Irak’ta bir aktiviste yönelik suikasttan 24 saat sonra bir gazeteci vurularak ağır yaralandı

Kerbela'daki evinin önünde silahlı kişilerce susturuculu silahla vurularak öldürülen İhab el-Vezni için düzenlenen cenaze töreninden bir kare (AFP)
Kerbela'daki evinin önünde silahlı kişilerce susturuculu silahla vurularak öldürülen İhab el-Vezni için düzenlenen cenaze töreninden bir kare (AFP)
TT

Irak’ta bir aktiviste yönelik suikasttan 24 saat sonra bir gazeteci vurularak ağır yaralandı

Kerbela'daki evinin önünde silahlı kişilerce susturuculu silahla vurularak öldürülen İhab el-Vezni için düzenlenen cenaze töreninden bir kare (AFP)
Kerbela'daki evinin önünde silahlı kişilerce susturuculu silahla vurularak öldürülen İhab el-Vezni için düzenlenen cenaze töreninden bir kare (AFP)

Irak’ta hükümet karşıtı aktivist İhab el-Vezni'nin Kerbela'daki evinin önünde silahlı kişilerce vurularak öldürülmesinden sadece 24 saat sonra gazeteci Ahmed Hasan, bu gece sabaha karşı benzer şekilde ed-Divaniye kentinde düzenlenen suikast girişiminde ağır yaralandı.
Fransız Haber Ajansı’na (AFP) konuşan bir doktor, başından iki ve omzundan bir kurşunla yaralanan Hasan’ın yoğun bakımda tedavi altına alındığını belirtti. Bir görgü tanığı AFP’ye yaptığı açıklamada, Irak’ta yayın yapan Al Forat kanalı muhabiri olan Hasan’ın bu gece saat 01.00 sularında evinin önünde arabasından inerken vurulduğunu söyledi.
Gazeteci Ahmed Hasan’a yönelik suikast girişimi, Kerbela'daki protestoların organizatörlerinden İhab el-Vezni’nin silahlı kişilerce evinin önünde susturuculu silahlarla vurularak öldürülmesinden sadece 24 saat sonra gerçekleşti.
İhab el-Vezni, İran’ın ve Kerbela'daki İran destekli silahlı grupların nüfuzunun sınırlandırılması ve yolsuzlukla mücadele çağrısında bulunan en önde gelen isimlerden biriydi. Vezni cinayeti, Kerbela, ed-Divaniye ve Nasiriye başta olmak üzere ülkenin güney şehirlerindeki protesto gösterilerinde sokaklara dökülen ‘Ekim Devrimi’ taraftarlarını şoke etti. Pazar akşamı, Kerbela'daki İran konsolosluğunun önünde toplanan öfkeli göstericiler, lastikler yakıp binanın önündeki kabinleri ateşe verdiler.
Tıpkı daha önceki suikastlarda olduğu gibi faillerin gece karanlığında kaybolduğu Vezni cinayetinin sorumluluğunu kimse üstlenmedi. Kerbela'daki adli tıp ofisinde AFP’ye konuşan Vezni’ye yakın bir aktivist, “İran destekli milisler, İhab'ı öldürdüler, hepimizi öldürecekler, bizi tehdit ediyorlar. Hükümet ise tüm bunlara sessiz kalıyor” ifadelerini kullandı.
Vezni, yaklaşık iki yıl önce Aralık 2019'da arkadaşı Fahim et-Tai’nin (53) motosikletli silahlı kişilerce benzer şekilde susturuculu silahlarla gözleri önünde öldürüldüğü olaydan sağ kurtulmuştu.
Irak'ta Ekim 2019'da halk protestolarının patlak vermesinden bu yana 70'ten fazla aktivist suikast veya suikast girişimine maruz kalırken, onlarca aktivist kaçırıldı. Kerbela polisi ise dün (Pazar günü) yaptığı açıklamada Vezni’yi öldüren ‘teröristleri’ bulmak için hiçbir çabadan kaçınmayacaklarını açıkladı.
Öte yandan Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi yazılı bir açıklama yaparak, Vezni cinayetine karışanların adaletin elinden kaçabileceklerini sanmamaları gerektiğini vurgulayarak, “Katillerin peşine düşeceğiz ve kamu güvenliğini bozan her suçlunun cezalandırılmasını sağlayacağız” dedi.
Diğer yandan Vezni’nin aile üyeleri, failler açığa çıkarılmadan taziyeleri kabul etmeyeceklerini açıkladılar.
Irak İnsan Hakları Komisyonu üyesi Ali el Bayati ise yetkilileri zayıf davranmakla suçladı. Bayati, “Vezni cinayeti, ‘Kazimi hükümetinin faillerin cezalandırılması için neler yapıyor?’ sorusunu bir kez daha gündeme getirdi” şeklinde konuştu.
Ekim Devrimi'nden doğan ve önümüzdeki Ekim ayında yapılması planlanan seçimlere katılmaya çalışan el-Beytu'l-Vatani Partisi’nden yapılan açıklamada, “Susturucu ve mühimmat geçişine izin veren bir hükümet nasıl güvenli bir seçim ortamı sağlayabilir?” sorusunu yöneltilirken ‘siyasi sistemin tamamen boykot edilmesi’ çağrısında bulunuldu.



Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

TT

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, Suveyda'da varılan ateşkes anlaşmasının, kendisi ve Şeyh Hamud el-Hanavi tarafından temsil edilen Dürziler ile Suveyda Vilayeti İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Ahmed ed-Dalati ve diğer yetkililer tarafından temsil edilen Suriye hükümeti arasında imzalandığını duyurdu.

Suriye hükümeti, son günlerde şehirde devam eden ve çok sayıda ölü ve yaralıya neden olan çatışmalara son vermek için dün Suveyda halkıyla ateşkes anlaşması imzaladı.

Şarku'l Avsat'ın incelediği anlaşma, tüm askeri operasyonların derhal durdurulmasını ve tüm tarafların güvenlik güçlerine ve kontrol noktalarına yönelik her türlü saldırıyı durdurma taahhüdünde bulunmasını öngörüyor.

Anlaşmaya göre, ateşkesin uygulanmasını denetlemek ve uyulmasını sağlamak için Suriye devleti ve Dürzi şeyhlerinden oluşan bir gözetim komitesi kurulması planlanıyor.

hyujı8o9
Dürzi cemaatinin ruhani liderlerinde Şeyh Hikmet el-Hicri, Suveyda'da kendisini destekleyen ‘Askeri Konsey’ üyeleri ile birlikte (Arşiv)

Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Suriye'deki Dürzi Cemaati Meclisi’nin üç şeyhi, yani Şeyh Yusuf Carbu, Şeyh Hamud el-Hanavi ve Şeyh Hikmet el-Hicri'yi bünyesinde barındırdığını belirterek, Hikmet el-Hicri'nin ‘farklı bir yönelime sahip olduğu’ için ‘anlaşmanın tarafı olmadığını’ söyledi.

Anlaşmanın tüm taraflarca imzalanmadığını, çünkü Suveyda'daki güvenlik durumunun seyahat ve toplantılara izin vermediğini belirten Şeyh Yusuf Carbu, anlaşmanın ‘yazışmalar yoluyla’ kabul edildiğini belirtti. Anlaşmanın ardından iyimser olsa da, Şeyh Yusuf Carbu “Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor” ifadesini kullandı.

Şeyh Hikmet el-Hicri, çok geçmeden, ‘kendilerini sahte bir şekilde hükümet olarak adlandıran silahlı çetelerle herhangi bir anlaşma, müzakere veya yetki devri olmadığını’ teyit eden bir açıklama yayınladı. Bu ortak tutumdan sapan, tek taraflı iletişim veya anlaşma yapan herhangi bir kişi veya kuruluşun ‘istisnasız ve müsamahasız bir şekilde yasal ve toplumsal hesap verebilirliğe tabi tutulacağı’ uyarısında bulundu.