İran seçimlerinde gölge aday olgusu

Cumhurbaşkanı Yardımcısı İshak Cihangiri ve Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi, geçtiğimiz Cumartesi günü cumhurbaşkanlığı adaylığı için Seçim Merkezi’ne geldiler (AP)
Cumhurbaşkanı Yardımcısı İshak Cihangiri ve Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi, geçtiğimiz Cumartesi günü cumhurbaşkanlığı adaylığı için Seçim Merkezi’ne geldiler (AP)
TT

İran seçimlerinde gölge aday olgusu

Cumhurbaşkanı Yardımcısı İshak Cihangiri ve Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi, geçtiğimiz Cumartesi günü cumhurbaşkanlığı adaylığı için Seçim Merkezi’ne geldiler (AP)
Cumhurbaşkanı Yardımcısı İshak Cihangiri ve Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi, geçtiğimiz Cumartesi günü cumhurbaşkanlığı adaylığı için Seçim Merkezi’ne geldiler (AP)

İran’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışmak için adaylık başvuru sürecinin tamamlanmasının ardından adaylara yakın partiler final yarışına, pazarlık sürecine ve seçim belgelerinin düzenlenmesine başladılar. Öte yandan hem reformistler hem de muhafazakarlar arasından adaylık başvurusunda bulunanların çok olmasıyla birlikte ‘gölge aday’ olgusu, önümüzdeki ay yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde ortaya çıktı.
İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in kültürel işler danışmanı ve İran'da muhafazakar kanadın en büyük grubu olarak bilinen Devrimci Güçler Koalisyonu Başkanı Gulam Ali Haddad Adil, müttefiklerini, 2017 seçimlerinde şu anki Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye karşı yenilmesinin ardından ikinci kez geçtiğimiz Cumartesi günü cumhurbaşkanlığına aday olan Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi'ye özel destek çağrısında bulundu.
İran’ın resmi haber ajanslarının aktardığı açıklamasında Haddad Adil, “Çok çeşitli siyasi eğilimlerin ve beğenilerin olduğu bir dönemde cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday kayıtlarının sona ermesiyle diğer aşamaya geçmenin zamanı geldi” ifadelerini kullandı. Toplumun, ülkenin ve halkın taleplerinin gerçekliğine değinen Haddad Adil, “Seçim yarışını desteklemek için azami çaba sarf etmek, tüm devrimci güçlerin görevidir” dedi. Haddad Adil, adaylarının yolsuzlukla mücadele edeceğine ve insanların sorunlarını çözeceğine dair sözü verdi.
Devrimci güçleri, özellikle bugünlerde ‘safları sıkılaştırmaya’ çağıran Haddad Adil,  devrimci güçleri ‘sabotajlar ve tuzaklara’ dikkat etmeleri için uyardı.  Haddad Adil ayrıca, kendi ifadesiyle, muhaliflerin aradığı ‘kirli dil, keskinlik, düşmanlık ve ikiyüzlülükle’ kurulan tuzağa çekilmeye karşı dikkatli olunması uyarısında bulundu.
İran'ın yarı resmi ajansı ISNA dün, 26 ismin öne çıktığı, aralarında mevcut ve eski yetkililerin bulunduğu 44 kişilik aday listesini yayınladı.
Listede ikinci görev süresinin bitiminden sonra muhafazakar müttefiklerine karşı çıkan eski Cumhurbaşkanı ve İran Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi (DMTK) üyesi Mahmud Ahmedi Nejad’ın yanı sıra eski Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) generallerinden biri olan DMTK Genel Sekreteri Muhsin Rızai de yer aldı. Rızai, rejimin en önde gelen radikallerinden ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en popüler adaylarından biridir.
Adaylık başvurusunda bulunanlardan öne çıkan diğer isimler arasında DMO’nun ekonomik kolu Hatem'ul Enbiya Komutanı General Said Muhammed, DMO’nun yurtdışı kolu Kudüs Gücü Komutanına danışmanlık yapan eski Petrol Bakanı Rüstem Kasımi, Besic güçleri eski komutanı Ali Rıza Afşar ve Hamaney'in askeri danışmanı ve eski Savunma Bakanı Hüseyin Dehkan yer aldı.
Listede, İran’ın Dini Lideri Hamaney’in önde gelen danışmanlarının yer alması dikkat çekti. Bunlardan biri eski Meclis Başkanı ve DMTK üyesi ılımlılar isimlerden Ali Laricani iken diğeri Hamaney'in Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'ndeki temsilcisi ve Dış İlişkiler için Stratejik Komite üyesi Said Celili oldu.
Listede yer alan ve mevcut hükümette aktif görevde bulunan isimlerden ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve reformist hareketin önde gelen ismi İshak Cihangiri ile birlikte Ruhani’nin ilk döneminde Sanayi Bakanlığı görevini üstlenen ve şuan Çalışma, Kooperatif ve Sosyal Refah Bakanı olan Muhammed Şeriatmedari dikkat çekti. Şeriatmedari, eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin ikinci döneminde Ticaret Bakanı olarak görev yapmıştı.
Tahran Şehir Konseyi Başkanı Muhsin Haşimi Rafsancani ve Konsey üyesi Muhammed Cevad Hakşinâs, adaylar arasındaki reformistlerin öne çıkan isimleri oldu. Ayrıca eski ve yeni 13 milletvekili de adaylık başvurusunda bulundular. Bunlar arasında ise Meclis Başkanı Yardımcısı Emir Hüseyin Gazizade, Meclis Enerji Komitesi Başkanı Feridun Abbasi, Meclis Üretim Destek Komitesi Başkanı Şemsettin Hüseyni ve Mesud Pezeşkiyan’ın yanı sıra Meclis İçişleri Komisyonu Üyesi Muhammed Sabbagin Baki ve Meclis Araştırma Merkezi Başkanı Alireza Zakani gibi önde gelen reformist isimler yer aldı. Aday olan eski milletvekilleri ise; Laricani, eski yardımcısı ve damadı Ali Mutahhari,  reformist isimler Mahmud Sadıki ve Mustafa Kevakibyan oldu.
Çok sayıda adayın yarışacağı İran cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerinde ‘gölge aday’ olgusu belirdi. Bazı adayların başvurularını reddeden İran Anayasayı Koruyucular Konseyi’ni (AKK) atlamak amacıyla tek akımdan birkaç adayın seçim yarışına girdiği düşünülüyor. Böylece sandık başına gidilmeden birkaç gün önce bazı adayların diğer adaylar lehine geri çekilmeleri bekleniyor. Ayrıca tıpkı önceki seçimlerde İshak Cihangiri’nin seçimlerden çekilmeden önce televizyondaki münazaralarda Ruhani'yi savunduğu gibi, seçim kampanyasındaki ana adaya da destek vermek amacıyla bu fenomen oluştuğu sanılıyor.
Öte yandan cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmak için aday başvuruları süresinin bitimine iki gün kala Laricani’nin başvurusu sürpriz bir gelişme oldu. Eski milletvekili Gulam Ali Caferzade, Laricani'yi kimin görevlendirdiğine dair herhangi bir detay vermeden “Laricani seçimlere başvurmakla görevlendirildi” ifadelerini kullandı.
Caferzade sözlerini şöyle sürdürdü:
“Büyük bir girişle herkes geri çekilecek ve bu da daha soğuk bir seçim atmosferi oluşmasına neden olacak. Bu yüzden seçim fırınını ısıtmak için Laricani görevlendirildi.”
Laricani’nin danışmanı Mansur Hakikatpur, “Laricani’nin hem muhafazakarlar, hem reformistler, hem de bağımsız güçler tarafından destekleneceğine şüphe yok. Laricani hükümeti ile Ruhani hükümeti arasında hiçbir bağlantı olmayacak. (Laricani) programa göre ilerleyecek, mevcut hükümetin aksine, hükümeti canlı, devrimci ve genç olacak” şeklinde konuştu.
Muhafazakar aktivist Amir Reza Vaiz Aştiyani, Nameh News internet sitesine yaptığı açıklamada, Said Celili’nin İbrahim Reisi'nin ‘gölge adayı’ olduğu yönündeki iddiaları reddetti. Aştiyani, “O da diğer isimler gibi seçimlere girdi” dedi. Aştiyani, önümüzdeki günlerde muhafazakar akımın desteğini alacak olan kişinin de netleşeceğini sözlerine ekledi.
Eski milletvekili Hüseyin Nakvi Hüseyni ise, Celili’nin cumhurbaşkanlığı için gerekli şartlara sahip olduğunu, ancak İbrahim Reisi'yi desteklemek amacıyla aday olduğunu söyledi. Hüseyni, seçim yarışının Laricani ve Reisi arasında geçmesini bekliyor.
Cumhurbaşkanlığı adayı DMTK Genel Sekreteri Muhsin Rızai’ye yakın bir isim olan siyasi aktivist Hüseyin Kenani, Rızai’nin Reisi lehine seçim yarışından çekilme ihtimalini reddetti. Kenani, Nameh News internet sitesine yaptığı açıklamada, “Rızei'nin söyleyecekleri var. Aynı zamanda eğer bir seçim koalisyonu kurulursa geçmişte aldığı oylar sayesinde kazanma şansı da var” ifadelerini kullandı.
Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’nin medya platformu olan Noor News adlı internet sitesinde yer alan ‘İran Seçim Kampanyasını Tasarlamak’ başlıklı bir tanıtım videosunda, adayların başvurularının son gününe kadar, ‘kişiler ve akımlar arasında ciddi bir siyasi uyuma tanık olundu’ ifadeleri yer aldı. Başlıca adaylar kendi ekiplerini kurmaya başlamadan önce başvuru dalgasının geri çekilmesi ve koalisyon dalgasının önünün açılması bekleniyor.
Bu seçimlerde oluşan kadroların ‘rekabetçi ve hassas bir seçim kampanyası için gerekli şartları oluşturduğuna’ dikkati çeken site, seçimlerin tekrara düşeceğine ve iktidardaki iki ana kutup olan reformist ve muhafazakar hareketler arasındaki bir mücadeleye daha tanık olunacağına işaret etti. Site, muhafazakarların 2013 ve 2017 yıllarındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tek bir aday çıkaramadıklarını ve bu nedenle rakibi yenmek için yeterli gücü toplayamadıklarını vurguladı. Site ayrıca, reformistlerin 2009 yılındaki protestolar sonrasında ‘özel bir aday’ bulamama ve son iki dönemde ‘maaşlı bir adaya’ başvurma sıkıntısı çektiklerine de değindi.
Siteye göre iki geleneksel akımdan çok sayıda adayın başvuruda bulunması, önceki dönemden farklı bir seçim sürecine işaret ediyor ve bu süre zarfında muhafazakarlar fikir birliğine vararak tek bir aday ile seçime girebilirler. Site aynı zamanda reformist hareketin ‘maaşlı olmayan ve tanınmış bir adaya’ sahip olabileceği ihtimalini de dışlamadı. Ayrıca bağımsız veya en azından partizan olmayan adayların seçim yarışı sırasında iki taraftan birine katılma eğiliminde olacağı tahmininde bulunan site, sosyal ağların ve internet sitelerinin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle bir seçim arenasına dönüştüğünün de altını çizdi. Son olarak rekabetin başvuruları onaylanan adaylar arasında olacağına dikkati çeken site, bunun halkın Cumhurbaşkanlığı konutuna gidecek yeni kiracıya yönelimi için seçim sürecinde önemli bir aşama olacağını vurguladı.



Reisi'nin yokluğunun ardından İran

Reisi'nin ardından İran, iktidarın muhalefete "Allah ile savaştığı" temelinde bir darbe indirmesini sağlamak için Humeyni ideolojisini yoğunlaştırmaya yönelecek (AFP)
Reisi'nin ardından İran, iktidarın muhalefete "Allah ile savaştığı" temelinde bir darbe indirmesini sağlamak için Humeyni ideolojisini yoğunlaştırmaya yönelecek (AFP)
TT

Reisi'nin yokluğunun ardından İran

Reisi'nin ardından İran, iktidarın muhalefete "Allah ile savaştığı" temelinde bir darbe indirmesini sağlamak için Humeyni ideolojisini yoğunlaştırmaya yönelecek (AFP)
Reisi'nin ardından İran, iktidarın muhalefete "Allah ile savaştığı" temelinde bir darbe indirmesini sağlamak için Humeyni ideolojisini yoğunlaştırmaya yönelecek (AFP)

Velid Fares

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin, Dışişleri Bakanı ile birlikte helikopter kazasında hayatını kaybettiğini duyuran açıklamanın mürekkebi kurumadan, ölümünden kimin sorumlu olduğuna dair anlatılar başladı. Helikopterin zorunlu inişi gerçekten teknik nedenlerden mi kaynaklanıyordu, yoksa birisi motora sabotaj mı yapmıştı?

Haberlerin çoğu, teknik bir arızanın bir felakete dönüşen bu zorunlu inişe yol açtığı sonucuna varıyor. Ancak pek çok soru hâlâ soruluyor ve bunlar arasında şunlar da var; bu helikopter nasıl düştü, Cumhurbaşkanına eşlik eden iki helikopterden ikisi de neden zorunlu iniş alanına bakmadan yolculuklarına devam ettiler? Bazıları, kötü hava koşullarına rağmen kışın bile bu koridorun sürekli uçak ve helikopterler tarafından kullanıldığını söylüyorlar. Dolayısıyla ya bu olay benzersiz ya da olayların seyrini bu yöne iten yıkıcı bir el var.

Nihai raporların sonuçları ne olursa olsun, bu durum, İran rejimi içindeki kanatlar arasındaki güç tartışması çerçevesine giriyor. Bu kanatların ilki ölen Cumhurbaşkanı’nın devlet başkanı konumundayken başını çektiği kanattır. Kaynaklara göre Reisi, başkanlığını yaptığı devlet kurumlarının daha yetkili olması için çalışıyordu. Diğer kanat ise Dini Lider'in kanadı ve yüksek Humeyni otoritesi onun elinde. Yeni cumhurbaşkanlığı seçiminin tarihi yaklaşırken kanatlar arasındaki mücadele yoğunlaşmıştı ve Hamaney'in ölümüyle yerine geçecek yeni ismin bulunması için çalışmalar yapılıyordu. Bilgiler, Humeyni Otoritesinin başındaki ismin, yerine oğlu Mücteba Hamaney'i önerdiğini söylüyor. Ancak diğer kaynaklar, Reisi'nin Veliyyi Fakih’in halefi olmaya hazırlandığını, bunun da iki kanat arasında çatışmaya yol açtığını söylüyorlar.

Anlaşmazlık konularından biri de 2014'ten bu yana Batı'dan, özellikle de ABD'den aktarılan ve on milyarlarca dolar olduğu tahmin edilen paranın kontrolü. Bu büyük meblağlar doğal olarak hükümet, bürokrasi, güvenlik kurumları, bankalar ve sahayı kontrol eden milisler arasında büyük çatışmalara yol açıyor. Cumhurbaşkanlığı ve Genel Rehberlik makamları arasındaki çatışma, bir yandan rejimin gücünü güvence altına alan bu fonlar üzerindeki kontrolün niteliği, diğer yandan da rejimin dört Arap ülkesinde ve Filistin topraklarındaki Humeynici ve müttefik milislerle olan organik bağıyla ilgili derin farklılıkların bir sonucu olabilir.

Peki, Reisi’nin sahneden ayrılmasından sonra şimdi ne olacak?

En yakın ihtimal, kurumlardaki ve devletteki destekçilerinin zayıflatılması ve yerine Rehber’i çevreleyen dar çevrenin parçası olacak, yeni bir cumhurbaşkanının getirilmesidir. Böylece cumhurbaşkanlığı makamı yakın gelecekte Dini Lider’in halefi için hazırlanmış olacak. Bu durumda, İran'daki bu dramatik değişimlerin iç, bölgesel ve uluslararası arenadaki sonuçları nelerdir?

İran içinde, yoğun halk tepkisinden ve Tahran ile diğer şehirlerde gerçekleşen kutlamalardan, Reisi'nin ölümünün, muhalefetin bir bütün olarak rejimin varlığını reddetmesi, bir otorite boşluğu veya en azından otoritenin kanatları arasında bir çekişme olduğu temelinde otoriteye karşı yeniden protesto çağrısı yapması için yeni bir kapı açabilir. Bu elbette rejimi, uluslararası kamuoyunu sahayı kesin olarak kontrol ettiğine ikna etmek için büyük bir baskıda bulunmaya itecektir.

Bölgesel düzeyde bazı hükümetler, Tahran’daki yeni hükümet ve yönetim ile ilişkilere hazırlık olarak Hamaney'in otoritesini yeniden tanıdı. Bunların arasında devletlerin içişlerine karışmama anlaşması imzalayan ülkelerin yanı sıra, durumu izleyen ve yeni rejimin istikrarlı bir yönde gelişimini görene kadar harekete geçmeyecek Arap Körfez ülkeleri de var.

Uluslararası düzeyde, bazı Avrupa hükümetlerinin, İran liderliğine Avrupa, AB ve Tahran arasındaki mevcut anlaşmalara saygı duyulacağı konusunda güvence vermek amacıyla, Dini Lider’e sempatilerini ifade etmekte hızlı davrandıklarını gördük. Bu, İran'da en yüksek ve derin Avrupa çıkarlarına sahip olanlar için normaldir ve şu ana kadar rejimi değiştirmeye çalışan tüm İran muhalefetlerinden daha güçlüdür.

ABD'ye gelince, Dışişleri Bakanlığı, İran hükümetinin koşullarındaki değişikliğe rağmen kendisi ile diplomatik ilişkiler kurmadan, İran yönetimine sakin bir dille başsağlığı diledi. Çünkü yönetim Kongre'de her iki partiden de cumhurbaşkanı kim olursa olsun bu rejimle ilişki kurmak istemeyen bir çoğunluğun bulunduğunu çok iyi biliyor. Başkanlık seçimi kampanyası sırasında muhalefetin yönetime yönelik eleştirilerini yoğunlaştırdığı ve muhalefetin ABD yönetimini, terörist olarak gördüğü bir rejimi tanımaktan sorumlu tuttuğu biliniyor.

Dolayısıyla Biden yönetimi İran rejimini diplomatik olarak tanırken, popülist Cumhuriyetçi tabandan duyduğu korku nedeni ile kendisi ile ilişki kurmama ilkesini sürdürecek. Çünkü Cumhuriyetçiler önemli eyaletlerde çoğunluğu elde etmiş gibi görünüyor, bu da seçim sonuçlarını etkileyebilir.

Bunun gelecekteki en önemli sonuçları ne olacak?

İran rejiminin, önümüzdeki Kasım ayındaki ABD seçimleri öncesi Ortadoğu'da bir tür güç gösterisine hazırlık amacıyla kendi kurumlarını etrafında toplaması, onları koruması ve geliştirmeye çalışması mantıklı. Bu da demek oluyor ki, yaz başından kasım ortasına kadar Biden yönetiminin ya da diğerlerinin seçimler nedeniyle Ortadoğu'daki herhangi büyük hareketlenmeye karşılık veremeyeceği hassas bir dönem yaşanacak. Tahran bunu anladı ve eğer isterse aynı aşamayı bölgedeki bazı hedeflerini hayata geçirmek için de kullanmaya hazırlanıyor.

Reisi'den sonra İran, iktidarın Humeyni’nin deyimi ile "Allah ile savaşan" muhalefete bir darbe indirmesini sağlamak için Humeyni ideolojisini yoğunlaştırma yoluna gidecek. Ancak İsrail-İran çatışması çerçevesindeki yeni durum, bir yanda İsrail ve bölgesel müttefikleri, diğer yanda İran rejimi arasında tansiyonu yükseltmeyi, aynı zamanda rejim içinde yeni halk ayaklanmalarının başlamasını kolaylaştıracak bir iç bölünmenin yaşanmasını ümit eden İran muhalefetinin işine yarayabilir.

Fakat ABD'nin tutumu değişmediği sürece, mevcut aşamada bu rejimi değiştirmek zor olsa da seçim tarihi yaklaştıkça değişim fırsatları doğabilir. Her halükârda, Humeyni rejiminin temel direklerinden biri ve 1980'lerdeki binlerce idamın sorumlusu olan birinin yokluğu, İran'daki kurban aileleri için umut verici bir haber, rejime reform veya değişim yönünde baskı yapmak için motive edici bir faktördür.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.