Irak’ta il meclislerine ilişkin alınan karar siyaset sahnesinde tartışmaya neden oldu

Irak kamuoyu, il meclisleri konusunda ikiye bölünmüş durumda.

Federal Mahkeme, il meclislerinin çalışmalarını sürdürmesinin anayasaya aykırı olduğuna karar verdi. (AFP)
Federal Mahkeme, il meclislerinin çalışmalarını sürdürmesinin anayasaya aykırı olduğuna karar verdi. (AFP)
TT

Irak’ta il meclislerine ilişkin alınan karar siyaset sahnesinde tartışmaya neden oldu

Federal Mahkeme, il meclislerinin çalışmalarını sürdürmesinin anayasaya aykırı olduğuna karar verdi. (AFP)
Federal Mahkeme, il meclislerinin çalışmalarını sürdürmesinin anayasaya aykırı olduğuna karar verdi. (AFP)

Mueyyid et-Tarafi
Irak’ta il meclislerinin geleceğine ilişkin belirsizlik hakim. Irak Federal Mahkemesi’nin (Irak’ın en büyük yargı makamı) il meclislerinin devam eden çalışmalarının anayasaya aykırı olduğuna karar vermesi sonrasında Irak Temsilciler Meclisi ve siyasi bloklar,10 Ekim’de düzenlenmesi planlanan parlamento seçimleri öncesinde kritik bir konuma geldi.
Siyasi bloklar ve parlamentodaki temsilciler, 2003 yılından bu yana Irak’ta ademi merkeziyetçi sistemin temeli olan bu hassas meseleye ilişkin bir çıkış yolu bulmaya çalışıyorlar. Zira söz konusu konseylere ve üyelerine kamuoyunda geniş bir biçimde karşı çıkılması, bu blokların önüne büyük bir engel olarak çıkıyor. Yolsuzluk, Irak siyasi partilerini finanse etmek için bir cephaneye dönüşmüş durumda. Söz konusu karşı çıkışın temelinde yatan sebep de bu olarak gösteriliyor.

Duraksama
Bu meclislerin feshedilmesi ve varlıkların sona erdirilmesi,Ekim 2019’da gerçekleşen halk protestolarındaki başlıca talepler arasındaydı.Irak Parlamentosu söz konusu dönemde bu meclislerin ve bunlarla ilgili tüm yerel oluşumların çalışmalarını durdurma kararı çıkararak taleplere yanıt vermişti. Ancak bu durum, konsey üyelerinin Federal Mahkeme’ye itiraz etmelerine ve İl Meclisleri Kanunu Birinci Değişiklik’te öngörüldüğü üzere çalışmalarının uzatılması çağrısında bulunmalarına engel olmadı.
Federal Mahkeme, 2 Mayıs’ta yasayı değiştirerek yeni savcılar seçti. Ardından il meclislerinin çalışmalarına devam etmelerinin anayasaya aykırı olduğuna hükmetti.
Irak Anayasası’nın 93’üncü maddesine göre yürürlükteki kanun ve yönetmeliklerin anayasaya uygunluğu, anayasal metinlerin yorumlanması, federal otorite tarafından yayınlanan kanun ve talimatların uygulanmasından doğan sorunların karara bağlanması mahkemenin yetkileri arasında. Mahkeme ayrıca federal hükümet, bölgesel yönetimler, valilikler, belediyeler ve yerel yönetimler arasında çıkan anlaşmazlıkları çözmek için devereye girebiliyor ve seçim sonuçlarının onaylanmasını takip edebiliyor.

İki çözüm yolu
Son yerel seçimler, Irak’ta bazı şehirlerin DEAŞ örgütünün eline geçmesinden 1 yıl önce, yani 2013 yılında yapıldı. Bu durum, 2017’de yapılması planlanan yerel seçimlerin ertelenmesine ve Irak Parlamentosu tarafından 2018’de yeni seçimler yapılana kadar çalışmalarının uzatılmasına yol açtı. Irak şehirlerindeki eylemcilerin taleplerine cevaben 2019 yılı sonunda çalışmaları duraksatıldı.
Irak Temsilciler Meclisi üyesi Ahmed Haydar konuya dair “Bölgeler Komitesi içerisinde, meclislerin anayasa değişikliği ile feshedilmesi ve yeni seçimlerin yapılması konusunda anlaşmazlık var” açıklamasında bulundu. Haydar, il meclislerinin çalışmalarının sona ermesi sonrasında valilerin yetkilerine ilişkin ‘geçici mi yoksa tam yetkiye mi sahip olacakları’ hususunda bir yasama sorunu oluştuğuna dikkat çekti.
Irak’taki valilerin çoğunluğu, kendilerini seçen il meclislerinin askıya alınıp feshedilmesinden bu yana tam yetkiye sahip.
Temsilciler Meclisi’nde Bölgeler Komitesi eski üyesi olan Haydar durumu şöyle değerlendirdi:
“Irak anayasası, il meclislerinin dört yıllık olduğunu ancak çalışmaları uzatıldıktan sonra daha uzun süre varlık gösterdiğine işaret ediyor. Uzatma için ise hiçbir gerekçe de bulunmuyor.”
Ahmed Haydar ayrıca siyasi blokların işlenen anayasa ihlallerini düzeltmesi ve anayasaya geri dönmesi gerektiğini vurguladı.
Irak anayasasının değişikliklerine ilişkin ilk maddesi (126), Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu’nun toplu olarak veya Temsilciler Meclisi üyelerinin beşte birinin anayasayı değiştirmeyi önerme hakkına sahip olduğunu belirtiyor.
Maddenin ikinci paragrafında, ilk bölümde yer alan temel ilkelerin ve anayasanın ikinci kısmında yer alan hak ve özgürlüklerinin değiştirilmesine izin verilmiyor.
Haydar, il meclislerinin kaldırılmasının ‘anayasa değişiklik gerektirdiğine’ dikkat çektiği açıklamasında değiştirilebilecek maddeleri inceleyen bir komite bulunduğunu ancak bir sonuca ulaşılamadığını belirtti. İl meclislerinin Irak’ta başarısız olduğuna dair ‘siyasi bir kanaat’ olduğuna dikkat çeken Ahmed Haydar, ‘vali, doğrudan il sakinleri tarafından seçilir’ yönünde görüşler öne süürüldüğünü kaydetti.

Başarısızlık kanıtlandı
Haydar, il meclislerinin başarısızlığını kanıtladığını vurguladığı açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Kota sistemi bakanlıklardan valiliklere aktarıldı. Bu, vatandaşlar ve hizmet sunum kalitesi pahasına siyasi partiler için finansal bir kaynak haline geldi.”
İl meclislerinin feshedilmesi yönünde talepler olduğuna dikkat çeken yetkili ancak oluşumların anayasa ile çatıştığını ve bazı siyasi blokların kendilerinden fayda sağlamak için kalmalarını arzuladığını vurguladı.
Ahmed Haydar sözlerinin sonunda şunları söyledi:
“İl meclislerinin varlığına ilişkin iki görüş var. İlkinde yolsuzluğa ve hizmetlerin engellenmesine yol açan fazlalık bir durum olarak görülüyor. İkinci olarak , feshinin Irak’taki idari sistemin üzerine inşa edildiği ademi merkeziyetçiliğe bir zarar verdiğine inanılıyor. Bu nedenle sorunun çözümünün bir sonraki parlamentonun sorumluluğunda olması gerektiği görüşündeler.”

Çifte seçimler
Hukuk uzmanı Ahmed el-Abadi, il meclislerinin feshinin zorluğuna dikkat çektiği açıklamasında “Anayasa değişikliğine ihtiyaç var” dedi. Abadi ayrıca yeni seçimler düzenlenme olasılığının altını çizdi.
Abadi konuya dair değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
“İl meclisleri, valinin görevi için denetleyici bir makam olduğu göz önüne alındığında feshedilemez. Bu meclisler vali atar, görevden alır ve bölgedeki projeleri takip eder. Ancak görev sürelerinin uzatılması anayasaya aykırıdır. Üye sayıları  azaltılarak ayarlamalar yapılabilir. İl meclislerinin feshedilmesi, anayasa değişiklikleri gerektiriyor ve Irak’taki, değiştirilmesi zor olan katı anayasalardan biri. Bu durum göz önüne alındığında bunu başarmak zor. İl meclisleri için yeni seçimlerin yapılmasına dair bir senaryo da var.”
Saddam Hüseyin rejiminin 2003 yılında devrilmesinin ardından; 2005, 2009 ve 2013 yıllarında Irak il meclislerinin üyelerini seçmek için üç seçim turu düzenlendi.



İsrail’in Iraklı gruplara ait ayrıntılı veri tabanı Bağdat’ta şaşkınlık yarattı

Bağdat'taki Haşdi Şabi güçleri tarafından düzenlenen gösteriden bir kare (DPA)
Bağdat'taki Haşdi Şabi güçleri tarafından düzenlenen gösteriden bir kare (DPA)
TT

İsrail’in Iraklı gruplara ait ayrıntılı veri tabanı Bağdat’ta şaşkınlık yarattı

Bağdat'taki Haşdi Şabi güçleri tarafından düzenlenen gösteriden bir kare (DPA)
Bağdat'taki Haşdi Şabi güçleri tarafından düzenlenen gösteriden bir kare (DPA)

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre, Iraklı yetkililer son günlerde, İsrail tarafından hazırlanmış son derece ayrıntılı bir güvenlik veri tabanını teslim aldı. Batılı bir istihbarat servisi üzerinden iletilen dosya; silahlı Iraklı gruplara ilişkin liderlik yapıları, askerî organizasyonlar, mali ağlar ve bu yapılara bağlı devlet kurumları hakkında geniş bilgiler içeriyor.

Kaynaklar, verilerin hacmi ve doğruluk düzeyinin Iraklı yetkilileri şaşırttığını ve olası bir askerî harekâta yönelik ciddi bir uyarı niteliği taşıdığını aktardı.

Dosyanın teslimi, Irak’a yakın dost bir Arap ülkenin Bağdat’ı uyardığı süreçle eş zamanlı gerçekleşti. Söz konusu ülke, İsrail’in, ABD’nin “yeşil ışık” yaktığı bir askerî operasyon seçeneğini açıkça konuştuğunu iletti. Washington’ın, devlet dışı silahlı yapılara ilişkin sabrının azaldığı belirtiliyor. Bir Iraklı yetkili de, bu mesajların Bağdat’a ulaştığını doğruladı.

Bilgilere göre muhtemel saldırılar; eğitim kampları, füze ve İHA depoları ile bu gruplar ve Haşdi Şabi’ye bağlı finansal ve askerî etki sahibi kurum ve kişileri hedef alacaktı.

Bu gelişmeler, Irak’taki Şii ittifakı “Koordinasyon Çerçevesi” içinde silahın devlet tekelinde toplanması yönünde hızlanan tartışmaları tetikledi. İlk aşamada ağır silahların teslimi ve bazı stratejik üslerin tasfiyesi gibi seçenekler masaya geldi. Ancak uygulamanın kim tarafından yürütüleceği ve güvenlik garantilerinin nasıl sağlanacağı konularında görüş ayrılıkları sürüyor.

Öte yandan, ABD yönetimi güvenlik iş birliğini, silahlı grupların operasyonel kabiliyetlerinin kaldırılmasına dair bağlayıcı bir takvim şartına bağladı.

Bölgesel düzeyde ise NBC News’in haberine göre, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump’a İran’ın balistik füze programındaki genişleme risklerini aktaracak ve yeni saldırı seçeneklerini görüşecek.


Türk Heyeti Şam’da: SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu masada

Şam’da bir araya gelen Ahmed Şara ve Hakan Fidan görüşmesinden bir kare  (Arşiv-Reuters)
Şam’da bir araya gelen Ahmed Şara ve Hakan Fidan görüşmesinden bir kare  (Arşiv-Reuters)
TT

Türk Heyeti Şam’da: SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu masada

Şam’da bir araya gelen Ahmed Şara ve Hakan Fidan görüşmesinden bir kare  (Arşiv-Reuters)
Şam’da bir araya gelen Ahmed Şara ve Hakan Fidan görüşmesinden bir kare  (Arşiv-Reuters)

Dışişleri Bakanı Hakan  Fidan, Milli Savunma Bakanı  Yaşar Güler ve MİT Başkanı İnrahim Kalın, çalışma ziyareti için Suriye'nin başkenti Şam'a gitti. Heyetin gündeminde, iki ülke ilişkilerinin yanı sıra Şam yönetimi ile Kürtlerin öncülük ettiği YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Suriye ordusuna entegrasyonu bulunuyor.

Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Savunma Bakanı Yaşar Güler’in gerçekleştireceği ziyarette, Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara ile görüşüleceği bildirildi. Görüşmede, 8 Aralık 2024’te Beşşar Esad yönetiminin devrilmesinin ardından yürütülen ilişkilerin genel seyrinin değerlendirileceği belirtildi.

Açıklamada, tarafların ayrıca Türkiye’nin ulusal güvenlik öncelikleriyle doğrudan bağlantılı olan ve 10 Mart’ta Şam ile SDG arasında imzalanan anlaşmanın uygulanmasındaki ilerlemeyi ele alacağı ifade edildi.

Dışişleri Bakanı Fidan geçen hafta SDG’ye yönelik açıklamasında, entegrasyon adımlarının yeniden ertelenmesinin “ülkenin ulusal birliğini tehdit edeceğini” söylemiş, anlaşmaya tarafların “sabırlarının tükendiği” mesajını vermişti.

Ankara’nın görüşmelerde ayrıca, İsrail saldırıları nedeniyle Suriye’nin güneyinde oluşan güvenlik risklerini ve Şam yönetiminin yakın zamanda DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyona katılımını da gündeme taşıması bekleniyor.

ABD, 13 Aralık’ta Suriye’nin Palmira kentinde düzenlenen ve iki Amerikan askeri ile bir tercümanın hayatını kaybettiği saldırıdan DEAŞ’ı sorumlu tutuyor.

Türk Dışişleri, Ankara-Şam temaslarının amacının, Suriye’de oluşabilecek güvenlik boşluklarını değerlendirmeye çalışan DEAŞ’ın geri dönüşünü engellemek olduğunu vurguladı.

Türkiye, 2016–2019 yılları arasında Suriye’nin kuzeyinde SDG ve DEAŞ’e karşı üç askeri operasyon gerçekleştirmişti. Ankara, SDG’nin sınır hattındaki varlığını ulusal güvenlik tehdidi olarak tanımlıyor.

Şam yönetimi ile SDG arasında 10 Mart’ta imzalanan anlaşma, SDG’ye bağlı askeri ve sivil kurumların yıl sonuna kadar ulusal yapıya entegre edilmesini öngörüyor. Ancak taraflar arasında yaşanan görüş ayrılıkları sürecin ilerlemesini yavaşlatmış durumda.

Suriye’nin kuzeydoğusunda geniş alanları kontrol eden SDG, yıllar içinde oluşturduğu yerel yönetim modeliyle bölgedeki ekonomik, askeri ve idari kurumları denetliyor. Bölge, ülkenin en büyük petrol ve gaz sahalarını da barındırıyor.


Sarı hattı etkisiz hale getirmek... Gazze anlaşmasının ikinci aşamasını tehdit eden bir pazarlık kozu

Gazze şehrindeki enkaz yığınları arasında Hamas mensupları ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) üyeleri (AFP)
Gazze şehrindeki enkaz yığınları arasında Hamas mensupları ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) üyeleri (AFP)
TT

Sarı hattı etkisiz hale getirmek... Gazze anlaşmasının ikinci aşamasını tehdit eden bir pazarlık kozu

Gazze şehrindeki enkaz yığınları arasında Hamas mensupları ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) üyeleri (AFP)
Gazze şehrindeki enkaz yığınları arasında Hamas mensupları ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) üyeleri (AFP)

ABD’nin Miami kentinde yapılan Gazze anlaşması çerçevesindeki dörtlü arabuluculuk toplantısının sonuçları, haftalar sürebilecek istişarelere işaret ediyor. İsrail kaynaklarından sızan bilgiler, Gazze Şeridi’nin kontrol altındaki alanının yüzde 50’sinden fazlasını kapsayan ve Hamas’ın bulunmadığı bölgede silahsızlandırma olasılığına dair ipuçları veriyor.

Sızıntılar, sarı hat bölgesinde ikinci aşamadan bağımsız kısmi bir yeniden imar planının hazırlandığını öne sürüyor. Uzmanlar, bu hamleyi, arabulucular ve Hamas üzerinde baskı kurmak için bir araç olarak değerlendiriyor; amaç, Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerde silahlarını bırakmasını sağlamak.

Uzmanlar, tek taraflı girişimlerin, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasını aksatabileceğini ve İsrail’in bölgeyi bölme ve tamamen çekilmeme hedeflerine hizmet edebileceğini belirtiyor. İlk aşaması 10 Ekim’de uygulamaya konulan barış planının maddeleri de bu olasılıklara işaret ediyor.

İsrail Kanal 12 televizyonuna konuşan bir güvenlik kaynağı, ordunun sarı hat bölgesinde silahsızlandırma çalışmalarını tamamlamak üzere olduğunu belirtti. Kaynağa göre, söz konusu bölge Gazze Şeridi’nin doğusunda yer alıyor ve toplam alanın yaklaşık yüzde 52’sini kapsıyor.

Ekim ayında imzalanan Gazze anlaşmasından bu yana, sarı hat içinde faaliyet gösteren altı tugay, yer üstü ve yer altındaki altyapının onlarca kilometresini yok etti. Aynı kaynak, Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerde silahsızlandırmanın önemine dikkat çekti.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre İsrail ordusu cumartesi günü, Han Yunus’un güneyinde sarı hattın İsrail tarafında Hamas’a ait tünellerin patlatıldığını ve yıkıldığını gösteren görüntüler paylaştı.

Bu adımlar, Yedioth Ahronoth gazetesinin yaklaşık bir hafta önce aktardığı habere göre, Tel Aviv’in, ABD talebi üzerine Gazze Şeridi’nde enkaz kaldırma maliyetlerini karşılamayı ve geniş çaplı mühendislik çalışmalarını üstlenmeyi ilk etapta kabul etmesinin ardından geldi. Haberde, Refah bölgesinde yeniden imar için bir alanın boşaltılmasının planlandığı ifade edildi.

Buna karşılık Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati cumartesi günü yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nde yeniden imar çalışmalarının acilen başlatılması gerektiğini vurguladı. Abdulati, tek taraflı çözümleri veya Filistin topraklarının demografik ve coğrafi yapısını değiştirme girişimlerini reddettiklerini ve Filistin halkının topraklarından zorla çıkarılmasına izin verilmeyeceğini belirtti.

dcfr
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc'de İsrail ordusu tarafından çizilen sarı hattı temsil eden beton blok (AFP)

Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi ve İsrail konularında uzman akademisyen Ahmed Fuad Enver, sarı hattın silahsızlandırılmasıyla ilgili açıklamaların İsrail tarafından yapılan belirsiz ve baskı amaçlı beyanlar olduğunu belirtti. Enver, bu adımların ikinci aşamayı etkilemeyi amaçladığını vurguladı.

Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal ise sızıntıları, arabulucular ve Hamas üzerinde ‘doğrudan baskı’ kurma girişimi olarak nitelendirdi. Nazzal, Hamas’ın silahsızlandırılmasının zaman alacağını ve uygulanmasının zorluklar içereceğini, ayrıca İsrail içinde sahte zafer algısı yaratmayı hedeflediğini ifade etti.

Söz konusu tartışmalar, Miami’de yapılan toplantının sonuçlarıyla eş zamanlı olarak gerçekleşti. Mısır, Katar, Türkiye ve ABD’yi temsil eden arabulucuların açıklamasına göre, ABD’nin gönderdiği diplomat Steve Witkoff’un X hesabından aktardığı mesajda, ikinci aşama görüşmelerinde Gazze’de birleşik otorite altında sivil ve kamu düzeninin korunmasını sağlayacak bir yönetim organının güçlendirilmesine vurgu yapıldığı belirtildi. Arabulucular, geçiş sürecinde sivil ve güvenlik alanları ile yeniden inşayı yönetmek üzere Barış Konseyi’nin kurulması ve aktif hale getirilmesine destek verdiklerini açıkladı.

xscdfg
Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü mensupları, 2023 yılında er-Rimal mahallesinde yıkılan bir binanın enkazı arasında ceset arıyor. (AFP)

Arabulucular, tüm taraflara yükümlülüklerini yerine getirme, itidal gösterme ve denetim mekanizmalarıyla iş birliği yapma çağrısında bulundu. Ayrıca ikinci aşamanın uygulanmasını ilerletmek amacıyla önümüzdeki haftalarda görüşmelerin devam edeceği açıklandı.

Ahmed Fuad Enver, ikinci aşama için geri sayımın başladığını belirterek, “İsrail’in bu aşamaya girmesi için zorunlu bir süreç olacak… Ocak ayında bunu görebiliriz” dedi.

Nizar Nazzal ise Miami toplantısının ikinci aşamanın ana hatlarını çizdiğini, Barış Konseyi, Gazze Yönetim Komitesi ve istikrar güçlerinin oluşturulmasının uygulamaya konduğunu söyledi. Nazzal, buna bağlı olarak İsrail’in, silahsızlandırma ve saldırıların devamı gibi engellere rağmen ABD baskısı altında ikinci aşamaya katılmak zorunda kalacağını ifade etti.