Silahlı gruplar, Trablus’ta Başkanlık Konseyi toplantılarının yapıldığı otele saldırdı

Dibeybe’ye yönelik, Türkiye karşıtı açıklamaları nedeniyle Menguş’u görevden almasına ilişkin baskı artıyor

Trablus'ta Muhammed el-Menfi başkanlığında yapılan bir toplantıdan bir kare
Trablus'ta Muhammed el-Menfi başkanlığında yapılan bir toplantıdan bir kare
TT

Silahlı gruplar, Trablus’ta Başkanlık Konseyi toplantılarının yapıldığı otele saldırdı

Trablus'ta Muhammed el-Menfi başkanlığında yapılan bir toplantıdan bir kare
Trablus'ta Muhammed el-Menfi başkanlığında yapılan bir toplantıdan bir kare

Libya’daki geçici yönetim, silahlı grupların başkent Trablus'ta Muhammed el-Menfi başkanlığındaki Başkanlık Konseyi toplantılarına ev sahipliği yapan bir otele saldırması sonrası göreve başlamasından bu yana ilk kez karşılaştığı bir sınav veriyor. Bu olay, silahlı grupların Abdulhamid Dibeybe’nin başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş’un Türkiye karşıtı açıklamalarından rahatsız olmasının arka planında gerginlik beklentilerinin ortasında meydana geldi. İki taraf arasındaki nispeten uzun süren balayı, iki aydan daha kısa bir süre önce göreve başlayan geçici yönetime bağlı olan bazı silahlı grupların liderlerinin yaptığı toplantı sonrasında sona erecek gibi görünüyor. Geçtiğimiz Cuma akşamı geç saatlerde onlarca silahlı adamın başkentteki Corinthia Oteli’ne baskın düzenlemesi, yeni yönetimin şehirdeki silahlı gruplar üzerindeki kontrolünün kapsamına ilişkin ilk gerçek sınav olarak görüldü.
Öte yandan Sebha kentindeki Burkan al-Gadab (Öfke Volkanı) Operasyonu birimlerinden Altıncı Tugay unsurları, Temsilciler Meclisi (TM) milletvekili Salih Kalemeh ve Tebu Kabilesi lideri Zilavi Salih ile el-Katrun kentinde yaptıkları görüşmede Menguş’un görevden alınmasını talep ettiler. Altıncı Tugay unsurları, Belediye Meclis Başkanı tarafından herhangi bir açıklama yapılmadığı takdirde Belediye Meclisi’ni kapatmakla tehdit ettiler.
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi’den son yaşanan gelişmelerle ilgili resmi bir açıklama yapılmazken Başkanlık Konseyi Basın Ofisi Müdürü Muhammed el-Mebruk, ilk kez ortaya çıkarken Başkanlık Konseyi’nin daimi karargahına baskın düzenlendiği iddialarını reddederek basında yer alan haberlerin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Buna karşın Başkanlık Konseyi Sözcüsü Necva Vehibe, bazı silahlı grupların, yeni Başkanlık Konseyi’nin Trablus'ta toplantılarını yaptığı otele baskın düzenlediğini kabul etti. Vehibe yaptığı açıklamada, “Baskın yapılan yer, Başkanlık Konseyinin daimi karargahına değil, Konseyin toplantı merkezlerinden biridir. Hafta sonu tatili nedeniyle bugün çalışma olmadığından kimse zarar görmedi” dedi.
Silahlı grupların Dışişleri Bakanı Menguş’un görevden alınması ve İmad el Trabelsi’nin yerine İstihbarat Servisi Başkanlığı’na Hüseyin Muhammed Halife el-Aib’in atanmasının geri çekilmesi için yaptıkları baskısı nedeniyle son zamanlarda Başkanlık Konseyi'ne ve UBH’ye yönelik eleştiriler ve meydan okumalar yoğunlaştı.
Otel baskını öncesi, Trablus'taki silahlı gruplara ait bir operasyon odası, sosyal medya üzerinden bir açıklama yaparak Dışişleri Bakanı’nın ‘sorumsuzca’ olarak nitelendirdiği açıklamalarını ele almak üzere bir toplantı gerçekleştirildiği duyurdu. Açıklamada ayrıca UBH’ye (ülkenin doğusundaki Libya Ulusal Ordusu lideri Mareşal Halife) Hafter'in resmen reddedilmesi çağrısında bulunuldu.
UBH’ye bağlı olduğu düşünülen güçlerin yer aldığı Öfke Volkanı Operasyonu Basın Birimi tarafından yapılan açıklamada, “Ülkenin batısı ve merkezindeki askeri bölgelerin yanı sıra başkent Trablus'tan komutanların bir araya geldiği toplantıda, Dışişleri Bakanlığı'nın sorumsuz açıklamaları ve UBH’nin bazı yanlış kararları ele alındı” denildi. Açıklamada, Orta Askeri Bölge 166. Tugayı'nın saha komutanı Muhammed el-Hassan'ın toplantıdaki ifadelerine yer verildi. Açıklamaya göre Hassan, “Hükümet, Ulusal Birlik Hükümeti olması gerekirken, (Halife) Hafter'e boyun eğmiş ve Öfke Volkanı Operasyonu’nu dışlamıştır. Hükümet, sadece tartışmalı kişileri barındırmakla kalmayıp, aynı zamanda Trablus'a yönelik saldırıları destekleyen isimleri (devlet kurumlarında yönetici olarak) atamıştır. Hükümetin önemsemediği sesimizi duyuracağız. Trablus'u koruyan ve savunan gücü sahada göreceksiniz” ifadelerini kullandı.
Öfke Volkanı Operasyonu’na bağlı Terörle Mücadele Gücü Yedek Bölümü Komutanı Muhtar el-Cehavi ise Başbakan Dibeybe’den, ‘ülke halen deniz ve hava yoluyla verilen askeri desteği kesilmeyen paralı askerlerle dolu olduğu tehlikeli bir aşamadayken ulusal güvenliği etkileyen bir konuda Libya devletinin yüksek çıkarlarını dikkate almaması ve uygun açıklamalarda bulunmaması’ nedeniyle Dışişleri Bakanı Menguş’un görevden alınmasını istedi. Cehavi, Menguş’un ‘Sudan'dan getirilen Cancavid milisleri ve Rus güvenlik şirketi Wagner'e bağlı paralı askerler ile Libya devletiyle resmi bir mutabakat imzalayarak ülkeye yasal olarak gelen ve askeri olarak destek veren Türk güçlerini bir tutan açıklamalarını’ kınadı.
Trablus'taki milisler, otel baskını ile başkent Trablus'u yöneten tüm hükümetlere karşı gerçekleştirdikleri isyan hamlelerini yeniden canlandırdılar. Söz konusu milisler daha önce de, çeşitli nedenlerle üst düzey yetkilileri tutuklamaktan veya eyaletin ve hükümetin karargahına saldırmaktan çekinmediler.
Diğer yandan TM, Libya'daki Almanya, İtalya, Birleşik Krallık, Fransa ve ABD büyükelçiliklerinin ‘Libya'nın iç işlerine kabul edilemez bir müdahale’ olarak nitelediği ortak bildiride belirtilenleri kategorik olarak reddettiğini açıkladı. TM, ortak bildiriye imza atan ülkelerin büyükelçilerinin kabul edilemez bir ihlali olarak gördüğü bildiriyi, uzun bir süre sonra elde edilen ulusal mutabakata hizmet etmediğini ve bugün elde edilenlere büyük çabalarla ulaşıldığını vurguladı.
Libya'nın doğusundaki Tobruk kentinde TM’den geçtiğimiz Cuma günü yapılan açıklamada, tüm tarafların, seçimlerin planlandığı gibi 24 Aralık'ta yapılması için sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiği vurgulandı. Açıklamada söz konusu bildirinin, yerel ve uluslararası alanda memnuniyetle karşılanan ve desteklenen Libya'da UBH’nin kurulması, devletin yürütme kurumlarındaki bölünmenin sona ermesi, üst düzey makamlara atamaların gerçekleşmesi, seçimler için takvimin belirlenmesi ve bölünmenin sona ermesiyle varılan uzlaşıya hizmet etmediği belirtildi.
Batılı beş ülkenin büyükelçilikleri tarafından yapılan ortak açıklamada, UBH ve Temsilciler Meclisi'ne, seçimlere ilişkin anayasal temel ve ülkenin yasal dayanağı üzerinde anlaşarak milletvekili ve başkanlık seçimlerinin planlandığı takvime göre yapılması ve sürecin kolaylaştırılması çağırısı yapılmıştı.



Halkın geçim kaynağı olan Libya petrolü ‘politikacıların arzularının rehinesi’

Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)
Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)
TT

Halkın geçim kaynağı olan Libya petrolü ‘politikacıların arzularının rehinesi’

Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)
Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)

Libya'da zaman zaman tekrarlanan petrol sahalarının kapatılma süreci, ‘halkın tek geçim kaynağı’ olduğu için vatandaşlar arasında birçok soruyu gündeme getiriyor. İktidar mücadelesi veren iki hükümet arasındaki bölünmüşlük ışığında, adeta ‘politikacıların rehinesi haline gelen üretimi aksatmanın faturasını kimin ödeyeceği’ sorusunun cevabı ise merak ediliyor.

Libya'nın 2014 yılından beri bir bütün olarak yaşadığı siyasi bölünme, petrol zenginliğine ve gelirlerine, ülke siyasetçilerinin siyasi arenada ve bu zenginliğin yönetim mücadelesinin perde arkasında pazarlık ettiği bir ‘koz’ olarak yansıyor.

Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Petrol ve Doğalgaz Bakanı Muhammed Avn, Güney Libya’daki eş-Şerara ve el-Fil sahalarının üretimi durdurulduktan sonra geçtiğimiz Cuma günü üretimin yeniden başlatılmasıyla ilgili ilk yorumunda “Kayıp 340 bin varil olarak gerçekleşti” ifadesini kullandı.

Cumartesi akşamı yerel basında yer alan açıklamalarında Avn, bir grup vatandaşın el-İntisar 103 sahasını ve Zuytine petrol limanını birbirine bağlayan hattaki 108 noktasının vanasını kapatmakla tehdit ettiğini söyledi. Avn, “Bu olsaydı, bir felaket yaşanırdı. O zaman onu ham petrol taşımak için kullanmak imkânsız olabilirdi” dedi.

Avn, “Petrol sahalarının ve tesislerinin tekrar tekrar kapanması durumunda bundan yalnızca halk etkilenecek” diyerek bunun ‘baskı için bir koz olarak kullanılmaması’ çağrısında bulundu.

Petrol alanındaki politikacılar ve uzmanlar, Libya'daki petrol üretiminin ‘büyük mali getirileriyle ilgili amaçlar için genellikle politikacılar tarafından pazarlığa tabi olduğuna, Libya'nın üç bölgesi arasında eşit olarak dağıtılmadığına ve Trablus’un en büyük payı denetimsiz olarak aldığına’ inanıyor.

Temsilciler Meclisi'ndeki (TM) Enerji Komitesi'nin bir üyesi, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada ‘petrol sahaları ve limanlarının kapatılmasının tehlikeli bir mesele olduğu ve bunun ülkenin geçimini tehlikeye atarak aslında herkesi riske attığını’ ifade etti.

Eski Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Maliye Bakanı Farac Bumtari'nin de mensubu olduğu ez-Zaviye aşiretinin bazı mensupları, üç petrol sahasını kapatmalarının ardından Cumartesi akşamı serbest bırakılmadan önce, Libya Merkez Bankası Başkanı es-Sıddık el-Kebir'i Trablus'ta ‘Farac Bumtari'nin kaçırılmasının bilgisine sahip olmakla’ suçladı.

Libya'daki limanlar ve petrol sahaları, Libyalı siyasetçiler arasında ‘kaynakların dağılımında adaletsizlik’ gibi nedenlerle yaşanan anlaşmazlıklar dolayısıyla geçtiğimiz yıllarda birden fazla kez kapatıldı.

Geçtiğimiz yıllarda, Libya'daki bazı petrol tesisleri, kendileri ve aileleri için mali yardım talep eden protestocular tarafından ‘rehin’ alındı. Petrol Bakanlığı ve Libya Ulusal Petrol Kurumu’na göre, söz konusu protesto eylemleri, ‘günlük üretim oranlarında birkaç kez düşüşe neden olan’ bazı petrol tesislerindeki çalışmaları kasıtlı olarak kesintiye uğrattı.

Avn, daha önce petrol sahaların kapatılması sürecinin ardından ‘bunun sonucunda kamu gelirinin etkileneceği’ uyarısında bulunmuş ve bunu ‘Libya tarafının el-Fil ve eş-Şerara sahalarındaki payının yüzde 88'i geçmesine’ bağlamıştı.

Ez-Zaviye kabilesinden ve Ubari şehrinden bir grup vatandaş, eş-Şerara, el-Fil ve 108 petrol sahalarını kapattı.

dfrg
Kızgın gençler ‘108’ petrol sahasını kapattı. (Libya’nın güneydoğusundaki Petrol Tesisleri Muhafızları)

Başkent Trablus'un 750 km güneybatısında yer alan el-Fil petrol sahası günlük 70 bin varil üretim hacmine sahip. Saha, siyasi krizler nedeniyle geçtiğimiz yıllarda birden fazla kez kapatıldı. Eş-Şerara sahası ise günde yaklaşık 240 bin varil üretimle Libya'daki en büyük petrol sahalarından biri.

Denetim Bürosu Başkanı Halid Şakşak, TM üyeleriyle birlikte kamu harcamalarını takip etmek, mali kaynakların adil dağılımını sağlamak ve bunun sonuçlarını kavramsallaştırmak için bir ‘yüksek komite’ oluşturma kararının uygulanma olasılığını vurguladı.

Trablus şehrinde gerçekleştirilen toplantıda, Denetim Bürosu'nun önceki özelleştirme prosedürlerini takip etme deneyimi, harcamaları takip etme ve ‘dağıtımda adalet’ kriterlerinin mevcudiyetini doğrulama konusundaki istekliliği gözden geçirildi. Mekânsal kalkınma programlarına önem verilmesinin, tüm bölgelere hizmet eden stratejik programlara yönelmenin ve dağıtımda adaletin sağlanmasının önemine işaret edildi.

TM üyeleri, kamu harcamalarının denetimini artırmak için gözlemlerini ve tavsiyelerini dile getirdiler. Sürekli takip toplantıları düzenlemenin, ekonomik kaynakların dağılımı için adil kriterlerin mevcudiyetinin doğrulanmasının ve harcama için gerekli prosedürlerin bütünlüğünün sağlanmasının önemini vurguladılar.