü ve 23'ünü öldürdü. Çeşitli yaralar alan diğer Husi unsurları ise silahlarını ve arkadaşlarının cesetlerini geride bırakarak çeşitli kaçtı. 
 Kaynak, ordu topçularının Husi noktalarını ve el-Muşeccah ve el-Kesara cephelerindeki mevzileri hedef aldığını ve can ve teçhizatta büyük kayıplara neden olduğunu kaydetti. Ayrıca, Arap Koalisyonu'na bağlı hava kuvvetlerinin ise, Marib'in batısında farklı yerlerdeki Husi takviye kuvvetlerini ve noktalarını hedef aldığı belirtildi. 
 Yemen Ordu Sözcüsü Tuğgeneral Abduh Mecli, önceki açıklamasında Marib cephelerinin, Ulusal Ordunun ve halk direniş güçlerinin, devleti ve meşruiyeti yeniden tesis etmek ve darbeyi ve Husi terörizmini sona erdirmedeki kararlılığını desteklemek için sürekli halk desteğiyle karşılaştığını bildirdi. 
 Mecli, halk direniş güçlerinin desteklediği hükümet güçlerinin sahada kazanımlar elde edip Kesara, Sirvah, Heylan, Muşeccah, Muhaddara ve el-Cudan’daki Husi saldırıları ve sızıntılarına karşı koyduğunu ifade etti.
 Marib'in batısında dört aydır süren Husi saldırıları, Marib ve Cevf illerindeki yerel yetkililerin ordunun desteklenmesi yönünde genel seferberlik ilan etmesine sebep oldu. Marib Valisi Sultan el-Arade birkaç gün önce gençleri geleceklerini savunmaya ve terörist Husi milisleriyle savaşlarında yoldaşlarına katılmaları için Ulusal Ordu’nun eğitim kamplarına yazılmaya çağırmış; aynı zamanda Arade Husilerin “Yemen halkının ilkelerine, değerlerine ve kimliğine aykırı ilkeler getirdiğini” söylemişti.
 Liderlerinin bölgeyi “Yahudiler, Hristiyanlar, ABD’liler ve İsraillilerden” kurtarmak istediğini öne sürmesi nedeniyle Marib’deki saldırılarına son vermeyi reddeden Husi milislerin saldırıları, Marib’de yerinden edilen kişilerin acılarını ikiye katladı. Hükümetin yaptığı açıklamaya göre can güvenliklerini sağlamak için Husi milislerin kontrolündeki bölgelerden kaçarak kente gelen 2 milyondan fazla sığınmacı var. Sahayı takip eden kaynaklar, Husi milislerinin petrol zengini Marib kentini ele geçirmek için artırdığı son saldırılarında 2-3 bin üyesini kaybettiğini tahmin ediyor. Ancak bu durum Husilerin daha fazla kişiyi silah altına alıp cepheye göndermesini engellemiyor.



Husiler, Batılı büyükelçilere saldırdı

Yemen'in başkenti Sana'da, es-Sebin Meydanı'ndaki silahlı Husi milisleri. (EPA)
Yemen'in başkenti Sana'da, es-Sebin Meydanı'ndaki silahlı Husi milisleri. (EPA)
TT

Husiler, Batılı büyükelçilere saldırdı

Yemen'in başkenti Sana'da, es-Sebin Meydanı'ndaki silahlı Husi milisleri. (EPA)
Yemen'in başkenti Sana'da, es-Sebin Meydanı'ndaki silahlı Husi milisleri. (EPA)

Husi milisleri, grubun özellikle Taiz cephelerine yönelik hareketlerine dayalı saha saldırılarının geri döneceğine dair korkuların arttığı bir dönemde İngiltere, Fransa ve ABD'nin Yemen büyükelçilerine, grubun uzlaşmazlığını eleştirdikleri ve askeri gerilimi artırmayı seçmesi halinde uluslararası alanda tecrit etmekle tehdit ettikleri bir açıklamanın ardından saldırı düzenledi

Birleşmiş Milletler (BM) anlaşmasını yenilemek ve genişletmek veya barışa yönelik kapsamlı müzakereleri başlatmak için yakında bir uzlaşıya varılacağına dair ise herhangi bir işaret görünmüyor. Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, uluslararası ve bölgesel çabalar sonucunda herhangi bir ilerleme kaydedilmediğini belirterek grubu insani yardım dosyalarına karşı çıkmak, tüm bölgelerde kaosu sürdürmek ve Yemenlileri aç bırakmakla suçladı.

Üç büyükelçiye yönelik Husi saldırısı, grubun Sana'daki Yüksek Ekonomi Komitesi ve darbe hükümetindeki İnsan Hakları Bakanlığı tarafından yapılan açıklamalara ek olarak Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin el-Ezzi'nin duyurularında da dile getirildi.

Husi Yüksek Ekonomi Komitesi'nden yapılan açıklamada, büyükelçilerin sözleri ile ‘ABD, İngiltere ve Fransa'nın düşmanca eylemlerini örtbas etmek için safsatalara ve gerçekleri çarpıtmaya devam ettiğini gösterdiği’ iddia edildi. Husilere göre bu ülkeler, gruba karşı savaşın ‘öncüsü ve beyni’ olmanın yanı sıra maaşları dağıtmaya yönelik her türlü çabayı açıkça engellemek için çalışıyor.

Görsel kaldırıldı.
Husiler, ölen unsurları için Sana'da yas tutuyor. (Reuters)

Grup, Hadramut ve Şebve'deki petrol ihracat limanlarına yönelik terörist saldırılarını haklı çıkarmaya çalışırken, söz konusu saldırıların ‘milli servetin yağmalanmasını’ önlemek için düzenlendiğini iddia etti. Bu söylem, Husilerin yaklaşık dokuz aydır ham petrol ihracatının durdurulması nedeniyle ağır ekonomik koşullarla karşı karşıya kalan meşru hükümet pahasına, petrol ve gaz gelirlerinden aslan payını elde etme çabalarının reklamını yaptığı kılıft olarak nitelendiriliyor.

Grubun ‘dış işlerini’ denetleyen Husi lideri Hüseyin el-Ezzi, büyükelçilerin sözlerine şu yanıtı vererek onları ‘Yemen servetini çalmak için uğraştıkları ve paylarını alamamaktan rahatsız oldukları’ suçlamasında bulundu. El-Ezzi, meşru hükümet tarafından petrol ihracatının yeniden başlaması durumunda grubunun terör saldırılarını tekrarlayacağını ima etti.

El-Ezzi, Twitter'dan paylaştığı mesajda Fransa, İngiltere ve ABD büyükelçilerinin grubun petrol ve gaz ihracatını engellediği için üzgün olduğunu iddia etti. Grubun, gelirlerden en büyük payı milislerin almasını sağlamaya atıfta bulunarak ‘gelirlerini Yemen halkının yararına garanti altına alan bir mekanizma olur olmaz’ ihracata izin verileceğini iddia etti.

‘Çatışmanın askeri bir çözümü olmadığını ve şimdi siyasi bir süreç için müzakerelere başlama zamanının geldiğini’ vurgulayan üç büyükelçi yaptıkları açıklamada, ‘karmaşık ve önemli bir mesele olan kamu maaşları konusunda çözüm sağlamanın gerekliliğinin farkında olduklarını’ yineledi.

Görsel kaldırıldı.
Yemen Genelkurmay Başkanı, Marib'teki ordu kuvvetlerini teftiş etti. (SABA)

Büyükelçiler yaptıkları açıklamada Husileri her türlü askeri seçeneği tamamen terk etmeye çağırdı. ‘Çatışmaya herhangi bir dönüşün, (Husilerin) uluslararası toplum tarafından tamamen tecrit edilmelerine yol açacağını’ ifade eden büyükelçiler, ‘Husi kontrolündeki bölgelerde kadınların, özellikle de insani yardım ve kalkınma alanındaki işçilerin hareketine ilişkin kısıtlamaların kaldırılması gerektiğini’ vurguladı.

Büyükelçiler, ülkelerinin Yemen'deki ihtilafa kapsamlı bir siyasi çözüm bulma taahhüdünü, BM Özel Temsilcisi ve Yemen hükümetine tam desteklerini ve Yemen-Yemen görüşmelerinin BM himayesi altında yapılmasına yönelik çabalara ve kapsamlı bir ateşkese desteklerini yinelediler.

Bocalayan çabalar

Husilerin uzlaşmazlığına dair tepki, Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi tarafından Suudi Arabistan tarafından finanse edilen yaklaşık 20 projenin açılışını yaptıktan sonra, cuma günü ilk ziyaretini tamamladığı Hadramut'ta Kurban Bayramı münasebetiyle yaptığı son açıklamalarda da ifade edildi.

Alimi, Suudi Arabistan ile BM ve ABD elçilerinin büyük ve samimi çabalarına rağmen ‘barış sürecinde şimdiye kadar herhangi bir ilerleme kaydedilmediğini’ vurguladı.

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı, İran destekli Husileri ‘yurt içinde ve dışında milyonlarca Yemenlinin çektiği acılara aldırış etmeden sadece kendi çıkarlarını düşünmekle’ suçladı. El-Alimi, Husi milislerin yıllık gelirlerinin meşru hükümetin bir milyar 200 milyon dolarına kıyasla dört milyar dolardan fazla olduğu bilgisini paylaştı.  Ayrıca, Husi milislerin, kontrolleri altındaki bölgelerdeki çalışanların acı çekmesi pahasına liderlerinin çıkarlarına hizmet etmek için bu büyük miktarda parayı israf etmeye devam ettiğini söyledi.

Görsel kaldırıldı.
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, Hadramut'taki projelerin temelini attı. (SABA)

Alimi, Husi milislerinin ‘tüm çalışanların maaşlarının ödenmesi durana ve kapsamlı insani kriz kaosa sürüklenene kadar dinlenmeyeceğini’ iddia etti. “Ancak bu kötü niyetlerin akıbeti kaçınılmaz olarak başarısızlıktır” ifadesini kullandı.

Alimi’nin açıklamaları, grubun geçen ekim ayından bu yana yenilemeyi reddettiği süresi dolmuş BM ateşkesinden önce durumu bozmaya ve meydana geri dönmeye çalıştığına dair korkular arasında, Yemen saha kaynaklarının Husi milislerinin son günlerde binlerce savaşçısını Taiz cephelerine doğru yönelttiği bir zamanda yapıldı.