Uzmanlar cevapladı: Fazla uyumak sağlığa zararlı mı?

Uzun süredir normalden fazla uykuya ihtiyaç duyuyorsanız, bu bir sağlık sorununun göstergesi olabilir (Pixabay)
Uzun süredir normalden fazla uykuya ihtiyaç duyuyorsanız, bu bir sağlık sorununun göstergesi olabilir (Pixabay)
TT

Uzmanlar cevapladı: Fazla uyumak sağlığa zararlı mı?

Uzun süredir normalden fazla uykuya ihtiyaç duyuyorsanız, bu bir sağlık sorununun göstergesi olabilir (Pixabay)
Uzun süredir normalden fazla uykuya ihtiyaç duyuyorsanız, bu bir sağlık sorununun göstergesi olabilir (Pixabay)

Yeterince uyuyamamak odaklanma ve duygu durumunda sorun yaratırken, birçok sağlık problemini de birlikte getiriyor.
Peki, fazla uyumak da sağlığa zararlı olabilir mi?
Uyku araştırması ve sinirbilim alanında çalışan 26 uzman bu sorunun cevabını aradı. Uzmanlardan yüzde 85’i fazla uyumanın sağlığa zararlı olmadığını düşünüyor.
ABD Donanması Tıbbi Nöropsikoloji Araştırma Birimi’nden Dr. Jo Caldwell, "İdeal uyku süresi 7 saat gibi görünüyor. Bunun altındaki her saatte sağlık açısından olumsuz etkiler artıyor. 7 saatin üzerindeki her bir saat için de aynı şey geçerli" dedi.
Sağlık açısından olumsuz sonuçlar arasında diyabet, kalp rahatsızlığı ve obezite gibi rahatsızlıklar bulunuyor. Düşük fiziksel aktivite ve fazla uyku ise ölüm oranında artışla ilişkili.
Öte yandan bu veriler yalnızca gözlemsel, yani farklı uyku düzenlerine sahip kişilerde bunun sağlık açısından sonuçları gözlemlere dayanarak elde edildi.
Şu anda fazla uykuyla ölüm oranını birbiriyle ilişkilendiren, uyku süresinin deneysel olarak incelendiği veriler mevcut değil.
Harvard Üniversitesi’nden uyku uzmanı Dr. Monika Haack, "Alışılan uyku süresini uzatmanın, kan basıncının azalması, acıya duyarlılığın azalması ve insülin duyarlılığının artması gibi birkaç biyolojik sistem üzerinde olumlu etkisi bulunuyor" ifadelerini kullandı.
Yukarıda da belirtildiği gibi, gözlemsel verilere göre 7 saatten fazla uyumak sağlığa zararlı olabilir. Öte yandan Harvard Üniversitesi’nden uyku uzmanı Dr Jamie Zeitzer bu bağlantıya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
"Bunun 'uzun süre uyumak sağlığa zararlıdır' diye yorumlanmasında şöyle bir sorun var; çok uyuyan kişilerdeki olumsuz sağlık sonuçlarının tam nedenini bilmiyoruz. Tıbbi olarak çok uyumalarına neden olacak bir durum olabilir (uyku bir takım şeylerin iyileştirilmesi için çok iyidir)."
Peki sağlıklı olan ne kadar uyumak? Eastern Virginia Tıp Okulu’ndan uzman Dr James Ware "Sağlıklı birinin abartılı şekilde fazla uyuması mümkün değil. Bunun yerine kişi ya yatakta uyanık ve rahatsız şekilde yatar ya da kalkar" dedi.
Uzmanlar herkesin uyku ihtiyacının değişebileceğini belirtirken, ortalama 7-8 saat uykunun gerekli olduğunu belirtiyor.

Independent Türkçe, Sciencealert



Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
TT

Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)

Arkeologlar, Avustralya'nın Mavi Dağlar bölgesindeki bir mağarada Son Buzul Çağı'na ait nadir eserler ortaya çıkararak kıtanın ilk insanlarının, bir zamanlar bu engebeli dağlarda yaşadığına dair kesin kanıtlar buldu.

İlk Milletler topluluğu üyeleriyle birlikte çalışan araştırmacılar, Sidney'nin batısında yaklaşık 1073 metre yükseklikte yer alan buz gibi bir bölge olan Dargan Sığınağı'nın 20 bin yıl önce ilk insanlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanıldığını keşfetti.

Hakemli dergi Nature Human Behaviour'da yayımlanan bulgular, Avustralya'da 700 metrenin üzerindeki bir rakımda yerleşim olduğuna dair bugüne kadarki en eski kanıtı sunuyor.

Bulgular, Mavi Dağlar'ın Son Buzul Çağı'nda yerleşime elverişsiz olduğu yönündeki önceki inanışları tersine çevirirken bu tür buzlu arazilerin, erken insan göçüne engel teşkil etmemiş olabileceğine işaret ediyor.

Araştırma, erken dönem Avustralya yerlilerinin bu elverişsiz koşullara uyum sağlamalarını sağlayan yaratıcılıkları hakkında da yeni soruları gündeme getiriyor.

Son Buzul Çağı'ndaki soğuk hava koşulları Mavi Dağlar'ın 600 metre yukarısındaki üst kesimlere kadar uzanmıştı, sıcaklıklar bugünkünden en az 8,2 derece daha düşüktü ve bitki örtüsü modern zamanlara göre çok daha seyrekti.

Bilim insanları Buzul Çağı'nda bu bölgede odun kaynaklarının kıt olabileceğini ve su kaynaklarının kış boyunca donmuş olabileceğini söylüyor.

Sidney Üniversitesi'nden arkeolog Wayne Brennan, "Şimdiye kadar, Avustralya'nın yüksek kesimlerinin Son Buzul Çağı'nda yaşanması çok zor yerler olduğunu düşünüyorduk" diyor.

Dr. Brennan şu ifadeleri kullanıyor: 

Yine de araştırmalarımız bu zorlu koşullara rağmen insanların, ağaç sınırının yaklaşık 400 metre üzerindeki bu yüksek rakımlı arazide yaşadığını ve buradan geçtiğini gösteriyor.

Arkeologlar mağara alanındaki son kazılarda ocak kalıntıları da dahil, Son Buzul Çağı'na ait yaklaşık 700 eser ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bunların çoğunun Avustralya'nın ilk insanları tarafından muhtemelen kesme veya kazıma için kullanılan tarih öncesi aletler olduğunu söylüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Philip Piper "Dargan Mağarası'nın son 20 bin yılını kapsayan bu kadar sağlam bir kronolojiyi oluşturmamızı sağlayan, eserlerin mükemmel bir şekilde korunmasıydı" diyor.

Gün yüzüne çıkarılan kil taşından aletlerin çoğu yerel üretimdi ancak bir tanesi Dargan Sığınağı'ndan yaklaşık 50 km uzaklıktaki Jenolan Mağaraları bölgesinden gelmiş gibi görünüyor. Bu da eski insanların kuzey ve güney arasında yolculuk yaptığına işaret ediyor.

ghtyju

Araştırmacılar, Mavi Dağlar silsilesi, bitki ve hayvan çeşitliliğiyle tanınan bir UNESCO Dünya Mirası alanı olmasına rağmen, yerli halkın kültürel mirasını korumak için hiçbir önlem alınmadığını söylüyor.

Çalışmanın yazarı ve Darug kadını Leanne Watson Redpath, "Halkımız binlerce yıl boyunca Mavi Dağlar'da yürüdü, yaşadı ve gelişti ve mağaranın orada olduğunu biliyorduk" diyor.

Mağara sadece bir şeyler paylaşmak, hikaye anlatmak ve hayatta kalmak için burayı bir buluşma yeri olarak kullanan atalarımızla somut bir bağ değil, aynı zamanda kültürel kimliğimizin bir parçası. Tüm Avustralyalıların yararı için mirasımıza saygı göstermeli ve onu korumalıyız.

Bilim insanları Son Buzul Çağı'nda bu dağlara hangi ilk insanların ulaştığına henüz emin değil.

Birden fazla yerli grubun bu bölgeyle bağlantılı olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Dr. Brennan, "Geleneksel bilgimizle bilimsel araştırmaları birleştirerek tarihimizin bu paha biçilmez mahzenlerini gelecek nesiller için koruyabileceğimizi umuyoruz" diyor.

Independent Türkçe