Bayramın sona ermesiyle Afganistan’ın güneyinde çatışmalar yeniden patlak verdi

Kabil’deki bir camiye yönelik saldırının sorumluluğunu DEAŞ üstlendi.

Ramazan Bayramı vesilesiyle Afgan güçleri ile Taliban arasında imzalanan 3 günlük ateşkesin sona ermesiyle birlikte başkenti Kabil dışında güvenlik alarmı verildi (EPA)
Ramazan Bayramı vesilesiyle Afgan güçleri ile Taliban arasında imzalanan 3 günlük ateşkesin sona ermesiyle birlikte başkenti Kabil dışında güvenlik alarmı verildi (EPA)
TT

Bayramın sona ermesiyle Afganistan’ın güneyinde çatışmalar yeniden patlak verdi

Ramazan Bayramı vesilesiyle Afgan güçleri ile Taliban arasında imzalanan 3 günlük ateşkesin sona ermesiyle birlikte başkenti Kabil dışında güvenlik alarmı verildi (EPA)
Ramazan Bayramı vesilesiyle Afgan güçleri ile Taliban arasında imzalanan 3 günlük ateşkesin sona ermesiyle birlikte başkenti Kabil dışında güvenlik alarmı verildi (EPA)

Taliban ve Afganistan hükümet güçleri arasındaki çatışma, 16 Mayıs’ta iki tarafın Ramazan Bayramı münasebetiyle kararlaştırdığı üç günlük ateşkesin sona ermesiyle yeniden patlak verdi. Şiddet eylemleri, ABD ordusunun gelecek Eylül ayına kadar tüm askerlerini geri çekme planını hızlandırdığı ve Afganistan’da 20 yıllık bir askeri harekatın sayfasını çevirdiği bir dönemde artış gösterdi.
Helmand il meclis başkanı Ataullah Afgan, Fransız Haber Ajansı’na (AFP) yaptığı açıklamada, “Çatışmalar dün (16 Mayıs) sabah erken saatlerde başladı ve hala devam ediyor” dedi. Aynı şekilde 3 günlük geçici ateşkes 16 Mayıs’ta geç saatlerde sona erdi. Taliban’ın Leşkergâh şehrinin eteklerinde ve diğer bölgelerde kontrol noktalarına saldırdığı belirtildi. Ülkenin güneyindeki Afgan ordu sözcüsü çatışmaların tekrar başladığını belirtirken, Helman valisinin ofisi de şu ana kadar 21 Taliban savaşçısının öldürüldüğünü açıkladı.
Taliban Hareketinin Sözcüsü Zebihullah Mücahid, AFP’ye “Bu süreci, Afgan güçler başlattı. Sorumluluğu bize yüklemeyin” dedi. ABD, tarihinin en uzun süren savaşını sona erdirme taahhüdünde bulunurken, ancak tüm askerlerini geri çekmek için mühlet verdiği 1 Mayıs tarihini aştı. Bu durum, Washington’un güvenlik garantileri ve Afganistan hükümeti ile müzakerelere girme taahhüdü karşılığında Taliban ile imzaladığı bir anlaşmada öngörülüyor.
ABD Başkanı Joe Biden, ülkesindeki askerlerin geri çekilme tarihini 11 Eylül’e erteledi. Bu tarih, ABD’nin Afganistan’ı işgal edip Taliban rejiminin devirmesinden yaklaşık 20 yıl sonrasına denk geliyor. Çatışma sonucunda on binlerce Afgan öldürüldü ve milyonlarcası ülkenin büyük bir bölümünde Taliban’ın etkisi altında kaldı. Afgan meseleleri konusunda Avustralya’da ikamet eden bağımsız bir uzman olan Nishank Motwani, AFP’ye yaptığı açıklamada “Taliban, ABD’nin geri çekilmesini bir zafer oluyor görüyor” dedi. Motwani, “Geri çekilme, isyancılara bir zafer ilanı verir. İktidardan ayrılma ve nihayetinde ona geri dönme hikayesini sonuçlandırır ve Afgan cumhuriyetinin mevcut haliyle sona yaklaştığını gösterir” ifadelerini kullandı. Hükümet güçleri, ABD savaşçılarından gerekli hava desteğini almaya devam ederken, Washington’un yardımı olmadan isyancıları geri püskürtüp püskürtemeyecekleri konusunda endişeler mevcut. Bir Afgan askeri subayı, ABD güçlerinin (koalisyon güçlerinin en büyük ikinci üssü olan) Kandehar hava üssünden tamamen çekilmesinin ardından bu hafta başlarında AFP’ye yaptığı açıklamada, “Artık operasyon düzenlemek çok zor olacak. Uçaklarımız gece uçuş yapamıyor, bu nedenle gece operasyonları zor olacak” dedi.
Öte yandan Taliban’ın çağrı yaptığı ateşkes sona erdi. Afganistan hükümeti, Ramazan Bayramı tatili sırasında hızlı bir adımla ateşkesi kabul etmişti. Ancak cuma günü Kabil’deki bir camiyi hedef alan patlamada, cami imamı da dahil 12 kişi hayatını kaybetti. Radikalizm yanlısı grupların sitelerini takip etme konusunda uzmanlaşmış ABD merkezli ‘SITE’ internet sitesi, Taliban’ın saldırıların sorumluluğunu reddettiğini ve sorumluluğu DEAŞ’ın üstlendiğini duyurdu.
SITE tarafından geçen cumartesi akşamı aktarılana göre DEAŞ örgütü, camiye bir bomba yerleştirildiğini ve cemaatin içeri girmesi sonrasında patlatıldığını doğruladı. Ateşkes, yirmi yıllık çatışmada varılan dördüncü ateşkes anlaşması oldu. İki taraf, geçen Eylül ayında Katar’da benzeri görülmemiş barış görüşmeleri yürüttü, ancak görüşmeler son aylarda duraksadı. Afganistan hükümeti ve Taliban’dan müzakereciler, görüşmeleri hızlandırmak için cuma günü Doha’da bir araya geldiklerini söylediler. Taliban, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “İki taraf, Ramazan Bayramı’ndan sonra görüşmelere devam etme konusunda anlaştı” ifadelerine yer verdi.
Taliban Sözcüsü Suheyl Şahin, hükümete ve İslam Emirliği’ne (Taliban) bağlı müzakere ekipleri, geçen cumartesi günü Katar Devleti’nde kısa bir süreliğe bir araya geldi” dedi. Şahin, savaşa barışçıl bir son bulma konusundaki kararlılıklarını yenilediklerini söylerken, duran müzakerelere erken başlama çağrısında bulundu. ABD, Afganistan hükümeti ve Taliban hareketi arasındaki müzakerelerin hızlanması için baskı yaparken, Washington da 2 bin 500 ila 3 bin 500 askerini ve NATO’ya bağlı 7 bin kuvveti geri çekmeye başladı. DEAŞ, hafta sonu Afganistan’da birkaç elektrik şebekesi ekipmanını patlatarak, başkent Kabil’i 3 günlük bayramın çoğunda karanlıkta bıraktı. Afganistan’daki kültürel isimlerin de hedef alındığı bir suikast dalgasını da içeren şiddetin tırmanmasıyla geçen Mart ayında Moskova’da bir günlük konferans düzenlemek de dahil, müzakereleri ilerletmek için uluslararası çabalar sarf edildi. Türkiye’nin, Nisan ayı sonlarında Afganistan konulu bir konferansa ev sahipliği yapması planlanmıştı. Ancak Washington’un askerini geri çekmedeki gecikme nedeniyle Taliban’ın katılmayı reddetmesinin ardından konferans, belirlenemeyen bir tarihe ertelendi.



Gazze sokaklarının öfkesini dindiren Hamas idari zorluklarla karşı karşıya

TT

Gazze sokaklarının öfkesini dindiren Hamas idari zorluklarla karşı karşıya

Gazze sokaklarının öfkesini dindiren Hamas idari zorluklarla karşı karşıya

Geçtiğimiz birkaç gün içinde Hamas, hem roket atmaya devam ederek İsrail'in tepkisine yol açtığı, özellikle de bölge sakinlerini kaçmaya zorladığı, hem de İsrail'in gece gündüz süren bombardımanı karşısında çektikleri acılara son verecek bir ateşkes anlaşmasına varma umuduyla iktidarı bırakmasını talep ettiği için Gazze Şeridi halkının öfke dalgasıyla karşı karşıya kaldı.

Halkın alışık olduğunun aksine, bu yürüyüşler Gazze Şeridi'ndeki önceki yürüyüşlerde olduğu gibi Hamas'ın büyük tepkisine ya da üyeleri tarafından doğrudan bastırılmasına sahne olmadı. Ancak 26 Mart 2025 tarihinde Beyt Lahiya kasabasında gerçekleştirilen ilk yürüyüş Hamas'a bağlı unsurlar tarafından taş yağmuruna tutularak bastırılmaya çalışılmış, bazı vatandaşlar ve yerel figürler durumun büyümesini engellemek için yürüyüşü barışçıl bir şekilde dağıtmış ve bu yürüyüşleri takip eden günlerde hareket tarafından herhangi bir saldırıya maruz kalınmamıştır.

Gazze Şehri'nin doğusundaki Şucaiye mahallesinde 27 Mart'ta bir yürüyüş düzenleyen gençlerden biri Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada üzerlerine gelinmesini beklediklerini ancak Hamas unsurlarının herhangi bir eylemde bulunmamasının kendilerini şaşırttığını söyledi.

Daha sonra misilleme korkusu

Hayatından endişe ettiği için adının açıklanmasını istemeyen genç adam, bunun nedeninin İsrail bombardımanının herhangi bir Hamas üyesini toplum içinde göründüğü takdirde hedef alması olabileceğini ve hareketin önümüzdeki dönemlerde, özellikle de bir önceki ateşkes sırasında olduğu gibi yeniden güç kazanırsa, onları takip etmek için geri dönebileceğini öne sürdü.

Çoğunlukla öfkeli gençler tarafından organize edilen bu yürüyüşleri düzenleyen ve katılanların korkularını arttıran ise Hamas karşıtı yürüyüşleri yönettikten sonra Hamas unsurları tarafından öldürüldüğü bildirilen Tel el-Hava mahallesi sakini genç Uday el-Rabie'nin başına gelenlerdir.

fgrthy
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları üyeleri (Reuters - Arşiv)

Hamas'tan bunu doğrulayan ya da yalanlayan resmi bir tepki gelmediği gibi, bağımsız kaynaklar ya da hareket de detayları hala bilinmeyen olayla bağlantısını doğrulamadı. Ailesi ise Kassam Tugayları'na bağlı silahlı bir grup tarafından kaçırıldığını, ardından işkence gördüğünü ve öldürüldüğünü doğruladı.

Herhangi bir silahlı grubun ortaya çıkmasının İsrail için bir hedef olduğu ve Tel el-Hava bölgesinde herhangi bir yürüyüş yapılmadığı gerçeği ışığında, tüm bunlar, Gazze Şeridi'ndeki kaosun ışığında olaydan sorumlu olan tarafın doğrulanmaması olasılığını yanı sıra diğer genç erkeklerin aşiretler, aileler ve organize olmayan silahlı gruplar tarafından cezai nedenler veya aile intikamları için kaçırıldığına dair son haberleri açıklayabilecek olan olayın gerçekliği hakkında soru işaretleri uyandırmaktadır.

İsrail'in 18 Mart'ta şafak vakti Gazze Şeridi'ndeki savaşa yeniden başlamasından bu yana Hamas, siyasi ve askeri liderleri ile hükümet yetkililerine yönelik suikastların ardından ağır darbeler aldı ve bu da harekete, en azından İsrail'in mümkün olan her hedefi vurduğu saldırılarını ve suikastlarını yoğunlaştırdığı mevcut dönemde, hükümet ve askeri işlerini yönetememesine neden olan zor koşullar dayattı.

Suikast sonrası kaos

Şarku'l Avsat, suikastların ardından Gazze Şeridi'ndeki hükümet işlerinin yönetiminde bir kaos durumu yaşandığını, hükümet yetkililerinin cep telefonlarını kapatıp tamamen ortadan kaybolduklarını, bunun da Hamas'a bağlı polis ve diğer güvenlik kurumlarının yanı sıra Eğitim Bakanlığı gibi birçok dosyanın aksamasına neden olduğunu gözlemledi Okulların devam edip etmeyeceği konusunda kaosun yaşandığı Eğitim Bakanlığı'nın yanı sıra hükümet çalışanlarına ve hatta Hamas'ın 15 aylık savaş ve ateşkes döneminde sürdürdüğü siyasi ve askeri alanda çalışanlara maaş ya da mali avans ödemesi yapılmadı.

sdfrgt
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Hamas'ın silahlı adamları (Reuters)

Bazıları Hamas'ın yoğun İsrail askeri baskısı altında yaşadığı ve mümkün olan her figürün suikasta uğrayarak İsrail'in hedefi haline geldiği bu gerçekliğin, hareketin tüm bileşenleri ve çeşitli düzeyleri için zayıflık ve kırılganlığın başlangıcı olduğuna inanırken, hareket içinde bu hipotezi reddedenler de var.

Şarku'l Avsat'a konuşan Hamas'ın önde gelen kaynakları, özellikle herkesin hedef alınması ve siyasi ve askeri liderler ile hükümet yetkilileri de dahil olmak üzere Gazze Şeridi'nde kalan herkesin ateşkes sağlanana kadar saklanmak ve İsrail güvenlik takibinin gözlerinden uzak durmak zorunda kalması nedeniyle şu anda bazı dosyaları yönetmekte zorluk çektiklerini itiraf ediyor.

Hareketin hala güçlü ve uyumlu olduğunu ancak mevcut koşulların, özellikle de İsrail bombardımanının hükümet merkezlerini, evleri ve kişileri vurması nedeniyle geri çekilmeye zorladığını belirten kaynaklar, ateşkesin hareketin gücünü yeniden kazandıracağını ve Gazze Şeridi'nin yönetiminin akıbetine ilişkin net bir siyasi anlaşmaya varılıncaya kadar Gazze Şeridi'ni yönetmeye devam edeceğini vurguladı.

Öte yandan İsrail, Hamas'ın Gazze Şeridi'ni yöneten herhangi bir otoriter organın parçası olmasına izin vermeyeceğini sürekli olarak vurgulamış, kalıcı bir ateşkesin hareketin silahsızlandırılması ve liderlerinin Şerit'ten çıkmasıyla bağlantılı olduğunu, hareketin bunu reddettiğini ve Gazze Şeridi'ni yönetmek için CSC'nin devrini içeren anlaşmanın uygulanmasında ısrar ettiğini belirtmiştir.