Cezayir düşman lobilere yakın şirketlerle olan sözleşmelerini feshedecek

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (Getty Images)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (Getty Images)
TT

Cezayir düşman lobilere yakın şirketlerle olan sözleşmelerini feshedecek

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (Getty Images)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (Getty Images)

Cezayir Hükümeti son yıllarda kamu sektöründe yer alan şirketlerle yabancı ortaklar arasında imzalanan tüm anlaşmaları, diğer tarafın devlet politikasına ve çıkarlarına aykırı olup olmadığını tespit etmek amacıyla gözden geçirmeye başladı. Bu durum Cumhurbaşkanı’nın Cezayir’e karşı olan kuruluşlarla ekonomik ve ticari anlaşmaların iptal edilmesi emrini vermesinin ardından geldi.
Bir hükümet kaynağı Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Karar, bazılarını, Cezayir ile aralarının gergin olması sebebiyle devlete bağlı ekonomik gruplar ve yabancı şirketler ile ajanslar arasında yapılan anlaşmalardan vazgeçmeye zorlayabileceği için, birçok şirket yöneticisini bir girdabın içerisine soktu” dedi. Aynı kaynak sözleşmelerin feshedilmesinin büyük bir mali etkiye neden olacağını ve önemli projeler ve yatırımların aksayacağını doğruladı. Ayrıca 2015 yılında akaryakıt gelirlerinde yaşanan düşüşün başlangıcından bu yana, büyük bir kriz yaşayan ekonomiye zarar vereceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun konuya ilişkin talimatlarını Başbakan Abdulaziz Cerad’a iletti. Söz konusu belgede, kamu ve özel sektördeki ulusal ekonomik kurumları içeren, ulusal güvenliğe ciddi bir ön yargı oluşturacak çok sayıda rapor bulunduğu ve ülkenin ekonomik ve stratejik çıkarlarını dikkate almadan yabancı kuruluşlarla sözleşmeler yapıldığı bildirildi.
Ulusal Sigorta Şirketi ve Cezayir Sigorta ve Resürans Şirket’lerinden Fas kurumlarıyla temasta bulunan iki kamu görevlisini bu duruma örnek olarak gösterdi. Cep telefonu şirketi DJEZZY’ye (sermayesinin yüzde 49’u yabancı olan) atıfta bulunarak, lobilerin kimler olduğunu belirtmeden, Cezayir’e karşı olan yabancı lobilere yakın şirketlere reklam faaliyetlerini verdiğine işaret etti. Cezayir ile Fas arasındaki ilişkilerin Sahra sorunu nedeniyle 1944 yılından bu yana iyi olmadığı biliniyor.
Eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika (1999-2019) döneminde üç şirketin imzaladığı anlaşmaların tartışma konusu olabileceği belirtildi. Şu anda ülkeyi yöneten ekip, yeni bir Cezayir’e ulaşma hedefiyle, önceki dönemlerdeki ekonominin etkilerini ortadan kaldırma noktasında idari ve adli tedbirler başlattığını söylüyor.
23 Nisan 2020 tarihli talimatlar Pazar gecesi büyük ölçüde sızdırıldı. Cumhurbaşkanı Tebbun yetkililerle yapılan sözleşmenin, öncesinde herhangi bir danışma olmadan yapıldığını doğruladı. Tebbun, “Bu durum hassas veri bilgilerin yabancı kuruluşların kullanımına sunulmasına yol açıyor ve ülkemizin çıkarlarına ve güvenliğine zarar veriyor” açıklamalarını yaptı.
Talimatlarda imzası bulunan Tebbun, konunun, kurumların yapmış olduğu ve yurt dışına para transferiyle sonuçlanan birçok anlaşmayla ilgili olduğunu söyledi. Bu kurumların arasında Cezayirli Kurumlarında bulunduğuna dikkat çekti. Tebbun söz konusu uygulamaların olumsuz etkilerinin yayıldığına dikkat çekti. Kamu şirketleri yöneticilerinden, en fazla 10 günlük bir süre içerisinde söz konusu anlaşmaları sonlandırmalarını, ileride yabancı ortaklarla yapılacak anlaşmalarda daha sorumlu ve temkinli davranmalarını ve her koşulda devletin üstün çıkarlarını korumak için dikkatli olmalarını istedi.
Cumhurbaşkanı, “Maliye Bakanı’na bu tür sözleşmelerle ilgili herhangi bir karın yurt dışına transfer edilmesinin engellenmesi ve anlaşmaların feshedilmesi için talimat verdim” dedi. Ayrıca, “Bu talimata uyulmaması noktasındaki herhangi bir ihlal, ihanet ve suç ortaklığı olarak değerlendirileceğinden dolayı ciddi bir caydırıcılığa sahip” ifadelerini kullandı.
Tebbun’un, devlete karşı olan şirketlerle anlaşma yapılması durumunda, bir devlet yetkilisinin vatana ihanet ile itham edilmesi noktasına varan sözlerinden, söz konusu meselenin yetkililer için büyük bir rahatsızlık haline geldiği anlaşılıyor. Daha önce ulusal güvenliği ihlal eden davalar ve bu davalara karışan yetkililer hiçbir zaman açığa çıkarılmadı ve herhangi bir yaptırım ile tehdit edilmedi. Birçok dava daha önce gizlilik içerisinde ele alındı.



Cezayir-İran ilişkilerinin son 20 yılı: Terör nedeniyle yabancılaşmadan tutumlarda yakınlaşmaya ve uyum noktasına

Cezayir ve İran Dışişleri Bakanları (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
Cezayir ve İran Dışişleri Bakanları (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
TT

Cezayir-İran ilişkilerinin son 20 yılı: Terör nedeniyle yabancılaşmadan tutumlarda yakınlaşmaya ve uyum noktasına

Cezayir ve İran Dışişleri Bakanları (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
Cezayir ve İran Dışişleri Bakanları (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf’ın cuma ve cumartesi günleri olmak üzere İran'a gerçekleştirdiği iki günlük ziyaret, Cezayir-İran ilişkilerinin istikrara kavuştuğunun bir göstergesiydi. Cezayir-İran ilişkileri 23 yıl önce yeniden başlamış, ancak özellikle Cezayir’in tartışmalı dosyalarda Tahran’ınkilerle uyumlu tutumları nedeniyle birkaç kez ‘Arap ülkelerinin kınamaları’ ile karşı karşıya kaldığı bu süre zarfında birçok darbe almıştı.

Cezayir, 1993 yılında İran'la ilişkilerini kestiğinde, terör örgütleriyle yoğun bir mücadeleye girmiş ve böylece Tahran'ın Cezayir iç krizine müdahalesini kararlı bir şekilde reddetmesi için bir gerekçe sunmuştu... Dönemin Cezayir Başbakanı merhum Rıza Malik'in hükümeti, İran’ı (terörizm suçlamasıyla 1992'de feshedilen) İslami Selamet Cephesi'ne siyasi ve medya desteği sağlamakla suçladı. Ardından Cezayir, İran ile diplomatik ilişkileri kopardı. İran’ın Cezayir Büyükelçisi’nden ülkeyi ‘derhal’ terk etmesini istedi. Daha sonra İran'ın ABD’deki çıkarları için arabuluculuk yapmaktan vazgeçtiğini duyurdu.

fer
Cezayir Dışişleri Bakanı Attar, Tahran’da İranlı mevkidaşı Abdullahiyan tarafından karşılandı (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cezayir'in eski cumhurbaşkanları Ali Kafi ve Liamin Zerval dönemlerinden bu yana İran ile Cezayir arasında uzlaşının sinyalleri görülmeye başlandı. Bu sinyaller, 1999 yılında iktidara gelen eski Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika döneminde de sürdü. İki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler 2000 yılının eylül ayında yeniden kuruldu. 2001’in ekim ayında ise iki ülke yeniden büyükelçilerini gönderdiler.

Cezayirli siyasi ilişkiler uzmanı İdris Rubuh, İran’ın demokratik geçişin başlangıcında (1989) Cezayir’deki siyasi durumu yanlış değerlendirdiğini ve Cezayir yönetiminin tepkisini kolaylaştırdığını söylüyor. 26 Aralık 1991 tarihindeki genel seçimleri kazanan İslami Selamet Cephesi'nin feshedilmesinin ardından Cezayir kurtuluş devriminin sembol isimlerinden biri olan Muhammed Budiaf'ın cumhurbaşkanlığı görevini üstlendi. Ancak Tahran'daki Anayasa Koruma Konseyi ve Uzmanlar Meclisi'nin başkanı ve Tahran Geçici Cuma İmamı Ahmed Cenneti, yangını daha da körükledi. Cenneti, Cumhurbaşkanı Budiaf'ın öldürülmesinden (29 Haziran 1992) büyük bir mutluluk duyduğunu dile getirdi. Bunun üzerine Cezayir, Cenneti’nin sözlerini ‘İslami ve insani değerlerle çelişen aşağılık, medeni olmayan, kaba ve sorumsuz bir açıklama’ olarak nitelendirdi.

Ancak 2003 ekiminde Cezayir eski Cumhurbaşkanı Buteflika’nın İran’a yaptığı ziyaret ve böylece 1979 yılında İran İslam devrimden bu yana Cezayir'i ziyaret eden ilk İran cumhurbaşkanı oldu. Bu ziyaret, ikili ilişkilerde dönemin İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin 2004 ekiminde Cezayir'e yaptığı ziyaretle pekiştirilen yeni bir dönemin başlangıcı olarak görüldü. İran, Buteflika'nın ‘ulusal uzlaşı’ politikasına desteğini ilan etti ve teröristlerin kendilerini ve silahlarını teslim etmeleri halinde af ilan ederek ‘kara on yılı’ sonlandırdı.

erg
İran Cumhurbaşkanı ile Cezayir Dışişleri Bakanı (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cumhurbaşkanlığı düzeyinde karşılıklı ziyaretler, iki hükümet üyeleri ile ekonomiyle ilgili çeşitli kurum ve kuruluşların yetkilileri arasında kapsamlı ziyaretlere kapı araladı. Sağlık, finans, yüksek öğrenim, küçük sanayiler, adli iş birliği, sanayi bölgelerinde ekonomik faaliyetlerin geliştirilmesi ve petrokimya sektöründe ortak yatırım alanlarında mutabakat anlaşmalarını kapsayan bir ortak ekonomi komitesi kuruldu.

İki ülkenin yetkilileri tarafından açıklamalarda son 20 yılda yapılan iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğinin yoğunlaştığı görülürken Suriye’deki ve Yemen'deki savaş durumu gibi Arap dünyası, bölgesel ve uluslararası alandaki birçok konuda, Hizbullah’ın terör örgütü olarak sınıflandırılması konusunda ve aynı şekilde Filistin meselesi konusunda uzlaştılar. Cezayir ile İran’ın bazı konulardaki tutumlarındaki bu uyum, kamuoyuna yansımasa da Cezayir'in Arap ülkeleriyle başını belaya soktu. Ayrıca, Cezayir komşusu Fas’ın kendisini Hizbullah’a topraklarında eğitim için olanak sağlamakla’ suçlaması nedeniyle ağır bir baskıyla karşı karşıya kaldı. Fas, iki ülke arasındaki bu uyumu, Batı Sahra'nın Fas'tan bağımsızlığını isteyen ve Cezayir'in Fas sınırına yakınlarındaki Tinduf Mülteci Kampı’na sığınan Polisario Cephesi ile yoğun mücadeleyle ilişkilendirdi.

sde
İran Cumhurbaşkanı Reisi, Cezayir Dışişleri Bakanı Attar’ı kabul etti (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cezayir-İran ilişkilerine ilişkin bir haber, Tahran’ın ekonomik krizinden kurtulmak ve uluslararası yaptırımları atlatmak için daha geniş ticaret alanları açmaya ve kuzeybatı Afrika (Mağrip) bölgesine, özellikle de Cezayir’e açılan kapıdan İsrail'e karşı bir dış cephe oluşturmaya çalıştığına, bunun da Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve daha sonra Sudan ile imzaladığı anlaşmaların bir parçası olarak 2020 yılında Rabat ile ilişkiler kurmasına bir yanıt niteliğinde olduğuna işaret etti.

İki ülke arasındaki ilişkilerin geçmişine değinilen bir başka habere göre öne çıkan iki olayı gözden kaçırmak mümkün değil. Bunlardan ilki, 1975 yılında Cezayir'in İran ile Irak arasındaki sınır anlaşmazlığını sona erdirmek için arabuluculuk yapması, ikincisi ise 1980 yılında İran-ABD diplomatik ilişkilerinin kesilmesinin ardından Cezayir'in Washington'daki İran çıkarlarını desteklemesi.