Ninova, Kerkük ve Diyala'daki DEAŞ noktalarına yoğun bombardımanlar düzenlendi

Iraklı ve Uluslararası Koalisyona bağlı diğer güçler DEAŞ noktalarını hedef aldı

Irak ordu kuvvetleri (Arşiv_Reuters)
Irak ordu kuvvetleri (Arşiv_Reuters)
TT

Ninova, Kerkük ve Diyala'daki DEAŞ noktalarına yoğun bombardımanlar düzenlendi

Irak ordu kuvvetleri (Arşiv_Reuters)
Irak ordu kuvvetleri (Arşiv_Reuters)

Uluslararası Koalisyon ve Irak Hava Kuvvetleri’ne ait uçaklar, DEAŞ’ın son zamanlarda faaliyet gösterdiği Ninova, Kerkük ve Diyala illeri başta olmak üzere ülkenin farklı bölgelerinde konuşlandığı noktalara yönelik bombardımanlarını yoğunlaştırdı.
Emniyet Basın Odası’ndan yapılan açıklamaya göre Ortak Operasyonlar Komutanlığı’nın emri ve koordinasyonu ile doğru istihbarat bilgilerine dayanarak Uluslararası Koalisyon’a ait savaş uçakları, Hemrin Dağları'na dokuz hava saldırısı gerçekleştirdi. Açıklamada, bombardımanlar sonucunda beş adet terörist sığınağının yerle bir edildiği belirtildi.
Uluslararası Koalisyon ve Irak Hava Kuvvetleri’ne ait uçaklar arasındaki koordinasyon ile Kerkük'ün güneyindeki Vadi eş-Şay bölgesindeki DEAŞ noktalarına birkaç hava saldırısı düzenlendi. Bombardımanlarda iki DEAŞ üyesi ölürken DEAŞ’lıların kaldığı bir sığınağın da aralarında bulunduğu hedefler imha edildi.
Beled Askeri Hava Üssü’ne yapılan son füze saldırıları sonucunda F-16 model savaş uçağının bakımında uzman olan Lockheed Martin Şirketi’nin geri çekilmesinden kaynaklanan sorunlara rağmen F16 model savaş uçakları dün Uluslararası Koalisyonun desteğiyle Ninova’daki Hammam el-Alil bölgesinin güneybatısında bir dizi hava saldırısı gerçekleştirdi. Emniyet Basın Odası’ndan yapılan açıklamaya göre bombardımanlarda, DEAŞ’ın Irak güçlerine karşı kullandığı tüneller hedef alındı.
Uluslararası Koalisyon ve Irak Hava Kuvvetleri’ne ait uçakların bombardımanlarıyla birlikte Terörle Mücadele Birimi (ICTS) ve Irak ordusunun 16. Tümen unsurları DEAŞ noktalarını hedef aldı. Iraklı bir emniyet kaynağına göre operasyon, iki gün sürdü.
Uluslararası Koalisyon güçlerinin hava saldırıları, Koalisyonun Irak güçlerine eğitim verdiğini açıklamasından bir gün sonra geldi. Bu da Uluslararası Koalisyonun doğası, imkanlarının sınırları ve personel sayısı hakkındaki tartışmaları bir kez daha gündeme getirdi. Fetih Koalisyonu Milletvekili Fadıl Cabir‘e göre Uluslararası Koalisyon güçlerinin gerçek mühimmatla üst düzey tatbikatlar gerçekleştirmesi, yalnızca askeri danışmanlık görevinde bulunduğu söylemlerinin yalan olduğunu açıkça doğruluyor.
ABD’nin Irak'taki askeri varlığına ve Uluslararası Koalisyona karşı çıkan en önde gelen Şii ittifakı Fetih Koalisyonu milletvekili olan Cabir, Meclis’e Irak topraklarında bulunan Amerikan askerlerinin gerçek sayılarıyla ilgili bilgi verilmemesinin, bunun arkasındaki sebepler hakkında daha fazla şüphe uyandırdığını da sözlerine ekledi.
Cabir, şimdiki ve önceki Meclis’in hükümete Irak topraklarındaki askeri üslerde Amerikan askerlerinin sayısını ve sahip oldukları silah türlerini kendilerine vermeleri gerektiğine dair mesajlar gönderdiğini, ancak, hükümetin ısrarla Amerikan askerlerinin sayılarını ve görevlerini açıklamadığını söyledi. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) ve Irak hükümetinin ABD’nin Irak’taki askeri varlığının danışmanlık düzeyinde olduğuna dair açıklamalarının doğruyu yansıtmadığını söyleyen Cabir, tüm verilerin bu varlığın danışmanlık değil, askeri faaliyet düzeyinde bir varlık olduğuna işaret ettiğini belirtti. Cabir, Uluslararası Koalisyonun zaman zaman gerçekleştirdiği tatbikatların bunu doğruladığının altını çizdi.
Enbar ilinden bir emniyet kaynağı, bir ton ağırlığındaki bir B-52 füzesinin ele geçirildiğini duyurdu. Kaynak dün (Pazar)  yaptığı açıklamada, “10. Tümen Askeri İstihbarat Birimi müfrezelerinin desteğiyle Enbar Harekat Komutanlığı İstihbarat Birimi’nden bir güvenlik gücü, Felluce'nin doğusundaki Karma ilçesine bağlı Harariyat bölgesine, diğer askeri birliklerle koordineli olarak, bölgede bir ton ağırlığındaki bir füzenin olduğuna dair alınan istihbarat bilgilerine dayanarak operasyon gerçekleştirdi. İmha ekibi, herhangi bir zarara neden olmadan füzeyi etkisiz hale getirdi” dedi.



Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
TT

Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)

Hamas, dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesiminde büyük bir aşiretin üyelerini, diğer suçlamaların yanı sıra anarşi ve yardım tırlarının yağmalanması olaylarına karıştıkları iddiasıyla öldürdü. Olay, İsrail'in, Hamas ile El Fetih'e bağlı bazı aktivistler ya da bazı Filistinli aileler arasındaki farklılıkları istismar etmeye ve onları Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak için ordusuyla koordineli çalışan silahlı milisler haline gelmiş gibi göstererek kendi çıkarlarına hizmet etmek için kullanmaya çalıştığı bir dönemde meydana geldi.

İsrail, Gazze Şeridi'nde 20 aydır sürdürdüğü savaşın başından bu yana, El Fetih aktivistlerinin ya da Gazze Şeridi'ndeki bazı aşiret üyelerinin Hamas'a yönelik düşmanlıklarını istismar ederek, Hamas'a karşı silahlı gruplar oluşturmaya çalıştı. Ekim 2023'ten bu yana savaşta yaşadığı gerilemelere rağmen Gazze Şeridi'ni yönetmeye devam eden Hamas ise bu yaklaşıma, İsrail'le bağlantısı olduğundan şüphelenilen bir dizi kişiyi infaz ederek karşılık verdi.

Hamas'ın son operasyonunda dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta büyük bir aşirete mensup yaklaşık 12 Filistinli öldürüldü. Söz konusu aşiretin üyeleri, Deyr el-Balah'ın doğusunda İsrail güçlerinin konuşlandığı bölgelerde ya da yakınlarında bulunuyordu.

Şarku’l Avsat'a konuşan saha kaynakları, öldürülenlerin bir kısmının son zamanlarda yaşanan anarşinin ve yardım tırlarını yağmalama girişimlerinin arkasında olduklarından şüphelenildiğini bildirdi. Bazılarının ise İsrail için casusluk faaliyeti yürüttüklerini iddia eden kaynaklar, bunun da Hamas kaynakları tarafından doğrulandığını söyledi.

İsrail'in Hamas'la mücadele etmek için desteklemeye çalıştığı, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın bazı bölgelerinde, İsrail'in tamamen işgal ettiği ve sakinlerini yerinden ettiği bölgelerde bulunan Yaser Ebu Şebab silahlı grubu gibi pek çok benzer vaka olduğu açık. Filistin Yönetimi, Ebu Şebab'ın kendisiyle olan ilişkisini reddetmiş olsa da Ebu Şebab, Filistin Yönetimi'ne atıfta bulunarak defalarca ‘Filistin meşruiyeti’ altında faaliyet gösterdiğini iddia etti.

Yedioth Ahronoth gazetesinde yayınlanan bir habere göre İsrail ordusu, Gazze ve Han Yunus'ta faaliyet gösteren ve üyeleri El Fetih üyesi ya da Filistin Yönetimi güvenlik servisleri mensubu olan iki silahlı grupla koordinasyon kurmaya başladı. Bu gruplar Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak amacıyla mali destek alıyor.

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)

Haberde Rami Halas adlı bir kişinin liderliğindeki silahlı grubun, Gazze şehrinin Şucaiye mahallesinde faaliyet gösterdiği ve mahalle içindeki Hamas mensuplarına karşı operasyonlar düzenlediği, ikinci grubun ise Yaser Hanidek tarafından yönetildiği ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta faaliyet gösterdiği belirtildi.

Haberde bu iki grubun İsrail'den silah ve insani yardım desteği aldığı, üyelerinin ise Filistin Yönetimi'nden maaş aldığı iddia edildi.

Söz konusu haber üzerine Yaser Hanidek bir video yayınlayarak, İsrail'in iddialarını yalanladı ve kendisine yöneltilen suçlamaları reddettiğini vurgulayarak halen Han Yunus'ta olduğunu, normal bir şekilde çalıştığını, anarşiyi reddettiğini, direnişin yanında yer aldığını ve direnişin sırtında bir hançer olmayacağını söyledi. Bununla birlikte, iki kardeşinin ölümüne neden olan ailevi anlaşmazlıkların kendisini silahlanmaya ittiğini belirterek, İsrail, El Fetih ya da Filistin Yönetimi'nin herhangi bir kurumuyla hiçbir bağı olmadığını açıkladı.

Öte yandan, tanınmış Halas ailesi vatanseverlik dışı her türlü eylemi reddeden bir açıklama yayınlayarak, Filistinlilerin genel tutumunun dışındaki her türlü davranışı reddettiklerini vurguladı.

Bu ailenin mensuplarınn çoğu El Fetih'e mensup, ancak aralarında Hamas ve İslami Cihad Hareketi üyeleri de var.

Gazze Şeridi’ndeki İçişleri ve Ulusal Güvenlik Bakanlığı Ebu Şebab'a teslim olması için 10 gün süre vermiş, ‘vatana ihanet’, ‘casusluk’, ‘silahlı hücre kurmak’ ve ‘silahlı isyan’ ile suçlamış, teslim olmaması halinde gıyabında yargılamakla tehdit etmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bir aydan uzun bir süre önce İsrail'in Hamas'a muhalif silahlı grupları desteklediğini itiraf etmişti.

Hamas sık sık kamuoyu önünde İsrail'i Gazze Şeridi'ndeki kaosun arkasında olmakla suçluyor ve daha önceki açıklamalarına göre ‘vatandaşların güvenliğine müdahale etmeye cesaret eden herkese karşı demir yumrukla saldıracağını’ vurguluyor.

Hamas, Gazze Şeridi'ndeki büyük kaos ortamında güvenlik durumunun kontrolünü yeniden ele geçirmek için ateşkesten faydalanıyor ki bunu, iki aydan fazla süren bir önceki ateşkes sırasında da yapmıştı. Hareket son zamanlarda silahlı adamlara, tüccarlara, çetelere, hırsızlara ve İsrail'le iş birliği yapanlara karşı daha kapsamlı güvenlik operasyonları düzenlemeye ve bu kişileri infaz etmeye ya da yaralamaya başladı.