Avrupa tam kapanmaya son vermeye hazırlanıyor

Avrupa’da Kovid-19’a karşı 200 milyon doz aşı tedarik edilecek.

Avrupa tam kapanmaya son vermeye hazırlanıyor
TT

Avrupa tam kapanmaya son vermeye hazırlanıyor

Avrupa tam kapanmaya son vermeye hazırlanıyor

Avrupa ülkelerinin çoğu, Kovid-19’a karşı yetişkin nüfusun üçte birinin aşılanması ve bunun vaka sayısında önemli bir düşüşe yol açmasının ardından tam kapanmayı sona erdirmeye hazırlanıyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, 200 milyon doz aşı tedarik edilmesiyle Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde yaza kadar yetişkinlerin yüzde 70'ini aşılama hedefine ulaşmaya ulaşacağını ve böylece sürü bağışıklığının sağlanacağını duyurdu.
 Avrupa’da şehirlerin ve plajların kapılarını tekrar açmaya başlaması, bu yaz tatil sezonunun çok geç olmadan kurtarılabileceğine dair umutları artırdı. İspanyol halkı, ülke çapındaki sokağa çıkma yasağının sona ermesiyle sokaklarda sevinçlerini dile getirirken, Yunanistan güvenli mesafelere yerleştirilmiş şezlongları ile plajlarda hizmet vermeye başladı.
 Almanya'da ise Sağlık Bakanı Jens Spahn’ın salgının üçüncü dalgasının sona erdiğini açıklamasının ardından moraller yükseldi. Ancak Spahn, salgının henüz sonlanmadığı konusunda uyarıda bulunarak, “Genel ruh hali gerçeklikten daha iyi" dedi. Birleşik Krallık’ta aşıların erken talebi ve onaylanması ile ilk dozların mümkün olduğu kadar geniş bir kitleye yayma politikası, vakaların ve ölümlerin hızlı bir şekilde düşmesini sağladı. 
 Başbakan Boris Johnson'ın, İngiltere'deki kısıtlamaları hafifletecek bir sonraki aşamayı başlatması bekleniyor. Böylece halk için yeşil ışık yakılacak ve aylarca katı önlemlerin ardından barların içeride hizmet vermesine izin verilecek. Johnson Pazartesi günü yaptığı açıklamada, "Veriler bildiğimiz gerçeği onaylıyor. Virüsün bizi yenmesine izin vermeyeceğiz" dedi.
Merkezi tedarik stratejisi kapsamında Avrupa Birliği'nde aşı teslimatları başlangıçta daha yavaştı. Ancak BioNTech/Pfizer ve Moderna'nın söz verdiği miktarı göndermeye başlaması Avrupa'da aşılanan kişi sayısının  hızla artmasını sağlarken, erken ilerleme kaydeden ülkeler, aşılanmayanlar arasında yaşanan tereddüt durumu nedeniyle bir yavaşlama ile karşı karşıya kaldılar. Fransa, Mayıs ayı ortasına kadar 20 milyon kişiye ilk ​​dozu vermeyi, Haziran ortasına kadar ise bu sayıyı 30 milyona çıkarmayı hedefliyor.
 Geniş çaplı aşılama kampanyaları birçok Avrupa ülkesindeki hükümetlerin ekonomilerini dikkatli bir şekilde yeniden açmalarına ve vaka sayısını kontrol altına alma umuduyla aylarca uygulanan bazı kısıtlamaları kaldırmalarına olanak sağladı. Ancak 3,3 milyondan fazla kişinin yaşamını yitirmesine neden olan Kovid-19 salgını, dünyanın başka yerlerinde yayılmaya devam ediyor ve bu durum aşılara adil erişimin olmadığı konusundaki endişeleri yineliyor.
 Kovid-19 kaynaklı 127 binden fazla ölümle Avrupa'nın salgından en çok etkilenen ülkesi olan Birleşik Krallık'ta da kısıtlamalar hafifletilecek. Hükümetin yol haritasının üçüncü aşaması olan bu yeni aşamanın uygulanması 17 Mayıs’ta başlayacak. Altı kişiyi geçmemek şartıyla İngiltere halkı kapalı mekanlarda bir araya gelebilecek, barlar ve restoranlar ise tekrar içeride hizmet verebilecek. Aşılama kampanyasının Aralık ayı başlarında başlatılmasından bu yana, İngiltere'nin 68 milyonluk nüfusunun 35 milyondan fazlası ilk doz Kovid-19 aşısını aldı.
 Yunanistan'da, ülke genelinde kreşler, ilk ve ortaokullar Pazartesi günü yeniden açıldı. Ayrıca, sağlık önlemleri uyarınca altı ay süreyle kapatıldıktan sonra liseler de yüz yüze eğitime başladı. Yeni kararlara göre, Pazartesi ve Perşembe günleri olmak üzere haftada iki kez öğrenciler, öğretmenler ve idari personelin eczanelerden ücretsiz hızlı sonuç veren Kovid-19 test kitleri alarak test sonuçlarını ibraz etmeleri gerekecek. 
 İspanya'da ise önceki gün sağlık acil durumunun sona ermesinin ardından gece sokağa çıkma yasağının bitmesi ve sokakta toplanılmasına izin verilmesiyle birlikte ülkede özgürlük rüzgarları esti. Ülkenin birçok şehrinde, Ekim ayından bu yana getirilen kısıtlamaların sona erdiği ve çoğu bölgede sokağa çıkma yasağının kaldırıldığı Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan gece yarısı şarkılar söylendi, alkışlar ve müzik sesleri yükseldi.



ABD diplomasisi Sudan'daki savaşı sona erdirmeyi başarabilecek mi?

Sudanlılar, Çad'ın Vadi Fara bölgesindeki Tin Geçici Kampı'na giderken, 3 Mayıs 2025 (AP)
Sudanlılar, Çad'ın Vadi Fara bölgesindeki Tin Geçici Kampı'na giderken, 3 Mayıs 2025 (AP)
TT

ABD diplomasisi Sudan'daki savaşı sona erdirmeyi başarabilecek mi?

Sudanlılar, Çad'ın Vadi Fara bölgesindeki Tin Geçici Kampı'na giderken, 3 Mayıs 2025 (AP)
Sudanlılar, Çad'ın Vadi Fara bölgesindeki Tin Geçici Kampı'na giderken, 3 Mayıs 2025 (AP)

Emced Ferid et-Tayyib

Sudan'daki çatışma, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun 27 Haziran 2025 tarihinde Washington'da ABD ve Katar'ın himayesinde Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile Ruanda arasında imzalanan barış anlaşmasının imza töreninde yaptığı açıklamaların ardından son günlerde hızlı bir dönüşüm geçirdi. Rubio, ABD'nin 15 Nisan 2023'te başlayan Sudan savaşıyla ilgilenmeye başlayacağını belirtti.

Bu açıklamalar, yıkıcı savaşın sona ermesi konusunda yeni bir umut doğurdu, ancak bu kez başarılı olabilmesi için önceki arabuluculuk çabalarında karşılaşılan zorlukların ciddiyetle ele alınması gerekiyor.

Rubio'nun açıklamalarının ardından, ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrika İşleri Özel Danışmanı Masad Pauls, 2 Temmuz 2025'te, İngiltere’nin dörtlü gruptan çıkarılmasının ardından, dörtlü komitenin dışişleri bakanlarını (ABD, Suudi Arabistan, Mısır ve BAE) Washington'da bir bakanlar toplantısı düzenlemeyi planladıklarını duyurdu. Bu açıklamadan önce, 3 Haziran 2025 tarihinde ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Christopher Landau ve Pauls, bu ülkelerin büyükelçileriyle bir ön toplantı düzenlemiş, ardından 9 Temmuz Çarşamba günü ABD Başkanı Donald Trump'ın, yönetiminin Sudan ve Libya'da barışı sağlama niyetinde olduğu yönündeki açıklamaları, bu sinyallerin ciddiyetini artırmıştı.

Söz konusu adımlar, ABD yönetiminin ABD Kongresi'ne karşı Sudan dosyasında daha fazla çaba gösterme taahhüdünü gösterme girişimi olarak görülebilir. ABD Kongresi'nin Sudan meselesine daha fazla önem verilmesi yönündeki sürekli baskısına yanıt olarak atılan bu adımlar, önceki girişimlerin önündeki engellerin aşılması ve çatışmanın tarafları üzerinde etkisi olan bölgesel aktörlerin sürece dahil edilmesi koşuluyla, krizi çözmek için gerçek bir fırsat da sunabilir.

Suudi Arabistan, bölgesel nüfuzu ve Sudan ile doğrudan komşuluğu nedeniyle savaşın sona ermesinde önemli bir rol oynuyor. Sudan, Kızıldeniz kıyısı boyunca Suudi Arabistan ile en uzun deniz sınırına sahip.

Savaşı durdurmanın yolu

Sudan dosyasını çevreleyen birçok karmaşıklık göz önüne alındığında, ABD'nin uluslararası etkisiyle Sudan krizinin çözümünde ciddi bir arabulucu olarak devreye girmesi. Ancak bunun başarısı, Suudi Arabistan ve Katar'ın müzakere sürecinin planlanması ve uygulanmasında aktif olarak yer alması gibi birçok faktöre bağlı. Bu yüzden ABD'nin arabuluculuk rolünü üstlenmesinin, Suudi Arabistan ve Katar'ın da bu sürece aktif olarak dahil olması şartıyla, Sudan'daki çatışmanın çözümü için önemli bir adım olacağına inanıyoruz.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Suudi Arabistan, bölgesel nüfuzu ve Sudan ile Kızıldeniz kıyısı boyunca en uzun deniz sınırını paylaşan komşusu olması nedeniyle savaşın sona ermesinde önemli bir rol oynuyor. Bunun yanında daha önce Cidde Platformu'na ev sahipliği yaparak taraflar üzerinde doğrudan nüfuzunu da gösterdi. Ancak Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nin (CSIS) Eylül 2023 tarihli raporuna göre Cidde Platformu, önceki turlarında yaşanan başarısızlıkları önlemek için çeşitli yönlerden geliştirilmeli. Bunların başında, arabulucular arasındaki zayıf koordinasyonun giderilmesi ve ABD, Afrika Birliği (AfB) ve Birleşmiş Milletlerin (BM) tek başına hareket etmelerinin önlenmesi. Ayrıca, Suudi Arabistan'ın Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), Arap Birliği (AL) ve ikili ilişkileri aracılığıyla nüfuzunu kullanarak dış müdahaleler sorununu ele alması ve Sudan'da barışın sağlanması için uluslararası, bölgesel ve Arap iradesini birleştirmesi gerekiyor.

gbhj
Beyaz Saray'da düzenlenen bakanlar toplantısında, ABD Başkanı Donald Trump (sağda) Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun (ortada) omzuna elini koyarken, Adalet Bakanı Pam Bondi (solda) oturuyor, 8 Temmuz 2025

Kongo konusunda ABD ile etkili bir diplomatik ortaklık kurmayı başaran Katar'ın sürece dahil edilmesi de stratejik ve hayati bir adım. Katar'ın Sudan hükümetinin geçici merkezi olan Port Sudan ile olan güçlü ilişkileri, tüm tarafları olumlu yönde etkilemek için etkili bir arabulucu olarak rolünü daha da güçlendirir.

Sudan'da barış çabalarını engelleyen en önemli engellerden biri, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) bazı sivil taraflarca, başta eski Başbakan Abdullah Hamduk liderliğindeki Tekaddum İttifakı olmak üzere, siyasi destek görmesidir. Bu ittifak, HDK'nın iktidara geri dönme ve yönetimi devralma hedeflerini güçlendirmede önemli bir rol oynadı.

Sudan’ın eski Başbakanı Hamduk, 2022 yılının ocak ayında istifa ettikten sonra Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) taşındı. Ardından kurduğu Tekaddum İttifakı HDK'nın siyasi söylemlerini yineleyerek ve yayarak HDK'nın hedeflerini desteklemek üzere sivil bir kalkan sağladı. Bu durum, 2024 yılının başlarında Addis Ababa'da HDK lideri Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) ile imzaladığı anlaşmada açıkça ortaya çıktı. Söz konusu anlaşma, Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi’nin (IGAD) Cibuti'de savaşan tarafların liderleri arasında doğrudan bir görüşme düzenleme çabalarını engelledi. Hamideti, teknik nedenlerle toplantıya katılmayacağını belirterek, Hamduk ile ortaklık anlaşmasını imzalamak için Addis Ababa'ya gitmeyi tercih etti. Bu adım, aylarca gizlenen bir ittifakın olduğunu ortaya koydu. Daha sonra HDK'ya sürekli medya ve siyasi destek şeklinde somutlaşan bu ittifak, 2023 yılının aralık ayında HDK’nın kontrolü ele geçirdiği el-Cezira eyaletinde paralel bir sivil yönetim kurulmasıyla zirveye ulaştı. Tekaddum İttifakından kişilerin bu yönetime aday gösterilmesi, bu siyasi iş birliğinin derinliğine işaret etti.

Öte yandan Sudan'daki savaşa ilişkin gerçekleri çarpıtan organize bir kampanya, Sudan krizinin doğru bir şekilde analiz edilmesini engelleyen bir ‘bilgi karmaşası’ yaratılmasına katkıda bulundu. Hamduk gibi politikacıların da katkıda bulunduğu bu kampanya, Sudan ordusunu Hamas, İran destekli milisler, El Kaide ve DEAŞ gibi radikal İslamcı gruplarla ittifak halindeymiş gibi göstererek ve ‘siyasal İslam’ korkularını uyandırarak Batı'nın, özellikle de ABD'nin desteğini toplamayı amaçladı.

Bu anlatılar, HDK tarafından işlenen ve ABD tarafından 7 Ocak 2025 tarihinde resmi olarak ‘soykırım’ suçu olarak sınıflandırılan ağır ihlallere yönelik ‘terörizm’ tanımını tamamen göz ardı ediyordu.

Savaşın doğru bir şekilde analiz edilememesi, önerilen çözümlerin hatalı olmasına neden oluyor ve bu karmaşık durumu çözmek için iç veya dış siyasi çıkarları gözeten anlatıları yaymak yerine gerçekleri olduğu gibi görmek gerekiyor.

Sudan’da 2019 yılındaki halk devrimiyle düşen siyasal İslamcı rejime karşı halkın hoşnutsuzluğunun HDK'nın söylemiyle özdeşleşmesini meşrulaştırmak için kullanıldığı açıkça görülüyordu. Söz konusu ‘bilgi kaosu’ krizin karmaşıklığını derinleştirdi. Bu da HDK'nın 13 Nisan 2023 tarihinde Meravi Havaalanı ve Askeri Hava Üssü’nü kuşatmasıyla başlayan ve 15 Nisan'da patlak veren savaşan niteliği konusunda görüş birliğine varılmasını zorlaştırdı. Bu çatışmayı siyasal İslamcılara karşı bir mücadele veya Sudan'ın marjinal kesimlerine yönelik hak eşitsizliğinin giderilmesi taleplerinin bir uzantısı olarak tasvir etmek, savaşın uzamasına ve insani krizin derinleşmesine yol açtı. Savaşın doğru bir şekilde analiz edilememesi, önerilen çözümlerin hatalı olmasına neden oluyor ve bu karmaşık durumu çözmek için iç veya dış siyasi çıkarları gözeten anlatıları yaymak yerine çatışmayı anlamak ve etkili bir şekilde ele almak için gerçekleri olduğu gibi görmek gerekiyor.

cdfgthy
Başkan Donald Trump, Beyaz Saray'ın Devlet Yemek Salonu'nda bir öğle yemeği sırasında Afrikalı liderlerle konuşurken, 9 Temmuz 2025 (AP)

Sudan'daki barış çabalarında somut ilerleme sağlamak için, uluslararası toplum, ABD ve Dörtlü Komite (ABD, Suudi Arabistan, Mısır ve BAE) ile Katar'ın öncülüğünde, önceki girişimlerdeki eksikliklerin giderilmesi gerekiyor. Bunun için savaşın köklerine ilişkin gerçekleri belgelendirerek medyadaki çarpıtmalarla mücadele edilmeli.

ABD Kongresi'nin baskısıyla Washington'da düzenlenmesi planlanan dörtlü konferans, binlerce kişinin hayatına mal olan ve milyonlarca kişiyi yerinden eden savaşı sona erdirmek için tarihi bir fırsat sunabilir, ancak bunun için çatışmanın köklerine odaklanılmalı. Sudan'da istikrarı yeniden sağlayacak ve halkının onurunu koruyacak sürdürülebilir bir barış için yanlış anlatımlar düzeltilmeli.