İsrail hükümeti, Gazze Şeridi'ne düzenlenen bombardımanların ve Gazze Şeridi’nden İsrail tarafına atılan füzelerin neden olduğu can kayıplarının arttığı bir dönemde, Mısır’ın ve diğer ülkelerin yanı sıra uluslararası kuruluşların ateşkes ve itidal çağrılarını reddetti.
İsrailli yetkililer yaptıkları açıklamada, ‘Gazze Şeridi'nden yoğun olarak fırlatılan ve dün akşama kadar iki kişinin ölümüne, onlarca kişinin de yaralanmasına neden olan füze saldırılarının bedelini ödetme sürecinde olduklarını’ söylediler.
İsrail'in Yediot Aharonot gazetesinin haberine göre İsrail, Mısır ve diğer tarafların çağrılarına, “Şuan bizimle konuşmayın. Şimdi bir bedel ödetiyoruz ve caydırıcılığı güçlendiriyoruz” şeklinde yanıt verdi.
Tel Aviv'deki kaynaklar, aşırı sağcı bakanlar tarafından ciddi şekilde eleştirilen ve Başbakan Binyamin Netanyahu'dan ‘Gazze Şeridi’nden atılan füzelere ve Kudüs ve diğer yerlerdeki terör eylemlerine demir yumrukla karşılık verme’ talimatları alan İsrail ordusunun, yedek ordudan ek 5 bin askerden oluşan bir takviye güç toplamaya, sahadaki güçlerini desteklemeye ve yeni Demir Kubbe ve diğer hava savunma sistemleri konuşlandırmaya karar verdiğini aktardılar.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ne 130 bombardıman düzenleyerek, biri kadın dokuzu çocuk olmak üzere 26 Filistinliyi katletmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi'nde olup bitenler ve bundan kaynaklananların sorumlusu Hamas’tır. Hamas, İsrail ve vatandaşlarının egemenliğine yönelik saldırılarının sorumlusudur” ifadelerini kullandı.
Orduya, savaş operasyonları düzenleme konusunda mutlak yetki verildi
Kaynaklar, İsrail'in Güvenlik İşleri İçin Küçültülmüş Bakanlar Kurulu’nun (KABİNET) Pazartesi akşamı Başbakan Binyamin Netanyahu başkanlığında toplandığını ve orduya bu aşamada kara istilası dışında çeşitli düzeylerde savaş operasyonları düzenleme konusunda mutlak yetki verdiğini belirttiler. İzin verilen operasyonlar arasında, hükümetin onayına başvurulmaksızın, Hamas, İslami Cihad ve diğer Filistinli grupların liderlerine suikastlar düzenlenmesi, altyapı ve silah depolarının tahrip edilmesi, bazı liderlerin evlerin bombalanması ve yıkılması yer alıyor.
İsrail hükümetindeki aşırı sağcı bakanlar, basına, orduyu ve hükümete yönelik eleştirilerinin yer aldığı açıklamalarda bulunmak konusunda oldukça istekli görünüyorlar.
İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi, Salı günü, orduya, Gazze Şeridi’ndeki Hamas ve İslami Cihad’a ait silah ve mühimmat depolarının, eğitim kamplarının ve her iki grubun takipçilerinin hedef alınmaya devam edilmesi talimatı verdi. İsrail ordusu sözcüsü Avichai Adrai Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Genelkurmay Başkanı’nın tüm birimlere belirsiz bir süre boyunca çok daha geniş bir saldırı için ‘hazır olma’ emri verdiğini bildirdi. Adrai’nin açıklamasına göre Kochavi, Gazze Şeridi yakınlarındaki hava savunma, istihbarat ve hava kuvvetleri için de güçlendirme emrini verdi.
İsrail'in Yediot Ahronot gazetesinin askeri analisti Alex Fishman, “Hamas, İsrail'e karşı, sadece Gazze Şeridi’ni değil, aynı zamanda Yahuda ve Samara’yı (Talmudik Batı Şeria), Doğu Kudüs'teki Arapları ve bazı İsrailli Arapları da kapsayan bölgesel bir savaşa başladı” yorumunda bulundu.
Fishman sözlerini şöyle devam etti:
“Hamas'ın Gazze lideri Yahya Sinvar'ın hayali doğmadan yok edilmeli. Gazze Şeridi’ndeki Hamas lideri siyasi bir başarı elde etmek ve Hamas'ı ve kendisini Filistin ulusunun başına geçirmek için mevcut savaşı planladı. Bunun olması engellenmeli. Eğer şuan ki çatışma bir veya iki gün içinde biterse, Hamas ayakta kalacak. Bu yüzden KABİNET, uluslararası baskıya teslim olmamalı. Gazze'nin karşısına demir duvarın yeniden inşa edilebilmesini sağlayacak bu süreci İsrail ordusunun bitirmesine izin vermelidir.”
Haaretz Gazetesi'nin askeri meselelerden sorumlu editörü Amos Harel ise konuya ilişkin değerlendirmesinde, İsrail’in 2014 yılında Gazze'ye düzenlenen askeri saldırıya benzer şekilde, büyük bir askeri operasyona sürüklenmesi için bir takım ağır gerekçeleri olduğunu öne sürdü. Harel’e göre söz konusu gerekçelerin birincisi, yedi yıl önceki ilk askeri operasyonun, operasyonu yönetenlerin de bildiği üzere başarılı olamaması, ikincisi şuan Hamas'a misillemede bulunma tehdidinde bulunan İsrail’in Hamas’a Gazze Şeridi'nde yıllarca sponsorluk yapması ve üçüncüsünün de burada kararları veren hükümetin tartışmalı bir hükümet olması ve halkın en az yarısının hükümetin başbakanına olan güvenini tamamen kaybetmesi.