Hartum’u ziyaret eden ABD Kongresi’nden bir heyet değişime verilen desteği iletti

Bakanlar Kurulu İşleri Bakanı Halid Ömer Yusuf 4 Mayıs’ta Hartum’da ABD Kongresi heyeti ile bir araya geldi. (SUNA)
Bakanlar Kurulu İşleri Bakanı Halid Ömer Yusuf 4 Mayıs’ta Hartum’da ABD Kongresi heyeti ile bir araya geldi. (SUNA)
TT

Hartum’u ziyaret eden ABD Kongresi’nden bir heyet değişime verilen desteği iletti

Bakanlar Kurulu İşleri Bakanı Halid Ömer Yusuf 4 Mayıs’ta Hartum’da ABD Kongresi heyeti ile bir araya geldi. (SUNA)
Bakanlar Kurulu İşleri Bakanı Halid Ömer Yusuf 4 Mayıs’ta Hartum’da ABD Kongresi heyeti ile bir araya geldi. (SUNA)

Sudan’ı ziyaret eden üst düzey iki ABD’li yetkili, temaslarının amacının Washington’ın geçiş aşamasında Hartum’a verdiği desteği iletmek olduğunu bildirdi. Görüşmede ayrıca ABD’nin Sudan hükümetine 700 milyon dolar kalkınma yardımı sağlama taahhüdünün takibinin, Sudan-Etiyopya sınırındaki durumun ve Nahda (Rönesans) Barajı krizine ilişkin gelişmelerin gündeme geleceği kaydedildi.
Senato’dan Dış İlişkiler Komitesi üyeleri Senatör Chris Coons ve Senatör Chris Van Hollen iki günlük bir ziyaret için pazartesi günü Sudan’ın başkenti Hartum’a geldi.
ABD’li heyet, Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, Başbakan Abdullah Hamduk, bazı bakanlar, hükümet yetkilileri ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte sınırdaki Sudan- Etiyopya gerginliği ve Nahda Barajı müzakerelerinin tıkanması ile ilgili görüşmelerde bulundu.
Bakanlar Kurulu İşleri Bakanı Halid Ömer Yusuf, 4 Mayıs’ta Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada ABD Kongresi heyetinin Başbakan Abdullah Hamduk ile bir araya gelerek Sudan ve Etiyopya arasındaki gerginlik ve bunu etkileri konusunda duydukları endişeyi aktardıklarını bildirdi. Yusuf’a göre heyet, anlaşmazlığın barışçıl yoldan çözülmesi için gerekli diplomatik çabaların gösterileceğini vurguladı.
Görüşmede ayrıca Sudan’da geçiş sürecine yönelik ABD’nin desteği teyit edilirken uluslararası toplumun yardımları, Washington’ın ABD kalkınma desteğini kullanma yolları ve Sudan’ın uluslararası finans topluluğuna dönüşünün yanı sııra Sudan ekonomisine destek konuları gündeme geldi. Halid Ömer Yusuf açıklamasında “Görüşmeden sonra iki Kongre üyesi, Başbakan’ın iftarına katıldı” dedi.
ABD Kongresi heyeti, ilişkilerin güçlendirilmesi, ortak iş birliğinin geliştirilmesi ve Washington ile Hartum ilişkilerinin daha geniş ufuklara taşınması başlıklarında Egemenlik Konseyi Başkanı ile de görüşmeler gerçekleştirdi. Egemenlik Konseyi medya organları, Burhan’ın heyete Sudan’ın Nahda Barajı’na ilişkin tutarsızlıklara, Etiyopya ile sınır sorunlarına ve tüm tarafları tatmin edecek çözümlere ulaşmak için diyalog arayışına ilişkin vizyonunu sunduğunu aktardı. Aynı şekilde Burhan’ın misafirlerine gönüllü kuruluşların ülkenin doğusundaki Etiyopyalı mülteci kamplarına ulaşımına izin verileceğini taahhüt ettiği aktarıldı. İki ABD’li yetkilinin söz konusu kampları ziyaret etmesi bekleniyor. Sudan’ın doğu sınırındaki Tigray’daki çatışmadan yaklaşık 70 bin mültecinin kaçtığı ifade ediliyor.
ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi üyesi Senatör Chris Coons, Maliye ve Ekonomi Planlama Bakanı Cibril İbrahim ile 4 Mayıs’ta gerçekleştirdiği görüşme sonrasında yaptığı açıklamada Hartum ziyaretinin hedefinde Sudan’daki geçiş dönemine verilen desteği iletmek olduğunu söyledi. Coons, ziyaretin, ABD’nin Sudan’a 700 milyon dolarlık kalkınma yardımında bulunması ve halkın istikrarı, güvenliği ve barışı için desteğini artırma taahhüdünün takibinin amaçlandığını vurguladı.
Senatör Coons, İbrahim ile görüşmesinde Sudan’ın küresel finans kurumlarına dönüş sürecinde ilerleme sağlamak için izlenebilecek kanalların da ele alındığı ve özellikle finansal kutuplaşma konusunda engellerin aşılması için gerekli kararların gündeme geldiği bilgisini paylaştı.
Maliye Bakanı’nın son dönemde ortaya koyduğu ekonomi politikalarına da övgüde bulunan Coons, “Maliye Bakanı’nın ekonomi alanında kararlar konusunda iyimseriz” dedi.
Diğer yandan Maryland eyaleti senatörü Chris Van Hollen de Sudan’da iki yıl önce patlak veren barışçıl devrimden bu yana kaydedilen ilerlemeyi takip etmek istediklerini söyledi. Senatör açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
 “Halkın arzularını gerçekleştirmek amacıyla Sudan ekonomisinin interaktif yeteneklerine kavuşturulması ve diktatörlük hakimiyetinden hukukun üstünlüğüne geçilmesi gerekmektedir. Ortak olmak ve iyi ilişkiler kurmak istiyoruz. Bu nedenle de Sudan’da demokrasiye, barışa ve adalete geçişi destekliyoruz.”
Sudan Maliye Bakanı Cibril İbrahim görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada ABD’li heyetle ciddi ve faydalı bir görüşme gerçekleştirdiğini söyledi. İbrahim, ziyaretin Sudan-ABD ilişkilerini ileriye taşımasının beklendiğini vurguladı.
Senatöre Coons, 21 Aralık’ta kabul edilen ve Sudan’ın egemenliğini vurgulayan Sudan Talepleri Uzlaşma Yasası’na öncülük ederek sürecin önde gelen isimlerinden biri oldu. Sudan yasa ile, ülkenin devrik lideri Ömer el-Beşir rejiminin yargılandığı, ABD’li vatandaşlara yönelik eylemler ve 11 Eylül terör saldırılarının kurbanları ile ilgili ABD mahkemelerinde açılan davalardan muaf tutuldu.



Hamas yanlısı bir araştırmacının özür tweeti, destekçileri arasında öfkeye yol açtı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
TT

Hamas yanlısı bir araştırmacının özür tweeti, destekçileri arasında öfkeye yol açtı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)

Hamas yanlısı Filistinli bir araştırmacının, hareketin siyasi büro üyelerinden birinden kamuoyu önünde özür dilemesi, özellikle bu özrün söz konusu üyenin siyasi bir açıklamasına yöneltilen eleştirinin ardından gelmesi nedeniyle Hamas destekçileri arasında tepkiye yol açtı.

Katar’da yaşayan ve Hamas’a desteğiyle bilinen Filistinli siyasi araştırmacı Mahmud Hamid el-İle, salı akşamı X platformunda, hareketin yine Katar’da bulunan siyasi büro üyesi Muhammed Nazzal’dan özür diledi. El-İle, özrünü bir ay önce aynı platformda Nazzal’ın Hamas’ın silahları ve Gazze Şeridi’ndeki geleceğine ilişkin açıklamalarının ardından paylaştığı bir mesajda yer verdiği ifade nedeniyle yaptı.

Krizin kökeni, geçen yıl ekim ayında Reuters’ın yayımladığı bir habere dayanıyor. Haberde, Nazzal’a Hamas’ın Gazze Şeridi’nde silah bırakıp bırakmayacağı sorulduğunda verdiği yanıt aktarılmıştı. Nazzal, “Evet ya da hayır diyemem” ifadesini kullanmış, ardından “Silah meselesi genel bir ulusal konudur ve yalnızca Hamas’la ilgili değildir. Sahada silahlı gücü olan başka gruplar da var” demişti.

Bu açıklamalar Hamas içinde geniş çapta tepki çekti. Tepki gösterenler arasında, sözlerin muğlaklığı nedeniyle eleştiriler yönelten araştırmacı Mahmud el-İle de vardı. El-İle, açıklamaların hem siyasi büro üyesi tarafından yapılmış olmasına hem de hareketin farklı kademelerindeki, özellikle Gazze’de yaşayan veya aslen Gazze kökenli olan diğer yöneticilerin tutumlarıyla çelişmesine dikkat çekmişti.

Nazzal’ın sözlerine yönelik itirazların büyümesi üzerine Hamas bir açıklama yayımlayarak beyanların ‘bağlamından koparıldığını’ bildirdi.

Paylaşımına gelen tepkilerin ardından birkaç gün sonra eleştirisini silmek zorunda kalan el-İle, krizin bu noktada sona erdiğini düşünüyordu.

Özrün sebebi neydi?

Ancak özrün yayımlanması, bunun nedenine ilişkin yeni soru işaretleri doğurdu. Daha sonra X platformundaki bazı Hamas yanlısı kullanıcıların paylaşımlarına ve Katar’daki hareket kaynaklarının Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalara göre, olayın arka planında Muhammed Nazzal’ın attığı adım bulunuyor. Buna göre Nazzal, uzun yıllardır ikamet ettiği Doha’da Katar resmi makamlarına Mahmud el-İle hakkında şikâyette bulunarak, kendisine hakarette bulunduğu ve manevi zarar verdiği iddiasını gündeme getirdi.

ghy
Katar'ın başkenti Doha'da İsrail’in hava saldırısı düzenlediği bina (Reuters)

Kaynaklardan birine göre, pek çok kişi, aralarında bazı üst düzey yöneticiler de olmak üzere, arabuluculuk yaparak anlaşmazlığı çözmeye çalıştı, ancak Nazzal, kendisine yönelik ifadeler nedeniyle X platformu üzerinden kamuoyuna açık bir özür yayınlanmasında ısrar etti. Bu şart yerine getirilince, Nazzal’ın başka bir talepte bulunmaması ve anlaşmazlığın kapanması üzerinde uzlaşıldı. Buna rağmen Nazzal’ın ‘maddi tazminat talebinde ısrar ettiği’ ifade edildi.

Hareketle ilişkili başka kaynaklar ise ‘Mahmud el-İle’nin özrünün krizi çözmek için yalnızca ilk adım olduğunu, sürece müdahil olan bazı kişilerin Nazzal’ın öfkesini yatıştırmak ve onu şikâyeti geri çekmeye ikna etmek amacıyla el-İle’yi bu yöne yönlendirdiğini’ aktardı.

Aktivistler arasında öfke

Hamas’ın içinden ve dışından birçok isim özür meselesine tepki gösterdi. Tepki verenler arasında Filistinli gazeteci Muna Havva da vardı. Havva, sosyal medya hesabında, “Filistin’deki özgürlük hareketlerinin tarihinde, ne yaşanırsa yaşansın, bir liderin kendi mensuplarından birini üçüncü bir tarafa ya da başka bir otoriteye şikâyet ettiği tek bir örnek dahi yoktur. Bu davranış ne ulusal örgütlerin ahlakıyla ne de kabile geleneklerinde kabul gören en basit sığınma kurallarıyla bağdaşır. Utanç verici, acı verici, üzücü” diye yazdı.

Havva bir başka paylaşımında ise şu ifadeleri kullandı: “İsrail’in bugünkü genişlemesi kadar tehlikeli bir dönem görülmedi; tarih de Gazze’de halkımızın yaşadığı kadar vahim bir katliama tanıklık etmedi. Bu felaketin ortasında, halkımızın önde gelen isimlerinden biri, bir gencin attığı bir tweet yüzünden onu başka bir devlete şikâyet ediyor; geçimini ve güvenliğini riske atıyor. ‘Direniş’in liderleri halkımızdan ateş altında direnmelerini isterken, tek bir eleştiri cümlesine dahi tahammül edemiyor.”

Ayrıca Hamas gibi gruplara verdiği destekle bilinen aktivist Cemil Mikdad da konuya ilişkin paylaşım yaptı. Mikdad, “Hamas’tan bir yönetici, Katar’da yaşayan bir Filistinliyi, hakkında Katar mahkemelerinde dava açtıktan sonra uzun bir özür metni yayımlamaya zorladı; üstelik yalnızca kendisini eleştirdiği bir önceki paylaşım yüzünden!” ifadesini kullandı. Mikdad sözlerini şöyle sürdürdü: “Harika gerçekten… Nereye geldik? Halk olarak eleştirme hakkına sahip olduğumuz ve bizi dinlemekle yükümlü olan liderlerimiz, şimdi Arap mahkemelerini bize karşı bir güç olarak kullanıyor. Bu da ne demek oluyor? Siz ne hale geldiniz böyle, cahiller?!”

Hamas’ın silahlı yapısının geleceği, hareketin üst düzey isimlerinin açıklamalarında uzun süredir farklılık gösteren bir başlık olarak öne çıkıyor. Hamas’ın yurt dışı sorumlusu Halid Meşal, geçtiğimiz cumartesi günü İstanbul’da düzenlenen bir panelde, “Hamas’ın ancak bir Filistin devleti kurulması hâlinde silah bırakabileceğini” söyledi.

Buna karşın, Meşal’in açıklamasından yalnızca bir gün sonra, Hamas yetkilisi Basim Naim AP’ye yaptığı değerlendirmede, hareketin kapsamlı bir güvenlik ve siyasi düzenlemenin parçası olmak kaydıyla ‘silahların depolanması ya da dondurulması gibi seçeneklerin görüşülmesine açık olduğunu’ belirtti.

Hamas’ın siyasi büro üyelerinden Husam Bedran ise salı günü yaptığı açıklamada, sürecin ikinci aşamaya geçmesinin ‘İsrail’in ihlalleri durdurmasına’ bağlı olduğunu ifade etti. Öte yandan Hamas’ın birçok lideri ve sözcüsü, aralarında Halil el-Hayye ve Hazım Kasım’ın da bulunduğu isimler, hareketin ikinci aşamaya geçmeye ‘hazır olduğunu’ vurgulayan açıklamalarını sürdürdü.


Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
TT

Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)

ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Mike Waltz dün Kudüs'te yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump'ın Gazze barış planının ikinci aşamasına ilişkin gelişmeler hakkında "yakında" duyurular beklediğini belirterek, Washington'un Hamas'ın yeniden yapılanmasına izin vermeyeceğini vurguladı.

Waltz, planın ana bileşenlerinin, hizmetleri yönetecek teknokrat bir Filistin yönetimi, ilgili tarafların maliyetleri karşılamasını sağlayacak bir finansman mekanizması ve son olarak uluslararası bir istikrar gücü olduğunu açıkladı.


İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
TT

İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)

İsrail ve Filistinli yetkililer AFP'ye verdikleri demeçte, İsrail'in, Gazze'ye yardım taşıyan kamyonlar için Ürdün ile işgal altındaki Batı Şeria arasındaki Kral Hüseyin Köprüsü (Allenby Köprüsü) sınır kapısını, kapanmasından yaklaşık üç ay sonra dün yeniden açtığını söyledi.

İsrail, eylül ayında Ürdünlü bir sürücünün sınırda ateş açarak iki İsrail askerini öldürmesinin ardından sınır kapısını kapatmıştı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre birkaç gün sonra, sınır kapısı bireysel geçişlere yeniden açıldı, ancak savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'ne yönelik insani yardımlara kapalı kaldı.

İsrail hükümetinin Topraklardaki Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü (COGAT) sözcüsü, "Allenby Köprüsü sınır kapısı bugün açıldı ve kamyonlar Allenby Köprüsü'nden Gazze'ye geçiyor" dedi. Adının açıklanmasını istemeyen bir Filistinli yetkili de sınır kapısının yeniden açıldığını doğruladı.

Yetkilinin açıklamasına göre, salı günü çimento ve yapım malzemesi taşıyan 96 kamyonun geçişine izin verildi. Dün ise insani yardım taşıyan 20 kamyon bu sınır kapısından giriş yaparken, inşaat sektörü için kumun da bugün girişine izin verilmesi bekleniyor.

Sınır kapısının kapatılmasından bu yana Ürdünlü yetkililer, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Şeyh Hüseyin sınır kapısından Gazze'ye yardım ulaştırabildiklerini söylüyor. Salı günü bir İsrailli yetkili, Ürdün'den Allenby Köprüsü sınır kapısından mal ve yardım transferinin yakında yeniden başlayacağını söyledi.

Yetkili şöyle devam etti: “Gazze Şeridi'ne giden tüm yardım kamyonları, kapsamlı bir güvenlik kontrolünden geçtikten sonra, refakat ve güvenlik eşliğinde seyahat edecek… Ürdünlü sürücüler ve kargolar için güvenlik kontrolü ve kimlik doğrulama prosedürleri sıkılaştırıldı. Geçişi güvence altına almak için özel güvenlik güçleri görevlendirildi.”

Ürdün Vadisi'ndeki sınır geçişi, Batı Şeria'dan Filistinlilerin İsrail topraklarına geçmeden ayrılmalarına olanak tanıyan tek geçiş noktasıdır.

İsrail, özel izinleri olmadığı sürece Filistinlilerin havaalanlarından geçmesine izin vermiyor.