ABD istihbarat raporu: Yemen'deki insani durum kötüleşti

ABD raporu, İran'ın Husiler için silah ve askeri eğitim konusunda doğrudan desteği olduğunu doğruladı.

Sana'daki bir sığınmacı kampında bisikletiyle oynayan Yemenli bir çocuk. (EPA) 
Sana'daki bir sığınmacı kampında bisikletiyle oynayan Yemenli bir çocuk. (EPA) 
TT

ABD istihbarat raporu: Yemen'deki insani durum kötüleşti

Sana'daki bir sığınmacı kampında bisikletiyle oynayan Yemenli bir çocuk. (EPA) 
Sana'daki bir sığınmacı kampında bisikletiyle oynayan Yemenli bir çocuk. (EPA) 

Yemen halkının savaş nedeniyle yaşadığı kaos ve çektiği acılar devam ederken, ABD’nin yayınladığı bir istihbarat raporu, Yemen’de insani koşulların kötüye gittiğini ve sağlık ve insani açıdan yaşam koşullarının en düşük seviyelere ulaşacağını ortaya koydu. 
ABD ordusu tarafından yayınlanan istihbarat raporundaki bu beklentiler, Arap Baharı’nın ve 2011 yılında Ali Abdullah Salih'i deviren gösterilerin patlak vermesinden bu yana devam eden istikrarsızlık durumundan muzdarip olan Yemen halkı için yeni bir durum değil.
Şarku’l Avsat’ın elde ettiği ABD Kongresi’ne teslim edilen son raporda, Yemen'de dünyanın en kötü sağlık ve insani durumunun yaşandığı ve savaş nedeniyle bu durumun devam edeceği ifade edildi. Ayrıca Husiler bu krizin arkasında olmakla ve Yemen'deki çoğu kentsel alanı kontrol etmekle suçlandı.
Rapor İran'ı, Suudi Arabistan liderliğindeki Arap Koalisyonu’na baskı yapmak ve 2019 ve 2020 yıllarında petrol tesislerini ve birçok şehirlerini hedef aldığı Suudi Arabistan'a yönelik karmaşık ve uzun vadeli saldırıları kolaylaştırmak amacıyla Husileri silah ve askeri danışmanlarla desteklemeye devam etmekle suçladı. Raporda ayrıca şu ifadeler yer aldı:
“2020 yılında İran destekli Husiler, Suudi Arabistan'a füze ve insansız hava aracı saldırılarının sıklığını artırarak, daha önce Yemen hükümetinin kontrolünde olan kendi bölgelerinde önemli kazanımlar elde etti. Aynı şekilde Yemen'in kuzeybatısında kontrolleri artırdılar ve şu anda kuzeydeki Yemen hükümetinin son askeri ve ekonomik kalesi olan Marib şehrini tehdit ediyorlar”
Raporda, İran'ın devam eden desteği nedeniyle Husilerin kendilerine olan güveninin açıkça arttığı ve şu anda Suudi liderliğindeki Arap Koalisyonu ile sahadaki gerçekleri ve askeri başarılarını yakından yansıtan müzakere edilmiş bir çözüm arayışında oldukları belirtildi. Raporda insani yardım ve sağlık çabalarıyla ilişkin yapılan açıklamada, Yemen hükümetinin Kovid-19 virüsünün yayılmasını izlemek ve bazı valiliklere tıbbi yardım sağlamak için çaba sarf etmesine rağmen, Yemen liderliğinin salgınla başa çıkmak için etkili önlemler uygulamak amacıyla hem uyum hem de mali kaynaklardan yoksun olduğunu belirtti. 
İstihbarat raporu Husileri virüsün etkilerini hafife almakla ve kontrolleri altındaki bölgede gerçek vakalarının sayısını gizlemekle suçladı. Bu durumun Yemen’in sağlık ve ekonomik krizlerle karşı karşıya kalmaya devam etmesine neden olacağı ve önümüzdeki yıl zaten ciddi bir boyutta olan insani krizi daha da kötüleştireceği kaydedildi.
Kongre'deki bazı ABD'li milletvekilleri sosyal medya hesaplarında yaptıkları açıklamalarda, İran'ın Husileri destekleme ve Yemen'deki krizi artırmak için silah tedarik etme tutumunu eleştirirken, ateşkes ve Yemen'deki insani krize son verme çağrıları yaptılar.
New York Eyaletinden Milletvekili Claudia Tenney, İran'ın Yemen'e daha ölümcül silahlar göndermeye devam ettiğini, bu eylemleri yasaklayan Birleşmiş Milletler yasa ve yönetmeliklerini açıkça ihlal ettiğini vurguladı. Yemen’deki savaşın ve tehlikeli eylemlerin sona ermesi çağrısında bulunan Tenney, "İran, Yemen'deki insani krizin daha da kötüye gitmesine neden oluyor” dedi.
Arkansas'tan Cumhuriyetçi Senatör Tom Cotton, Pentagon'daki Amerikan kaynaklarının aktardığı üzere Yemen'e giden silah sevkiyatına el konulmasının ardından sevkiyatın İran'dan geldiğinin anlaşıldığını belirtti. Bu durumun şaşırtıcı olmadığını belirten Cotton, ABD Donanması’nın 2013'ten beri defalarca İran'dan Yemen'deki Husilere giden silah sevkiyatlarına el koyduğuna dikkati çekti.
Husilere petrol zengini Marib vilayetine bir yıl süren saldırılarını durdurmaları yönünde çağrıda bulunulmasına rağmen, Husiler uluslararası çağrılara uymayı reddediyor. Bu da iç savaş nedeniyle 6 yıl önce göç eden yaklaşık bir milyon Yemenlinin yaşadığı Marib’deki insani felaketi şiddetlendirmekle tehdit ediyor. 
ABD Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking, Yemen krizine ilişkin son hamlesinde, Marib'deki gerilimi azaltmak ve Yemen'deki insani krizi sona erdirmek amacıyla uluslararası toplum örgütleri ve Avrupalı ​​ABD büyükelçileri ile çok sayıda toplantı ve istişarelerde bulundu. Lendeerking bu adımla ülkede 10 yıldır süren savaşı sona erdirerek tüm Yemenli taraflar arasında barışçıl bir çözüme ulaşmayı hedefledi.
ABD ve Fransa geçen hafta, İran destekli Husi grubunu Yemen'in geleceğini rehin olarak tutmakla suçladı. ABD Dışişleri Bakanlığı bünyesindeki Yakın Doğu İşleri Bürosu tarafından Twitter üzerinden yapılan açıklamada, Lenderking'in Fransa Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İşleri Müdürü Christopher Farno ile görüştüğü ve görüşmede Yemen krizinin ele alındığı bildirildi.
Dışişleri Bakanlığı, iki ülkenin de Suudi Arabistan'ın önerdiği ateşkesi adil bir anlaşma olarak gördüğünü belirterek, Husilerin Yemen'in geleceğini rehin tuttuğunu ve Marib'e uzun ve maliyetli bir saldırıyı sürdürdüklerini belirttiler. Ayrıca Husileri Suudi Arabistan’ın girişimini kabul etmeye çağırdılar.
ABD Dışişleri Bakanlığı Husileri geçen hafta Umman'da Birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths ile görüşmeyi reddettikleri için eleştirmişti. Öte yandan bazı raporlar Griffiths’in Yemen görevinin sona erdiğini ve Birleşmiş Milletler bünyesinde başka bir göreve atandığını belirtse de ancak bu konuda resmi bir açıklama yapılmadı ve onun yerine geçecek kişi bildirilmedi.



Yemen’de BM’ye ait bir tesisin hedef alındığı iddiaları yalanlandı

Yemen’de BM’ye ait bir tesisin hedef alındığı iddiaları yalanlandı
TT

Yemen’de BM’ye ait bir tesisin hedef alındığı iddiaları yalanlandı

Yemen’de BM’ye ait bir tesisin hedef alındığı iddiaları yalanlandı

Yemen’deki Ortak Olayları Değerlendirme Ekibi (JIAT), ülkede meşru yönetimi destekleyen koalisyon güçlerinin, Birleşmiş Milletler Koruma Gücü’nün tesislerini hedef aldığı yönündeki iddiaları yalanladı. Mart 2022’de Sana’nın batısında gerçekleştirilen baskının meşru bir askeri hedefi hedef aldığını ve koalisyonun siviller arasında olası kayıpları veya zararları önlemek için tüm önlemleri aldığını bildirdi.

Ekibin Sözcüsü Mansur el-Mansur, insansız hava aracı (İHA) üretimine yönelik atölye ve depoların varlığına dair istihbarat bilgilerinin alınması ve buna bağlı olarak uluslararası kurallara uygun şekilde kesin bir görev icra edilmesinin ardından koalisyon güçlerinin Mart 2022’de hedefi vuran bir güdümlü bomba kullanarak iki meşru askeri hedefe hava operasyonu düzenlediğini belirtti. Ayrıca gerçekleştirilen hava saldırısı sonucunda barınaklara verilen hasar ve sakinlerinin güvenliğine yönelik tehdit hakkında bir BM raporunda belirtilenleri yalanladı.

Ekip içerisindeki uzmanlar, görev sonrası raporları, iddia edilen alanın uydu görüntülerini ve gerçekleştirilen hava görevinin video kayıtlarını inceledikten sonra, Birleşmiş Milletler Koruma Gücü’ne bağlı konut kompleksi içindeki herhangi bir binaya yapılan hava saldırıları sonucunda doğrudan etkilerin veya hasarların olduğunu yalanladı.

Ortak ekip, sığınağın cam binalarının bazı cephelerinde gözlemlenen küçük hasar izlerinin, meşru askeri bölgeleri vuran fırtınalardan kaynaklandığına dikkat çekti. Ayrıca koalisyon güçlerine, koalisyon liderliğinin taahhüt ettiği insani ilkeler ve uluslararası normlar doğrultusunda kısmi hasarı onarmaya yardımcı olmaya çağırdı.

Mansur, pazartesi günü Riyad’da düzenlediği basın toplantısında, uluslararası kuruluşlardan alınan bazı vakaları ve ortak ekibin bu olaylara ilişkin değerlendirmesinin sonuçlarını inceledi. Ayrıca koalisyon güçlerinin Yemen’deki askeri operasyonları sırasında yaptıkları hatalar çerçevesinde bazı taraflarca ileri sürülen dört iddiayı da yalanladı.

251 sayılı olay çerçevesinde ise Eylül 2021’de Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin yıllık raporunda, koalisyon güçlerinin Amran vilayetindeki iki kümes hayvanı çiftliğine füze saldırısı düzenlediği iddiasıyla ilgili olarak Mansur şunları söyledi:

“Yemen’deki Ortak Olayları Değerlendirme Ekibi, bu iddiayı araştırıp delilleri değerlendirdikten ve uydu görüntülerini inceledikten sonra iddianın olduğu yerde bir kümes hayvanı çiftliği olmadığını tespit ederken, koalisyon güçlerinin olay boyunca herhangi bir hava operasyonu gerçekleştirmediğinden emin. İddia tarihi öncesindeki ve sonrasındaki günlerde de çiftlikte aynı durum söz konusuydu.”

252 sayılı vakada ekibe bildirilenlere göre ise 26.11.2018 tarihinde akşam saatlerinde Haccah vilayetindeki el-Hayca bölgesinde bir evin üzerinden uçmaya başlayan ve daha sonra bir eve çarpan bir İHA’ya ilişkin olarak ise Mansur, ekibin doğrulama, araştırma ve bilgi toplama prosedürlerini tamamladıktan sonra ekip uzmanlarının, iddianın olduğu gün koalisyon güçlerinin el-Hayca köyünde herhangi bir hava operasyonu gerçekleştirmediği bilgisine ulaştığını dile getirdi Ayrıca ekibin, konferans sırasında iddia bölgesinin koordinatlarının uydu görüntülerini gösterdiğine ve iddia edilen bölgede herhangi bir hava saldırısı izinin bulunup bulunmadığının net olmadığına da dikkat çekti. İddialara göre saldırı, evin tamamen yıkılmasına ve çok sayıda ölüm ve yaralanmaya yol açtı.

Mansur, olaylarla ilgili incelemesini, Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü’nün, 2021’de Yemen hava sahasının kapanmasına neden olan Sana Uluslararası Havalimanı çevresinde bir hava saldırısı hakkında bildirdiği bilgilerle noktaladı. Yetkili ayrıca, koalisyon güçlerinin herhangi bir hava operasyonu gerçekleştirmediğini göstermek için ortak ekibin bilgi toplama çalışmalarını yürüttüğünü ve iddia tarihinde gerçekleştirilen hava operasyonlarını incelediğini söyledi. Ayrıca Yemen hava sahasını askıya alma kararı alınmadığına dikkat çekti.