Yair Lapid, İsrail’de yeni hükümeti kurma yolunda

Gelecek Var Partisi Başkanı Yair Lapid (Reuters)
Gelecek Var Partisi Başkanı Yair Lapid (Reuters)
TT

Yair Lapid, İsrail’de yeni hükümeti kurma yolunda

Gelecek Var Partisi Başkanı Yair Lapid (Reuters)
Gelecek Var Partisi Başkanı Yair Lapid (Reuters)

Amal Şehade
İsrail, beşinci seçimlere mi gidiyor yoksa sağı ve Netanyahu’yu iktidardan uzaklaştıran bir darbe mi yapılıyor? Binyamin Netanyahu’nun hükümet kurma çabalarının başarısızlığından ve görevi Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin’e iade etmesinden sonra Tel Aviv’de ortaya atılan bir soru bu.
Bu çerçevede İsrail’deki partilerden aldığı tavsiyelere göre Cumhurbaşkanı Rivlin’in karşısında, milletvekillerinin 51’inin desteğini alan       Yair Lapid’i atama veya işi Knesset’e bırakmak gibi iki seçenek bulunuyor. İşin Knesset’e bırakılması halinde İsrail, beşinci seçimlere her zamankinden daha yakın olacak.
Tavrı Netanyahu’nun geleceğini belirleyecek olan ve ona katılmayı reddeden Yeni Sağ (Yamina) Partisi Genel Başkanı Naftali Bennett’e gelince, hükümet kurma görevini talep etmek üzere Cumhurbaşkanı Rivlin’e yanaşmış durumda. Ancak kendisi yalnızca yedi milletvekilinin desteğini aldı ve bu da onu 5 Mayıs’ta sağcı bloğun desteğini talep etmek için Netanyahu’ya dönmeye yöneltti. Netanyahu ise Bennett’i, sağcı bir hükümet kurma çabalarını engellemekle suçlayarak reddetti.
Likud kaynaklarına göre Netanyahu kampının tamamı, yani Likud, dini açıdan radikal ve Siyonist partiler, Bennett’i açıkça tavsiye etse bile Rivlin’in, bu kampa hükümet kurma yetkisi vermesi beklenmiyor. Çünkü bu kamp, bir hükümet kurma şansı yakaladı ancak başaramadı.
Netanyahu’nun hükümeti kurmak için son tarihi olan Salı gecesine kadar süren çabaları başarısızlıkla sonuçlandı ve Netanyahu, hükümeti kurma görevini 5 Mayıs sabahı Cumhurbaşkanı Rivlin’e iade etti. Böylece hükümeti kuracak yeni bir isim atanması için partilerle istişare turu başladı. İsrail yasaları cumhurbaşkanına, göreve başka bir isim atayıp atamayacağına karar vermeden önce parlamento bloklarıyla istişarelerde bulunması için üç gün süre veriyor.
Netanyahu’nun Rivlin’den görevini tamamlaması için süreyi uzatmasını istememesi dikkat çekici bir durum. Öyle ki yasalar, 14 günlük bir uzatmayı mümkün kılıyor. Bu bağlamda bu durum, bazıları tarafından Netanyahu’nun beşinci seçimlere gidileceğine dair inancını yansıtan bir eğilim olarak değerlendirildi.

Zamana karşı yarış
Rivlin’in hükümeti kurma görevini üstlenecek isim hususunda partilerin önerilerini dinleyeceğini açıklaması sonrasındaki 1 saat içerisinde Gelecek Var (Yash Atid) lideri Yair Lapid, görevi üstlenme talebiyle Rivlin’e yaklaştı. Lapid’in sarf ettiği çabaların, hükümetin kurulmasına olanak tanıyan bir çoğunluk sağlayamadığı biniyor. Ayrıca Lapid, Değişim Bloğu’ndaki bazı milletvekilleri tarafından bir ret ile karşılaşırken, Gideon Saar ve Naftali Bennett’in partilerinden bazı isimler de Lapid liderliğindeki bir hükümete katılmayacaklarını açıkladı.

Karşılıklı suçlamalar
Netanyahu’ya tanınan görev süresinin bitiminin son saatine kadar hükümetin kurulması amacıyla maraton toplantıları yapıldı. Netanyahu, partisinin temsilcilerine önemli bakanlık pozisyonlarının verilmesinin yanı sıra ilk yıl başbakanlığı üstlenmesi karşılığında Yeni Sağ Partisi lideri Naftali Bennett’e yönelik her türlü çabayı sarf etti. Aynı şekilde Netanyahu, yurt dışından Mansur Abbas’ın desteğini almaya ve hükümeti için çoğunluğu garanti etmek amacıyla Betzalel Smotrich ile uzlaşı sağlanmaya çalıştı, ancak tüm çabalar başarısızlıkla sonuçlandı.
Görevin Rivlin’e iade edilmesinin ilk anlarından bu yana hükümet kurma başarısızlığının ve İsrail’in beşinci seçimlere itilmesinin sorumluluğunu üstlendiği gerekçeleriyle bir parti iç savaşı patlak verdi. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre, beşinci seçimler, yerel ve küresel düzeyde İsrail’e ciddi bir zarar verecek.
Likud, Bennett’i ulusal bir misyon olarak nitelediği hükümeti kurma görevini engellemekle suçlayan bir bildiri yayınladı. Bildiride, “Netanyahu, Bennett’in sağcı bir hükümet kurmayı reddetmesi sonrasında görevi, Cumhurbaşkanına iade etti. Bu ret, diğer Knesset üyelerini de bu tavra itebilirdi” ifadelerine yer verildi.
Hükümetin kurulma görevi yeniden Rivlin’e iade edildikten sonra Netanyahu, bu hususta karar almak üzere yetkiyi Knesset’e devretme çağrısı yaptı. Bu durum, İsrail’e tek seçenek olarak, beşinci seçimlere gitme olasılığını bırakıyor.
Netanyahu, Bennett’i kontrolü altına almak için büyük bir çaba sarf etmişti. Ancak Bennett, açık bir şekilde ‘birinci yıl başbakanlığı üstlenme fikrini’ reddettiğini belirtti ve dönem boyunca başbakan olmak istediğini vurguladı.
Bu hedefe ulaşma çabalarının bir parçası olarak Bennett, Lapid’den birkaç saat sonra görevi devralmayı talep etmek için Cumhurbaşkanı Rivlin ile görüştü. Ancak Netanyahu’nun Bennett'i desteklemek için sağcı bloğu görevlendirme talebini reddetmesi, bu görevin Bennett’e verilme olasılığını düşük hale getirdi.
Lapid’e yakın isimler, Rivlin’in görevi kendisine vereceğinden emin. Eğer Lapid, bu görevi üstlenirse, Knesset’teki Organizasyon Komitesi’ne kimin başkanlık edeceğine karar verecek. Böylece, doğrudan seçim yasası gibi Netanyahu’nun yürürlüğe koymak istediği tüm yasaları etkin bir şekilde engelleyebilecek. Ayrıca görevin Lapid’e devredilmesi, hükümet kurma konusunda en büyük alternatif olurken, beşinci seçimleri engelleme olasılığını da beraberinde getiriyor.

Yüzde 43 çoğunluk, Bennett- Lapid hükümetiyle
Netanyahu’nun hükümet kurma görevindeki başarısızlığı ile İsrail halkının sağcı bloğa ve Netanyahu’nun kendisine olan güveni azaldı. Hükümet kurma krizine ilişkin yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre ankete katılanların yüzde 43’ü, İsrail'in krizden çıkması için en iyi çözümün, Bennett ve Lapid arasında değişen bir hükümet kurmakta yattığına inanıyor. Yüzde 33’ü ise Bennett ile Netanyahu arasındaki rotasyon anlaşmasına göre hükümetin kurulmasını destekliyor. Ankete göre İsraillilerin dörtte biri bu konuda bir görüş bildirmedi ve gelecekteki İsrail hükümetinin yapısı hakkında belirli bir fikirleri de yok.
Öte yandan ‘Yeni Sağ’ seçmenlerinin yüzde 24’ü, Netanyahu’ya alternatif olmaya çalışan Değişim Bloğu’na katılmayı kabul etmiyor. Yüzde 50’si ise Bennett’in, Netanyahu’nun katılımıyla sağcı bir hükümete dahil olmasını tercih ediyor. Ankete göre başbakanlık seçiminin doğrudan oyla onaylanması durumunda rekabet, seçmenlerin yüzde 41’inin desteğini alan Netanyahu ve yüzde 36’ya ulaşan Lapid arasında olacak.
Ankette, Bennett’in beşinci seçimlerde bugün olduğundan üç kat daha fazla güce sahip olması dikkat çekici (7’den 21 sandalyeye yükseldi). Likud ise 30’dan 28 sandalyeye geriledi.



Dünya Sağlık Örgütü'nün bütçesini karşılayabilmesi için 1 milyar dolara ihtiyacı var

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
TT

Dünya Sağlık Örgütü'nün bütçesini karşılayabilmesi için 1 milyar dolara ihtiyacı var

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), ABD'nin bu yılki çekilme kararını telafi etmekte zorlanıyor. Örgüt, 2026-2027 bütçesini karşılamak için 1 milyar dolara ihtiyaç duyduğunu duyurdu.

BM'ye en büyük bağışçı olan ABD Başkanı Donald Trump, Ocak 2025'te Beyaz Saray'a döndükten sonra fonlamayı durdurma kararı aldı. Sonuç olarak, WHO daha önce onaylanan bütçesini 5,3 milyar dolardan 4,2 milyar dolara düşürmek zorunda kaldı.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus dün üye ülkelere yaptığı açıklamada, "Bu, Dünya Sağlık Örgütü tarihindeki en zorlu yıllardan biriydi. Kaynakları önceliklendirme ve yeniden yönlendirme gibi zorlu ama gerekli bir süreçten geçtik. Bu da iş gücümüzde önemli bir azalmaya yol açtı" dedi.

Ghebreyesus ayrıca, "Bu sürecin sonuna yaklaşıyoruz" diye ekledi.

Kuruluşun 2026-2027 bütçesinin yüzde 75'ini sağladığını, ancak hâlâ 1 milyar dolarlık bir açıkla karşı karşıya olduğunu ve "kaynak seferberliği açısından eskisinden çok daha kötü bir durumda" olduğunu belirtti.

Üye devletler, mayıs ayında zorunlu katkıları yüzde 20 artırma konusunda anlaştılar. Ancak kuruluş, hâlâ üye devletlerin ve diğer bağışçıların gönüllü katkılarına büyük ölçüde bağımlı.

Uluslararası yardımların azalmasıyla karşı karşıya kalan binlerce sağlık tesisi, insani desteğe en çok ihtiyaç duyan bölgelerde hizmetlerini azaltmak veya faaliyetlerini zorunlu olarak askıya aldı. Sonuç olarak, kuruluş en çok ihtiyaç duyanlara öncelik vermek zorunda kaldı.

Tedros, maliyet azaltma önlemlerinin benimsenmesinin, kuruluşun ortadan kaldırmak zorunda kaldığı iş sayısını beklenen 2 bin 900'den bin 282'ye düşürmesine neden olduğunu belirtti. Bin 89 çalışanın emeklilik, erken emeklilik veya geçici sözleşmelerinin sona ermesi nedeniyle kendi isteğiyle ayrıldığını da ifade etti.


İsrail, Lübnan’ın güneyine en ağır saldırılarından birini gerçekleştirdi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
TT

İsrail, Lübnan’ın güneyine en ağır saldırılarından birini gerçekleştirdi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)

İsrail ordusu salı gecesi ve çarşamba sabahı Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na hava saldırıları düzenledi. Saldırılarda en az 13 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı.

İsrail ordusunun bu saldırısı, İsrail ile Lübnan arasında geçtiğimiz yıl kasım ayında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana gerçekleştirilen en şiddetli ve ölümcül saldırılardan biri oldu.

Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlenen hava saldırısından birkaç saat sonra, yine Lübnan’ın güneyde bulunan el-Tiri beldesinde öğrencileri taşıyan bir otobüse düzenlenen başka bir saldırıda bir kişi öldü, 13 kişi yaralandı. Bu olay, geleneksel savaş alanlarının ve Hizbullah üyelerinin peşine düşülmesinin ötesinde yeni bir gerilime işaret etti.

Son saldırılar, aylardır görülen en ağır saldırılar olurken Lübnan’ın güneyindeki iki vilayetteki dört ilçeyi etkiledi. Dün öğleden sonra dört köyde yeniden tahliye bildirimleri dağıtıldı. Bildirimler, bir göç dalgasına yol açtı.


Trump: Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Sudan’daki krizi çözmek için müdahale etmemi istedi

TT

Trump: Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Sudan’daki krizi çözmek için müdahale etmemi istedi

Trump: Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Sudan’daki krizi çözmek için müdahale etmemi istedi

ABD Başkanı Donald Trump dün, Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu’nda yaptığı konuşmada, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Sudan'daki savaşı durdurmak için kendisinden güçlü bir şekilde müdahale etmesini istediğini açıkladı. Trump, Sudan'daki çatışmayı çözmenin planlarının bir parçası olmadığını, ancak Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ‘dünyanın en kötüsü’ olarak nitelendirilen krizi çözmek için güçlü bir şekilde müdahalede bulunmasını istediğini söyledi.

y
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump dün düzenlenen ABD-Suudi Arabistan Yatırım Forumu'na katıldı (SPA)

Sudan'ın büyük bir medeniyet ve kültüre sahip olduğunu, ancak ne yazık ki bunun bozulduğunu belirten ABD Başkanı, ülkeler arasındaki iş birliği ve koordinasyonla bu durumun düzeltilebileceğini vurguladı.

Kendi sosyal medya platformu Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda Trump, “Sudan, dünyadaki en fazla şiddetin yaşandığı yer haline geldi ve en büyük insani krizle boğuşuyor. Başta Veliaht Prens Muhammed bin Selman olmak üzere Arap ülkeleri ve dünya liderleri, Sudan'da olanlara derhal son vermek için ABD Başkanlığının gücünü ve etkisini kullanmamı istedi” diye yazdı.

Öte yandan Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ise Sudan krizini çözmek için gösterdikleri çabalarından dolayı Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve Başkan Trump'a teşekkür etti. Sudan hükümeti de Sudan'da adil ve eşitlikçi bir barışın sağlanması için iki ülkenin gösterdiği çabaları memnuniyetle karşıladığını açıkladı.

y6
ABD Başkanı Donald Trump dün ABD-Suudi Arabistan Yatırım Forumu'nda konuştu (SPA)

ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır, Sudan'daki çatışmayı çözüme kavuşturmayı amaçlayan ‘Uluslararası Dörtlü’ adlı grupta yer alıyor. Washington, Trump'ın Afrika Temsilcisi Massad Fares Boulos aracılığıyla, insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağlamak için üç ila dokuz aylık geçici bir insani ateşkes önerdi. Ancak bu öneride şimdiye kadar somut bir ilerleme kaydedilemedi.

Suudi Arabistan, 6 Mayıs ile 10 Mayıs 2023 tarihleri arasında Cidde'de Sudan’da çözüm amacıyla gerçekleştirilen görüşmelere ev sahipliği yaptı. Bu görüşmeler 11 Mayıs'ta Cidde İnsani Yardım Bildirisi'nin imzalanmasıyla sonuçlandı. Bildiride, Sudan'ın egemenliği ve birliği teyit edilirken Sudan'daki sivilleri korunması ve insani yardımın geçişine izin verilmesi gerektiği vurgulanıyordu.

Sudan'daki çatışma, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki iktidar mücadelesi sırasında 2023 yılının nisan ayında patlak verdi. Çatışmaların ardından etnik temelli cinayetler, yaygın yıkım ve kitlesel yerinden edilme olayları yaşandı, bu da dış güçlerin müdahalesine yol açtı. Dış müdahale ise Sudan'ın bölünmesi tehdidini beraberinde getirdi.

Sudan ordusu ve HDK son aylarda giderek daha fazla insansız hava aracı (İHA) saldırılarına başvurarak çok sayıda sivilin ölümüne neden oldu.