Türkiye'de ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,3 kişi oldu

Fotoğraf: Pixabay
Fotoğraf: Pixabay
TT

Türkiye'de ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,3 kişi oldu

Fotoğraf: Pixabay
Fotoğraf: Pixabay

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre, Türkiye'de 2008 yılında 4 kişi olan ortalama hanehalkı büyüklüğünün azalma eğilimi göstererek 2020 yılında 3,30 kişiye düştüğü görüldü.
 
Yıllara göre ortalama hanehalkı büyüklüğü, 2008-2020

Ortalama hanehalkı büyüklüğünün en yüksek olduğu il Şırnak oldu
Türkiye'de 2020 yılında ortalama hanehalkı büyüklüğünün en yüksek olduğu il, 5,75 kişi ile Şırnak oldu. Şırnak ilini 5,25 kişi ile Şanlıurfa ve 5,16 kişi ile Hakkari izledi. Ortalama hanehalkı büyüklüğünün en düşük olduğu il ise 2,61 kişi ile Çanakkale oldu. Bu ili, 2,66 kişi ile Tunceli ve 2,68 kişi ile Eskişehir izledi.
 
İllere göre ortalama hanehalkı büyüklüğü, 2020

Tek kişilik hanehalklarının oranı arttı
ADNKS sonuçlarına göre, 2014 yılında %13,9 olan yalnız yaşayan fertlerden oluşan tek kişilik hanehalklarının oranının 2020 yılında %17,9'a yükseldiği görüldü.
 
Hanehalkı tiplerine göre hanehalkı oranı, 2014-2020

Tek çekirdek aile ve geniş aileden oluşan hanehalklarının oranında azalma görüldü

Tek çekirdek aile olarak ifade edilen, yalnızca eşlerden veya eşler ve çocuklarından veya tek ebeveyn ve en az bir çocuktan oluşan hanehalklarının oranında azalma olduğu görüldü. Tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının oranı, 2014 yılında %67,4 iken 2020 yılında %65,2'ye geriledi. Diğer yandan geniş aile olarak tanımlanan ve en az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan hanehalklarının oranı 2014 yılında %16,7 iken 2020 yılında %14'e düştü.
 
Çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarının oranı arttı
Aralarında eş, anne-çocuk veya baba-çocuk ilişkisi olmayan fertleri içeren; diğer bir ifadeyle çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarının oranında artış olduğu gözlendi. Söz konusu hanehalklarının oranı 2014 yılında %2,1 iken 2020 yılında %2,8'e yükseldi.
 
Tek kişilik hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il Gümüşhane oldu
İllere göre hanehalkı tipleri incelendiğinde, 2020 yılında tek kişilik hanehalklarının oranının en yüksek olduğu ilin %28,7 ile Gümüşhane olduğu görüldü. Gümüşhane ilini %27,9 ile Tunceli ve %26,7 ile Giresun izledi. Diğer yandan tek kişilik hanehalklarının oranının en düşük olduğu il ise %10,2 ile Diyarbakır oldu. Diyarbakır ilini %10,4 ile Van ve %10,5 ile Batman izledi.
 
Tek kişilik hanehalklarının oranının en yüksek ve en düşük olduğu ilk 10 il, 2020

Tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il Osmaniye oldu
Tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il, 2020 yılında %72,6 ile Osmaniye oldu. Osmaniye ilini %72 ile Gaziantep, %71,9 ile Adıyaman ve Kayseri takip etti. Tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının oranının en düşük olduğu il ise %53,7 ile Tunceli oldu. Tunceli ilini %54,8 ile Gümüşhane ve %55,6 ile Artvin izledi.
 
Tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının oranının en yüksek ve en düşük olduğu ilk 10 il, 2020

Hanehalklarının %9,7'sini tek ebeveyn ve çocukları oluşturdu
Türkiye'de 2020 yılında toplam hanehalklarının %9,7'sini tek ebeveyn ve çocuklardan oluşan hanehalkları oluşturdu. Toplam hanehalklarının %2,2'sini baba ve çocuklardan oluşan, %7,5'ini ise anne ve çocuklardan oluşan hanehalklarının oluşturduğu görüldü.
 
Tek ebeveyn ve çocuklardan oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il Bingöl oldu
Tek ebeveyn ve çocuklardan oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il, 2020 yılında %11,7 ile Bingöl oldu. Bu ili, %11,5 ile Adana ve Malatya illeri izledi. Bu oranın en düşük olduğu iller ise %7,1 ile Bitlis ve Ardahan, %7,2 ile Tokat oldu.
Toplam hanehalkları içinde anne ve çocuklardan oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu iller, %9,2 ile Bingöl, %9 ile Adana ve %8,9 ile İzmir olurken, bu oranın en düşük olduğu iller ise %5 ile Ardahan, %5,5 ile Tokat, Bitlis ve Burdur oldu.
Diğer yandan, baba ve çocuklardan oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu iller, %3,8 ile Kilis, %3,1 ile Malatya ve %3 ile Trabzon olurken, bu oranın en düşük olduğu iller ise %1,6 ile Nevşehir ve Bitlis, %1,7 ile Kayseri, Adıyaman, Tokat, Sinop ve Kars oldu.
 
Geniş aileden oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il Hakkari oldu
Geniş aileden oluşan hanehalklarının oranının en yüksek olduğu il, 2020 yılında %24,4 ile Hakkari oldu. Hakkari ilini %24,2 ile Şırnak ve %21,5 ile Batman izledi. Bu oranının en düşük olduğu il ise %9 ile Eskişehir oldu. Eskişehir ilini %9,6 ile Çanakkale ve %10,1 ile Niğde ve Balıkesir izledi.
 
Geniş aileden oluşan hanehalklarının oranının en yüksek ve en düşük olduğu ilk 10 il, 2020

Toplam resmi evlilikler içerisinde son evliliğinde akraba evliliği yapanların oranı %8,4 oldu
ADNKS sonuçlarına göre, 2020 yılında toplam resmi evlilikler içinde, son evliliğinde birinci dereceden kuzenleri ile akraba evliliği yapmış 16 ve üzeri yaştaki bireylerin oranı %8,4 oldu. Akraba evlilikleri akrabalık türüne göre incelendiğinde, akraba evliliği yapmış bireylerin %46,6'sının hala/dayı çocukları ile %27,2'sinin amca çocukları ile ve %26,2'sinin ise teyze çocukları ile evli olduğu görüldü.
 
Akrabasıyla evli olan bireylerin en fazla olduğu il Mardin oldu
Toplam resmi evlenmeler içerisindeki akraba evlilikleri illere göre incelendiğinde, 2020 yılında toplam evli bireyler içinde son evliliğinde akraba evliliği yapmış 16 ve üzeri yaştaki bireylerin oranının en fazla olduğu il %20,6 ile Mardin oldu. Bu ili %18,3 ile Şanlıurfa ve %17,1 ile Diyarbakır izledi. Akraba evliliği yapmış bireylerin oranının en az olduğu il ise %1,1 ile Edirne oldu. Bu ili %1,5 ile Kırklareli ve %2 ile Çanakkale izledi.
 
Akraba evliliği oranı azaldı
Evlenme istatistikleri sonuçlarına göre, 2010 yılında gerçekleşen resmi evlenmelerin %5,9'unun akraba evliliği olduğu ve bu oranın sonraki yıllarda sürekli düşüş göstererek 2015 yılında %4,8, 2020 yılında ise %3,8 olduğu görüldü.
 
Yıllara göre akraba evliliği oranı, 2010-2020

Akraba evliliği 2020 yılında en fazla Şanlıurfa'da gerçekleşti
Akraba evlilikleri illere göre incelendiğinde, 2020 yılında gerçekleşen toplam resmi evlenmeler içindeki akraba evliliği oranının en yüksek olduğu ilin, %15,1 ile Şanlıurfa olduğu görüldü. Bu ili, %13,7 ile Mardin ve %12,6 ile Muş izledi. Akraba evliliği oranının en düşük olduğu ilin ise %0,5 ile Kütahya olduğu, bu ili %0,6 ile Çanakkale ve Edirne illerinin izlediği görüldü.
 
Bireyleri en fazla aileleri mutlu etti
Yaşam Memnuniyeti Araştırması, 2020 sonuçlarına göre, 18 ve üzeri yaştaki bireyler arasında kendilerini en fazla ailelerinin mutlu ettiğini belirtenlerin oranı %69,7 oldu. Erkeklerin %74,9'u kendilerini en fazla ailelerinin mutlu ettiğini ifade ederken bu oranın kadınlar için %64,5 olduğu görüldü. Kendilerini en fazla çocuklarının mutlu ettiğini belirten erkeklerin oranı %9,2 iken kadınların oranı %20,7 oldu.
 
Babası vefat etmiş çocukların sayısı 269 bin 202 oldu
ADNKS sonuçlarına göre, 2020 yılında Türkiye'de toplam 22 milyon 750 bin 657 çocuk içerisinde babası vefat etmiş çocuk sayısının 269 bin 202, annesi vefat etmiş çocuk sayısının 80 bin 798, hem annesi hem babası vefat etmiş çocuk sayısının ise 4 bin 518 olduğu görüldü.
Cinsiyete göre incelendiğinde, babası vefat etmiş erkek çocuk sayısının 137 bin 843, kız çocuk sayısının 131 bin 359, annesi vefat etmiş erkek çocuk sayısının 41 bin 169, kız çocuk sayısının 39 bin 629, hem annesi hem babası vefat etmiş erkek çocuk sayısının 2 bin 328, kız çocuk sayısının 2 bin 190 olduğu görüldü.
 
Taşınabilir bilgisayar bulunan hanelerin oranı %45,1 oldu
Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre, evden İnternete erişim imkânına sahip olan hanelerin oranı 2004 yılında %7 iken 2020 yılında bu oran %90,7 oldu. Diğer yandan hanelerde dizüstü, tablet, netbook gibi taşınabilir bilgisayar bulunma oranı %0,9'dan %45,1'e, cep telefonu/akıllı telefon bulunma oranı %53,7'den %99,4'e yükseldi. Bununla birlikte İnternete bağlanabilen televizyon bulunma oranı ise 2013 yılında %7,3 iken 2020 yılında %33,8'e yükseldi.
 
Hanelerde bilişim teknolojileri ve İnternet erişimi bulunma oranı, 2004-2020

Geniş ailelerin %27,7'sinin yoksulluk sınırının altında yaşadığı görüldü
Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin %60,0'ı dikkate alınarak belirlenen sınıra göre yoksulluk oranı 2019 yılında %21,3 olarak gerçekleşti.
Hanehalkı tipine göre yoksulluk oranı incelendiğinde ise tek kişilik hanehalklarının %12,3'ünün, tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının %20,3'ünün, geniş ailelerden oluşan hanehalklarının %27,7'sinin, çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarının ise %14,1'inin yoksulluk sınırının altında yaşadığı gözlendi.
 
Hanehalkları bütçelerinden en fazla payı konut ve kira harcamasına ayırdı
Hanehalkı bütçe araştırmasının 2019 yılı sonuçlarına göre, Türkiye genelinde hanehalklarının tüketim amaçlı yaptığı harcamalar içinde en yüksek payı %24,1 ile konut ve kira harcamaları alırken, ikinci sırayı %20,8 ile gıda ve alkolsüz içecek harcamaları, üçüncü sırayı ise %16,5 ile ulaştırma harcamaları aldı. Toplam tüketim harcamalarında en düşük payı alan harcama grupları ise %2,2 ile sağlık, %2,5 ile eğitim hizmetleri ve %3,1 ile eğlence ve kültür oldu.
 
Harcama türlerine göre hanehalkı tüketim harcamalarının dağılımı, 2019

Kendilerine ait bir konutta yaşayanların oranı %58,8 oldu
Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, 2019 yılında konutun mülkiyet durumları incelendiğinde, fertlerin %58,8'inin oturduğu konutun kendilerine ait olduğu, %25,6'sının ise kiracı olduğu görüldü. Fertlerin %39,3'ünün 2019 yılında konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu yaşadığı, %36,9'unun sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi vb. nedenlerle sorun yaşadığı ve %26,1'inin trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlar yaşadığı görüldü.



Somali'de Türk kuvvetlerinin konuşlandırılmasının askeri ve siyasi sonuçları

Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)
Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)
TT

Somali'de Türk kuvvetlerinin konuşlandırılmasının askeri ve siyasi sonuçları

Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)
Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)

Mahmud Ebu Bekir

Somali medyası, yaklaşık 500 asker taşıyan iki Türk askeri uçağının, Ankara ile Mogadişu arasında artan askeri iş birliğini yansıtacak şekilde, Somali'nin başkenti Mogadişu'daki Aden Adde Uluslararası Havalimanı'na ulaştığını bildirdi.

Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor. Resmi bir açıklama yapılmamış olsa da Türk medya kaynakları bu yıl toplam asker sayının 5 bini bulabileceğine işaret ediyor.

Bu kuvvetler, Somali hükümetinin eş-Şebab hareketine karşı operasyonlarını yoğunlaştırdığı bir dönemde Mogadişu’ya ulaştı. Hükümet, Türk savaş uçaklarının hava desteğiyle harekete ait hedeflere yönelik saldırılar gerçekleştiriyor.

Temmuz 2024'te Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzaladığı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Somali'de iki yıl süreyle konuşlanmasına izin veren tezkereyi onaylamıştı. Bu adım, bölgesel ve uluslararası ortaklarla iş birliği yaparak, Somali Federal Hükümeti'nin terörle mücadele çabalarına destek sağlamayı amaçlıyor.

Mogadişu ile Ankara arasında son dönemde imzalanan anlaşmaların özellikle bir yandan Somali-Etiyopya anlaşmazlığının, diğer yandan da Kızıldeniz Havzası'ndaki bölgesel gerginliğin yaşandığı bir döneme denk geldiği göz önüne alındığında gözlemciler, Türk kuvvetlerinin misyonunun yalnızca terörle mücadeleyle sınırlı olmadığını, bunun siyasi, askeri ve ekonomik sonuçları da olduğunu düşünüyor.

Addis Ababa'nın Somaliland bölgesi ile denize erişim ve iki askeri üs kurmak amacıyla imzaladığı mutabakat zaptının ardından Mogadişu, Etiyopya'nın Somali kıyılarına yönelik müdahalelerinin önüne geçmek için bölgesel ittifaklar kurmaya çalışıyor. Mutabakat zaptı Etiyopya’nın bunlar karşılığında Somaliland'ın bağımsızlığını tanıyıp, uluslararası alanda tanınmayan bu Somali bölgesinin uluslararası toplum tarafından mümkün olan en üst düzeyde tanınması için uluslararası forumlarda çaba göstermesini öngörüyor.

Güvenlik endişeleri

Afrika Boynuzu uzmanı Abdurrahman Seyyid ise Türk kuvvetlerinin Mogadişu'ya gelişinin, son dönemde Somali devletine karşı bir dizi askeri eylem düzenleyen Somalili terör örgütü Şebab'ın ilerleyişini durdurmak amacıyla Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud'un acil talebi üzerine gerçekleştiğini düşünüyor.

Seyyid, bu hareketin yönetimin dizginlerini ele geçirmesinin Somali'nin ulusal ve bölgesel istikrarının daha da kötüleşmesine yol açabileceğine inanıyor. Bunun yanı sıra ülkedeki Türk çıkarlarını, özellikle madencilik ve Somali kıyılarında petrol arama faaliyetlerini tehdit ettiğini belirtiyor. Ona göre Ankara, altyapı yatırımlarına katkıda bulunarak ve ekonomiyi canlandırarak Somali hükümetinin güvenlik, askeri ve ekonomik alanlardaki çabalarını desteklemekten de çekinmedi. Ayrıca Somalili öğrencilere Türk üniversitelerine kayıt imkânı sağlanarak iki ülke arasında bilimsel alanda da iş birliği bulunuyor. Buna bir de 2 bin 500 askere varan askeri iş birliği anlaşması ekleniyor. Seyyid, Türkiye'nin hayati jeopolitik ve ekonomik çıkarları olan bölgesel bir güç olduğunu, Akdeniz, Kızıldeniz, Ortadoğu ve Orta Asya gibi dünyanın birçok bölgesinde fırsatları değerlendirip nüfuzunu artırmayı hedeflediğini belirtiyor.

Afrika Boynuzu uzmanı, Somali'nin Hint Okyanusu'na en uzun kıyı şeridine ve Kızıldeniz ile Aden Körfezi bölgesine kadar uzanan stratejik bir coğrafi alana sahip olduğunu belirtiyor. Bunun da bilhassa uluslararası seyrüsefer açısından stratejik bir geçiş noktası olan Kızıldeniz havzasında yaşanan gerginlikler göz önüne alındığında, uluslararası ve bölgesel planlarda stratejik önemini iki katına çıkardığını ifade ediyor.

Seyyid’e göre Somali birçok alanda Türkiye'nin desteğine ve iş birliğine ihtiyaç duyuyor. Mogadişu ayrıca Türkiye'yi, özellikle Etiyopya ve Kenya'nın yayılmacı emelleri karşısında Somali çıkarlarını savunmada güvenilir ve sadık bir müttefik olarak görüyor. Zira Türkiye'nin müttefiklerini savunma konusunda ciddi bir geçmişi var. Trablus'taki Libya hükümetinin Halife Hafter güçlerinin eline geçmesini engellemedeki rolü, Azerbaycan'ın 30 yıllık Ermeni işgali sonrasında Dağlık Karabağ'daki topraklarını geri almasına verdiği destek buna örnek verilebilir.

Güvenli ittifak

Seyyid, Ankara'nın Suriye, Azerbaycan ve Libya gibi çatışma bölgelerinde koordinasyon yeteneğini kanıtladığını, başka ülkelerle karşı karşıya geldiğinde bile, çoğu zaman bir iş birliği ve çatışmasızlık formülü bularak, Türkiye ile bölge ülkeleri arasında herhangi bir çatışma ihtimalini ortadan kaldırdığını düşünüyor. Dahası anlaşma iki bağımsız devlet arasında yapılmış olup, belirli bir devleti hedef almıyor ve güvenliğin sağlanması ile terörle mücadele alanlarında iki başkentin hayati çıkarlarına odaklanıyor.

Seyyid, son dönemde Kızıldeniz ülkelerinde bölgede artan yabancı askeri varlığına ilişkin bir hassasiyet oluştuğunu ve bu hassasiyetin, onları Kızıldeniz Ülkeleri Forumu adı altında bir oluşum kurmak zorunda bıraktığını belirtiyor. Ancak forum henüz kuruluş aşamasında ve bölgesel bir güvenlik sistemi oluşturacak çerçeve ve yapılar henüz tamamlanmadı. Ayrıca Türkiye, Etiyopya'da ekonomik varlığı, Sudan'da güvenlik ve askeri varlığı ve Somali ile yıllardır süren kapsamlı iş birliği ile bölgedeki nüfuzunu pekiştirme konusunda bu forumdan önce davrandı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre bundan dolayı Türkiye’yi Kızıldeniz ve Afrika Boynuzu denkleminin dışında tutmak zor. Afrika Boynuzu uzmanı Abdurrahman Seyyid, hayati çıkarları ile çatışmadığı sürece Türkiye’nin katılımının bu ülkeler için doğrudan bir endişe yaratmasının muhtemel olmadığını söylüyor.

Jeopolitik etkiler

Somalili siyasi analist İdi Muhammed ise Mogadişu'yu Ankara'ya bağlayan stratejik çıkarlar göz önüne alındığında, Türk askeri misyonunun görevinin terörizm ve organize suç ile mücadeleye odaklandığını düşünüyor. Somali'de inşaat ve altyapı gelişimine yönelik katkılarına ilave olarak, özellikle petrol arama ve madencilik alanlarında artan Türk yatırımlarına dikkat çekiyor.

Muhammed, Türk askeri varlığının misyonunun terörle mücadele ve Somali'deki Türk çıkarlarını koruma gibi güvenlik boyutuyla sınırlı olmasına rağmen, Somali kıyılarını bölgesel emellerden korumak da dahil olmak üzere birçok jeopolitik anlamı olduğunu da vurguluyor. Etiyopya'nın, ülkenin kuzeyindeki ayrılıkçı bölge ile imzaladığı mutabakatla Somali kıyılarını işgal etme ve kalıcı askeri üsler kurma çabaları da bu emellere dahil.

Muhammed, Türk askeri gücünün Somali'nin birliğini ve tüm toprakları üzerindeki egemenliğini korumaya katkı sağlayacağını vurguluyor. Buna ilaveten, Somali egemenliğindeki liman hizmetlerinden Etiyopya'nın yararlanmasını öngören Addis Ababa ile Mogadişu arasındaki Ankara Anlaşması'nın aslına sadık bir şekilde uygulanmasını sağlamaya yönelik katkısının da altını çiziyor.

Siyasi analist, Türk askeri varlığının, Kızıldeniz'de bulunan bölgesel ve uluslararası güçlerle, özellikle Cibuti'deki yabancı üslerle, uluslararası nakliye yolu olarak Kızıldeniz'in girişlerini güvence altına almak amacıyla, koordinasyon fırsatları yaratabileceğini ifade ediyor. Zira dünya deniz ticaretinin yüzde 12'si, Asya-Avrupa ticaretinin ise yaklaşık yüzde 40'ı buradan geçiyor.

Muhammed, Türk kuvvetlerinin Somali'ye konuşlandırılmasının, Afrika Boynuzu ve Kızıldeniz bölgesindeki aşırılıkçı grupların oluşturduğu tehdidi azaltacağına dikkati çekiyor. Nitekim el-Kaide örgütünün Doğu Afrika'daki bir kolu olan Somalili Şebab hareketi son dönemde varlığını güçlendirdi ve eylemlerini artırdı. Bu eylemlerinden biri de Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed’in orada bulunduğu bir sırada Mogadişu Havaalanı’nı hedef alan saldırısıydı. Bu da Somali hükümetinin Türk kuvvetleriyle koordineli olarak hareketin mevzilerine karşı şiddetli saldırılar düzenlemesini gerektirdi. Zira hareketin askeri kabiliyetlerini geliştirdiği ve birçok cephede ilerlediği yönünde haberler geliyor.

İdi Muhammed, Türk kuvvetlerinin Kızıldeniz Havzası'nda yaşanan gerginlikte olumsuz bir rolünün olduğu iddialarını reddediyor. Türkiye’nin, Suudi Arabistan, Ürdün, Eritre ve Sudan ile iyi ilişkilere sahip olduğunu, ayrıca Mısır ile de yakın zamanda ilişkilerini normalleştirdiğini belirtiyor. Dahası Etiyopya'nın Kızıldeniz'de askeri üs kurma planlarına karşı çıkan kararlı duruş ile kıyaslandığında, Somali ile Türkiye arasındaki Türk kuvvetlerinin konuşlandırılması anlaşmasının, Kızıldeniz'e kıyısı olan ülkelerde herhangi bir sonuca ve tepkiye neden olmadığını söylüyor.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.