İran’ın SİHA programı ABD’nin takibinde

İran’ın silahlı insansız hava araçları ile sadece deniz seferlerini değil hava trafiğini de engelleyebileceği uyarısı yapıldı.

İran’ın geçen yıl geliştirdiği ve  Devrim Muhafızları Ordusu’nun deniz kuvvetlerine ait olan insansız hava araçları. (Fars Haber Ajansı)
İran’ın geçen yıl geliştirdiği ve Devrim Muhafızları Ordusu’nun deniz kuvvetlerine ait olan insansız hava araçları. (Fars Haber Ajansı)
TT

İran’ın SİHA programı ABD’nin takibinde

İran’ın geçen yıl geliştirdiği ve  Devrim Muhafızları Ordusu’nun deniz kuvvetlerine ait olan insansız hava araçları. (Fars Haber Ajansı)
İran’ın geçen yıl geliştirdiği ve Devrim Muhafızları Ordusu’nun deniz kuvvetlerine ait olan insansız hava araçları. (Fars Haber Ajansı)

ABD, hem gözetleme hem de saldırı için kullanılabilecek ve operasyonların etkisiz hale gelmesine neden olacak İran'ın silahlı insansız hava araçları (SİHA) geliştirme programını yakından takip ediyor. Ayrıca bu programın deniz ve hava trafiğini de felç edeceği görüşü hakim. 
ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Kenneth F. McKenzie, ABD Temsilciler Meclisi Silahlı Kuvvetler Komitesi'nde yaptığı ve daha sonra Washington'daki araştırma merkezleriyle görüşmelerinde tekrarladığı sürpriz açıklamalarında ABD güçlerinin Kore Savaşı’ndan bu yana ilk kez mutlak hava üstünlüğüne sahip olmadığını vurguladı. Bunun nedeninin ise İran insansız hava araçlarının ABD güçleri ve bölgedeki ortakları için en büyük tehdit haline gelmesinden kaynaklandığını ifade etti.
Komutan McKenzie tehditleri iki gruba ayırdı. Bunları el bombaları ve havanlar takılabilen daha küçük SİHA’lar ve kapasitesi daha büyük olanlar olarak sıraladı. ABD’li Komutan, söz konusu araçların savaşların geleceği olduğunu ve bunlarla mücadelenin zaman alacağını ifade etti. McKenzie'ye göre Savunma Bakanlığı, en ileri ve eksiksiz kapasiteye ulaşmak için şu an rekabet içindeki teknoloji şirketleriyle birlikte çalışıyor.
Amerikan Girişim Enstitüsü’nden (American Enterprise Institute) İran alanında uzman olan araştırmacı Michael Rubin, McKenzie'nin açıklamalarının Kongre'yi daha fazla savunma bütçesi ayırmaya ikna etmeyi amaçladığını belirtti. Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Rubin söz konusu SİHA’lardan duyulan endişenin bir başka sebebinin de İran'ın bunları ekonomik yıpratma savaşında kullanması olduğuna dikkat çekti. SİHA’ların düşük maliyetli olduğunun altını çizdi. İran'ın birkaç milyon dolar maliyetle söz konusu araçları üretebileceğini belirten Rubin, ABD’nin buna rağmen İran’ı hezimete uğratabileceğini ancak karşılık vermek için füzeler ve lazer silahları için milyonlarca dolar harcama yapması gerektiğini vurguladı.
Ağustos 2020'de “İran SİHA Programının Kısa Tarihi” başlıklı uzun bir rapor yayınlayan Rubin, Tahran’ın söz konusu silahla sadece deniz seferlerini değil hava trafiğini de engelleyebileceğine işaret etti. İran daha önceki eylemlerinde uyarı atışları yapıyor,caydırma amaçlı sürat tekneleri kullanıyor ve  gemilerin kaptanlarııyla telsiz yoluyla şletişime geçiyordu. Ancak insansız hava araçlarında kontrol birimleriyle iletişim kurmak için herhangi bir mekanizma yoktu.
General McKenzie, ilk olarak 21’inci yüzyılın ortalarında çatışmaya giren ABD MQ-9 Reaper silahlı insansız hava aracının (SİHA) İran saldırılarına karşı belirleyici ve oldukça etkili bir caydırcılığı olduğunu kanıtladığını savundu. Mckenzie açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Farkettiğimiz şey İranlıların faaliyetlerine ilişkin açıklamalarda bulunmayı sevmedikleri. 2019 yazında, gemilerden başlatılan saldırı girişimlerinin çoğunu sadece sesini duyabilmeleri için, SİHA’yı havada tutarak durdurduğumuza inanıyoruz.”
ABD 2016 yılında söz konusu SİHA’yı balistik füze saldırılarına karşı koymasını sağlayan ek yeteneklerle donatmayı tamamladı. Japonya ve Güney Kore ile gerçekleştirilen ortak tatbikat sırasında, Hint ve Pasifik okyanuslarındaki manevralar sırasında da doğrudan test etti.
McKenzie’nin açıklamaları hem Demokrat kanattan hem de Cumhuriyetçiler tarafından ilgiyle karşılandı. ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Scott DesJarlais konuya dair şu açıklamalarda bulundu:
"General McKenzie'nin İran insansız hava araçlarının tehdidini ciddiye aldığını duymak sevindirdi. ABD ordusunun insansız hava araçlarını tespit etmesi ve tam hava üstünlüğünü yeniden sağlaması için teknolojiyi hızla geliştirmesi mühim. Mevcut tüm kaynaklara sahip olduğundan emin olmalıyız. İran, bizim ve bölgedeki müttefiklerimiz için büyük bir tehdit oluşturuyor. Savunmanın korunmasını  birinci öncelik haline getirmeliyiz.”
Medya ve internet sitelerinde ABD merkezli askeri ve sivil hava araçları üretiminde faaliyet gösteren Northrop Grumman Şirketi ve drone üretim teknolojisinde uzmanlaşmış Epirus Şirketi ile imzalanan anlaşmaya dair haberler yer aldı. Haberlere göre ABD Savunma Bakanlığı tarafından imzalanan anlaşmanın hedefinde SİHA saldırılarına karşı koymak ve imha etmek için Leonidas adlı sistemin tedarik edilmesi var. Sistemin testlerdeki başarısından sonra farklı tiplerde ve boyutlarda 60'tan fazla insansız hava aracını düşürmek için kullanılacağı kaydedildi.
102 ülkenin SİHA’lar ile ilgili askeri programlara sahip olduğu ve dünyadaki en az 57 silahlı grubun insansız hava araçları olduğu tahmin edilyor. Uzmanlar SİHA’ların geliştirilmesinin ve konuşlandırılmasının, İran'ın tüm bölgede insansız hava araçları ve füzeler gibi hassas mühimmatlara sahip olan, İsrail de dahil gelişmiş savunmalara karşı koyma gücünü artıracağı görüşündeler.
Tahran'ın söz konusu programı, Birinci Körfez Savaşı'ndan ve maruz kaldığı ablukadan sonra 3 alternatife yatırım yapma stratejisinin bir parçası olarak geldi. Planda deniz gücünün geri kalmışlığı nedeniyle sürat teknelerine ağırlık vermek, hava gücünü iyileştirmek için balistik füze programını geliştirmek ve SİHA programına yatırım yapmak bulunuyor.
İran1980’li yıllardan bu yana SİHA’ların üretimi ile yakından ilgileniyor. İlk SİHA’lar Ebabil ve Muhacir serisi ile ortaya çıktı.
İran bugün, 2011 yılı sonunda ele geçirildiği düşünülen RQ-170 tipi insansız ABD casus uçağının kopyası olan Şahid 171 gibi gelişmiş insansız hava araçlarına sahip. Şahid 129’un da Amerikan Predator insansız hava aracının kopyası olarak biliniyor.
Rubin konuya dair değerlendirmesinde Tahran’ın SİHA programının istikrarlı bir şekilde ilerlediğini ve Amerikan uçaklarının tasarımını kullandığı iddiasına rağmen İran modelinin daha fazla geliştirildiğini belirtti. Açıklamasına şöyle devam etti:
“ABD örneğinden faydalanmış olabilirler. Ancak aynı zamanda Çin ve Rus teknolojisinden de yararlandılar. Ayrıca mühendislerinin de halen verimli bir şekilde çalıştığı da biliniyor.”
İran SİHA’larının önümüzdeki yıllarda oluşturacağı en büyük tehlikeler Tahran’ın bölgesel vekillerine daha fazla imkan sağlaması ve üretim kabiliyetlerinin artması olarak gösteriliyor.



Netanyahu 29 Eylül'de Beyaz Saray'da Trump ile görüşecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
TT

Netanyahu 29 Eylül'de Beyaz Saray'da Trump ile görüşecek

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (EPA)

İsrail medyası dün, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 29 Eylül'de Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşeceğini bildirdi.

Netanyahu dün, Trump'ın, BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasının ardından bu ayın sonlarında kendisiyle görüşeceğini duyurdu.

Netanyahu basın toplantısında, "Trump beni Beyaz Saray'a davet etti. BM'deki konuşmamın ardından onunla görüşeceğim" dedi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığına göre Netanyahu, İsrail'in Gazze'deki savaş nedeniyle dünya sahnesinde giderek artan bir yalnızlıkla karşı karşıya kaldığı ve önümüzdeki yıllarda daha yalnız bir devlet olmak zorunda kalacağı yönündeki açıklamasıyla tepkilere yol açtıktan bir gün sonra basın toplantısı düzenledi ve piyasaların olumsuz tepkisini "yanlış anlama" olarak nitelendirdi.

Netanyahu, "İsrail ekonomisine tam güven duyuyorum" diyerek, "İsrail ekonomisi son iki yıldır süren savaşta tüm dünyayı şaşkına çevirdi" ifadelerini kullandı.


İspanya, Atlantik'te bir teknede göçmenleri öldürmekle suçlanan 19 kişi tutuklandı

Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)
Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)
TT

İspanya, Atlantik'te bir teknede göçmenleri öldürmekle suçlanan 19 kişi tutuklandı

Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)
Madrid'deki Colon Meydanı'nda İspanyol bayrağı (Reuters)

İspanyol polisi dün, Senegal'den Kanarya Adaları'na doğru yola çıkan ve varışta en az 50 kişinin kayıp olduğu bildirilen bir teknede göçmenleri öldürüp işkence ettikleri iddiasıyla 19 kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

24 Ağustos'ta, Atlantik Okyanusu'ndaki Kanarya Adaları açıklarında harap bir tekneden göçmenler kurtarıldı. İspanyol polisine göre teknede 248 kişi bulunuyordu.

Reuters'ın haberine göre yetkililer yola çıktığı sırada teknede 300 kişinin bulunduğunu ve kayıpların çoğunun 11 günlük yolculuk sırasında denize atıldığını düşünüyor. Polis açıklamasına göre hayatta kalanlar soruşturmacılara, gözaltına alınanların çoğunun "onlarca kişiye saldırdığını, onları dövdüğünü ve çeşitli şekillerde darp ettiğini" söyledi.

Açıklamada ayrıca şunlar kaydedildi: "Bazı durumlarda göçmenleri diri diri denize attılar ve kazara suya düşenleri kurtarmayı reddettiler."

Polis, bazı cinayetlerin batıl inançlarla bağlantılı olduğunu ve mağdurların "büyücülük" yapmakla ve motor arızalarından, yiyecek kıtlığından ve fırtınalardan sorumlu olmakla suçlandığını belirtti. Diğerleri ise zorlu koşulları protesto ettikleri için öldürüldü.

Tutuklu yargılanan 19 şüphelinin tamamı yasadışı göç, cinayet, saldırı ve işkence suçlamalarıyla karşı karşıya.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre son yıllarda binlerce göçmen, Kuzey Afrika'dan İspanya'ya, özellikle de Afrika'nın kuzeybatı kıyısındaki İspanyol Kanarya Adaları'na deniz yoluyla göç etmeye çalışırken hayatını kaybetti.

İspanya, İtalya ve Yunanistan ile birlikte Avrupa'ya giden düzensiz göçmenler için üç ana giriş noktasından biridir.


Trump İngiltere'de: Eşi benzeri görülmemiş törenler ve milyar dolarlık anlaşmalar

Kral Charles ve Kraliçe Camilla dün Windsor Kalesi'nde Başkan Trump ve eşi Melania'ya eşlik etti (AP)
Kral Charles ve Kraliçe Camilla dün Windsor Kalesi'nde Başkan Trump ve eşi Melania'ya eşlik etti (AP)
TT

Trump İngiltere'de: Eşi benzeri görülmemiş törenler ve milyar dolarlık anlaşmalar

Kral Charles ve Kraliçe Camilla dün Windsor Kalesi'nde Başkan Trump ve eşi Melania'ya eşlik etti (AP)
Kral Charles ve Kraliçe Camilla dün Windsor Kalesi'nde Başkan Trump ve eşi Melania'ya eşlik etti (AP)

Birleşik Krallık, dün Windsor Kalesi'nde ABD Başkanı Donald Trump'a iki günlük resmi ziyaretinin ilk gününde kraliyet karşılama töreni düzenledi.

Ziyaret, Kral Charles’ın genellikle ikinci döneminde olan ABD başkanlarını sarayda akşam yemeğine davet etmesi nedeniyle benzeri görülmemiş bir olaydı. Ayrıca, Birleşik Krallığa gerçekleşen resmi ziyaretlerin tarihindeki en büyük şeref kıtası da bu ziyaret sırasında görüldü.

Bu yaklaşım, teknoloji sektöründe milyar dolarlık anlaşmalar yoluyla Washington ile Londra arasındaki ‘özel ilişkiyi’ güçlendirmeyi amaçlayan Başbakan Keir Starmer hükümetinin çabalarıyla örtüşüyor. Trump, Birleşik Krallığa ikinci kez resmi ziyaretle kabul edilmenin kendisi için ‘büyük onur’ olduğunu ifade etmekten çekinmediğinden, Londra'nın stratejisi meyvesini veriyor gibi görünüyor.

Trump'ın bugün İngiliz liderin kırsaldaki inziva yeri Chequers'a gitmesi ve burada başbakan ve hükümet üyeleriyle bir araya gelerek Ukrayna'daki savaş ve gümrük vergileri başta olmak üzere çeşitli konuları görüşmesi bekleniyor.