Newton'ın Oyunu adlı dizi, sadece sezon boyunca popüler olan ve eleştirmenlerce beğenilen bir yapımın ötesine geçerek teknik kalitesi ve geniş takipçi kitlesi ile sosyal medya platformlarında da trend listelerinin ilk basamaklarında kendine yer buldu. Dizi, telefon mesajı ile boşanma fikrini ve güvenilirliğini konu aldığı için hukuksal ve toplumsal bir tartışmayı da ateşledi. Mısır'daki Kişisel Statü Yasası, İslam Şeriat esasları temel aldığı için konuyu gündeme getirmek isteyen dizinin destekçileri ve muhalifleri arasında tartışma başladı.
Hukuki ve sosyal tartışma
Mona Zeki'nin Hana Zaitoun - Hana rolüyle, cumhurbaşkanının ilk eşi Hazem İbrahim (Muhammed Mamdouh) ve ikinci kocası Moas Abdul Rahman Al-Laithi’Nin (Muhammed Farraj) başrollerini paylaştığı dizinin yıldızı olarak 2021 Ramazan Ayı’nda yavaş yavaş parladı. Çocuk sahibi olamamaları nedeniyle derin üzüntü duyan genç bir çift hakkındaki bu ilk bakışta basit görünen bir hikaye izleyenleri yavaş yavaş ekrana çekmeyi başardı. Ülkenin büyük ilgi gören yapımlardan biri haline geldi.
Dizide çiftin çocuk sahibi olma girişimleri ICSI (mikro enjeksiyon tüp bebek) yöntemi ile başarılı olana dek devam ediyor. Bu sırada finansal ve sosyal açıdan sıkıntılı hayatlarını değiştirmeye çalışırıyorlar.. Kadın, iyi şartlarda yaşama mücadelesi veren ailesi için vatandaşlık hakkı kazanmaka ve aileye yeni ufuklar açma umuduyla bebeğini doğurmak için ABD’ye gider. Ancak hesapta olmayan bazı gelişmelere ve tecrübesizlikten dolayı katlanarak artan talihsizliklerin ardından işler karmaşıklaşır. Hana kendini, kızan ve WhatsApp uygulaması üzerinden bir sesli mesajla kendisinden boşanan kocası ile şiddetli bir tartışmanın ortasında bulur. Yaşadığı şoka rağmen gidip başkasıyla evlenir.
Dizi halkın kişilik bozukluğu, toplumsal girdaplar, dinde aşırılık gibi birçok ayrıntıyla izleyicinin dikkatini çekerken telefonla boşanma da en çok tartışılan konu oldu. Konuya dair fetvalar ve sorular arttı.
Bilgi sahibi olanlara başvurulması çağrısı
Tamer Mohsen tarafından yönetilen Newton'un Oyunu’nun senaryosunun yazımını denetleyen yazar Maha al-Wazir, televizyonda yayınlanan açıklamalarında dizinin temel amacının sesli, yazılı ya da mesajla boşanmayı veya boşanma meselesini tartışmak olmadığını, bilinçsizlik ve olgunlaşmamışlık nedeniyle genç çiftin hayatlarını planlamada yaşadıkları sorunlara dikkat çekilmek olduğunu söyledi. Diziyi takip edenlerin dikkatini çeken noktanın ise sesli mesajla boşanma olmasının dikkat çekici olduğunu vurguladı. Dizinin çeşitli sahneleri üzerine sosyal medyadaki farklı platformlarda tartışmalar alevlendi ve birçok üzerine yorum yapıldı. Bazıları, sözlü boşanmanın evliliğin yalnızca yasal ve meşru bir sözleşmeyle geçerli olması nedeniyle kaldırılması gerektiğini savundu. Bu nedenle resmi bir sözleşme ile belgelenmedikçe boşanmanın da gerçekleşmemesi gerektiğini, zira sözlü boşanmanın kadının ve ailenin birçok sorunla karşılaşmasına neden olduğunu savundular. Karşıt görüştekiler ise kocanın söylediği anda boşanmanın gerçekleştiği görüşünü paylaştılar.
Sanat eserlerinin doktrinsel ve dini meseleleri gündeme getirme fikri üzerine değerlendirmelerde bulunan Vaiz Amr Mahran söz konusu dizileri yapanların muhakkak gerçek âlimlere başvurması gerektiğini savundu. Söz konusu alimlerin gerçek anlamda bilgi sahibi olan, bilinçli kimseler olduklarını belirten Mahran vasıflara sahip, bilindik çok sayıda ilim adamı olduğunu kaydetti. Vaiz Amr Mahran açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Dizilerde bu tür bir konuyu bunlar dikkate alınarak gündeme getirmek faydalı ve etkili olacaktır. Çünkü dram çok geniş bir rezonansa sahiptir. Bu tür konularda uyulması gereken iki temel kriter vardır. Birincisi, dini meseleyi kişisel görüşlere yer vermeden sağlam, meşru, bilimsel bir şekilde sunma niyeti; ikincisi de dini kısmı, hüküm veya fetvayı doğru bir şekilde belirleyen kıdemli bir âlim ile gözden geçirmektir. Yani dizilerde bu dini meselenin ele alınmasında âlimlerin denetimi olmalı.”
Mısır Dar’ul İfta’nın görüşü
Mısır Daru’l-İfta’nın resmi internet sitesinde boşanma fetvaları bölümüne baktığımızda sözlü veya telefon yoluyla gerçekleştirilen talakın (boşanmanın), sahibinin niyetine bağlı olarak gerçekleştiğine işaret eden şu ifadeler yer alıyor:
“Boşanma kinayeli mesajlar ve yazılar ancak niyete bağlı olarak gerçekleşir. Çünkü bunlar doğruluk veya yalan olması muhtemel olan haberlerdir. Koca bunu yazan kimseye niyetini sorar. Bununla boşamayı kastetmişse boşanma gerçekleşmiş sayılır. Bununla talakı kastetmemiş ise herhangi bir şey gerekmez.”
Dizinin tartışmaları ateşlediği sosyal medya için de durum geçerli. Zira kadının herhangi bir şekilde bilgisi olmadan, kocanın ani bir öfkeye bağlı olarak söylediği sözlerle karısına dönmesi fikrine değiniliyor. Mısır Daru’l-İfta resmi sitesinde öfke veya hararetli tartışma gibi istisnai bir psikolojik durum sırasında boşanma ile ilgili olarak resmi bir karşı duruş bulunuyor. Bu, konuyla ilgili bir soruya verilen şu cevapta da görülüyor.
“Soruda yer aldığı üzere öfke, kızgınlık ve nefret halleri kendisine sahip olmasına engel oluyorsa, talak sözlerini söylemekten kendisini alıkoyamıyorsa bu bir kapanma durumu olup insanı idrak sahibi,sözlerine sahip olmaktan çıkartan öfke halidir.”
Aynı fetvada yine “boşayan kimsenin boşama anında dengeli olması şarttır” ifadesi de yer alıyor.