Cezayir ve Fransa, suçluların iadesi ile ilgili bir anlaşmanın çerçevelerini belirledi

Anlaşma maddelerinde insan haklarını koruma ilkesine ve siyasi görüşlerin cezalandırılmasının reddedilmesine odaklanıldı

Cezayir Yüksek Mahkemesi (AFP)
Cezayir Yüksek Mahkemesi (AFP)
TT

Cezayir ve Fransa, suçluların iadesi ile ilgili bir anlaşmanın çerçevelerini belirledi

Cezayir Yüksek Mahkemesi (AFP)
Cezayir Yüksek Mahkemesi (AFP)

Ali Yahi
Cezayir ile Fransa arasında suçluların iadesi ile ilgili anlaşmada geçen ifadeler, Cezayir’in Paris’e sunduğu taleplerin akıbeti konusunda tartışmalara yol açtı. Tartışmalar “Talep edilen kişi, iade talebinde bulunulan tarafın uyruğuna sahipse iade edilmeyebilir” maddesinin ardından alevlendi.

Sert ifadeler
Cezayir Resmi Gazetesi’ne göre anlaşmanın ilk maddesinde “Taraflar, kendi adli makamları tarafından kovuşturulan veya hüküm giyen kişileri bu sözleşmede belirtilen kural ve şartlara göre birbirlerine teslim etmeyi taahhüt eder” ifadeleri yer alıyor. Suçluların iade edilmesini gerekli kılan suçlara işaret edildiği ikinci madde ise “İade talebi, tarafların her birinin kanunlarına göre bir yıldan az olmamak üzere hapis cezası veya infaz edilen hapis cezası ile hüküm giyen kişinin işlediği suçlar için geçerlidir. İade talebi hapis cezasının infaz edilmesi amacıyla sunuluyorsa, cezanın kalan süresi altı aydan az olmamalıdır” şeklindeydi.
Aynı zamanda anlaşmada şu ifadeler geçti: “Yalnızca talebin, iade talebinde bulunulan tarafça mali suç olarak tanımlanan bir suçla ilgili olması veya talepte bulunulan tarafın yönetmeliğinin talepte bulunan tarafın yönetmeliğindeki aynı tür harç ve vergileri uygulamaması veya ilgili yönetmeliğin harçlar, vergiler, gümrükler ve kambiyo ile ilgili aynı tür düzenlemeleri içermemesi nedeniyle iade talebinin reddedilmesine izin verilmez.”
Anlaşmanın devamında “İade talebi, iki tarafın yönetmeliğine göre cezalandırılan birkaç ayrı suç içeriyorsa ve bunlardan bazıları bu maddenin 1. fıkrasında belirtilen diğer şartları yerine getirmiyorsa, kişinin arandığı suçlardan en az birinin iade edilmesini gerektirmesi şartıyla, bu son suçlar için iade talebi kabul edilebilir” ifadeleri yer aldı.

Vatandaşların iadesi
Anlaşmanın “vatandaşların iadesi” başlıklı üçüncü maddesinde “Kişinin uyruğu iade istemini gerektiren suçları işlediği tarihte belirlendiğinden, talep edilen kişi iade talebinde bulunulan tarafın uyruğuna sahipse iade edilmeyebilir” ifadesi yer alıyor.
Maddenin devamında “İade talebinde bulunulan taraf, vatandaşlarından birini teslim etmeyi reddederse talep eden tarafın talebi üzerine, gerektiğinde adli kovuşturma için davayı yetkili makamlara sevk etmesi gerekir. Bu durumda talepte bulunan taraf, iade talebinde bulunulan tarafa diplomatik yollardan elindeki suçla ilgili dosyalara ve ilgili belge ve araçlara iliştirilmiş bir kovuşturma talebi gönderir” ifadesi yer alıyor.

Reddedilme nedenleri
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, Anlaşmanın dördüncü maddesinde iade talebinin reddedilmesinin zorunlu nedenleri ele alınıyor ve “iade talebinde bulunulan tarafın, iade istemi gerektiren suçun siyasi bir suç olduğunu veya siyasi bir suçla bağlantılı olduğunu düşünmesi durumunda” talebi reddedebileceği ifade ediliyor. Bununla birlikte maddenin devamında “Bir devlet başkanının hayatına, fiziksel sağlığına veya herhangi bir aile üyesinin hayatına zarar verilmesi veya iki tarafın çok taraflı bir anlaşma ile bağlı olduğu terör niteliğindeki suçlar siyasi suçlardan sayılmaz. Bu durumda iadesi istenen kişi teslim edilir veya hangi adımın atılacağına karar vermek için dava yetkili makamlara havale edilir” ifadesi yer alıyor.
Anlaşmanın devamında “iade talebinde bulunulan tarafın, iade talebinin kişinin ırkı, cinsiyeti, uyruğu veya siyasi görüşleri yüzünden kovuşturulması veya cezalandırılması amacıyla yapıldığına veya durumunun bu sebeplerden birinden ötürü kötüleşeceğine inanmak için ciddi nedenleri varsa” talebi reddedebileceği ifade ediliyor.

Özgürlükleri hedef almıyor
Hukukçu Abdulhamid bin İdris Independent Arabia’ya anlaşma ile ilgili verdiği demeçte “Anlaşma metni insan haklarını koruma ilkesine odaklanmış durumda. Bunun delili de özgürlükleri hedef almaması. Zira siyasi görüşlerini ifade eden kişilerin iade edilmesini reddediyor. Buna ek olarak anlaşma, özellikle yolsuzluk ve terör olguları ile mücadele etmek için yapıldı” dedi.
Talebin yapıldığı gün iadesi istenen kişinin uyruğundan bahseden maddenin, kişinin iade veya cezadan paçayı sıyırmasına kapı araladığı için gelecekte yankı uyandırabileceğine işaret eden Abdulhamid bin İdris, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinin, Cezayir’in Fransa’dan "suçluların" iadesini her talep ettiğinde ortaya çıkan bazı tartışmaları sona erdireceğini söyledi.
Cezayir ve Fransa, adli anlaşmalarının revize edilmesi çerçevesinde bu yeni anlaşmayı imzaladılar. 1964 yılına dayanan bir önceki anlaşmanın yerini alan bu anlaşma, 2016 yılında Paris'te ceza hukuku alanında imzalanan adli işbirliği anlaşmasının devamı olarak geliyor. 2019 yılında anlaşmanın imzalandığı gün iki ülkenin yetkilileri, anlaşmanın insan haklarına saygı gösterilmesi, temel özgürlüklerin garanti altına alınması ve kişisel bilgilerin korunması ile uyumlu olduğunu vurguladı.
Diğer taraftan hukukçu Kerim Selimi Independent Arabia’ya verdiği demeçte güvenliği ve istikrarı sağlamanın her devletin hakkı olduğunu ve bu yüzden Cezayir’in anlaşmanın yürürlüğe girmesinde ısrar etmesinin sebebinin, isyan veya şiddet çağrısı yaparak güvenliğini ve istikrarını tehlikeye attığını düşündüğü kişileri hedef almak olduğunu söyledi.
Selimi anlaşmada iadesi istenen kişileri mahkum edecek delil ve kanıtlara vurgu yapıldığını ve bu nedenle, iade işlemlerinin gerekçeli, yasal, insan hak ve özgürlüklerine saygılı ve herhangi bir ihlali önleyecek şekilde yapılacağını kaydetti. Yargının karar vereceği göz önüne alındığında, anlaşmanın yürürlüğe girmesinin Cezayir ve Fransa’da adaleti test edeceğini söyledi.



Kenya'daki hükümet karşıtı protestolarda 16 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı

Kenya'da göstericiler Nairobi'deki protesto sırasında ateş yakınca çevik kuvvet polisi olay yerine geldi (EPA)
Kenya'da göstericiler Nairobi'deki protesto sırasında ateş yakınca çevik kuvvet polisi olay yerine geldi (EPA)
TT

Kenya'daki hükümet karşıtı protestolarda 16 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı

Kenya'da göstericiler Nairobi'deki protesto sırasında ateş yakınca çevik kuvvet polisi olay yerine geldi (EPA)
Kenya'da göstericiler Nairobi'deki protesto sırasında ateş yakınca çevik kuvvet polisi olay yerine geldi (EPA)

Uluslararası Af Örgütü’nün (UAÖ) Kenya Şubesi dün Kenya'da hükümet karşıtı protestolarda 16 kişinin öldüğünü ve bunların çoğunun polis tarafından öldürüldüğünü açıkladı.

UAÖ Kenya Şubesi İcra Direktörü Irũngũ Houghton, Reuters’a yaptığı açıklamada, olaylar sırasında 16 kişinin öldüğü söyledi. Bu rakamların, UAÖ ve hükümet tarafından finanse edilen Kenya Ulusal İnsan Hakları Komisyonu (KNCHR) tarafından doğrulandığını belirten Houghton, bu kişilerin çoğunun polis tarafından öldürüldüğünü ve en az beş kurbanda kurşun yaraları olduğunu belirtti.

2024 yılında ‘Vatandaş Hareketinin’ başlamasının yıldönümü vesilesiyle dün Kenya'nın çeşitli yerlerinde düzenlenen protestolarda en az 400 kişi yaralandı. Bunlardan 83'ünün durumu ağır. Bu bilgi, 20 sivil toplum kuruluşundan oluşan bir koalisyon tarafından açıklandı. KNCHR ve UAÖ’nün de aralarında bulunduğu bu kuruluşlar, en az 8 kişinin kurşun yaralanmaları nedeniyle tedavi gördüğünü, bunlardan 3'ünün polis memuru olduğunu belirtirken ‘sokaklarda bulunan herkesin, daha fazla ölü ve yaralı olmaması için dikkatli olmasını’ istedi.

7U8I
Kenya polisi, Nairobi'deki protestolarda çıkan ayaklanmalara müdahale etmeye hazırlanırken (AFP)

Kenya Cumhurbaşkanı William Ruto, kötü yönetim ve polis şiddetini protesto eden göstericileri ülkeyi ‘mahvetmemeleri’ konusunda uyardı.

Protestocular Nairobi'deki ofisine doğru ilerlerken Kenya'nın kıyı şeridinde bir cenaze törenine katılan Cumhurbaşkanı Ruto, “İşler kötüye gittiğinde gidebileceğimiz başka bir ülke yok. Ülkemizin güvenliğini sağlamak bizim sorumluluğumuz” ifadelerini kullandı.

Kenya'nın başkenti Nairobi'de polis şiddetine ve hükümetin yolsuzluğuna karşı binlerce gösterici polisle çatıştı. Polisler göz yaşartıcı gaz bombaları attı ve coplar kullandı, bu da birçok kişinin yaralanmasına neden oldu. Protesto gösterileri ülkenin dört bir yanına yayıldı.

SDFRG
Nairobi'de protestocularla Kenya polisi arasında çatışmalar yaşandı (Reuters)

Protestolar, 60 kişinin hayatını kaybettiği ve 20 kişinin kaybolduğu vergi karşıtı gösterilerin birinci yıldönümüne denk geldi.

Kenya Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı Ofisi dikenli tellerle çevrildi ve polis, bu iki binaya giden tüm yolları kapattı.

Mombaça, Kisumu ve Nakuru gibi ülkenin büyük şehirlerine yayılan protestolar, Cumhurbaşkanı Rito’nun istifasını talep eden çağrılara dönüştü. Protestocular, ülkenin kötü yönetildiği gerekçesiyle gösterilerde taleplerini dile getirmeye devam etti.