Paris, Sudan'daki geçiş sürecini desteklemek için düzenlenecek konferansa ev sahipliği yapacak

Dün Hartum'da bayram namazı için bir araya gelen Sudanlılar. (AP)
Dün Hartum'da bayram namazı için bir araya gelen Sudanlılar. (AP)
TT

Paris, Sudan'daki geçiş sürecini desteklemek için düzenlenecek konferansa ev sahipliği yapacak

Dün Hartum'da bayram namazı için bir araya gelen Sudanlılar. (AP)
Dün Hartum'da bayram namazı için bir araya gelen Sudanlılar. (AP)

Paris, Sudan'daki demokratik geçiş sürecini desteklemek ve ülkedeki ekonomik krizin aşılmasına yardımcı olmak amacıyla 17 Mayıs Pazartesi günü uluslararası bir zirveye ev sahipliği yapacak. Zirvede, özellikle Sudan’ın Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası gibi uluslararası finans kuruluşlarına olan borçları görüşülecek.
Uluslararası finans kuruluşlarının üst düzey yetkililerinin yanı sıra Sudan Dostları Grubu dahilindeki çeşitli devlet ve hükümet başkanlarının katılacağı Sudan’ın Ortakları Konferansı, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, 30 Eylül'de Paris'i ziyaret ettiği sırada Sudan geçiş hükümeti başkanı Abdullah Hamduk'a demokratik geçiş sürecine uluslararası destek sağlayacağına ilişkin verdiği söz çerçevesinde geliyor.
Hartum konferansta Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk'un yanı sıra, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, Dışişleri Bakanı Meryem Sadık el-Mehdi ve diğer yetkililerin de yer aldığı büyük bir heyetle temsil edilecek. Zirvede ilki Fransız İşadamları Kurumu'nun ev sahipliğinde yapılacak ve yetkililerle iş insanlarının katılacağı ekonomi alanındaki oturum düzenlenecek. İkincisi oturum Arap Dünyası Enstitüsü'nde, kültürel alana ilişkin gerçekleştirilecek. Zirve, Paris yönetiminin Kovid-19 kısıtlamalarını hafifletme kararı almasının ardından Fransa'da yapılacak bu düzeydeki ilk uluslararası toplantı olacak.
Fransa Cumhurbaşkanlığı kaynakları, Fransa'nın Sudan'daki geçiş sürecini destekleyen ilk ülkelerden biri olduğunu ve süreci  (egemen bir konsey ve sivil bir hükümet) desteklediğini aktardı. Aynı zamanda Fransa’nın Sudan liderini davet eden ilk ülkelerden biri olduğu kaydedildi.  
Ancak Fransa’nın konferansın düzenlenmesine ilişkin süreçte oynadığı rol, ABD’nin 14 Aralık'ta Sudan’ı teröre destek veren ülkeler listesinden çıkarmasına bağlandı. Bu gelişme, Sudan'ı konferansın da temel meselelerinden biri olacak küresel finans döngüsüne yeniden dahil edilmesi için gerekli görülüyordu.
Cumhurbaşkanlığı kaynaklarının da belirttiği üzere zirvenin, Afrika Kıtası’ndaki demokratik geçiş deneyiminin takip edilmesi gereken bir model olması dolayısıyla desteklenmesi ve teşvik edilmesi açısından siyasi bir boyutu da var. Kaynakların dikkat çektiği siyasi boyut ile eski Çad Cumhurbaşkanı İdris Debi'nin öldürülmesi ve ardından oğlu tarafından yönetilen yüksek yürütme ve yasama yetkilerine sahip bir askeri konsey kurulmasından sonra takip edilen sürece işaret edildiği anlaşılıyor. 
Kaynaklar Sudan deneyimine övgüde bulundıkları açıklamalarında bunun Afrika'da demokratik geçiş süreci için bir örnek olduğunu bildirdiler. Bu nedenle zirvenin aşması gereken zorlukların arasında Sudan’ın kendisini zorlayan borç meselesiyle başa çıkması ve uluslararası finans piyasasına dönmesini sağlamak için  uluslararası toplumu seferber etmekte başarı sağlaması olduğunu vurguladılar.
Şarku’l Avsat’ın ulaştığı resmi hazırlık belgesinde Sudan'ın Burhan ve Hamduk tarafından eşit düzeyde temsil edildiği belirtiliyor. Bu da Paris'in Sudan'da askeri ve sivil kanatları paralel gördüğü anlamına geliyor. Söz konusu belgede zirve için üç hedefe ulaşılması öngörülüyor. Bunların başında Sudan’ın devrilen eski Devlet Başkanı Ömer el-Beşir'in yönetimi sırasında 30 yıllık izolasyonun ardından "yeni Sudan'ın" uluslararası topluma geri dönüşünü sağlamak bulunuyor. Belgede bu hedefin 17 Mayıs Pazartesi günü öğleden sonra yapılacak ve üç saat sürecek devlet ve hükümet başkanları toplantısında masaya yatırılacağı, salı günü de toplumsal ve kültürel boyutlara odaklanılacağı ifade ediliyor.
İkinci hedef ise özel sektörü Sudan'a yatırım yapmaya teşvik etmek. Bu toplantı pazartesi günü yapılacak zirveden bir saat önce düzenlenecek olan Ekonomik Forum’da ele alınacak. Sudanlı uzmanlar, Hartum yetkililerinin yabancı yatırım için uygun bir ortam sağlamak amacıyla reform planlarının ayrıntılarını sunmasının ardından Arap ve yabancı özel sektöre yatırım fırsatları sunacaklar.
Üçüncü toplantının hedefinde ise Sudan üzerindeki borç yükünü azaltmaya yönelik hazırlıklara odaklanılıyor. Paris, Sudan'ın Uluslararası Para Fonu'na olan borcunun kalanını ödemek için 1,4 milyar dolar sağlama sözü verdi. Aynı şekilde ABD, Sudan’ın Dünya Bankası’na olan borçlarını ödemesi için yardımda bulunma sözü verirken İngiltere hükümeti de Afrika Kalkınma Bankası'na olan borçlarını ödemede destek olma taahhüdünde bulundu.
Paris, Sudan’ın Dostları Grubu'nu borç dosyalarına somut bir şekilde dahil olmaya zorlamayı umut ediyor. Önce Sudan’ın uluslararası finans kuruluşlarına yönelik borç dosyasının kapatılması, ardından da ikili borçlara yönelinmesi hedefleniyor.
Pazartesi günü başlayacak zirve, Elysee Sarayı'nın yakınındakiBüyük Saray’da öğleden sonra Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un açılış konuşmasıyla başlayacak ve ardından Yeni Sudan başlığı altında konferansın ilk oturumu düzenlenecek. Sudan devriminin aşamaları hızlı bir şekilde gözden geçirildikten sonra Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan ve Başbakan Hamduk konuşma yapacak. Oturum, Birleşmiş Milletler, Afrika Birliği ve Arap Birliği'nden oluşan uluslararası topluluğu temsil eden ana katılımcıların konuşmasıyla devam edecek.
İkinci oturumda Sudan ekonomisini ve borç dosyasını destekleme başlıkları ele alınacak. Oturumda öne çıkan konuşmacılar arasında IMF Direktörü Kristalina Georgieva ve Sudan’ın borcu olduğu taraflar yer alacak. Oturum, Macron ve Georgieva'nın değerlendirmelerinin sunulması ve ardından Fransa Cumhurbaşkanı, Hamduk ve Burhan'ın düzenlediği basın toplantısıyla sona erecek.
Mısır Cumhurbaşkanı, Etiyopya Cumhurbaşkanı, Afrika Birliği Başkanı, Avrupa Konseyi Başkanı ve Nahda (Rönesans) Barajı dosyası ile ilgilenen yetkililerin de katılım göstereceği zirvede çözüm bulunamayan baraj konusunun da gündeme gelmesi bekleniyor. Aynı zamanda Filistinliler ile İsrailliler arasındaki şiddet olayları ve bölgedeki gelişmelerine de toplant konuları arasında yer alacağı kaydediliyor.



Rapor: Washington, Gazze'de Hamas'ın bulunmadığı bir ‘yeşil bölge’ kurulmasını istiyor

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
TT

Rapor: Washington, Gazze'de Hamas'ın bulunmadığı bir ‘yeşil bölge’ kurulmasını istiyor

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)

ABD, Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır hattının İsrail tarafında Filistinliler için konut inşa etme planlarını ilerletiyor. Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal’dan aktardığına göre, sahaya gönderilen ekipler alan temizliği çalışmalarına başladı. Söz konusu planla, Hamas’ın kontrolündeki bölgelerden sivillerin uzaklaştırılması hedefleniyor.

Bu girişim, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’ye ilişkin 20 maddelik barış planında öngörüldüğü gibi silahlı grubun etkisiz hale getirilmesi ve yetkilerden uzaklaştırılmasının yakın gelecekte gerçekleşmeyeceğine dair dolaylı bir kabul olarak değerlendiriliyor.

Alternatif güvenli alanlar

ABD, Gazze Şeridi’nin İsrail kontrolündeki bölgelerinde ‘alternatif güvenli alanlar’ oluşturmayı planlıyor. Bu bölgeler, Amerikalı yetkililer tarafından ‘yeşil bölge’ olarak adlandırılıyor.

İsrail’in güneyindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi’nde, ABD ordusunun çok uluslu bir çaba ile savaş sonrası Gazze’de istikrar sağlamayı ve geleceğe yönelik planlar geliştirmeyi yürüttüğü bildirildi. Yetkililer, mühendis ekiplerinin yeni yerleşim yerlerinin planlarını hazırladığını, enkaz ve patlamamış mühimmatların temizlenmesi çalışmalarını yürüttüğünü belirtti. İnşaat süreci henüz başlamadı.

ABD’li yetkililere göre bu yerleşim alanları, savaş nedeniyle yerinden edilmiş Gazze sakinlerine geçici olarak konut, okul ve hastane imkânı sunmayı amaçlıyor. Yetkililer, bu toplulukların gelecekteki yeniden imar projeleri için bir model oluşturmasını ve Gazze halkını Hamas’ın kontrolündeki bölgelerden uzaklaştırmasını hedefliyor.

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)

Gazze'nin ikiye bölünmesi

İlk konutlar, İsrail saldırıları nedeniyle ağır hasar gören ve mayıs ayından bu yana İsrail'in tam kontrolü altında bulunan, Mısır sınırındaki Refah'ta inşa edilecek. İsrailli ve Amerikalı yetkililer, Refah planının henüz erken aşamalarda olduğunu söylediler.

Gazze Şeridi'nin kontrolü, Trump'ın arabuluculuğunda yapılan ateşkes anlaşması kapsamında ekim ayında kabaca ikiye bölündü. Filistinlilerin çoğu, Hamas'ın kontrolündeki batı yarısında yaşıyor. İsrail ise diğer yarısını kontrol ediyor.

Potansiyel bağışçılar, Hamas'ın kontrolünde bulunan bölgelerdeki yeniden inşa çalışmalarına fon sağlamayacağından, Hamas ortadan kaldırılana kadar yeniden inşa çalışmalarına başlamak için Amerikan önerisi muhtemelen tek yol. Bağışçılar, İsrail tarafındaki çalışmalara da fon sağlamayabilirler.

Ayrıca, yeni konut alanlarına sadece sivillerin girmesini ve Hamas'ın bu alanlara sızmamasını sağlamak için Gazze nüfusunun nasıl taranacağı sorusu da var.

İsrail ve Hamas, hareketin yaklaşık 100 mensubunun Refah'ın altındaki tünellerde saklandığını söylüyor. Bu güçler, ekim ayında ateşkesin başlamasından bu yana İsrail güçleriyle birkaç kez çatışmaya girdiler. Bölgede çatışma riski tamamen ortadan kalkmadan yeniden imar çalışmaları için güvenli bir ortam sağlanamayacak.

ABD ve Hamas, İsrail'e Hamas mensuplarının bölgeden ayrılmasına izin vermesi için baskı yaparken, İsrail onların teslim olmasını talep ediyor.

İsrail ordusu dün, 15 Hamas mensubunun Refah'ın doğusunda yeraltından çıktığını duyurdu. Altısını öldürdüğünü, beşini gözaltına aldığını ve diğer dördünü aradığını bildirdi. İsrail, ‘sarı hat’ olarak adlandırılan ve Gazze’yi bölen hattı asker, tank ve toprak setleriyle güçlendirdi; bu durum, bölgede bir süre kalmayı planladığını gösteriyor. Ordu ayrıca, hattın kendi tarafındaki gelişmeleri desteklemek için elektrik ve su altyapısı inşa ediyor.

Uluslararası güvenlik gücü

ABD ve müttefikleri, Gazze Şeridi’nde güvenliği sağlamak için uluslararası bir güç kurma çalışmalarını sürdürüyor. Bu hafta söz konusu plan, BM Güvenlik Konseyi’nden onay aldı. Ancak gücün görev tanımlarına ilişkin anlaşmazlıklar (silahsızlandırma ve uygulama yetkisi mi yoksa sadece barışı koruma rolü mü üstleneceği) oluşturulmasını zorlaştırıyor.

İsrailli yetkililere göre, gündeme gelen önerilerden biri, Hamas’a karşı olan ve İsrail tarafından desteklenen silahlı grupların yeni yerleşim alanlarının güvenliğini sağlaması. Bu grupların, Gazze’deki ‘yeşil bölge’ içinde yerleşim alanları kurmaya başladığı belirtiliyor. Farklı tahminlere göre, bu bölgede şimdiden yüzlerce, hatta birkaç bin sivil yaşamaya başlamış durumda.

Bu yerleşim yerlerinin ilki, Gazze savaşı sırasında İsrail kontrolündeki Refah'ta ortaya çıktı.

İsrail, Gazze savaşı sırasında Hamas karşıtı gruplarla güçlerini birleştirerek onlara silah ve mühimmat sağladı.Şarku'l Avsat'ın Wall Street Journal'den aktardığına göre, İsrail bu gruplara istihbarat da sağladı ve bazen Hamas saldırılarından korumak için müdahale etti.

Bir Amerikalı yetkiliye göre, ABD bu gruplarla Gazze’de çalışmayı planlamıyor. Yetkililer, Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerin zamanla küçülmesini ve nihayetinde ortadan kalkmasını, güvenliğin ise uluslararası istikrar gücü ve Filistin polisi tarafından sağlanmasını umuyor. Trump’a bağlı Barış Konseyi ise sivil yönetim ve yeniden imar sürecini denetleyecek, nihayetinde yetki Filistin hükümetine devredilecek.

Ancak Hamas silah bırakmayı reddediyor ve ABD'nin Gazze vizyonuna karşı olduğunu, bunun Filistinlilerin siyasi haklarını zedelediğini savunuyor.


Hamas: Netanyahu'nun Gazze'de oldubitti dayatma girişimlerini reddediyoruz

Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
TT

Hamas: Netanyahu'nun Gazze'de oldubitti dayatma girişimlerini reddediyoruz

Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)
Gazze Şeridi'nin merkezinden bakıldığında, İsrail ordusunun Nuseyrat'ın doğusunda gerçekleştirdiği bombardımanın ardından yükselen dumanlar görülüyor (AP)

Hamas, bugün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin, Gazze Şeridi'ndeki ateşkeste varılan mutabakata aykırı yeni bir gerçeklik dayatma girişimlerini tamamen reddettiğini vurguladı.

Hamas açıklamasında, İsrail'in ihlallerinin artmasının, arabulucuları ve ABD yönetimini, ateşkes anlaşmasını baltalama girişimlerine karşı koyma sorumluluğuyla karşı karşıya bıraktığını belirtti.

Hamas, arabuluculara acilen müdahale etmeleri ve İsrail'in ateşkesi ihlallerini durdurması için baskı yapmaları çağrısında bulundu.


Irak, sınır şeridi boyunca "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu

7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
TT

Irak, sınır şeridi boyunca "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu

7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)

Irak Haber Ajansı'nda bugün yer alan habere göre Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, tüm komşu ülkeler dahil olmak üzere Irak'ın bütün sınır şeridinde "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Ajans’tan aktardığına göre Komutanlık, “Suriye sınırında 618 kilometreden uzun tahkimat çalışmalarına 2022'de başladığını ve "Şu ana kadar beton güvenlik duvarının 350 kilometresinde çalışmaların tamamlandığını, sızma ve kaçakçılığı önlemek için kalan tüm boşlukların kapatılması çalışmalarının devam ettiğini" ifade etti.

7. Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetleme operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)7. Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetleme operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)

Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, tahkimatların sadece beton duvarla sınırlı olmadığını, hendekler, dikenli teller, erken uyarı sistemleri, gece ve gündüz gözetleme kameraları gibi çok sayıda engelin bulunduğunu belirtti.

Komutanlık, tüm komşu ülkelerle sınırlarda sınır tahkimatlarının uygulandığını, ancak "her bölgedeki güvenlik tehditlerine bağlı olarak farklı derecelerde" uygulandığını vurguladı.