Lapid’in hükümet kurmakta önemli adımlar atması Netanyahu’yu endişelendirdi

İsrail hükümeti adayları soldan sağa: Netanyahu, Saar, Bennett, Lapid, Gantz, Lieberman ve Lapid (AFP)
İsrail hükümeti adayları soldan sağa: Netanyahu, Saar, Bennett, Lapid, Gantz, Lieberman ve Lapid (AFP)
TT

Lapid’in hükümet kurmakta önemli adımlar atması Netanyahu’yu endişelendirdi

İsrail hükümeti adayları soldan sağa: Netanyahu, Saar, Bennett, Lapid, Gantz, Lieberman ve Lapid (AFP)
İsrail hükümeti adayları soldan sağa: Netanyahu, Saar, Bennett, Lapid, Gantz, Lieberman ve Lapid (AFP)

İsrail'de yeni bir hükümet kurma müzakerelerinde değişim cephesinde ilerleme sağlandı. Bunun yanı sıra Netanyahu’nun, Mansur Abbas liderliğindeki İslami Hareket’in Lapid'in safına katılmaması için gösterdiği çaba sonuç vermedi. Bu gelişmeler İsrail’de Binyamin Netanyahu döneminin sona erdiğini gösteriyor. Likud Partisi başbakanlık rotasyonu adayları, Yesh Atid (Gelecek Var) Partisi Lideri Yair Lapid ve müttefiki Yamina Partisi Lideri Naftali Bennett’e yönelik şiddetli eleştirilerde bulundu. Parti, söz konusu isimleri terörü destekleyen Arap partilerine dayalı bir hükümet kurmakla suçluyor.
Yesh Atid (Gelecek Var) Partisi Lideri Yair Lapid, Pazartesi günü parlamentodaki grup toplantısında yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Değişim kampının tarafları arasında çok az ihtilaf var ve her parti lideri tüm taleplerini yerine getirmeyeceğini ve önceliğin Netanyahu döneminden kurtulmak olduğunu anlarsa, iki gün içinde bir hükümet kurabiliriz.” Evimiz İsrail (Yisrael Beitenu) Partisi lideri Avigdor Lieberman ise konuya ilişkin şunları söyledi: “Geçtiğimiz hafta sonu hükümet kurma müzakereleri yoğun görüşmelere tanık oldu ve bu müzakereler hız kazandı. Müzakereler hükümet ortaklarının koalisyon anlaşmaları yapması için şafağın erken saatlerine kadar sürdü. Bu hükümet için önümüzdeki hafta Knesset'te güven oylamasının yapılacağını tahmin ediyorum. Taraflar arasındaki boşluklar büyük değil. Böyle bir koalisyonun kurulması Netanyahu sayesinde olur. Çünkü geçmişte onunla ittifak kuran ve onunla çalışan herkes ona güvenmemeye başladı ve iktidarına son vermek için her şeye hazır hale geldi. “
Kaynaklar, Bennett'in yarım dönem (ilk iki yıl üç ay), Lapid'in yarım dönem (son iki yıl üç ay) dönüşümlü olarak Başbakanlık yapacaklarını aktardı. İki liderin Dışişleri Bakanlığı görevini de aynı şekilde dönüşümlü olarak yapacaklarını kaydeden kaynaklar, Lieberman’ın, Maliye Bakanlığı görevini devralacağını, Mavi ve Beyaz İttifakı'nın (Kahol Lavan) Lideri Benny Gantz'in Savunma Bakanı olarak görevinde kalacağını ileri sürdü. İçişleri Bakanlığı, İç Güvenlik Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı, Refah Bakanlığı ve diğer bazı bakanlıklarda taraflar arasında bazı farklılıklar mevcut. Meretz Partisi Milletvekili Issawi Freij dün, gerçekten taraflar arasında birkaç farklılık olduğunu, ancak hepsinin çözüme tabi olduğunu ve Netanyahu’nun yerine geçecek hükümetin son düzlükte olduğunu söyledi.
Tel Aviv'deki bir siyasi kaynak dün Netanyahu'nun, yakın arkadaşlarından birini İslami Hareket’in lideri Mansur Abbas’la görüşmeye gönderdiğini ve bu ismin üç saat boyunca Abbas’ı, Lapid'e katılmamaya ikna etmeye çalıştığını belirtti. Kaynağın belirttiğine göre söz konusu isim Abbas’a şunları söyledi: “Bir Lapid hükümeti kurulsa bile Netanyahu çok yakında iktidara dönecek. Lapid hükümeti geçici olacak. Sağ ve sol partileri arasındaki çelişkilere dayanmayacak.” İslami Hareket’in lideri Mansur Abbas ise bahse konu isme şu cevabı verdi: “Hareketimiz hükümeti kuranları destekleyecek ve Arap vatandaşlarının taleplerine cevap verecek.”
Kaynaklar, Abbas'ın Lapid ve Bennett ile temaslarını sürdürdüğünü doğruladı. Abbas bu isimlere, Netanyahu'nun kabul ettiği bir dizi talep sundu. Bu talepler; Negev'deki 3 Bedevi topluluğunun tanınması, bu bölgede yeni bir Arap kentinin kurulması, İç Komite Başkanlığı ve Yüksek Arap İzleme Komitesi Başkanlığının İslami Hareket’e bırakılması ve Araplara ait on binlerce evin yıkılmasına izin veren Kaminitz yasasının iptal edilmesi.
Sonuç olarak Netanyahu, İslami hareketle ittifak kurulmasına karşı bir kampanya başlattı. Bu kampanya kapsamında, Netanyahu'ya muhalefet eden, Naftali Bennett, Ayelet Şaked ve Gideon Saar gibi değişim kampındaki sağcı milletvekillerinin evlerinin önünde gösteriler düzenlendi. Likud milletvekilleri, Bennett üzerindeki baskının onu sol ile hükümet kurmaktan vazgeçirmeyi amaçladığını vurguladılar. Bennett, sağ seçmenine benimsediği tutumu şu sözlerle açıklamaya çalıştı: “Solla bir hükümet kurmak benim ilk tercihim değildi. Hükümet kurma görevi aldığından beri tüm gücümle Netanyahu ile hareket ettim ancak o bir hükümet kuramadı. Şimdi önümüzde iki seçenek var. Beşinci bir seçim yahut geniş bir hükümet kurma yönünde samimi bir girişim. Bunun bir girişim olduğunu vurguluyorum. Atmosfer iyi olsa da mevcut boşluklar aralarında köprü kurmak kolay değil. Bunlar kolay günler değil. Nereden geldiğimi ve nereye gideceğimi biliyorum. Bu girişimi sonuna kadar götürmeye kararlıyım.”
Öte yandan, Kudüs'teki olaylar ışığında, Ortak Arap Listesi bünyesindeki partiler, ortaya çıkan koalisyonu desteklememe kararı aldı. Bunun nedeni ilk dönem Başbakanlık görevini üstlenecek Naftali Bennett'in aşırı sağcı yöneliminden endişe etmeleri.



Mamdani'nin New York'taki zaferi İsrail'de paniğe yol açtı

New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, San Juan'daki Karayip İslam Merkezi'ni ziyareti sırasında bir konuşma yaptı. (EPA)
New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, San Juan'daki Karayip İslam Merkezi'ni ziyareti sırasında bir konuşma yaptı. (EPA)
TT

Mamdani'nin New York'taki zaferi İsrail'de paniğe yol açtı

New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, San Juan'daki Karayip İslam Merkezi'ni ziyareti sırasında bir konuşma yaptı. (EPA)
New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, San Juan'daki Karayip İslam Merkezi'ni ziyareti sırasında bir konuşma yaptı. (EPA)

Zohran Mamdani'nin New York Belediye Başkanı seçilmesi, İsrail'de paniğe yol açtı. İsrail halkı, Amerikan siyasetinde nadir görülen bir biçimde Filistin yanlısı mesajla hareket eden bir politikacının zaferini kabullenmeye çalışıyor. Siyasi yelpazenin her kesiminden İsrailliler, dünyanın en büyük ikinci Yahudi nüfusuna sahip bu şehirde Mamdani'nin seçilmesinin, İsrail'in en önemli müttefiki olan ABD ile ilişkilerin daha da gerginleşmesine yol açacağından endişe ediyor. Öte yandan Yahudi seçmenlerin neredeyse üçte birinin Mamdani'yi desteklemiş olması acıyı daha da artırdı. Kudüs sakini Hana Yeger, seçimden sonraki gün AP'ye verdiği demeçte, “Bu çok kötü. Yahudiler, İsrail ve herkes için çok kötü. Başka ne diyebiliriz ki?” ifadelerini kullandı.

Mamdani'nin seçim kampanyası, çocuk bakımı ve uygun fiyatlı konut eksikliği gibi bir dizi yerel ekonomik konuya odaklandı. Ancak İsrail'de onun Filistin yanlısı gündemi tek önemli konu. Seçimler, Amerikan halkı, özellikle de genç Demokrat seçmenler arasında İsrail'e olan desteğin azaldığını gösteren tutum değişikliğinin en güçlü örneği oldu. Bu değişim, İsrail'in Gazze'ye karşı yürüttüğü acımasız savaşa duyulan öfkeyle hızlanmış görünüyor. İsrail hükümeti yetkilileri, Müslüman olan Mamdani'yi antisemitik ve İsrail düşmanı olarak nitelendirerek öfkelerini dile getirdiler.

Analistler, bu sert tepkilerin siyasi istikrarsızlık konusunda ne kadar endişeli olduklarını gösterdiğini söyledi. Yahudi Halkı Politika Enstitüsü analisti Shmuel Rosner şöyle yazdı: “Yahudilerin güç, para, kültürel ve siyasi etkisinin bu kadar yoğun olduğu bir yerde bile, açıkça İsrail karşıtı bir Amerikan politikacı seçilebiliyor… Mamdani'nin yaptığı şey, İsrail'e karşı çıkmanın siyasi açıdan kârlı olabileceğini, ya da en azından zararlı olmadığını kanıtlıyor.”

İsrailliler Mamdani'nin zaferine tepki gösteriyor

İsrail, New York şehriyle her zaman özel bir ilişki içinde oldu. İsrailli turistler ve politikacılar için popüler bir destinasyon olan şehir, koşer restoranlarla (Yahudi beslenme kurallarına uygun yemekler sunan) dolu ve Yahudi toplumu ile ilişkilere büyük önem veren bir İsrail konsolosluğuna ev sahipliği yapıyor. Şarku’l Avsat’ın AP'den aktardığına göre, sokaklarda ve metro istasyonlarında sık sık İbranice duyuluyor. Ancak 34 yaşındaki Mamdani, seçim kampanyası boyunca New York belediye başkan adaylarının genellikle benimsediği İsrail yanlısı tutumu açıkça reddederek İsraillileri endişelendirdi. İsrail'in var olma hakkını desteklediğini belirtse de, Yahudileri diğerlerine göre kayıran herhangi bir devlet veya sosyal hiyerarşiyi, evrensel insan haklarına olan inancına aykırı olarak tanımladı. Bu, birçok İsraillinin ‘hakaret’ olarak gördüğü bir açıklama. Bu görüş, İsrail'in demokratik ideallerini sınadı; zira İsrail'in Filistinli vatandaşları sürekli ayrımcılığa maruz kalıyor ve milyonlarca Filistinli Batı Şeria'da İsrail işgali altında yaşıyor.

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Mamdani ayrıca, Gazze Şeridi'ndeki savaşı soykırım olarak nitelendirdi. İsrail hükümeti ise bu suçlamayı reddetti. Mamdani, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun şehre ayak basması halinde onu gözaltına alacağına söz verdi ve Gazze Şeridi'ndeki yıkıcı savaş nedeniyle İsrail sanayi ve akademi dünyasıyla ilişkilerini kesebileceğini ima etti. Bu görüşler, ana akım Yahudi gruplar ve İsrail destekçileri tarafından antisemitizm suçlamalarına yol açtı. Ancak Mamdani, antisemitizmle mücadeleye defalarca kendini adadı ve merkez sol Yahudi liderlerle güçlü ittifaklar kurdu. AP'nin yaptığı bir ankete göre Mamdani, Yahudi seçmenlerin yaklaşık yüzde 30'unun oyunu aldı.

Salı akşamı düzenlenen törende Mamdani, “New York'taki Yahudilerin yanında duran ve antisemitizm belasıyla mücadele etmekten çekinmeyen bir şehir yönetimi kuracağız” dedi. Çarşamba sabahı ülkenin popüler Ordu Radyosu’nu dinleyen İsrailliler, Mamdani'nin zaferiyle ilgili kınama ve endişe dolu yorumlar duydu. İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Danny Danon, Mamdani'nin belediye başkanlığı görevini üstlenmesinin, şehrin polis gücünü kontrol etmesi nedeniyle ‘New York'taki Yahudi topluluğunun güvenlik duygusunu’ zedeleyebileceğini belirtti.

New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, San Juan'daki Karayip İslam Merkezi'ni ziyareti sırasında (EPA)New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, San Juan'daki Karayip İslam Merkezi'ni ziyareti sırasında (EPA)

İsrail'in Diaspora ve Antisemitizmle Mücadele Bakanı Amichai Chikli, sosyal medyada Mamdani'yi hedef alan bir dizi illüstrasyon paylaştı. Bunlar arasında, 11 Eylül 2001 saldırıları sonrasında yanan Dünya Ticaret Merkezi kulelerinin yeniden paylaşılan bir görüntüsü de vardı ve altında ‘New York çoktan unuttu’ yazıyordu. New Yorklu Yahudileri İsrail'e taşınmaya çağıran Chikli, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı bir paylaşımda, “Küresel özgürlüğün sembolü olan şehir, anahtarlarını bir Hamas destekçisine teslim etti” dedi. Bu söylem, İsrail'de ABD politikasının yeni bir yöne kaydığına dair derin bir korkuyu yansıtıyor. Uluslararası Kriz Grubu'nun (ICG) kıdemli analisti Mairav Zonszein konu hakkında yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Çok uzun bir süredir, İsrail yanlısı politikacılar ve İsrail yanlısı görüşler ABD iç politikasını domine ediyordu. Büyük ölçüde halen de öyle. Mamdani'nin zaferi, Amerikan Yahudilerinin, özellikle de genç neslin değiştiğini ve İsrail yanlısı politikaların artık ABD iç politikasında tekel konumunda olmadığını gösteriyor.”

Filistinliler Mamdani'nin zaferini kutluyor

Filistinli politikacı Mustafa el-Bergusi, “Mamdani'nin seçilmesi gerçekten ilham verici. Bu, genç Yahudiler de dahil olmak üzere, ABD'deki genç neslin siyasi ve sosyal adaletsizliğe karşı büyük bir ayaklanma içinde olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda bu, Filistin davasının, ABD de dahil olmak üzere, dünya çapında bir iç seçim meselesi haline geldiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.


İran, Washington'un anlaşmayı "eşitlikçi bir konumdan" sonuçlandırmak için "gerçek irade" göstermesi gerektiğini belirtiyor.

İran bayrağı (Arşiv- Reuters
İran bayrağı (Arşiv- Reuters
TT

İran, Washington'un anlaşmayı "eşitlikçi bir konumdan" sonuçlandırmak için "gerçek irade" göstermesi gerektiğini belirtiyor.

İran bayrağı (Arşiv- Reuters
İran bayrağı (Arşiv- Reuters

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı'na bağlı Siyasi ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi Başkanı Said Hatibzade, bugün yaptığı açıklamada, ABD'nin eşit şartlarda bir anlaşmaya varmak için gerçek bir iradesi olması halinde bunun mümkün olduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Devrim Muhafızları'na bağlı Tesnim haber ajansından aktardığına göre, Japonya'da düzenlenen bir konferansta konuşan Hatibzade, İran füzelerinin ulusal egemenliği ve toprak bütünlüğünü korumanın bir aracı olduğunu ve müzakere konusu olmadığını ifade etti.

Hasarlı nükleer tesislere erişimin son derece sınırlı olduğunu ve "iş birliği ve ortak faaliyetler için yeni mekanizmalar bulunması gerektiğini" belirten Hatibzade, Tahran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile olumlu iş birliğine hazır olduğunu da belirtti.

Japonya'nın NHK gazetesiyle yaptığı görüşmenin ardından bir röportaj veren Hatibzade, ABD ile nükleer müzakerelerin yeniden başlamasının tamamen Washington'un yaklaşımına bağlı olduğunu belirterek, "Eğer Amerika eşitlikçi bir konumdan anlaşmaya varmak için gerçek bir iradeye sahipse, o zaman bu mümkündür" ifadelerini kullandı.


Rutte: NATO'nun nükleer tatbikatları, onun güçlü bir caydırıcılığa sahip olduğunu göstermiştir

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, (EPA)
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, (EPA)
TT

Rutte: NATO'nun nükleer tatbikatları, onun güçlü bir caydırıcılığa sahip olduğunu göstermiştir

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, (EPA)
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, (EPA)

Reuters'a göre, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, ittifakın bu ayın başlarında gerçekleştirdiği yıllık nükleer tatbikatların başarısının, kendisine Rus tehditlerine karşı "NATO'nun nükleer caydırıcılığının güvenilirliğine dair mutlak bir güven" verdiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın haftalık Alman gazetesi Welt am Sonntag’dan aktardığına göre Rutte, "Rusya tehlikeli ve pervasız bir nükleer söylem kullandığında, vatandaşlarımız paniğe gerek olmadığını bilmeli, çünkü NATO'nun güçlü bir nükleer caydırıcılığı var" ifadelerini kullandı.

Şöyle devam etti: "(Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin şunu bilmeli ki, nükleer bir savaş asla kazanılamaz ve asla nükler savaş olmamalı."

Putin, Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı tam kapsamlı işgalinden bu yana Batı'yı olası nükleer sonuçlar konusunda defalarca uyardı.

Geçtiğimiz ay, Rusya'nın konvansiyonel füzelerle saldırıya uğraması halinde nükleer silah kullanabileceğini ve Moskova'nın nükleer güçle desteklenen herhangi bir saldırıyı ortak bir saldırı olarak değerlendireceğini açıkladı.