Ganj Nehri'nde yarısı yanmış cesetler yüzerken bulundu
Ganj Nehri kıyılarında yakılmaya hazırlanan bir naaş (Reuters)
İstanbul/Şarkul Avsat
TT
TT
Ganj Nehri'nde yarısı yanmış cesetler yüzerken bulundu
Ganj Nehri kıyılarında yakılmaya hazırlanan bir naaş (Reuters)
Ölümcül ikinci dalga Hindistan'a ağır zarar verip bu hafta kaydedilmiş en yüksek ölü sayısına sebep olurken ülkenin en kalabalık vilayeti Uttar Pradeş'te Ganj Nehri'ne atılmış daha fazla ceset bulundu ve bu defa cesetler yarı yanmış durumda.
The Independent'ın haberine göre, Son bulgulara göre, Perşembe günü Varanasi'nin Ramnagar bölgesinde 6-7 ceset tespit edildi ve bunların üçü yarı yanmış haldeydi. Hint basınında çıkan haberlere göre cesetler daha sonra nehirden çıkarıldı ve gömüldü.
Hint haber kanalı NDTV'nin bildirdiğine göre yetkililer, cenaze törenleri için yeterli odun olmadığına ve cesetlerin kaldırılması için ailelerin onları nehre attığına inandıklarını söyledi.
Daha öncesinde komşu Bihar eyaletinin Cavsa bölgesinde aynı nehir hattı boyunca 40'tan fazla ceset bulunmasından sadece bir gün sonra Uttar Pradeş'in Gazipur bölgesinde suda yüzen 100 ceset bulunmuştu. Salı günü de Madya Pradeş vilayetinin Panna bölgesinde Runj Nehri'nin kıyılarına atılmış iki ceset bulunmuştu. Nehir, köylülerin ve sığırların su kaynağı.
Bölgede yüzen cesetleri araştırmak adına bir ekip oluşturmak için Hindistan'ın üst mahkemesine bir dilekçe verildi. Bihar'daki yetkililer daha önce cesetlerin Uttar Pradeş'ten geldiğini iddia etmişti.
Varanasi şehri kutsal bir yere sahip ve nehir kıyısında cenaze törenleri yapılır. Şehir aynı zamanda Uttar Pradeş'te iktidarda olan Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin seçim bölgesi.
Olaylar, Hindistan'ın son 4 günde 4 binden fazla ölüme tanıklık etmesi ve resmi ölü sayısının bu hafta salı günü 4 bin 205'le en yüksek seviyesine çıkmasını takiben gerçekleşti. Hindistan toplam enfeksiyon sayısında 24 milyon sınırını geçti ve ABD'nin hemen arkasında yer alıyor.
Ülkenin son birkaç günde pandeminin merkez üssü olmasının ardından ülkedeki sağlık sistemi darmadağın oldu. Uzmanlar gerçek enfeksiyon ve ölüm sayısının resmi rakamlardan çok daha yüksek olduğuna inanıyor. Nitekim son birkaç gündür daha küçük kasaba ve köylerde vakalar artmaya başladı.
Nehir kıyılarında çeşitli çürüme aşamalarında cesetlerin ortaya çıkması enfeksiyonun su yoluyla yayılmasına dair endişeleri de gündeme getirdi.
İsrail'in Güney Lübnan'daki prefabrik evlere yönelik saldırıları, bölge sakinlerinin ‘geçici barınma’ imkânından mahrum kalmasına neden oluyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5136900-i%CC%87srailin-g%C3%BCney-l%C3%BCbnandaki-prefabrik-evlere-y%C3%B6nelik-sald%C4%B1r%C4%B1lar%C4%B1-b%C3%B6lge
İsrail'in Güney Lübnan'daki prefabrik evlere yönelik saldırıları, bölge sakinlerinin ‘geçici barınma’ imkânından mahrum kalmasına neden oluyor
Hadr Avade, Ramazan Bayramı gecesi İsrail tarafından hedef alınan prefabrik evinin enkazı önünde (Şarku’l Avsat)
Lübnan'ın güney sınır köylerinde yaşayan çok sayıda Lübnanlı, son savaş sırasında İsrail tarafından yıkılan evlerinin yerine yenilerini inşa edebilmek için tazminat ödenmesini ve bölgede güvenliğin yeniden tesis edilmesini beklerken geçici konut olarak prefabrik evleri tercih etti.
Hizbullah ve İsrail arasındaki ateşkes anlaşmasının 27 Kasım'da yürürlüğe girmesinin ve özellikle İsrail'in 18 Şubat'ta sınır kasabalarından çekilmesinin ardından, güney sınır bölgelerindeki insanlar, maliyetinin düşük olması ve kısa sürede kurulabilmesi nedeniyle prefabrik ev seçeneğine yöneldi.
“Evimin enkazının yanına koydum”
Bölgede yaşayan 30 yaşındaki Hadr Avade Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “19 Şubat'ta köylerimize döndükten birkaç gün sonra prefabrik bir ev satın aldım. Küçüktü, bir yatak odası ve küçük bir mutfağı vardı. Ama beni ve beş kişilik ailemi geçici de olsa barındırabilirdi. Lübnan'daki savaşın ilk günlerinde İsrail tarafından yıkılan evimin bahçesinin köşesine, orada biriken molozların yanına yerleştirdim. Sonra da su ve elektriğini bağladım.”
Hadr Avade'nin Güney Lübnan'daki Kafr Kila'da bulunan prefabrik evinin hedef alınmadan önceki hali (Şarku’l Avsat)
Sınır kasabası Kafr Kila'nın yerlisi olan Avade, Hizbullah'ın destek cephesi olarak bilinen bölgeye girmesinin ardından 8 Ekim 2023 tarihinde evinden zorla çıkarıldı. Diğer güneylilerle birlikte o da evini kaybetti. O zamandan beri Nebatiye ilçesine bağlı Zebdin kasabasında yerinden edilmiş bir kişi olarak yaşıyor. Avade, “Bir buçuk yıldan fazla bir süredir kiraladığım evde kalmak yerine prefabrik evde yaşamayı ve memleketime dönmeyi tercih ettim” dedi.
“Geri dönmeyin”
Prefabrik ev, barınma yardımı olarak aldığı 5 bin dolara mal oldu. Ramazan Bayramı'nın ilk günü taşınmayı tercih etti, ancak İsrail bunu yapmasını engelledi. İsrail ordusu Ramazan Bayramı gecesi evi bir füzeyle hedef aldı.
Aynı gece İsrail, Kafr Kila'daki birkaç prefabrik evi daha hedef aldı ve saldırılar bugün de devam ediyor. “Sanki bize 'Geri dönmeyin' der gibiydiler” diyen Avade, “Onlar için bir tehdit oluşturmadığı için eve zarar vermeyeceklerini düşündüm” ifadesini kullandı.
Hadr Avade'nin Güney Lübnan'daki Kafr Kila'da bulunan prefabrik evinin hedef alındıktan sonraki hali (Şarku’l Avsat)
Avade, İsrail askerlerinin çekilmesinden sonra Kafr Kila'ya dönüşünü şu ifadelerle anlattı: “Dönmek için sabırsızlanıyordum. Bu yüzden prefabrik evime yerleşene kadar her gün kasabayı ziyaret ettim. Evi hedef almalarını beklemiyordum, bu sebeple yakında taşınabilmek için evi hazırladım. İsrail'in tüm ihlallerine rağmen oradaki ekinleri suluyordum. Biz, bu köylerin insanları, evlerimizi alnımızın teriyle inşa ettik. Savaştan önce küçük bir kahvehanem vardı. Yaşanan her şeye rağmen, geri dönüp evlerimizi yeniden inşa edebilmek için anlaşma anını bekliyoruz.”
Avade, prefabrik evin hedef alınması nedeniyle tazminat alma olasılığı hakkında ise “Henüz net bir şey yok ama sanmıyorum” dedi.
Evleri kaybetmek
Avade, çoğu, yıllar içinde inşa ettikleri evlerini ve çıkarlarını kaybeden ve İsrail'in neredeyse her gün bölgeyi hedef alması nedeniyle riskli ziyaretler dışında bölgelerine dönmeleri hâlâ engellenen birçok güneylinin hayatlarına ve savaşla ilgili deneyimlerine dair sadece bir örnek. Dikkat çekici olan, çoğunun sanki duyguları uyuşmuş gibi umursamaması.
Yerel bir kuruluş tarafından Lübnan'ın güneyinde yerinden edilmiş kişilere bağışlanan prefabrik evler (AFP)
Avade gibi Muna da kendisi ve üç kişilik ailesinin yaşaması için bir ev satın almış. Şarku’l Avsat'a konuşan Muna, “Evi Deyr Mimas ve Kafr Kila arasında bir yere koydum. Kasabamı sevdiğim ve her gün ziyaret ettiğim için oraya taşınmak isterdim” dedi. Ancak İsrail, oradaki prefabrik evleri vurduğu için bunu yapamamış.
Evi taşımaya karar verdi
İsrail saldırıları Muna'nın yeni evine zarar vermedi, ancak korkudan evi kurulduğu yerden taşımaya karar verdi ve içinde yaşama fikrinden vazgeçti. Muna yeni kararını şu ifadelerle anlattı: “Yaklaşık iki hafta önce evi, bir buçuk yıldır yerinden edilmiş bir kişi olarak yaşadığım Nebatiye'deki Kafr Tibnit kasabasına taşıdım. Orada birkaç kez yerinden edilme deneyimi yaşamıştım.”
Muna orada yaşaması halinde kendisini bekleyen tehlikenin farkında. “Güvenlik yok, ancak doğup büyüdüğüm, anılarımın olduğu topraklara dönmekten başka seçeneğim de yok” diyen Muna, bu adımı güvenlik durumu daha iyi olana kadar ertelemeye karar verdi.
Umduğu gibi değildi
Muna savaştan önceki hayatını, evini nasıl inşa ettiğini ve üzerinde nasıl büyük bir özen ve sevgiyle çalıştığını şöyle anlattı: “Evimin ayrıntılarını, en küçük detaylarını bile dikkatle ve titizlikle seçtim, ancak İsrail onu yıktı. Savaştan üç ay sonra orayı terk ettik. Kocam mucizevi bir şekilde hayatta kaldı, dört İsrail mermisi evimize isabet etti ve evsiz kaldık.”
Yeni prefabrik ev Muna'nın umduğu gibi değildi, bir anda kendini sınırlı seçeneklerle bulmuştu. Muna, “Çadırda yaşamak zorunda kalsam bile topraklarımıza geri dönmek istedim. Belki de kalıcı dönüşümüzün yakın olduğuna dair kendime biraz umut vermek içindi böyle düşünüyordum. Şimdi bunu yapamayacağım için çok üzgünüm” ifadelerini kullandı.
Güvenlik garantisi
Öğretmen ve bir erkek çocuk annesi olan Muna, kocasına neredeyse her gün sınır köylerindeki işine giderken eşlik ediyor. Muna, “İnsanlar güvenlik garantisi aldıktan sonra yaşamak için memleketlerine döndüklerinde ön saflarda olacağım” diyor.
Muna yeni evini, barınma ve mobilya yardımı aldıktan sonra kuzeydeki bir fabrikadan 3 bin 500 dolara satın almış. Muna, kasabanın girişinde bir dinlenme evi gibi küçük bir işyeri açmayı düşünüyormuş. Ancak güvenlik ihlalleri bunu yapmasını engellemiş.