Süleymani suikastını planlayan 15 ABD’li yetkili konuştu: İsrail kilit rol oynadı

Ocak 2020’nin başlarında Bağdat Havalimanı’nda ‘Kudüs Gücü Komutanı’ Kasım Süleymani’nin ve Haşdi Şabi yetkilisine yönelik suikastta, ABD’ye ait bir drone ile hedef alınan aracı (EPA)
Ocak 2020’nin başlarında Bağdat Havalimanı’nda ‘Kudüs Gücü Komutanı’ Kasım Süleymani’nin ve Haşdi Şabi yetkilisine yönelik suikastta, ABD’ye ait bir drone ile hedef alınan aracı (EPA)
TT

Süleymani suikastını planlayan 15 ABD’li yetkili konuştu: İsrail kilit rol oynadı

Ocak 2020’nin başlarında Bağdat Havalimanı’nda ‘Kudüs Gücü Komutanı’ Kasım Süleymani’nin ve Haşdi Şabi yetkilisine yönelik suikastta, ABD’ye ait bir drone ile hedef alınan aracı (EPA)
Ocak 2020’nin başlarında Bağdat Havalimanı’nda ‘Kudüs Gücü Komutanı’ Kasım Süleymani’nin ve Haşdi Şabi yetkilisine yönelik suikastta, ABD’ye ait bir drone ile hedef alınan aracı (EPA)

15 ABD’li yetkili, Devrim Muhafızları’nın dış operasyonlar yetkilisi Kasım Süleymani’nin geçen yılın başlarında Bağdat Uluslararası Havalimanı yakınlarında bir hava saldırısıyla öldürülmesi operasyonunda, Donald Trump yönetiminin ‘gizli planının’ ayrıntılarını ‘Yahoo News’e açıkladı.  
Yeni rapor, terörle mücadele ve rehinelerin kurtarılması operasyonları yürüten ABD Özel Kuvvetler Birimi ‘Delta Force’ ve ‘Hellfire’ füzeleriyle donatılmış üç insansız hava aracının katılımına, Irak Kürdistanı’ndaki ‘Terörle Mücadele Grubu’nun (CTG) da yardım eli uzattığına işaret ediyor. Operasyonun, rüzgâr da dahil çevresel faktörlerle mücadeleyi içerecek şekilde, uzaktan bir hedefi nişan alma çabaları bağlamında geldiği belirtiliyor.
ABD’li bir yetkili, İsrailli ekiplerin Süleymani’nin telefonunun izini sürmek için ABD Ortak Özel Harekât Komutanlığı’ndaki meslektaşlarıyla 6 saat boyunca iş birliği yaptığını aktardı. Yahoo News’e göre bu iş birliği, Süleymani’nin ve telefonunun Bağdat’ta takip edilmesine yardımcı oldu.
ABD’li yetkililer, Süleymani’yi öldürmek için seçenekler üzerinde durdu; Bu seçeneklerin, aracına saldırmak üzere zeminden bir taktik ekip kullanmak, hedeflenen bir patlayıcı cihaz kullanılarak saldırı gerçekleştirmek, İranlı komutanı öldürmek için hava saldırısı yapmak olduğu ifade edildi.
Yoğun tartışmalardan sonra yetkililer, ortak operasyonları yöneten yetkilileri şaşırtan bir şekilde, hava saldırısı seçeneği üzerinde anlaştılar.
Aralık 2019’un sonlarında Delta Force ajanları ve Özel Harekât Kuvveti’nin diğer üyeleri, küçük gruplar halinde Bağdat’a sızmaya başladı. Süleymani’nin öldürülmesinde ‘oldukça önemli bir rol oynayan’ CTG güçleri de Bağdat Uluslararası Havalimanı’na sızarak, havalimanında bagaj görevlileri ve diğer havaalanı personelleri kılığına girdiler. Bir ABD askeri yetkilisine göre, bu karmaşık operasyon ‘muazzam bir personel konuşlandırması’ gerektiriyordu.
Rapora göre Delta Force’den üç ekip, hedef Kasım Süleymani’nin gelişinden birkaç dakika önce Bağdat Havalimanı’na gizlenmişlerdi. Ekip, bakım işçileri kılığına girdi ve eski binaların veya yolun her iki yanındaki araçların içinde yerlerini aldı.
Üç keskin nişancı ekibi, havalimanından gelen yol olan ‘ölüm bölgesinde (Kill Zone)’ 600 ila 900 metre arasında bir mesafede konuşlandırıldı. Keskin nişancılardan biri, durumu doğrudan ‘Delta Force’ komutanı ve yardımcı destek ekibinin bulunduğu ABD büyükelçiliğine iletecek şekilde kameralı bir dürbüne sahipti.
Üç ABD insansız hava aracı (drone) havada uçarken, birkaç saatlik bir gecikmenin ardından Süleymani’nin uçağı gece yarısı Şam’dan Bağdat’ta indi. Uçak pistten havalimanının kapalı bir kısmına doğru hareket ederken, havalimanında yer hizmetleri ekibi üyesi kılığına giren bir Kürt görevli, uçağı pistte durması için yönlendirdi. Hedef uçaktan çıktığında, CTG’den iki Kürt ajan, hedefin kimliğini doğrulamak için bagaj taşıyan işçiler kılığına girerek alanda hazır bulunuyordu.
O sıralarda İranlı General ve arkadaşları iki araca bindiler ve Delta Force keskin nişancılarının onu beklediği ‘ölüm bölgesine’ doğru yola çıktılar. Delta Force’un üç keskin nişancısı, alarm durumuna geçerek, parmakları silahlarının tetiğinde sessizce bekliyorlardı. Yahoo News’e göre, üstlerinde de üç drone gece gökyüzünde süzülüyordu.
Ayrıca askeri yetkiliye göre ‘Turuncu Görev Gücü’ olarak bilinen orduya bağlı gizli bir birliğinin üyeleri de o gece Bağdat’taydı. Süleymani’nin elektronik cihazlarının takibine yardımcı olmak için ‘kontrol anahtarları’ sağlıyorlardı.
İki araç, öldürme bölgesine doğru ilerlerken, insansız hava araçları da konvoyu hedef alan füzeleri ateşledi. Nitekim, bir ‘Hellfire’ füzesi, Süleymani’nin arabasına isabet etti ve araç tahrip oldu. İkinci aracın sürücüsü ise kaçmak için hızlandı. Delta Force keskin nişancılarından biri, durdurmak için araca ateş açtı. Araç durduğu anda ise üçüncü bir ‘Hellfire’ füzesi araca isabet ederek, onu enkaz haline getirdi.
Süleymani’yi öldürme seçeneğiyle ilgili tartışmalar, ABD’nin üç yıl önce nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından başladı. Ancak Kasım 2019’un ortasından itibaren işler daha tehlikeli bir hal aldı. Bölgede gerginlik tırmanırken, Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilileri, Beyaz Saray’dan, o sıralarda Süleymani’yi öldürmek için uygun olup olmadığından emin olmalarını isteyen bir telefon aldı.
O dönemde Orta Doğu ve Kuzey Afrika İşleri Ulusal Güvenlik Danışmanı Yardımcısı Victoria Coates, “Süleymani’yi çok yakından takip ediyorduk ve bir yere seyahat etme eğilimi vardı” diye konuştu.
Nitekim, küçük bir ABD’li grup, İranlı generali öldürmek için olası seçenekleri tartışmak amacıyla düzenli toplantılar düzenlemeye başladı. Eski yönetimden üst düzey yetkililere göre bu planlar, Aralık 2019 sonlarında Irak’ın kuzeyinde İran milisleri tarafından bir ABD vatandaşının öldürülmesinin ardından Trump’ın ofisine gönderildi.
Eski yetkililere göre, bir ABD vatandaşının İran tarafından öldürülmesi Trump için kırmızı bir çizgiydi ve bu Süleymani’yi öldürme kararını kesinleştirdi.

ABD’li yetkililer
Washington’daki yetkililerden oluşan küçük bir grup, saldırıya hazırlanmak üzere bir operasyon odasında toplandı. Savunma Bakanı Mark Esper, Genelkurmay Başkanı Mark Milley ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, gelişmeleri Pentagon’un içinden takip ediyorlardı.
Operasyon odası ile sesli bağlantısı olan Başkan Trump ise, gelişmeleri Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert C. O’Brien eşliğinde ‘Mar-a-Lago’da takip ediyordu.
Trump, daha sonra Mar-a-Lago’da Cumhuriyetçilere yaptığı bir konuşmada, kendisinin bir öldürme operasyonu sırasında askeri yetkililere kulak verdiğini söyledi. Daha sonra ‘CNN’ ve ‘Washington Post’a sızan konuşmasına göre Trump, operasyonu kilometrelerce uzakta kameralarla izliyordu.
Trump, “Onlar birlikte’ diyerek Süleymani’ye ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Muhendi’ye dikkati çekti. Trump, “2 dakika 11 saniye uzaklıktalar” diyerek, konuşmasını şöyle sürdürüyordu:
“Bir arabanın içerisindeler, zırhlı bir araç. Hayatta kalmak için yaklaşık 1 dakikaları var. 30 saniye. 10, 9, 8.”
Sonrasında aniden bir patlama sesi duyulurken Trump, daha sonra bir yetkilinin “Öldürüldüler, efendim” dediğini belirtti.
Ancak Trump en önemli detaylardan birini atlamıştı. İki ABD’li yetkili, saldırının ardından Iraklı polis kılığındaki bir Kürt ajanın Süleymani’nin aracının enkazına doğru yürüdüğünü belirtti. Yetkililere göre ajan, kaza mahallinden hızla uzaklaşmadan ve gecenin karanlığında kaybolmadan önce, ölü adamın kimliğini doğrulamak için fotoğraflar çekmiş ve hızla bir doku üzerinden DNA örneği almıştı.

 


Putin'e baskı ve ‘nükleer denizaltıların’ konuşlandırılması... Trump'ın çifte uyarısının arkasında ne var?

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
TT

Putin'e baskı ve ‘nükleer denizaltıların’ konuşlandırılması... Trump'ın çifte uyarısının arkasında ne var?

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Moskova'nın alaycı tavırlarına yanıt olarak iki nükleer denizaltıyı ‘uygun bölgelere’ gönderme emri vereceğini açıklayarak, Rusya ile ABD arasındaki güç gösterisinde çıtayı yükseltti.

Trump'ın sosyal medya platformu Truth Social’de yaptığı paylaşım, güvenlik bağlamında alışılmadık bir durum değildi. Şarku’l Avsat’ın The Times gazetesinden aktardığına göre, ABD'nin 71 nükleer denizaltısından yaklaşık 20'si her an denizde görev yapıyor ve özellikle gerginliğin arttığı dönemlerde rutin olarak Rusya'ya yakın bölgelere sevk ediliyor. Ancak olağandışı olan, ABD'nin bunu açıklaması. Bu ise Trump'ın paylaşımının gerçek amacını ortaya koyuyor. Söz konusu paylaşım iki mesaj içeriyor: Birincisi, Trump'ın eylem adamı olduğunu kanıtlamak, ikincisi ise mesaj vermek.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)

Medvedev'e yanıt ve Putin'e işaret

Trump için bu adım, provokasyona sert tepki verme şeklindeki alışılmış tavrının bir parçası.

Trump, özellikle Rusya'da başkanlık görevinden ayrıldıktan sonra tartışmalı rolüyle tanınan Dmitriy Medvedev'e yanıt veriyordu. Trump'ın Moskova'ya Ukrayna'da ateşkes sağlanması için verdiği süreyi kısaltmasının ardından Medvedev sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Her yeni uyarı bir tehdit ve savaşa doğru adımdır. Rusya ile Ukrayna arasında değil; kendi ülkenle. Uyuyan Joe'nun yolunu izleme!” ifadelerini kullandı.

The Times’ın haberine göre bu açıklamaların amacı, sürekli olarak Üçüncü Dünya Savaşı’nın patlak vereceği konusunda uyarıda bulunan Trump'ı korkutmak. Öyle ki Trump, Oval Ofis'teki meşhur sözlü tartışmada Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'i ‘kumar oynamakla’ suçlamıştı. Ancak, Rusya'da bile abartılı bir kişilik olarak görülen Medvedev, Trump'ın Putin'e yönelik söyleminin son aylarda giderek sertleştiği göz önüne alındığında, bu mesajın hedefi değil.

ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin (Arşiv - Reuters)ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin (Arşiv - Reuters)

İhtiyatlı eleştiri

Trump, Putin'i giderek daha fazla eleştiriyor, ancak onu doğrudan kışkırtmaktan da kaçınıyor; çünkü aralarında iyi bir dostluk ve iş ilişkisi olduğunu düşünmeye devam ediyor. Bu durum, Medvedev'in pazartesi günü yaptığı açıklamadan açıkça anlaşılıyor. Putin ise Trump'ın barış için belirlediği son tarihi, dün yaptığı paylaşımdan yaklaşık bir saat önce reddetmişti.

Trump kendini usta bir müzakereci olarak görüyor. Bu nedenle, ABD donanmasında başkomutan olarak emrinde bulunan çeşitli gemi türlerini kapsayacak şekilde ‘nükleer denizaltılar’ ifadesini belirsiz bir şekilde kullandı.

ABD'nin 71 adet nükleer denizaltısı varken, bunların 14'ü Ohio sınıfı balistik füze denizaltılarıdır ve 20 adede kadar Trident II füzesi taşıyabilirler. Bu füzeler nükleer başlıklarla donatılabilir. ABD’nin sahip olduğu nükleer silahlı denizaltılardan sekiz ila on tanesi her an dünya çapında devriye görevindedir.

Resim  Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Arşiv-AFP)Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Arşiv-AFP)

Beyaz Saray, Putin'in Trump'ın denizaltılarla ilgili diplomasisinin provokatif olmadığını, Dmitriy Medvedev'in tek bir provokatif açıklaması üzerine nükleer söylemlerin yeniden alevlenmesini önlemek için olduğunu anlayacağına inanıyor. Zira filonun görevi saldırı amaçlı değil; savunma amaçlı.

Müttefiklere yönelik yaptırımlar ve gümrük tarifeleri

Bununla birlikte, Trump'ın Putin'e yönelik söylemi belirgin şekilde sertleşti. Trump geçen hafta, “Yaptıkları şey iğrenç” dedi ve Putin'i ‘yalan söylemekle’ suçladı.

Trump ayrıca, Rus enerjisini satın alanlara ikincil yaptırımlar uygulamakla tehdit etti ve Hindistan'ı yüzde 25'lik genel gümrük vergisiyle hedef aldı. Trump, “Zaten zor durumdaki ekonomilerini birlikte mahvedebilirler” dedi.

Rusya'dan petrol alımına yönelik bu cezai gümrük vergisinin oranını doğrudan açıklamamasına rağmen, nihai gümrük vergisi sistemi ile ilgili görüşmeler kritik aşamaya yaklaşırken, benzer bir yaklaşım daha sonra Çin'e de uygulanabilir.

Rus gazının en büyük alıcısı olmaya devam eden Avrupa Birliği (AB) de yaptırımların hedefinde olabilir. Macaristan, Belçika, Fransa ve Slovakya en büyük ithalatçılar.

Geçtiğimiz günlerde gümrük vergilerini yüzde 15'e düşüren bir ticaret anlaşması imzalayan Trump'ın, Rusya'yı cezalandırması için kendisine baskı yapan Avrupa ülkelerine yaptırım uygulaması ironik olacak, ancak Trump’ın izlediği yol bu.