Üç günlük ateşkesin ilk gününde yaşanan patlamalarda 11 Afgan öldü

Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, 13 Mayıs’ta başkent Kabil’de Ramazan Bayramı namazından önce cumhurbaşkanlığı muhafızlarını denetledi (EPA)
Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, 13 Mayıs’ta başkent Kabil’de Ramazan Bayramı namazından önce cumhurbaşkanlığı muhafızlarını denetledi (EPA)
TT

Üç günlük ateşkesin ilk gününde yaşanan patlamalarda 11 Afgan öldü

Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, 13 Mayıs’ta başkent Kabil’de Ramazan Bayramı namazından önce cumhurbaşkanlığı muhafızlarını denetledi (EPA)
Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, 13 Mayıs’ta başkent Kabil’de Ramazan Bayramı namazından önce cumhurbaşkanlığı muhafızlarını denetledi (EPA)

Yerel yetkililer, 13 Mayıs’ta Ramazan Bayramı vesilesiyle ülkede üç günlük ateşkesin başlamasından birkaç saat sonra Afganistan’da dört ayrı patlamada en az 11 kişinin öldüğünü ve 13 kişinin yaralandığını açıkladı. Geçici ateşkesin yürürlüğe girdiği sırada Taliban militanları ve hükümet güçleri arasında doğrudan çatışma yaşandığı yönünde herhangi bir haber mevcut değildi. Ancak yol kenarlarına döşenmiş bombalar, sivil kayıplara ve can kayıplarına neden olmaya devam etti.
Washington’un geçtiğimiz günlerde ABD güçlerinin 11 Eylül’e kadar geri çekileceğini ilan etmesinin ardından ülke genelinde şiddet hızla artarken, Taliban bayram vesilesiyle ateşkes ilan ederken hükümet de buna olumlu yanıt verdi. Afganistan güvenlik güçleri, geçen çarşamba günü Vardak vilayetinde, başkent Kabil dışındaki Taliban kontrolünde olan bir bölgeyi geri almak için bir operasyon başlattı. Ancak ateşkesin başlamasından kısa bir süre sonra operasyon durdu. Bir gün öncesinde ise Kabil yakınlarındaki bir bölgenin merkezine baskın düzenleyen Taliban, kayıplara vererek çekilmek zorunda kaldı.
Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, Ramazan Bayramı namazının ardından cumhurbaşkanlığı sarayında Taliban hareketine, uluslararası güçlerin barışı sağlamak için ülkeyi terk etme fırsatını değerlendirme çağrısı yaptı. Afgan televizyon kanalı TOLOnews, Gani’nin “Uluslararası güçler ülkeyi terk ederken, Taliban’ın bundan daha iyi bir şansı olamazdı” sözlerini aktardı. TOLOnews’e göre Gani, “Halkımız patlamalardan ve intihar eylemlerinden kimin sorumlu olduğunu biliyor” dedi. Yıkım değil, kalkınma istediklerini söyleyen Eşref Gani, “Bugün bölge Afganistan için bir fırsat olduğu kanaatinde” ifadelerini kullandı. Gani, barış çabalarına atıfta bulunarak Taliban’ın niyetinin ne olduğunu görmek istediklerini belirtirken, “Tüm politikacılar, Afganistan liderliğinde bir barış süreci istiyor” dedi. Gani ayrıca, Taliban hareketiyle savaşın, ülkeye bir milyar dolara mal olduğuna dikkati çekti.
Taliban Hareketi, geçen hafta 3 günlük ateşkes ilan etti. Taliban’ın açıklamasına yanıt olarak, Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, güvenlik güçlerine ateşkese saygı göstermeleri emri verdi. Taliban ve Afgan güçleri arasındaki üç günlük ateşkes, ülke çapında haftalardır tırmanan şiddetli çatışmaların ardından 13 Mayıs’ta yürürlüğe girdi. İsyancılar tarafından önerilen ve Cumhurbaşkanı Eşref Gani tarafından onaylanan bu ateşkes, Ramazan Bayramı vesilesiyle gerçekleşti. Bu bağlamda Kabil’deki büyük camilere güvenlik güçleri konuşlandırılırken, ibadet etmeye gelen cemaatin de üstleri arandı. Nangarhar vilayetinde yaşayan Amir Can Süleyman Halil, kalıcı bir ateşkes istediklerini söylerken, “Daha mutlu olacağız çünkü daha fazla hayat kurtarılacak” dedi.
Bayram vesilesiyle konuşma yapa Eşref Gani, uluslararası güçlerin ülkeden çekildiği bir zamanda Taliban’a kalıcı bir ateşkes çağrısı yaptı. Gani, “Teslim olmanızı istemiyoruz; Siyasi bir çözümü kabul etmenizi istiyoruz. Savaş bir çözüm değil” dedi. Taliban’ın ülkenin çeşitli bölgelerini kontrol altına almasının ardından tırmanan çatışmalar nedeniyle binlerce Afgan hayatını kaybetti veya kaçmak zorunda kaldı. İsyancılar ve Afgan hükümeti, barış görüşmelerine başlamıştı, ancak görüşmeler şu an duraksamış durumda. Geçmişte, ateşkes anlaşmalarına genel bir saygı gösterilirken, Taliban liderlerinin ülkede faaliyet gösteren tüm gruplar üzerindeki kontrollerini göstermelerinin bir yolu olarak görülüyordu. Aynı şekilde Washington ve NATO, ülkede konuşlandırılmış bütün kuvvetleri ABD’de 2001 yılında yaşanan saldırıların yıl dönümü olan 11 Eylül’e kadar geri çekme taahhüdünde bulundu.
Afgan kuvvetlerin, ABD hava kuvvetleri ve özel kuvvetlerinin koruması olmadan Taliban ile mücadele edebileceğine dair ülkede az bir inanış var. İsyancılar ABD güçleriyle çatışmaktan kaçınırken, Afgan hükümet güçlerine yönelik saldırılarını yoğunlaştırdılar. Geçen haftalarda da bazı illerde çatışmalar yoğunlaştı. Geçen çarşamba günü Taliban, Kabil’de Afgan hükümetinin kontrolü altındaki bir bölgenin kontrolünü ele geçirdi. Taliban, büyük şehirleri giderek kuşatırken, bu da ülkenin dört bir yanındaki şehirlere yönelik büyük çaplı saldırılar başlatmadan önce ABD güçlerinin geri çekilmesini beklediklerini gösteriyor.
8 Mayıs’ta başkentin batısındaki el-Hazare mahallesinde bir kız okulu önünde meydana gelen bir dizi patlamada 50’den fazla kişi öldü ve yaklaşık 100 kişi yaralandı. Saldırı, bir yıldaki en ölümcül saldırı oldu. Yetkililer, Taliban hareketini bu saldırıdan sorumlu tutarken, Taliban ise bunu yalanladı. Birleşmiş Milletler Afganistan Yardım Misyonu (UNAMA), ülkeyi destekleme taahhüdünde bulunurken, UNAMA Başkanı Deborah Lyons, bayram vesilesiyle yaptığı bir açıklamada “Sizi temin ederim ki başka bir yere gitme niyetimiz yok. Yolumuza devam etmeyi ve hepinizin yanında çalışmayı planlıyoruz” dedi. Kız okulu saldırısı sonrasında Afganistan’ın başkenti Kabil’deki üst düzey ABD'li diplomat Ross L. Wilson, ordunun geri çekilmesinin, ABD’nin Afganistan’da ‘kadınların eğitimini destekleme ve savunma’ seferberliğinin sonunun habercisi olmayacağını vurguladı.



Trump, ABD'nin nükleer silah denemeleri yapacağını doğruladı

Trump, Air Force One uçağında gazetecilere konuşuyor (AFP)
Trump, Air Force One uçağında gazetecilere konuşuyor (AFP)
TT

Trump, ABD'nin nükleer silah denemeleri yapacağını doğruladı

Trump, Air Force One uçağında gazetecilere konuşuyor (AFP)
Trump, Air Force One uçağında gazetecilere konuşuyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, ABD'nin diğer ülkeler gibi nükleer silah denemeleri yapacağını söyledi, ancak planların nükleer savaş başlığı patlatmayı içerip içermediği konusunda yorumda bulunmadı.

Trump, hafta sonu Florida'ya gitmek üzere yola çıkan Air Force One uçağında gazetecilere, "Size söylemek istemiyorum ama biz de diğer ülkeler gibi nükleer denemeler yapacağız" dedi.

Trump, geçen ay ABD ordusuna 33 yıllık bir aradan sonra nükleer silah denemelerine derhal yeniden başlama emri vermiş, bu sürpriz duyuruyu Güney Kore'nin Busan kentinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile ticaret görüşmeleri için helikopterle giderken Truth Social platformunda yapmıştı.


İran, Hürmüz Boğazı'nda bir petrol tankerine el koydu

İran'ın daha önce ele geçirdiği bir petrol tankeri (Arşiv- Reuters)
İran'ın daha önce ele geçirdiği bir petrol tankeri (Arşiv- Reuters)
TT

İran, Hürmüz Boğazı'nda bir petrol tankerine el koydu

İran'ın daha önce ele geçirdiği bir petrol tankeri (Arşiv- Reuters)
İran'ın daha önce ele geçirdiği bir petrol tankeri (Arşiv- Reuters)

Deniz güvenlik kaynakları, İran Devrim Muhafızları'nın dün Marshall Adaları bayraklı petrol ürünleri tankeri "Talara"yı durdurarak İran karasularına götürdüğünü, geminin operatörünün ise mürettebatla iletişimin kesildiğini duyurduğunu belirtti.

İngiliz ordusu ise Hürmüz Boğazı'ndan geçen bir geminin aniden İran karasularına doğru rota değiştirmesi nedeniyle arkasında "devlet faaliyeti" olabileceği uyarısında bulunurken, İngiliz özel güvenlik şirketi "Ambry", Hürmüz Boğazı'ndan güneye doğru seyreden gemiye daha önce 3 küçük botun yaklaştığını ve tankeri durdurduğunu bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre denizcilik kaynakları tankerin BAE açıklarında, Şarika'dan Singapur'a doğru Hint Okyanusu'nda seyrettiğini belirtti. İngiliz Vanguard Group da İran Devrim Muhafızları'nın tankeri denizde durdurduğunu ve İran kıyılarına yönlendirdiğini bildirdi.


Trump: BBC'ye 5 milyar dolara kadar dava açacağız

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

Trump: BBC'ye 5 milyar dolara kadar dava açacağız

ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, bugün yaptığı açıklamada, İngiliz Yayın Kuruluşu'nun (BBC) konuşmalarından birinde yaptığı yanıltıcı düzenleme nedeniyle özür dilemesinin ardından, şirkete dava açacağını ve 1 ila 5 milyar dolar arasında tazminat talep edeceğini söyledi. BBC, herhangi bir tazminat ödemeyi düşünmediğini belirtti.

Trump, Air Force One uçağında gazetecilere şunları söyledi: "Onlara muhtemelen gelecek hafta bir ila beş milyar dolar arasında herhangi bir miktarda dava açacağız. Sanırım bunu yapmalıyım. Onlar bile hile yaptıklarını itiraf ettiler."

Trump'ın avukatları pazartesi günü BBC'ye bir mektup göndererek, 2021'deki ABD Kongre Binası isyanları öncesinde yaptığı konuşmanın düzenlenmiş bir videosunu yayınlayarak başkana iftira attığını iddia etti ve özür dilemesi ve tazminat ödemesi için cuma gününe kadar süre verdi.

Trump, "Birleşik Krallık halkı yaşananlardan dolayı çok öfkeli... çünkü bu, BBC'nin sahte haber yaptığını gösteriyor" dedi.

Konuyu, BBC'nin bağımsızlığını desteklerken Trump'a karşı taraf tutmaktan kaçınan İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile görüşmeyi planladığını da ifade etti.

Trump, "Hafta sonu onu arayacağım. Beni aradı. Çok utanıyor" diye devam etti.

BBC, pazartesi günü, geçen yılın ekim ayında yayınladığı bir belgeselde, ABD Başkanı Donald Trump'ın destekçilerini 2021'de Kongre Binası'na saldırmaya doğrudan kışkırttığını öne süren yanıltıcı bir düzenleme nedeniyle "yanlış değerlendirme" yaptığı için özür diledi.

BBC Genel Müdürü Tim Davie ve Haber Müdürü Deborah Turney, yaşanan tartışmalar nedeniyle pazar günü istifa etti.

BBC, perşembe günü yaptığı açıklamada, kurumun başkanı Samir Shah'ın "Beyaz Saray'a, Başkan Trump'a, kendisinin ve kurumun başkanın konuşmasını sentezledikleri için özür dilediğini açıklayan kişisel bir mektup" gönderdiğini bildirdi.

Şöyle devam etti. “BBC olarak videonun düzenlenme biçiminden içtenlikle üzüntü duyuyoruz, ancak iftira iddiası için bir dayanak olduğunu kesinlikle reddediyoruz” ifadesini kullandı.