Yemen’de Husiler son bir ay içinde 25 kabile liderine suikast düzenlemekle suçlanıyor

Geçen hafta Sana'da konuşlandırılan Husi silahlı unsurları (AFP)
Geçen hafta Sana'da konuşlandırılan Husi silahlı unsurları (AFP)
TT

Yemen’de Husiler son bir ay içinde 25 kabile liderine suikast düzenlemekle suçlanıyor

Geçen hafta Sana'da konuşlandırılan Husi silahlı unsurları (AFP)
Geçen hafta Sana'da konuşlandırılan Husi silahlı unsurları (AFP)

Yemen’in başkenti Sana'daki kabile kaynakları, Husi milislerini, liderleri Abdulmelik el-Husi’nin doğduğu Saada kentinden olmayan destekçilerine yönelik uyguladığı bir suikast dalgası çerçevesinde, grubun kontrolündeki bölgelerde 25 kabile liderine suikast düzenlemekle suçladı. 
Kaynaklar, gruba darbe suçunda destek veren kabilelerin liderlerine ve önemli isimlerine yönelik söz konusu dalganın genişleyeceği konusunda uyarıda bulundu. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, milislerin geçen hafta kabile lideri Salah Ahsen Cem’an’ı Sana'nın merkezindeki evine baskın düzenledikten sonra kaçırdığını ve bilinmeyen bir yere götürdüğünü aktardı.
Kaynaklara göre bu olay, grubun militanlarının başkentteki Cem’an kabilesinin 3 üyesini kaçırmasından bir gün sonra meydana geldi. Kaynaklar Amran’ın el-Medan bölgesinden Şeyh Salah Ceman'ın darbe grubuyla işbirliği yapan önde gelen kabile liderleri arasında olduğuna dikkati çekti.
Kaynaklar açıklamalarında, Ceman’ın ve kabilesinin üç üyesinin durumunun bilinmediğini belirtirken, diğer ilgili kaynaklar bu adımın grubu suçlarında ve darbesinde destekleyen kalan kabile isimlerini ortadan kaldırmayı amaçlayan bir Husi planı dahilinde geldiğini öne sürdüler.
Sana'daki kabile kaynakları Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamalarda, "Son birkaç aydır gruba sadık ve itaatkar bir dizi kabile liderine yönelik Husiler tarafından suikast  suçlarında bir artış yaşandı" dediler.
Silahlı Husi unsurları başkent Sana'da ve Amran, İbb, Zimar ve Hacca kentlerinde 25'ten fazla kabile liderini tasfiye ettiği için geçen Mart ayının bu olayların oranı bakımından listenin başında yer aldığını açıkladı. Aynı ayın ilk üç haftasının, Husilerin aşiret liderlerine yönelik suikast suçlarında en belirgin ve artışın yaşandığı dönem olduğunu vurguladılar.

Kaynaklar, Husi grubunun liderini suçluyor
Kaynaklar, Saada vilayetine bağlı Husi grubunun liderlerini ve grubun liderine yakın isimleri bir dizi kabile liderine yönelik suikast ve tasfiye suçlarının çoğunun uygulanmasının arkasında olmakla suçladı.
Söz konusu olayların sonuncusu, Husi amiri Ebu Muhtar Harfeşe’ye bağlı silahlı kişilerin geçen Mart ayı ortasında kabile lideri Muhammed bin Asker Ebu Şevarib'i Sana'daki evine saldırarak tutukladıktan sonra yakması oldu. Bu olaydan birkaç gün önce ise sözde Husi Önleyici Güvenlik Teşkilatı üyeleri, Şeyh Nevvaf Abdulkerim el-Ahmar’ı Amran’a bağlı Hus bölgesindeki evinden kaçırarak yaraladı.
Önceki yerel raporlar, Husilerin ileri gelenleri hedef alan organize suçlarında artış olduğunu teyit ederken, Sana’nın kuzeyindeki  Amran kenti tasfiye operasyonlarından etkilenen kabile üyelerinin sayısı bakımından listenin başında yer aldı. Şarku’l Avsat’a konuşan Sana'daki bir kabile kaynağına göre bu adım, Husilerin özellikle grubun projelerinin gerçekleştirilmesini engelleyen ve gruba kabilelerinden yeni savaşçılar göndermeyi reddeden kalan kabile liderlerini ortadan kaldırmayı tamamlamayı amaçlayan planı kapsamında geldi. 
Başkent Sana, Şubat ayının son haftasında, ilki Sana kırsalındaki Arhab bölgesinin önde gelen şeyhlerinden birine yönelik, ikincisi ise bu olaydan iki gün sonra Amran valiliğine ait bir kabile liderinin hedeflendiği benzer bir suç ile iki ayrı suikast başta olmak üzere gruba destek verenlere karşı bir Husi cinayeti dalgasına tanık oldu.
O sırada Sana kırsalındaki kabile kaynakları Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Husi silahlı unsurlarının kabile lideri Ali Hizam Ebu Neştan'ın (Arhab bölgesinde gruba sadık en önde gelen liderlerden biri) evine baskın yaptığını ve onunla birlikte 3 çocuğu ve kız kardeşini öldürerek, karısını ise ağır yaraladığını aktardılar. Bu olay yaşandıktan saatler sonra silahlı Husi grupları ile Arhab liderine sadık silahlı kişiler arasında şiddetli çatışmalar meydana geldi.
İkinci olayda ise, Sana kırsalında Ebu Neştan'ın öldürülmesinden iki gün sonra diğer Husi unsurları gruba sadık aşiret lideri Mühelhel Ahmed Daban'ı başkent Sana'daki evinden çıkarken öldürdü. 
Sana'daki kabile kaynağı açıklamasında, kabileler arasında onları dışlamak, parçalamak, bağlarını ortadan kaldırmak ve ardından milislerin bu aşiretlerin işlerinin yönetimini kontrol etmelerini ve üyelerini Husi cephelerine göndermelerini kolaylaştıracak yeni bir toplumsal yapı oluşturmak için toplumsal bir çatlak yaratmayı amaçlayan yeni bir Husi planı konusunda uyardı. 
Kaynak, Husi suikast dalgasının önümüzdeki dönemde genişleyeceğini belirterek, gruba sadık olmayan ve halk arasında etkili olan diğer kabile liderleri ve toplumda öne çıkan isimleri hedef alabileceklerine dikkati çekti.

 


Trump–Netanyahu görüşmesi sonrası Gazze’de ikinci aşama tartışması

Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)
TT

Trump–Netanyahu görüşmesi sonrası Gazze’de ikinci aşama tartışması

Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)

Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasının ocak ayı ortalarında başlayabileceği yönündeki söylentiler, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasındaki görüşmenin önemli sonuçları arasında yer aldı. Öte yandan İsrail kaynaklarından ‘aşamanın başlaması konusunda anlaşma sağlandığı, ancak uygulama mekanizmalarında hala boşluklar olduğu’ yönünde sızıntılar geldi.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre ikinci aşamada haftalarca süren durağanlığın ardından ortaya çıkan bu olası süreç, Washington'ın anlaşmayı uygulamaya istekli olmasına bağlı. İsrail'in ikinci aşamaya devam etmeyi kabul edeceği ve şartlarını, kontrolü altındaki bölgelerde yeniden inşa hakkı verecek ve Hamas'ı silahsızlandırma bahanesiyle geri çekilmemesini sağlayacak şekilde düzenleyeceği beklentileri arasında, bu durum geçtiğimiz ekim ayında yürürlüğe giren ABD Başkanı Donald Trump’ın barış planını karmaşık hale getiriyor.

İsrail gazetesi Israel Hayom dün, Trump’ın Kaliforniya’daki Mar-a-Lago tatil köyünde Netanyahu ile yaptığı görüşmede, Gazze'deki planının ikinci aşamasını 15 Ocak'ta başlatması için Netanyahu'ya bir tarih belirlediğini bildirdi.

Bir diğer İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, İsrailli kaynaklara dayandırdığı haberinde Trump’ın Gazze'deki planını mümkün olan en kısa sürede uygulamaya koymayı taahhüt ettiğini ve ikinci aşamanın başlamasını Gazze Şeridi'nden son rehinenin cesedinin iadesi ile ilişkilendirmeme sözü verdiğini yazdı.

ABD merkezli Axios internet sitesi dün, iki kaynağa dayandırdığı haberinde, Netanyahu'nun, Trump'ın ekibiyle uygulama mekanizmaları konusunda anlaşmazlıkları olmasına rağmen, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesini kabul ettiğini bildirdi.

İsrail basını, Netanyahu ile Trump'ın yakın çevresi arasında ikinci aşamaya geçiş ve Hamas’ın ortadan kaldırılması konusunun atlanması konusunda önemli görüş ayrılıkları olduğunu ortaya koydu. Netanyahu ile görüşmesinin ardından Trump, Florida'da düzenlenen ortak basın toplantısında çoğu konuda anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Netanyahu ile Hamas'ın silahsızlandırılması konusunda konuştuğunu da sözlerine ekleyen Trump, Hamas’ın ‘bunu yapmak için çok az zamanı olduğunu, aksi takdirde ağır bir bedel ödeyeceğini’ vurguladı. Ancak, Hamas tamamen silahsızlandırılmadan önce İsrail'in Gazze'den askerlerini çekip çekmeyeceği sorulduğunda, “Bu daha sonra konuşacağımız başka bir konu” yanıtını verdi.

vgt
ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'deki savaşı sona erdirme planının ikinci aşaması halen bazı eksikliklerle karşı karşıya (Mısır Başkanlığı)

Al-Farabi Stratejik Araştırmalar Merkezi Genel Sekreteri Dr. Muhtar Gubbaşi, tarih belirleme konusunun Washington'ın iradesine ve İsrail'in uygulamasına bağlı olduğunu düşünüyor. Dr. Gubbaşi’ye göre pazartesi günü Trump ve Netanyahu arasında yapılan toplantıda yaşananlar, birden fazla konuda ortak koordinasyonlarına rağmen Trump'ın işleri hızla ilerletmeye istekli olduğunu gösteriyor.

Öte yandan Filistinli siyasi analist Abdulmehdi Mattava’ya göre Trump ve İsrailli yetkililerin farklı vizyonlara sahip olduğu açık. Trump, hızlı hareket etmek istiyor, ancak silahsızlanma engeliyle karşı karşıya, İsrail ise ikinci aşamayı bölmek istiyor, bu da o aşamada takılıp kalacağımız anlamına geliyor.

Mattava, ikinci aşamanın planlandığı gibi başlamasını bekliyor. Bu aşamada, sınır kapılarının açılması, yardım kamyonlarının sayısının artırılması, bir ‘barış konseyi’ ve Gazze Şeridi’ni yönetmek için bir komite atanması gibi adımlar atılacak. Bunun yanında Washington, Hamas'ın silahsızlandırılması konusunda bir anlaşmaya varılamaması halinde İsrail'in kontrolündeki bölgelerde yeniden inşa çalışmalarına başlamasına izin verecek.

Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamaya göre Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, CNN televizyonuna verdiği röportajda “Mısır, Gazze'deki ateşkesi istikrara kavuşturmak ve ikinci aşamaya geçmek, erken iyileşme ve yeniden inşa çabalarına devam etmek için çabalarını sürdürecek” dedi.

fvgb
Gazze şehrinin sahil şeridinde sıralanan ve Filistinli mültecileri sert kış koşullarından koruyan çadırlar (AFP)

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, Netanyahu'nun Trump ile görüşmesinden önce yaptığı açıklamada, Hamas’ın ‘Başkan Trump’ın Gazze Şeridi ve tüm bölgede barışı sağlama yeteneğine güvenmeye devam ettiğini’ söyledi.

Kasım, Trump'a ‘İsrail'e daha fazla baskı uygulayarak Şarm ei-Şeyh'te alınan kararlara uymasını sağlaması’ çağrısında bulundu.

Kasım, Hamas'ın silahsızlandırılması talepleri hakkında resmi bir yorumda bulunmadı, ancak Hamas, daha önce bunun için bazı koşullar belirlemişti.

Öte yandan İsrail'in engellerinin ikinci aşamanın hızlı ilerlemesini geciktireceğini, ancak Mısır'ın bu engelleri aşmak için çabalarını sürdüreceğini düşünen Gubbaşi, “İsrail'in Trump ile yapılan görüşmenin sonuçlarına bağlılığı ışığında, ikinci aşamanın başlangıç tarihi veya gecikmesi konusunda her şey mümkün” diye ekledi.


Sudan hükümeti "2026 acil durum bütçesini" onayladı ve bunu "mucize" olarak nitelendirdi

Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
TT

Sudan hükümeti "2026 acil durum bütçesini" onayladı ve bunu "mucize" olarak nitelendirdi

Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)

Sudan Başbakanı Dr. Kamil Idris, dün Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan 2026 mali yılı için acil durum bütçesini "mucize" olarak nitelendirdi.

Maliye Bakanlığı'nı, olağanüstü koşullar altında harcamaları kontrol altına aldığı, devlet kaynaklarını etkin bir şekilde yönettiği ve gelirleri artırdığı için övdü.

Sudan Başbakanı, ilk "mucizenin" bütçenin yaklaşık yüzde 9'luk bir GSYİH büyüme oranı beklentisi olduğunu, ikincisinin ise 2026 yılı boyunca ortalama enflasyon oranının yüzde 65'e düşürülmesi olduğunu belirtti.

Maliye Bakanı Dr. Cibril İbrahim, bütçenin ücretlerin iyileştirilmesini ve hizmet sektörünün giriş seviyesinde iş imkanlarının sağlanmasını içerdiğini belirterek, gelir tabanının genişletilmesinin yatay genişlemeye bağlı olduğunu ve vatandaşlara yeni vergi yükleri getirmeyi gerektirmediğini açıkladı. Bütçe ayrıca, 2025 yılındaki %101,9'luk orana kıyasla, 2026 yılı için ortalama enflasyon oranını %65'e düşürmeyi hedefliyor.

İbrahim, bütçenin kamu maliyesini reforme etmeye, belirli harcamalara ve kamu giderlerine öncelik vermeye, silahlı kuvvetlerin ve güvenlik hizmetlerinin ihtiyaçlarını karşılamaya, bakanlıkların ve hükümet birimlerinin temel ihtiyaçlarını karşılamaya, ayrıca komşu ülkelerdeki yerinden edilmiş ve mülteci Sudanlıların koşullarını iyileştirmeye ve onlara insani yardım sağlama maliyetlerini karşılamaya odaklandığını belirtti.

Maliye Bakanı, savaşın devam eden zorluklarına rağmen 2025 bütçesinin performansının beklentileri aştığını, kamu gelirlerinin %147'lik bir performans oranına ulaştığını ve harcamaların temel ihtiyaçlara yönelik olarak sürdürüldüğünü açıkladı. Bakan, bütçenin Hartum'a dönüş için uygun bir ortam yaratmaya ve Hartum Havalimanı'nı rehabilite etmeye yönelik olduğunu ifade etti.


Tunus'ta olağanüstü hal bir ay daha uzatıldı

Tunus bayrağı (Reuters)
Tunus bayrağı (Reuters)
TT

Tunus'ta olağanüstü hal bir ay daha uzatıldı

Tunus bayrağı (Reuters)
Tunus bayrağı (Reuters)

Tunus, ülkedeki olağanüstü hal uygulamasını yarından 30 Ocak'a kadar geçerli olarak bir ay daha uzattı.

Uzatma kararı, Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından Resmi Gazete'de yayımlandı. Önceki uzatma, 2025 yılının tamamını kapsıyordu.

Ülkede olağanüstü hal, 24 Kasım 2015 tarihinde başkent merkezinde başkanlık güvenlik otobüsünü hedef alan ve 12 güvenlik görevlisi ile saldırının failinin de öldüğü ve DEAŞ’ın üstlendiği terörist bombalı saldırıdan bu yana on yıldan fazla bir süredir yürürlükte.