Beyaz Saray: İsrail Hamas füzelerine karşı kendini savunma hakkına sahip

Washington’daki Beyaz Saray binası (Reuters-Arşiv)
Washington’daki Beyaz Saray binası (Reuters-Arşiv)
TT

Beyaz Saray: İsrail Hamas füzelerine karşı kendini savunma hakkına sahip

Washington’daki Beyaz Saray binası (Reuters-Arşiv)
Washington’daki Beyaz Saray binası (Reuters-Arşiv)

Beyaz Saray, Hamas’ın roket saldırılarına karşı İsrail’in kendini savunma hakkına sahip olduğunu ifade ederek, Kudüs’ün bir arada yaşama yeri olması gerektiğini vurguladı.
Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, dün düzenlediği günlük basın toplantısında, ABD Başkanı Joe Biden’ın konuyu takip ettiğini ve ulusal güvenlik ekibinden güncel bilgiler hakkında brifing aldığını söyleyerek, bölgede gerginliğin azaltılmasının öncelikleri olduğunu ifade etti.
Başkan Biden’ın, İsrail’in güvenliği ve kendini savunma anlamındaki meşru hakkına destek vermekten vazgeçmeyeceğinin altını çizen Psaki, “Hamas ve diğer terör gruplarınca Kudüs’te dahil bölgede düzenlenen füze saldırılarını kınıyoruz” dedi.
Psaki, dünyanın dört bir yanındaki inananlar için büyük önem taşıyan Kudüs’ün bir arada yaşama yeri olması gerektiğini de dile getirdi.
Sözcü Psaki, “Son haftalarda ABD’li yetkililer, İsrailli yetkililer ile görüşmelerinde, Filistinli ailelerin yıllardır yaşadığı evlerden tahliye edilmelerinin etkileri hakkında konuştu. Bu evlerin yok edilmesi, ortak çıkarlarımıza karşı hizmet eder ve İsrail-Filistin çatışmasının çözümünü zorlaştırır” şeklinde konuştu.
Biden, eski Başkan Donald Trump’ın tüm konularda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun yanında yer almasının ardından, ABD’nin İsrail ve Filistinlilere yönelik politikasında dengeyi yeniden sağlamaya çalıştı.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü’ne göre, ABD Başkanı Joe Biden, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a bir mesaj göndererek, İsrail ile mevcut krizi yatıştırmanın gerekliliğini vurguladı.
Sözcü, “Kudüs’teki ABD Büyükelçiliği’ndeki Filistin İşleri Birimi Başkanı George Noll, Abbas’ın bu yılın başlarında seçimlerle ilgili gönderdiği tebrik mesajına Biden’ın yanıtını içeren mesajı iletti” dedi.
Söz konusu mesajın içeriğinden bahsetmek istemeyen Sözcü, “Bu, Biden yönetiminin, şiddeti azaltmak ve sükûneti yeniden tesis etmek için devam eden çabalar da dahil olmak üzere, bir dizi karşılıklı ortak endişe konusunda Filistin liderliği ile devam eden iletişimin bir parçası” yorumunda bulundu.
Psaki basın toplantısında ayrıca, “İsrail-Filistin çatışmasında iki devletli çözümü desteklemeyi sürdüreceğiz. Bu, iki ülke halkının da uğrunda mücadele verdiği kesin ve uzun süreli çözümün tek yoludur” diye konuştu.
Beyaz Saray Sözcüsü, Filistinli ve İsraillilerin eşit özgürlük, güvenlik, onur ve refah haklarına sahip olması gerektiğine de vurgu yaptı.
Diğer yandan Trump, gündeme ilişkin açıklamasında, “Biden'in zayıflığı ve İsrail’e desteğindeki eksiklik, müttefiklerimize yönelik yeni saldırılara yol açıyor. ABD, her zaman İsrail’in yanında durmalı, Filistinlilerin şiddete, teröre ve roket saldırılarına son vermesi gerektiğini açıkça belirtmeli. ABD’nin İsrail’in kendini savunma hakkını her zaman güçlü bir şekilde destekleyeceğini açıkça belirtmelidir” dedi.



Starmer, uygulamanın devlet aygıtlarında yasaklanmasına rağmen TikTok hesabını açtı

İngiltere Başbakanı Keir Starmer (AFP)
İngiltere Başbakanı Keir Starmer (AFP)
TT

Starmer, uygulamanın devlet aygıtlarında yasaklanmasına rağmen TikTok hesabını açtı

İngiltere Başbakanı Keir Starmer (AFP)
İngiltere Başbakanı Keir Starmer (AFP)

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, hükümet cihazlarında yasaklı olmasına rağmen, genç seçmenlerle bağlantı kurmak amacıyla dün TikTok hesabını açtı.

Başbakanlık sözcüsü, Başbakan'ın uygulamadaki hesabında "güçlendirilmiş güvenlik önlemlerinin" etkinleştirildiğini söyledi. Kendisinin ve eşinin Downing Caddesi'ndeki Noel ağacını yaktığını gösteren ilk TikTok videosunda Starmer, "TikTok, beni takip edin" dedi.

Starmer, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Friedrich Merz ile Ukrayna'daki savaşı sona erdirme önerilerini görüşmek üzere bir araya gelmeden önce, konutunun dışında kendisine sarıldığı bir başka videoyu paylaştı.

Mart 2023'te Londra, popüler video paylaşım uygulaması ByteDance'in Çinli ana şirketiyle bağlantılı veri güvenliği endişeleri nedeniyle resmi cihazlarda TikTok kullanımını yasakladı. Bu yasaktan önce, Boris Johnson'ın Başbakan olduğu Mayıs 2022'de İngiltere Başbakanı @10DowningStreet adına resmi bir hesap açılmış, ancak üç ay sonra video paylaşımı durdurulmuştu.

Starmer'ın sözcüsü, "Uygulamanın, çoğu devlet cihazında kullanımına ilişkin kısıtlamalar devam ediyor ve TikTok ile ilgili güvenlik politikamızda herhangi bir değişiklik yok" açıklamasını yaptı. Bu hamle, Starmer'ın ve hükümetinin popülaritesinin düşmeye devam etmesi nedeniyle seçmenlerle doğrudan bağlantı kurmak için attığı son adım olarak görülüyor.


"Sarhoş bir komünist" az kalsın Thatcher'ı öldürüyormuş

Uzun süre başbakanlık yapan Margaret Thatcher, 2013'te 87 yaşındayken ölmüştü (AP)
Uzun süre başbakanlık yapan Margaret Thatcher, 2013'te 87 yaşındayken ölmüştü (AP)
TT

"Sarhoş bir komünist" az kalsın Thatcher'ı öldürüyormuş

Uzun süre başbakanlık yapan Margaret Thatcher, 2013'te 87 yaşındayken ölmüştü (AP)
Uzun süre başbakanlık yapan Margaret Thatcher, 2013'te 87 yaşındayken ölmüştü (AP)

Birleşik Krallık Ulusal Arşivleri'ndeki gizlilik kararı yeni kaldırılan belgeleri inceleyen Daily Mail, 1979-1990'da ülkeyi yöneten Margaret Thatcher'ın atlattığı büyük tehlikeyi dünya kamuoyuna açıkladı.

1989 baharında Afrika turuna çıkan Muhafazakar Partili siyasetçi, o dönem hapiste olan Nelson Mandela'nın serbest bırakılması ve Güney Afrika'daki apartheid rejiminin sonlandırılması için kıtayı dolaşıyordu. 

30 Mart'ta Zimbabve'den Malavi'ye gitmek üzere Mozambik hava sahasından geçen Thatcher'ın bindiği Vickers VC-10'a yerden havaya atılan füzelerin gönderildiği ortaya çıktı. 

Füzelerin hepsinin Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait uçağı ıskalamasıyla birlikte Margaret Thatcher saldırıdan kıl payı kurtulmuş.

Bu olay üzerine, o dönem iktidardaki Marksist-Leninist Mozambik Kurtuluş Cephesi'yle (FRELIMO) Güney Afrika destekli Mozambik Milli Direnişi (RENAMO) arasında iç savaşın sürdüğü ülkenin yöneticilerinden resmi açıklama talep edilmiş. 

Kasım 1989'da Mozambikli yetkililer, sarhoş bir uçaksavar bataryası komutanının füzeleri kazara ateşlediği yanıtını vermiş. 

Birleşik Krallık, RENAMO'ya karşı destekledikleri Mozambik ordusuna 1980'lerde askeri eğitim yardımı vermişti.

Demir Leydi lakaplı siyasetçi, 1984'te kendi ülkesinde İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA) tarafından hedef alınmıştı.

Muhafazakar Parti konferansının düzenlendiği Brighton'daki Grand Hotel'i bombalayan ayrılıkçı örgüt, 5 kişinin ölümüne, 31 kişininse yaralanmasına yol açmıştı.

Eski Sinn Fein lideri Gerry Adams, bu saldırı sırasında Margaret Thatcher ölseydi, Birleşik Krallık'ın bazı bölgelerinde "çok az gözyaşı" döküleceğini iddia ederek önceki yıllarda gündem olmuştu.

Independent Türkçe, Telegraph, Daily Mail


İranlı göçmenlerle dolu bir uçak daha ABD'den kalktı

Eylülde ülkelerine gönderilen İranlılar, Devrim Muhafızları'nın kendilerini sorguladığını söylemişti (Reuters)
Eylülde ülkelerine gönderilen İranlılar, Devrim Muhafızları'nın kendilerini sorguladığını söylemişti (Reuters)
TT

İranlı göçmenlerle dolu bir uçak daha ABD'den kalktı

Eylülde ülkelerine gönderilen İranlılar, Devrim Muhafızları'nın kendilerini sorguladığını söylemişti (Reuters)
Eylülde ülkelerine gönderilen İranlılar, Devrim Muhafızları'nın kendilerini sorguladığını söylemişti (Reuters)

Eylül sonunda Tahran'la anlaşarak onlarca İranlıyı sınır dışı eden ABD, bir uçağı daha doldurdu. 

New York Times'ın (NYT) iki İranlı yetkiliye dayandırdığı habere göre, pazar günü Arizona'nın Mesa kentinden havalanan uçakta 50'ye yakın İran yurttaşıyla birlikte Arap ülkelerinin veya Rusya'nın pasaportlarını taşıyıp da sınır dışı edilenler de var.

Ad ve görevlerinin gizlenmesini isteyen yetkililer, kiralanan uçağın Mısır ve Kuveyt'e gideceğini söyledi. 

Ruslar ve Arapların Kahire'de ineceği, İranlılarınsa Kuveyt'te bir başka uçağa binerek ülkelerine döneceği aktarıldı. 

Uçaktaki kişilerin kimlikleri açıklanmadı. ABD'den gönüllü mü zorla mı ayrıldıkları da bilinmiyor. 

Yaklaşık 2 bin İranlının ABD'de kaçak statüsünde olduğu tahmin ediliyor. Geçmişte ABD, sınır dışı ettiği İranlıları ticari uçaklarla ülkelerine gönderiyordu. 

Washington ve Tahran arasında aylardır yürütülen görüşmelerin ardından iki ülke eylülde nadir görülen bir işbirliğine imza atmıştı. 

İran Dışişleri Bakanlığı'nın kendi vatandaşlarının dönüşünü koordine ettiği ve bu kişilerin herhangi bir sorunla karşılaşmayacağı güvencesini verdiği yine NYT tarafından bildirilmişti. 

Ancak uçaktaki 45 kişiden en az 8'i zorla gönderildiğini ve hayatından endişe ettiğini de söylemişti. 

ABD Başkanı Donald Trump, sınır dışı edilen kaçak göçmen sayısında rekor kırmayı planlıyor.

79 yaşındaki Cumhuriyetçi, Demokrat Partili selefi Joe Biden döneminde çok fazla kişinin yasadışı yollarla ABD sınırlarından girdiğini ve bu durumun düzeltilmesi gerektiğini savunuyor. 

Ancak Trump yönetimi yeni yollar bulsa da bu hedefi gerçekleştirmekte zorlanıyor. 

Kaçak yollarla ABD'ye giden göçmenlerin, yurttaşları olmadıkları ülkelere gönderilmesi de bu yeni yöntemlerden biri. 

Bu hamleler, insan hakları örgütlerinin tepkisini çekiyor. Göçmenlerin gönderildikleri yerlerde zor durumlara düşmesinin önemsenmediği vurgulanıyor. 

Independent Türkçe, New York Times, Reuters