Afganistan’daki istikrarsızlık, Rusya’yı ve Orta Asya ülkelerini endişelendiriyor

ABD, Helmand’daki bir askeri üssü geçen pazartesi günü Afgan kuvvetlere teslim etti (EPA)
ABD, Helmand’daki bir askeri üssü geçen pazartesi günü Afgan kuvvetlere teslim etti (EPA)
TT

Afganistan’daki istikrarsızlık, Rusya’yı ve Orta Asya ülkelerini endişelendiriyor

ABD, Helmand’daki bir askeri üssü geçen pazartesi günü Afgan kuvvetlere teslim etti (EPA)
ABD, Helmand’daki bir askeri üssü geçen pazartesi günü Afgan kuvvetlere teslim etti (EPA)

ABD’nin Eylül ayına kadar Afganistan’dan tamamen geri çekileceğine dair sık sık yayınlanan haberler, Rusya’nın Orta Asya’ya askeri ilgisini canlandırdı. Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ı içeren askeri bir ittifak olan ‘Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’ çerçevesindeki ilişkiler de dahil olmak üzere bölge ülkeleriyle çok taraflı askeri ilişkiler yürütüyor. Örgüt, Özbekistan ve Türkmenistan’ı kapsamıyor.
Bu bağlamda son olaylar, Rusya Savunma Bakanlığı’nın bölgeyle ilgili ek düzenlemeler yapmasına neden oldu. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Afganistan’daki istikrarsızlığın yankılarının komşu bölgeye yayılması durumunda katılımlarını sağlamak için daha fazla anlaşma imzalamak üzere Tacikistan ve Özbekistan’a ziyarette bulundu.
Geçen pazartesi günü ‘The Diplomat’ dergisinde yayınlanan bir habere göre 27 Nisan’da Sergey Şoygu ve Tacikistanlı mevkidaşı Sherali Mirzo, Afganistan’dan gelebilecek herhangi bir potansiyel tehdide karşı koymak amacıyla ortak hava savunma sistemleri inşa etmek için bir anlaşma imzaladı.
Aynı gün Şoygu, bölgesel güvenlik sorunları ve uluslararası terörizmle mücadele çabalarını ele almak üzere, mevkidaşı Bahadır Kurbanov ile görüşmek için Özbekistan’ı ziyaret etti. Görüşmenin ardından, türünün ilk örneği olacak şekilde iki ülkenin 2021-2025 dönemi arasında stratejik ortaklık için bir program hazırladıkları belirtilen bir açıklama yapıldı. Belgenin içeriği henüz bilinmemekle birlikte ve Özbekistan’ın Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’ne üye olmadığı göz önüne alındığında en yüksek olasılık, sınırlı şekilde olsa da Afgan sınırındaki askeri durum kötüleşirse, Moskova’nın Özbekistan’ın katılımını kolaylaştırmak için maddeler koyduğunu gösteriyor.
Bu bağlamda 2018 yılında ilan edilen askeri doktrine göre, Özbekistan’ın herhangi bir askeri ittifaka yönelmeyeceği ve topraklarında yabancı askeri üslerin bulunmasına izin vermeyeceği göz önüne alındığında, bu konudaki herhangi bir anlaşmanın sınırlı kalacağını belirtmekte fayda var.
Kabil ile önemli altyapı projelerine katılmak da dahil olmak üzere, Orta Asya ülkelerinin Afganistan’ı bölgesel bir ekonomik ortak olarak benimsemeye başladığı bir dönemde, bu ülkelerdeki savunma yetkilileri güvenlik kaygıları konusunda Moskova ile hemfikir.
Bugün, Taliban’ın Katar’daki siyasi büro başkanı olan Molla Abdulgani Birader’in Eylül 2020’de yaptığı açıklamanın hala açık olduğu görülüyor. O dönemde Birader, Orta Asya’daki hiçbir komşu ülkeye saldırmayacağı taahhüdünde bulunmuştu, ki bu da sahada çok az bir değere sahip.
Orta Asya ülkelerinin söyleminin ‘Afganistan’da barış ve yeniden yapılanmaya’ giderek daha fazla odaklandığı bir dönemde Rusya’nın bu bölgedeki durumla ilgili endişeleri ve bölgesel güvenliğe yönelik potansiyel tehdit de artıyor. Rusya Savunma Bakanlığı ise Afganistan ile Orta Asya’daki komşuları arasındaki sınırlarda yaşanan çalkantılı durumu sürekli gündeme getiriyor ve bunu, bölge ülkeleriyle iş birliği ve askeri tatbikatların devamlılığı için bir gerekçe olarak kullanıyor.



The Telegraph: Trump, Netanyahu'ya yönelik yakalama kararına karşılık UCM Savcısı’na yaptırım uygulayabilir

Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Genel Merkezi (AFP)
Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Genel Merkezi (AFP)
TT

The Telegraph: Trump, Netanyahu'ya yönelik yakalama kararına karşılık UCM Savcısı’na yaptırım uygulayabilir

Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Genel Merkezi (AFP)
Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Genel Merkezi (AFP)

İngiliz The Telegraph gazetesi, ABD Başkanı seçilen Donald Trump'ın Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı Kerim Han'a, mahkemenin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında yakalama kararı çıkarması nedeniyle yaptırım uygulamayı düşündüğünü yazdı.

Gazete, Trump'ın ulusal güvenlik danışmanı olarak görev yapacak olan Mike Waltz'un UCM'nin ‘güvenilirliği olmadığını’ söylediğini ve Trump yönetimi 20 Ocak'ta göreve başladığında ‘mahkemenin anti-Semitik önyargısına güçlü bir yanıt’ sözü verdiğini bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın The Telegraph’tan aktardığına göre Kerim Han, Trump tarafından yaptırım uygulanması hedeflenen yetkililer arasında yer alıyor.

İsrail gibi ABD de Lahey merkezli mahkemenin otoritesini tanımıyor. Üst düzey Cumhuriyetçiler yakalama kararlarına tepki olarak UCM'nin üst düzey yetkililerine yaptırım uygulanması çağrısında bulundu.

Diğer yandan Han, reddettiği cinsel suiistimal iddiaları nedeniyle soruşturma geçiriyor.

Trump, görevdeki ilk döneminde, Afganistan'da ABD güçleri tarafından işlendiği iddia edilen savaş suçlarıyla ilgili bir soruşturma nedeniyle UCM'nin eski başsavcısına yaptırım uyguladı.

O dönemde Dışişleri Bakanı olan Mike Pompeo, UCM’yi ‘tamamen yozlaşmış bir kurum’ olarak tanımladı.

ABD Başkanı Joe Biden 2021'de göreve geldiğinde UCM Savcısı Fatou Bensouda'ya yönelik seyahat yasağını da içeren yaptırımları iptal etti. Ancak Trump'ın UCM'nin İsrail'e yönelik tutumuna tepki olarak aynı stratejiyi yeniden uygulayabileceği yönünde spekülasyonlar var.

dfvgb
Donald Trump (Reuters)

Trump ayrıca, Rusya'nın Ukrayna'da işlediği savaş suçlarıyla ilgili olarak UCM tarafından yürütülen soruşturmalardan ABD'nin katılımını ve kaynaklarını çekebilir.

Han ve ekibine uygulanacak herhangi bir yaptırım, İngiltere'nin yeni Başbakanı Keir Starmer'ın yakalama emirlerine uymayı seçmesi halinde İngiltere ile Trump arasındaki ilişkileri tehlikeye atabilir.

Birleşik Krallık İsrail Başbakanı’nı gözaltına alıp almama konusunda tereddüt yaşarken, ABD Lahey merkezli mahkemeye karşı uluslararası bir tepkiye öncülük ediyor. İngiltere UCM’ye saygı duyduğunu ifade ederken, Netanyahu'nun İngiltere'ye gelmesi halinde gözaltına alınıp alınmayacağını söylemeyi ise reddediyor.

İsrail'in İngiltere Büyükelçisi Tzipi Hotovely, tüm ülkeleri UCM'nin Netanyahu'yu yakalamaya yönelik ‘saçma’ kararını reddetmeye çağırdı.

Hotovely, Telegraph gazetesine yazdığı makalede UCM’yi ‘Hamas ile ortak bir zemin bulmakla’ suçladı. Makalede, “Mahkemenin saçma kararını reddeden ABD ve diğer müttefiklerine teşekkür ediyor ve diğer ülkeleri de bu adaletsizliği reddetme konusunda aynı şekilde davranmaya çağırıyoruz. UCM, halkını savunmak isteyen her demokratik liderin mahkemenin hedefi haline gelebileceğini göstermiştir” ifadeleri yer aldı.

Almanya, UCM üyesi olmasına rağmen Nazi geçmişi ve Yahudi devletiyle olan özel ilişkisi nedeniyle Netanyahu'yu gözaltına almayacağının sinyalini verdi.

Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise yaptığı açıklamada, Netanyahu'yu karara ‘meydan okuyarak’ Macaristan'ı ziyaret etmeye davet edeceğini söyledi.

Yakalama kararı, UCM'nin 22 yıllık tarihinde yargıçların Batı destekli bir devletin liderini ilk kez gözaltına almaya kalkışması anlamına geliyor.

Aralarında İngiltere'nin de bulunduğu UCM’ye üye 124 ülke, yakalama kararlarının uygulanmasından sorumlu.

Avrupa ülkeleri arasındaki bölünmüşlüğün bir işareti olarak İrlanda, İtalya ve Hollanda, Netanyahu'nun kendi topraklarına ulaşması halinde gözaltına alma sözü verdi. Fransa ise UCM’nin tutumunu doğruladı, ancak Netanyahu'nun sınırlarını geçmesi halinde gözaltına alınıp alınmayacağı konusunda bir açıklama yapmadı.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Almanya ve Macaristan da dahil olmak üzere 27 üye ülkenin yakalama kararlarını uygulamakla yükümlü olacağını doğruladı.