WHO, Çin’in Sinopharm aşısına ruhsat verirken, Afrika’da yeni bir salgın dalgasına karşı uyarıda bulundu

Lahor’da Sinopharm aşısının kullanıldığı Kovid-19’a karşı bir aşılama merkezi (AFP)
Lahor’da Sinopharm aşısının kullanıldığı Kovid-19’a karşı bir aşılama merkezi (AFP)
TT

WHO, Çin’in Sinopharm aşısına ruhsat verirken, Afrika’da yeni bir salgın dalgasına karşı uyarıda bulundu

Lahor’da Sinopharm aşısının kullanıldığı Kovid-19’a karşı bir aşılama merkezi (AFP)
Lahor’da Sinopharm aşısının kullanıldığı Kovid-19’a karşı bir aşılama merkezi (AFP)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dün (Cuma) Pekin’e ait olan Çin şirketi Sinopharm tarafından geliştirilen Kovid-19 aşısının acil kullanımını onayladı. Çin tarafından Kovid-19’a karşı hazırlanan iki aşıdan biri olan ve şu ana kadar Çin ve yurt dışında yüz milyonlarca kişiye uygulanan Sinopharm aşısı, WHO’dan onay alan ve Batılı olmayan bir ülke tarafından geliştirilen ilk Kovid-19 aşısı oldu.
Diğer yandan, Reuters haber ajansının haberine göre, Avrupa İlaç Ajansı (EMA) dün, AstraZeneca aşısı olan kişilerde nadir olarak görülen sinirsel zayıflık bozuklukları vakalarına yönelik raporları incelediğini belirtti. EMA, AstraZeneca aşısının güvenlik raporlarının düzenli olarak gözden geçirildiğini, Avrupa İlaç Ajansı, güvenlik komitesinin AstraZeneca şirketinin ‘Guillain-Barre Sendromu’ vakalarına yönelik sunduğu verileri analiz ettiğini belirtti. AstraZenica ve Johnson&Johnson aşılarının nadir kan pıhtılarına neden olabileceği sonucuna varılmasının ardından EMA’nın bu bağışıklık durumuna büyük ilgisi, Kovid-19 aşılarının olası yan etkilerine yönelik yeni soruların ortaya çıkmasına neden oluyor. Guillain-Barre Sendromu, bağışıklık sisteminin sinir liflerinin koruyucu kılıfına saldırdığı, nadir görülen nörolojik bir bozukluk durumudur. Bu sendromun bulunduğu vakaların çoğu mikrobiyal veya viral enfeksiyon sonrasında ortaya çıkar.

Afrika’da yeni bir salgın dalga uyarısı
Kovid-19 salgınının Hindistan’da geniş çapta yayılamaya devam ettiği bir sırada, WHO Afrika Bölge Ofisi, kıtadaki aşılama kampanyalarının, dünyanın geri kalanı ile karşılaştırıldığında giderek daha da gecikmesi sonucu salgının yeni bir dalgasının ortaya çıkma tehlikesine yönelik uyarıda bulundu.
Merkezi Brazavil’de bulunan WHO Bölge Ofisi, perşembe günü yaptığı açıklamada Hindistan Serum Enstitüsü tarafından üretilen Kovid-19 aşılarının Afrika’ya teslimatının gecikmesi, aşıların yavaş dağıtılması ve yeni varyantların ortaya çıkması sebebiyle Afrika’da yeni bir salgın dalgasının ortaya çıkma tehlikesinin hala yüksek olduğu konusunda uyarıda bulundu. Açıklamada ayrıca, geçtiğimiz haftalarda Afrika’nın dünyada uygulanan aşı dozlarından yüzde 2’sini uygulamışken bu oran şimdi yüzde 1’e düşmüş durumda. 
WHO şu ana kadar Afrika’ya teslim edilen 37 milyon doz aşının yaklaşık yarısının uygulandığını ve bazı Afrika ülkelerinin aşıların dağıtılmasında örnek teşkil ettiğini belirtti.
İlk sevkiyatlar, mart ayı başından bu yana COVAX (yoksul ülkelerin aşılara erişimini sağlamayı amaçlayan) programı aracılığıyla 41 Afrika ülkesine gerçekleştirildi. Ancak söz konusu ülkelerden 9’u teslim aldıkları dozların dörtte birini uygularken, 15 ülke ise teslim aldığı aşıların yarısından azını insanlara uyguladı.
WHO Afrika Direktörü Dr. Matshidiso Moeti yaptığı açıklamada, “Hindistan trajedisi burada, Afrika’da meydana gelmemeli, hepimiz alarmda olmalıyız” dedi. Moeti “Aşılarda eşitlik talep ediyorsak, Afrika’nın da çaba göstermesi ve sahip olduklarımızdan en iyi şekilde yararlanması gerekmektedir. İnsanları aşılamak için elimizdeki tüm aşıları kullanmalıyız.” ifadelerini kullandı.

Japonya’da OHAL
Fransız haber ajansı AFP’ye göre, Kovid-19 toplamda 3 milyon 284 bin 031 kişinin ölümüne neden olurken, 2019 sonlarından bu yana virüs ile enfekte olan kişi sayısı 157 milyon 551 bin 742 kişiye ulaştı. Hindistan, can kayıpları açısından ABD ve Brezilya’nın ardından üçüncü sırada yer alıyor. Hindistan’da perşembe günü 3 bin 980 can kaybı ve 412 bin 262 yeni vaka kaydedildi. Böylece ülkede kaydedilen toplam can kaybı 238 bini aşarken, vaka sayısı 22 milyona yaklaştı.
Japonya hükümeti dün (Cuma) yaptığı açıklamada, bu yaz olimpiyatlara ev sahipliği yapması beklenen Tokyo dahil olmak üzere ülkenin 4 bölgesindeki olağanüstü hâl (OHAL) uygulamasının mayıs ayı sonuna kadar uzatıldığını duyururken, Hindistan’da, salgın dalgası sebebiyle rekor sayılar kaydediliyor. AFP’nin aktardığına göre Japonya’da son bir yılda üçüncü kez uygulanan önlemler, alkollü içecek servisi yapan barların yanı sıra restoran ve büyük alışveriş merkezleri gibi diğer bazı işletmelerin kapatılmasını gerektiriyor.
Japonya şu anda günlük olarak 5 bin 300 vaka kaydederken, toplamda yaklaşık 10 bin 589 can kaybı kaydetti. Salgın hala sınırlı bir seviyede ancak aşılama kampanyaları hastane sistemleri sebebiyle çok yavaş ilerliyor. Virüsün yayılması, salgın nedeniyle 2020’de bir yıl ertelenmiş olan ve bu yıl 23 Temmuz- 8 Ağustos tarihleri arasında düzenlenmesi beklenen Tokyo Olimpiyatlarını bir kez daha tehdit ediyor.
Organizatörler henüz tören ve müsabakalara Japon halkının katılıp katılmayacağına henüz karar vermediler. Tüm kamuoyu anketlerine göre, yaklaşık 200 ülkeden 10 binden fazla sporcunun gelişi, Olimpiyatların düzenlenmesine karşı çıkan Japonların endişelenmesine neden oluyor. 200 binden fazla kişi, Olimpiyatların iptali için çarşamba günü başlatılan imza kampanyasına katıldı. Pfizer/BioNTech, virüse karşı korunma dereceleri ülkelere göre değişen Olimpiyat katılımcılarına, Kovid-19’a karşı aşı sağlama sözü verdi.

 


Trump'ın fiyat söylemlerine Cumhuriyetçiler de inanmıyor

Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)
Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)
TT

Trump'ın fiyat söylemlerine Cumhuriyetçiler de inanmıyor

Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)
Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)

Hafta sonu yayımlanan iki yeni anket, Amerikalıların tatil sezonuna girerken hayat pahalılığı konusunda hâlâ ciddi sıkıntı içinde olduğunu ve ABD Başkanı Donald Trump'ın bu konuda yeterli çaba göstermediğini düşündüğünü ortaya koydu.

CBS News/YouGov'un yaptığı ankete göre, Amerikalıların yüzde 60'ı, Trump'ın fiyatları ve enflasyonu olduğundan daha iyi gösterdiğine inanıyor. Buna karşılık, yüzde 27'si Trump'ın enflasyonu ve günlük tüketim mallarının maliyetlerini olduğu gibi, yüzde 13'ü ise enflasyon ve fiyatlar hakkındaki haberleri olduğundan daha kötü gösterdiğini söylüyor.

Ancak ankete katılan 10 Cumhuriyetçiden 4'ü, başkanın alım gücünü olduğundan daha iyi gösterdiğini söylüyor. Ayrıca Cumhuriyetçilerin yüzde 25'i Trump'ın enflasyonla başa çıkma biçimini onaylamıyor ve yüzde 29'u fiyatların arttığını söylüyor.

Ayrıca Cumhuriyetçilerin yüzde 32'si Trump yönetiminin politikalarının gıda ve market alışverişi için ödedikleri fiyatları artırdığını söylüyor. Aynı oranda Cumhuriyetçiyse bu politikaların gıda ve market alışverişi fiyatlarını düşürdüğünü söylüyor.

Ağırlıklı olarak alım gücü ve hayat pahalılığından bahseden Demokratlar, bu ay Kaliforniya'dan Georgia'ya, New Jersey ve Virginia'ya kadar ülke genelinde seçimleri silip süpürdü.

Bu mesaj, özellikle 2024'te Trump'a oy veren Latin kökenli seçmenler de dahil beyaz olmayan seçmenler arasında yankı buldu. Anket, Hispaniklerin yüzde 70'inin Trump'ın politikalarının gıda ve market fiyatlarının artmasına neden olduğunu, yüzde 68'inin mal ve hizmet fiyatlarının arttığını ve yüzde 60'ının Trump'ın fiyatları ve enflasyonu olduğundan daha iyi gösterdiğini söylediğini ortaya koydu.

ABD Başkanı alım gücünü tekrar tekrar "yeni bir kelime" ve "Demokratların bir kandırmacası" diye niteliyor. Ancak cuma günü, çoğunlukla kira maliyetlerine odaklanan ve otobüsleri ücretsiz, çocuk bakımınıysa evrensel hale getirme sözü veren, bu ay belediye başkanlığında diğer Demokratları geride bırakarak New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani'yi Oval Ofis'te ağırladı.

Birdenbire anlayış gösteren Trump, Mamdani'nin yanında, "İlginç bir sohbet ettik ve fikirlerinden bazıları gerçekten de benim fikirlerimle aynı" dedi.

G
New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, 2025'te kendisine ve 2024'te ABD Başkanı Donald Trump'a oy veren birçok kişinin enflasyon ve hayat pahalığını dile getirdiğini söyledi (AP)

Politico tarafından yapılan bir başka anket, en çok hangi maliyetlerin Amerikalıların endişelendirdiğini ortaya koydu. Anket, Amerikalıların yüzde 45'inin karşılanması en zor yaşam maliyetinin market alışverişi olduğunu, yüzde 38'inin konut, yüzde 34'ünün sağlık hizmetleri ve yüzde 31'inin de elektrik faturaları olduğunu gösterdi.

Mamdani, görüşmeleri sırasında Trump'la birlikte hayat pahalılığına odaklanarak kendi seçimlerini kazandıklarını söyledi.

Mamdani, "Başkan'a, kampanyamızın odağının büyük ölçüde yaşam maliyeti krizi olduğunu ve başkana oy veren New Yorklulara sorduğumuzda, New York'ta oylarında bir artış gördüğümüzde, aynı konuya geri döndüklerini söyledim: Yaşam maliyeti, yaşam maliyeti, yaşam maliyeti" dedi. Buna karşılık Trump, New York'un enerji şirketi Con Edison'ın fiyatları düşürmesini sağlamaktan bahsetti.

Ancak yaşam maliyeti sadece sol görüşlü Demokratlara kazandırmadı. New Jersey'de ılımlı görüşlü Mikie Sherrill, elektrik zamlarının dondurulması çağrısında bulunarak valilik yarışını kazandı.

Independent Türkçe


Rusya, ABD’yle Meksika’nın arasını açmak istiyor

Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)
Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)
TT

Rusya, ABD’yle Meksika’nın arasını açmak istiyor

Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)
Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)

Rusya, ABD'yle arasını bozmak istediği Meksika'daki dezenformasyon çalışmalarını yoğunlaştırdı.

New York Times'ın (NYT) haberinde, Rusya'nın Latin Amerika'daki dezenformasyon faaliyetlerini son iki yılda artırdığı belirtiliyor. Moskova yönetiminin ABD'yle bölgedeki müttefikleri arasında anlaşmazlık yaratmayı hedeflediği savunuluyor. 

Kimliklerinin açıklanmaması şartıyla NYT'ye konuşan kaynaklar, dezenformasyon kampanyasının Sputnik ve RT gibi Kremlin'e ait medya kuruluşları tarafından yürütüldüğünü ileri sürüyor. Özellikle ABD'nin en büyük ticaret ortağı olan Meksika'nın hedef alındığı aktarılıyor. 

NYT'nin incelediği "Meksika: RT'nin İstilası" başlıklı iç yazışmada, Meksika'nın başkenti Meksiko'daki Amerikan diplomatların, RT'nin ülkedeki "ani ve hızlı genişlemesi" hakkında uyarılarda bulunduğu görülüyor. 

Nisan 2024 tarihli yazışmada şu ifadelere yer veriliyor: 

RT'nin Meksika'daki agresif yatırımı, güvenilirliğini artırma ve ABD'yi zayıflatma stratejisi, halkın mevcut algısını değiştirme tehdidi yaratıyor. Meksika misyonunun, RT'nin iyi finanse edilen çabalarına karşı koymak için daha fazla kaynağa ihtiyacı var.

Meksiko'daki ABD Büyükelçiliği'nden gönderilen mesajda, RT en Español'un X'te çevrimiçi izlenme sayısının 2022'de 191 binden bir yıl sonra 715 milyona fırladığı aktarılıyor. 

Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'daki varlığını artırdığı, potansiyel izleyici sayısının 670 milyona ulaştığı belirtiliyor.

RT'nin Meksika'da bu kadar yaygınlaşmasında, eski Devlet Başkanı López Obrador döneminde görev yapan ve Rusya yanlısı olmakla eleştirilen bazı yetkililerin etkili olduğu savunuluyor. Obrador'un devlet başkanlığı geçen yıl ekimde sonlanmış, yerine seçimleri kazanan Claudia Sheinbaum gelmişti. Sheinbaum da Obrador'un kurduğu iktidardaki Ulusal Yenilenme Hareketi (Morena) partisinden.

NYT, Obrador veya Morena yetkililerinin yorum taleplerine yanıt vermediğini aktarıyor.  

Meksiko'daki Rus Büyükelçiliği ise iddiaları reddederek Sputnik ve RT'yi Amerikan medyasına tarafsız alternatifler diye niteledi. 

Bazı uzmanlar Donald Trump yönetiminin dezenformasyona karşı mücadele de geride kaldığını söylüyor. Washington merkezli düşünce kuruluşu Alman Marshall Fonu'ndan Bret Schafer şu değerlendirmeyi yapıyor: 

ABD küresel bilgi alanından çekiliyor ve yerine Rusya giriyor. Rusya'nın ABD'nin kendi arka bahçesinde ABD'ye karşı harekete geçmesi bir bakıma Soğuk Savaş anlayışının bir ürünü. Ruslar nüfuz artırmak için Latin Amerika'yı uzun zamandır bir öncelik olarak görüyor.

2022'de başlayan Ukrayna savaşının ardından ABD, Kanada, Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği, RT'yi ve kuruluşun üst düzey isimlerini yaptırım listesine almıştı.

Independent Türkçe, New York Times, BBC


Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
TT

Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)

Afrika'nın güneyindeki Namibya'da seçim heyecanı yaşanıyor.

Çarşamba yapılacak oylamada kazanması beklenenlerden biri de Adolf Hitler Uunona.

59 yaşındaki siyasetçinin 2004, 2015 ve 2020'deki seçimlerden sonra olduğu gibi, bir kere daha Oshana Bölgesi'ndeki Ompundja'nın yerel meclisine girmeye hak kazanacağı öngörülüyor.

Güneybatı Afrika Halk Örgütü (SWAPO) üyesi, son seçimlerde oyların yüzde 85'ini almıştı. 

SWAPO, Namibya'nın 1990'da Güney Afrika'dan bağımsızlığını kazanmasından beri iktidar partisi konumunda. Sol görüşlere yakın parti, geçmişte sömürge yönetimine karşı mücadelesiyle dikkat çekmişti.

Uunona, 5 yıl önce Alman gazetesi Bild'e verdiği röportajda "Babam, Adolf Hitler'in hangi değerleri sembolize ettiğini bilmiyordu. Çocukken adım bana da çok normal geliyordu. Bu adamın tüm dünyayı fethetmeye çalıştığını büyüyünce anladım. Benim bu tür şeylerin hiçbiriyle işim yok" demişti. 

Arkadaşlarının kendisine Hitler demeden Adolf diye seslendiğini söyleyen Uunona, adını değiştirmeyeceğini belirtmişti:

Tüm resmi belgelerde bu şekilde yazıyor. Artık bunun için çok geç.

Uunona, ülkesinin The Namibian gazetesine verdiği röportajda da "Ben Hitler gibi değilim" ifadesini kullanmıştı.

2020'de Uunona'nın memleketinde görülen ve arka camında “Adolf Hitler” yazısı ve gamalı haç simgesi yer alan bir otomobil dikkat çekmişti.

Ancak Uunona bu aracın kendisiyle hiçbir ilgisi olmadığını ifade etmişti. 

1884 - 1915'te Alman sömürge yönetimi altında kalan Namibya’da Alman kökenli isimler bugün de yaygın olarak kullanılıyor.

1904 - 1908'de ülkedeki Ovaherero ve Nama halklarına yönelik bir soykırım kampanyası yürüten Alman İmparatorluğu, 70 bine yakın kişiyi öldürmüştü. 

Koloni dönemi sonrasında da Alman nüfuzu sürerken II. Dünya Savaşı'nın ardından bazı Naziler, Namibya'ya kaçmıştı.

1976'da New York Times'ta yayımlanan bir haber, Alman kökenli Namibyalıların birbirlerini hâlâ "Heil Hitler" diye selamladığını bildirmişti. 

Almanya'nın Afrika'da gerçekleştirdiği bu soykırımı resmen tanıması 2021'i buldu. Namibya liderleri hâlâ istedikleri tazminatı alamadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Post