Gözünü Kolye Bulutsusu'na diken NASA, iki yıldızın çarpıcı dansını görüntüledi

Hubble'ın görüntülediği Kolye Bulutsusu, ismini merkezdeki yıldızların etrafında kümelenen halka şeklindeki enkaz ve gaz tabakasından alıyor (NASA)
Hubble'ın görüntülediği Kolye Bulutsusu, ismini merkezdeki yıldızların etrafında kümelenen halka şeklindeki enkaz ve gaz tabakasından alıyor (NASA)
TT

Gözünü Kolye Bulutsusu'na diken NASA, iki yıldızın çarpıcı dansını görüntüledi

Hubble'ın görüntülediği Kolye Bulutsusu, ismini merkezdeki yıldızların etrafında kümelenen halka şeklindeki enkaz ve gaz tabakasından alıyor (NASA)
Hubble'ın görüntülediği Kolye Bulutsusu, ismini merkezdeki yıldızların etrafında kümelenen halka şeklindeki enkaz ve gaz tabakasından alıyor (NASA)

NASA, Hubble Uzay Teleskobu'nun görüntülediği dans eden yıldızlardan oluşan "göz kamaştırıcı kozmik kolyenin" fotoğrafını yayımladı.
Ünlü teleskobun görüntülediği Kolye Bulutsusu (Necklace Nebula), Dünya'dan 15 bin ışıkyılı uzakta bulunan Sagitta Takımyıldızı'nın bir parçasını oluşturuyor.
PN G054.203.4 ismiyle de anılan bulutsu, birlikte hareket eden iki Güneş benzeri yıldızdan oluşuyor.
NASA'nın aktardığına göre yaklaşık 10 bin yıl önce bu yıldızlardan yaşlı olanı genişledi ve küçük partnerini yutarak gökbilimcilerin "ortak zarf" dediği yapıyı oluşturdu.
Söz konusu yapıda küçük yıldız, büyük partnerinin içindeki yörüngesinde dönmeye devam ediyor ve şişkin devin dönüş hızını da artırıyor.
Bu girift ve şiddetli dansın sonucunda şişkin yıldızın parçalarından oluşan enkaz ve gaz, yapıyı çevreleyen alana fırlatılıyor.
Hubble'ın Geniş Alan Kamerası 3'le çektiği fotoğrafta da görülen kolye şeklindeki renkli dizi, işte bu enkaz ve gaz kümelerinden oluştu.
Etkileyici yapıyı meydana getiren iki yıldız da renkli halkanın içinde parlak beyaz nokta olarak görülüyor. NASA, iki yıldızın tek bir nokta olarak görülmesinin nedenini şöyle açıklıyor:
"Kolye Bulutsusu'nu meydana getiren yıldız çifti arasında yalnızca birkaç milyon kilometrelik mesafe var. Bunlar birbirine o kadar yakın kalıyor ki görüntünün merkezinde tek bir parlak nokta olarak görünüyor."
Fırlatıldığı günden bu yana yaklaşık 48 bin gök cismini gözlemleyen Hubble, kısa süre önce 31. yaşını kutlamıştı.
24 Nisan 1990'da fırlatılan ünlü teleskop, doğum günü vesilesiyle yıkımın eşiğindeki dev bir yıldızı görüntülemişti.
AG Carinae isimli bu aşırı parlak yıldızın Güneş'ten yaklaşık 70 kat büyük olduğu ifade edilmişti.
 
Independent Türkçe, Mashable, NASA



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news