Ürdünlü protestocular Filistinlileri desteklemek için İsrail sınırına yürüdü

Ürdün'deki geçmiş protestolardan bir kare (Arşiv-AP)
Ürdün'deki geçmiş protestolardan bir kare (Arşiv-AP)
TT

Ürdünlü protestocular Filistinlileri desteklemek için İsrail sınırına yürüdü

Ürdün'deki geçmiş protestolardan bir kare (Arşiv-AP)
Ürdün'deki geçmiş protestolardan bir kare (Arşiv-AP)

Ürdün-Filistin sınırı yakınındaki Karama bölgesinde bir araya gelen yüzlerce Ürdünlü, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları ve devam eden ihlalleri karşısında Filistinlileri desteklemek ve moral vermek için büyük bir protesto gösterisi düzenledi. Cuma namazı sonrası "#Haydi sınırlara" başlığıyla sosyal medyada yapılan çağrı üzerine gerçekleşen bu kitlesel protestonun yanı sıra Ürdün Krallığının bazı şehirlerinde ve başkent Amman'ın merkezinde de geniş çaplı yürüyüşler düzenlendi.
Protestolarda bir araya gelen Ürdünlülerin ortak talebi, İşgal devletinin Kudüs ve Gazze'de gerçekleştirdiği saldırılardan dolayı, 1994'te dönemin ABD Başkanı Bill Clinton'ın huzurunda imzalanan Ürdün-İsrail Barış Anlaşması’nın kaldırılması oldu.
Protestocular ayrıca Ürdün Büyükelçisinin Tel Aviv'den geri çağırılması ve Amman'daki İsrail büyükelçiliğinin kapatılmasının yanı sıra İsrail'den gaz ithalatını öngören anlaşmanın iptalini ve sıradan kınamaların ötesinde daha katı bir resmî tavır sergilenmesini talep ettiler.
Ürdün Kamu Güvenliği Müdürlüğü (PSD), sınırdaki askerî bölgeye ulaşmaya çalışan bazı göstericilerin "Güney el-Shuna'daki vatandaşların çiftliklerine girmesi üzerine az sayıda güvenlik personeli ile orantılı güç kullanmak zorunda kaldıklarını" belirterek, "tüm göstericileri toplanma yerlerinin dışına çıkmamaya ve güvenlik personeliyle işbirliği yapmaya" davet etti.
PSD, Güney el-Shuna bölgesinde kardeş Filistin halkıyla Ürdün'ün dayanışma gösterisinin Cuma öğleden sonra sona erdiğini ve tüm göstericilerin bölgeden ayrıldığını duyurdu.
PSD sözcüsü, komşu ülkelerden bazılarının "Ürdün güvenlik güçlerinin göstericilere karşı gerçek mermi kullandığı ve yaralananların olduğu" yönünde paylaştığı videoların gerçeği yansıtmadığını belirtti.
Kamu Güvenliği Müdürlüğü açıklamasında, göstericilerin çoğunun kurallara uygun ve işbirliği içinde hareket ettiklerini; buna rağmen muhtemel bazı ihlalleri engellemek, güvenliği sağlamak ve özel mülkü korumak için azami çaba gösterildiğini belirtti.
Ürdün Parlamentosu çoğunluğunu oluşturan 92 milletvekili, henüz Pazartesi günkü oturumun gündemi açıklanmamışken, Parlamentoda görüşülmek ve hükümete bu yönde baskı yapmak üzere İsrail büyükelçisinin sınır dışı edilmesini öngören bir mutabakat metni imzaladı.
Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi geçen hafta Washington'a gerçekleştirdiği ziyarette, İsrail’in Filistin ve Gazze halkına yönelik saldırıları bir an önce durdurması gerektiğini vurguladı.
Amman, İsrail'in Mescid-i Haram'a yönelik devam eden ihlallerinin sonuçları konusunda uyarıda bulundu.



İsrailli aydınlardan çağrı: "Netanyahu'ya ağır yaptırımlar uygulayın"

Şu ana kadar Gazze'de 88'i çocuk toplam 147 kişi açlıktan yaşamını yitirdi (AP)
Şu ana kadar Gazze'de 88'i çocuk toplam 147 kişi açlıktan yaşamını yitirdi (AP)
TT

İsrailli aydınlardan çağrı: "Netanyahu'ya ağır yaptırımlar uygulayın"

Şu ana kadar Gazze'de 88'i çocuk toplam 147 kişi açlıktan yaşamını yitirdi (AP)
Şu ana kadar Gazze'de 88'i çocuk toplam 147 kişi açlıktan yaşamını yitirdi (AP)

İsrailli sanatçı, siyasetçi ve akademisyenler, Gazze'deki kıtlık nedeniyle Tel Aviv yönetimine yaptırım çağrısında bulundu. 

31 kişinin imzaladığı ve Guardian'a gönderilen ortak mektupta, İsrail'in Gazze halkını aç bırakarak ölüme terk ettiği ve milyonlarca Filistinliyi topraklarından zorla çıkarmak istediği vurgulandı. 

Tel Aviv yönetimine yaptırım çağrısında bulunulan mektuba imza atanlar arasında, Oscar ödüllü Gidecek Yer Yok (No Other Land) belgeselinin yönetmenlerinden Yuval Abraham'ın yanı sıra eski İsrail Başsavcısı Michael Benyair ve eski İsrail Meclis Başkanı Avraham Burg gibi isimler yer alıyor. 

İmzacılar, mektuplarında uluslararası kamuoyuna şu çağrıyı yaptı: 

Ülkemiz ve Filistinli komşularımız için barışçıl bir gelecek isteyen biz İsrailliler, büyük bir utanç, öfke ve ıstırap içinde bu mektubu yazıyoruz. Ülkemiz Gazze halkını aç bırakarak ölümüne mahkum ediyor ve milyonlarca Filistinliyi Gazze Şeridi'nden zorla çıkarmayı planlıyor. Uluslararası toplum, bu acımasız kampanyayı sonlandırıp kalıcı bir ateşkes uygulamaya koyana kadar İsrail'e ağır yaptırımlar uygulamalıdır.

İsrailli insan hakları grupları: "Soykırım politikası"

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de düzenlediği saldırılarda öldürdüğü Filistinlilerin sayısı 60 bini aştı.

İsrail merkezli insan hakları örgütleri B'Tselem ve Physicians for Human Rights Israel (İnsan Hakları için Hekimler), pazartesi günü yaptıkları ayrı açıklamalarla, İsrail devletinin Gazze'deki Filistin halkına karşı "soykırım politikası" yürüttüğünü belirtti. Bu nitelendirme, İsrail içinde kamuoyuna açık biçimde dile getirilen en sert ve çarpıcı suçlamalardan biri olarak kayda geçti. Açıklamalar, uluslararası hukukun en ağır suçu olan soykırımın, İsrail’in resmi politikası haline geldiğine dikkat çekti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze'de kıtlık olduğunu inkar ederken, ABD Başkanı Donald Trump, bölgede "gerçek bir açlık" yaşandığını söyleyerek yardım girişine izin verilmesini talep etmişti. 

Gazze savaşına Netanyahu destekçileri arasından da itirazlar geliyor. Kudüs merkezli düşünce kuruluşu İsrail Demokrasi Enstitüsü'nün anketine göre, Netanyahu'nun radikal sağcı Likud partisinin seçmenlerinin yaklaşık yüzde 50'si rehine anlaşmasıyla savaşın sonlandırılmasını istiyor. İsraillilerin yüzde 70'inden fazlası da çatışmaların sona ermesini ve rehinelerin serbest bırakılmasını talep ediyor.

Wall Street Journal'ın analizinde de Gazze savaşının sonlanmasının önündeki engeller inceleniyor. Haberde, Netanyahu yönetiminin Hamas'ı tamamen yenilgiye uğratmayı amaçladığı, Filistinli örgütünse işgalin sonlanmasını ve İsrail'in Gazze'den tamamen çekilmesini talep ettiği aktarılıyor. 

Taraflar arasında ortak nokta bulunamamasının Katar'ın başkenti Doha'daki ateşkes müzakerelerini tıkadığına işaret ediliyor. Yardım dağıtımlarını kimin üstleneceği, İsrail askerlerinin konuşlandırılması, kaç Filistinli mahkumun serbest bırakılacağı ve Gazze-Mısır sınırının nasıl açılacağına dair meselelerin çözüme ulaştırılamadığı belirtiliyor. 

Mevcut hükümete yakın İsrailli eski savunma yetkilisi Amir Avivi, Tel Aviv yönetiminin İran ve Hizbullah'a karşı güçlü hamlelerinin ardından Hamas'a karşı iyi bir müzakere pozisyonuna sahip olacağını düşündüğünü fakat bunun gerçekleşmediğini söylüyor. 

Tel Aviv merkezli Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü'nden Ofer Guterman da Hamas'ın tüm askeri kapasitesini ortadan kaldırma hedefinin gerçekçi olmadığına işaret ederek, bunun yıllar sürebileceğini belirtiyor. 

Independent Türkçe, Guardian, Wall Street Journal