Libya siyasi diyaloğundaki durgun suların hareket ettirilmesine yönelik uluslararası çabalar

Batı Sirte'deki askeri çevreler, zamanlamaları ve hedefleri hakkında soru işaretleri uyandıran hamleler yaptı ve uluslararası taraflar kriz hattına giriyor

Libya'daki siyasi sürecin tıkanması, ülkedeki krizin çözümüne dahil olan uluslararası tarafların endişelerini artırıyor (AFP)
Libya'daki siyasi sürecin tıkanması, ülkedeki krizin çözümüne dahil olan uluslararası tarafların endişelerini artırıyor (AFP)
TT

Libya siyasi diyaloğundaki durgun suların hareket ettirilmesine yönelik uluslararası çabalar

Libya'daki siyasi sürecin tıkanması, ülkedeki krizin çözümüne dahil olan uluslararası tarafların endişelerini artırıyor (AFP)
Libya'daki siyasi sürecin tıkanması, ülkedeki krizin çözümüne dahil olan uluslararası tarafların endişelerini artırıyor (AFP)

Zayed Hediyye
Siyasi ve askeri çatışma tarafları arasındaki uzlaşma yolundaki tıkanıklığın devam etmesi, genel seçimlere giden yol haritasındaki önemli dosyaların çözülmesindeki gecikme ve seçimlerin hazırlanması ve vaktinde yapılması için gittikçe zamanın daralması ile birlikte son haftalarda Libya’daki siyasi sahneye hakim olan durgunluk, kamuoyunu ve uluslararası gözlemcileri endişelendiriyor.
Son zamanlardaki gelişmeler ve müzakere yolunun engellenmesi karşısında duyulan bu endişe, Libya dosyası ile ilgilenen uluslararası taraflara da yayıldı. Bu da başlangıç noktasına dönülmesini ve Libya krizinin tekrar raydan çıkmasını engellemek için siyasi sürece yeni bir ivme kazandırmak amacıyla ulusal taraflara ve yurtdışındaki müttefiklerine baskı yapılmasına yönelik uluslararası hareketliliğin hızlanmasına yardımcı oldu.
Ulusal ve uluslararası tarafların geçmiş dönemde Libya Siyasi Diyalog Forumu’nun (LSDF) yolunda biriken olumsuz işaretler karşısında dile getirdiği endişeler, Sirte’deki yeni askeri hareketlerle birlikte arttı. Bu hareketlerin tam bu dönemde gelmesi, amacının ne olduğuna ilişkin kafalarda soru işaretleri uyandırdı.

Yabancı güçler uluslararası toplumu endişelendiriyor
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, genel seçimlerin yapılması için belirlenen tarihten yedi ay önce yabancı güçlerin ülkeden çıkarılmasına ilişkin Libyalı taraflarının anlaşmasının uygulanmasının aksaması ile ilgili endişeli raporlar geldiğini teyit etti. Libya genel seçimlerinin yapılması, siyasi ve askeri çatışma taraflarının anlaşmalarının tamamlanması ile ilişkili. Yabancı güçlerin ülkeden çıkarılması anlaşmaların oldukça önemli ve belirleyici bir parçasını oluşturuyor.
Guterres BM Güvenlik Konseyi’ne sunduğu bir raporda bu konuyu tekrar gündeme getirerek özellikle ülkenin merkezindeki paralı askerlerin ve yabancı savaşçıların sayısında veya faaliyetlerinde herhangi bir azalma olmadığını vurguladı. Guterres raporunda “Ateşkes anlaşması halen yürürlükte olmasına rağmen, BM Libya Destek Misyonu’na (UNSMIL), Libya’nın merkezindeki Sirte-Cufra hattı boyunca yabancı unsurların varlığını korumasının yanı sıra tahkimat ve savunma mevzilerinin oluşturulduğuna ilişkin raporlar geldi” dedi.
Guterres “Ulusal tarafların taahhütlerine rağmen, Libya’daki çeşitli askeri üslere hava sevkiyatları yapılmaya devam ediyor. Bir kez daha üye ülkeleri ve Libyalı yetkilileri silah ambargosu ihlallerine son vermeye ve yabancı savaşçıların ve paralı askerlerin ülkeden çekilmesini kolaylaştırmaya çağırıyorum. Ulusal seçimlerin yıl sonunda belirlenen tarihte yapılabilmesi için siyasi, güvenlik ve ekonomik düzeylerde ilerleme kaydedilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Fatou Bensouda, Libya Siyasi Anlaşması’nın maddelerini ihlal edenleri caydırmaya yönelik uluslararası çabalar çerçevesinde siyasi süreci engellemeye çalışan bazı kişilere yaptırım uygulanmasına yol açabilecek bir adım atarak, bugün Libya ile ilgili yapılacak bir BM Güvenlik Konseyi oturumunda Libya’daki durum ile ilgili ofisinin 21’inci raporunu sunacak.

Guterres ve Putin arasındaki görüşmeler
Analistler Guterres ve Putin’in görüşmesini, yabancı güçlerin Libya’dan çıkarılması ile ilgili dosyadaki durgun suları hareketlendirmek ve ülkedeki krizi çözmek için siyasi süreci desteklemeye yönelik çabaların bir parçası olarak değerlendirdi. Kremlin Sarayı’ndan görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada “BM Genel Sekreteri, Başkan Vladimir Putin ile Libya’daki siyasi duruma ilişkin son gelişmeleri ve siyasi süreci desteklemenin ve önümüzdeki aralık ayında seçimlerin yapılmasının yollarını tartıştı” ifadelerine yer verildi.
Söz konusu açıklamaya göre Guterres Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde (MGIMO) yaptığı açıklamada “Bu konuların tartışılması istikrarın yeniden tesis edilmesi için uygun ortamı yaratmanın yanı sıra, BM ve Rusya’nın krizleri çözmek ve halkı daha etkin bir şekilde desteklemek için nasıl birlikte çalışabileceklerini gözden geçirmeyi hedefliyor” ifadelerini kullandı.

Berlin 3
Diğer taraftan Alman hükümeti, Libya konulu yeni bir uluslararası konferans düzenlemek, yeni yetkilileri desteklemek ve geçiş sürecini başarılı bir şekilde kapatıp bu yıl sonunda yapılması planlanan seçimlere doğru ilerlemek için yeni hazırlıklar yapıldığını açıkladı.
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas Paris'te yaptığı basın açıklamasında “Libya hükümeti ile koordinasyon sağlayarak aşılması gereken birçok sıkıntı olduğu için Almanya böyle bir adım attı. Siyasi toparlanmaya ve Libya’da ulusal birlik hükümeti kurulması ile yeşeren umutlara rağmen, hükümeti bekleyen büyük sıkıntılar hala varlığını koruyor. Görünen o ki hükümetin ülkeyi 10 yıllık bir kaostan çıkarma görevi tehlikeyle karşı karşıya” dedi.
Maas “Libya yeniden bir belirsizliğe kapılabilir. Bir kez daha Libya topraklarını terk etme taahhüdü vermesi gereken Rusya veya Türkiye gibi bu çatışmaya dahil olan ülkelerin katılımıyla yeni bir uluslararası konferans düzenlemenin önemi buradan kaynaklanıyor” şeklinde konuştu.
Libyalı gazeteci Muhammed el-Kuvaş “Son zamanlarda hızlandırılan bu uluslararası hamleler, Libya’da yaşanan son gelişmelerden ötürü geliyor. Bu, ülkedeki siyasi süreci baltalamaya çalışan siyasi grupların olduğunu gösteriyor” dedi.
Kuvaş açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Libya uzlaşı projesinin resmi gözetmeni olarak BM, diyaloğun ve ulusal uzlaşı projesinin başarısız olması amacıyla imzalanan bazı anlaşmaların uygulanmasını geciktirip, krizler çıkarıp bazı şeyleri dayatmak için silah kullanarak ülkedeki siyasi süreci engellemeye çalışan siyasi güçlere baskı yaparak bu çabalara öncülük etmeye çalışıyor.”

Sirte'de askeri gerginlik
Libya krizindeki taraflar arasında siyasi ve askeri gerilimin artığına ilişkin yeni işaretler geliyor. Ülkenin batısındaki askeri tarafı temsil eden Libya Öfke Volkanı Operasyonu Basın Merkezi “Libya'nın merkezindeki Sirte şehri semâlarında uçan helikopterlerle birlikte Gardabiya Hava Üssü'ne yabancı bir askeri kargo uçağının indiğini” duyurdu. Merkez “ateşkes anlaşmasının ardından Halife Hafter için Suriye’den Libya’nın doğu bölgesine asker taşıyan Cham Wings(Şam Kanatları) Havayolları tarafından 67 uçuş gerçekleştirildiğini tespit ettiklerini” bildirdi.
Merkez resmi web sitesinden yaptığı açıklamasında “Şam Kanatları Havayolları’na ait uçaklar, Şam havalimanlarından ve Lazkiye’deki Rus Hmeymim Hava Üssü’nden kalkarak Bingazi’deki Benina Uluslararası Havalimanı’na veya doğu Libya’daki el-Merc şehrindeki üsse iniyor. Genelde Libya ordusu, uçağın rotasını ülkenin hava sahasına girer girmez radardan gizliyor. Doğu bölgesine yapılan bu uçuşlar, 5+5 Ortak Askeri Komite tarafından imzalanan ateşkes anlaşmasını ciddi şekilde ihlal ediyor” ifadelerini kullandı.
Bu haberler, doğuda Libya ordusunun üst düzey subaylarından oluşan bir heyetin, Sirte’nin batısındaki Batı Sirte Kurtuluş Operasyonu Odası Komutanı Tümgeneral Ahmed Salem önderliğindeki Libya ordusu askerlerini ziyaret etmesiyle eş zamanlı olarak geldi. Ordu Komutanlığı'na bağlı medya kaynakları, ziyaretin amacının "Sirte'nin batısındaki mevzilerde konuşlanan kuvvetleri teftiş etmek" olduğunu belirtti.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, ülkenin doğusu ve batısındaki çatışma taraflarına bağlı güçleri ayıran hat olarak kabul edilen şehrin batısında yeni askeri çatışmaların patlak vermesine ilişkin endişelerin gittikçe artması ve çatışma taraflarını temsil eden askeri komiteler arasındaki anlaşmanın, yabancı güçlerin ülkeyi terk etmesi ve sahil yolunun açılması gibi konularda tıkanmasıyla birlikte bu ziyaret, zamanlaması ve amaçları ile ilgili büyük spekülasyonlara yol açtı.

 


Hamas, ateşkes anlaşmasına ‘bağlılığını’ ve rehinelerin cesetlerini teslim etme konusundaki ‘istekliliğini’ yineledi

Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'na bağlı Filistinli savaşçılar, İsrailli rehinelerin cesetlerini taşımak üzere gelen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) araçlarını koruyor. (EPA)
Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'na bağlı Filistinli savaşçılar, İsrailli rehinelerin cesetlerini taşımak üzere gelen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) araçlarını koruyor. (EPA)
TT

Hamas, ateşkes anlaşmasına ‘bağlılığını’ ve rehinelerin cesetlerini teslim etme konusundaki ‘istekliliğini’ yineledi

Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'na bağlı Filistinli savaşçılar, İsrailli rehinelerin cesetlerini taşımak üzere gelen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) araçlarını koruyor. (EPA)
Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'na bağlı Filistinli savaşçılar, İsrailli rehinelerin cesetlerini taşımak üzere gelen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) araçlarını koruyor. (EPA)

Hamas, Gazze Şeridi’ndeki ateşkes anlaşmasına ‘bağlılığını’ ve rehinelerin cesetlerini İsrail'e teslim etme konusundaki ‘istekliliğini’ yineledi.

Hamas tarafından dün yapılan açıklamada, “İsrailli esirlerin cesetlerinin iadesi biraz zaman alabilir. Çünkü bazıları işgal güçleri tarafından yıkılan tünellere gömüldü, diğerleri ise bombalanarak yıkılan binaların enkazı altında kaldı” denildi. Hareket, anlaşmayı uygulamaya ve kalan tüm cesetleri teslim etmeye istekli olduğunu bildirdi.

Açıklamada, ‘ulaşılabilen İsrailli rehinelerin cesetlerinin derhal teslim edildiği, ancak kalan cesetlerin çıkarılması için gerekli ekipman ve cihazların Gazze Şeridi’ne girişinin engellenmesi nedeniyle şu anda diğer cesetleri çıkarmanın mümkün olmadığı’ ifade edildi.

Hareket, “Cesetlerin tesliminde yaşanacak herhangi bir gecikmenin tüm sorumluluğu, gerekli ekipmanların sağlanmasını engelleyen Netanyahu hükümetine aittir” uyarısında bulundu.

Hamas'ın açıklaması, İsrail'in, tüm rehinelerin (hayatta olanlar ve ölenler), yürürlüğe girmesinden itibaren 72 saat içinde, yani pazartesi öğlen saatine kadar iade edilmesi gerektiğini öngören ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlamasının ardından geldi.

Hamas, İsrail'in yaklaşık 2 bin Filistinli mahkûmu serbest bırakması karşılığında 20 canlı rehineyi serbest bıraktı, ancak hareket 28 ölü rehineden sadece dokuzunun cesedini teslim etti.

Türkiye dün, Gazze Şeridi'nde rehinelerin cesetlerini aramaya yardımcı olmak için bir uzman ekibi gönderdiğini duyurdu.

Rehineler ve Kayıp Aileleri Forumu dün, Hamas'ın kalan 19 rehinenin cesetlerini teslim etmemesi halinde, İsrail hükümetine Hamas ile yapılan anlaşmanın sonraki aşamalarının uygulanmasını ertelemesi çağrısında bulundu.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ise çarşamba günü yaptığı açıklamada, Hamas anlaşmaya uymazsa Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıyı yeniden başlatmakla tehdit etti.

Katz yaptığı açıklamada, “Hamas anlaşmaya uymayı reddederse, İsrail, ABD ile koordineli olarak savaşı yeniden başlatacak; Hamas'ı tamamen yenilgiye uğratmak, Gazze Şeridi'ndeki gerçekliği değiştirmek ve savaşın tüm hedeflerine ulaşmak için çalışacak” dedi.

Katz'ın açıklaması, Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın ulaşabildiği tüm rehinelerin cesetlerini teslim ettiğini ve kalan rehinelerin cesetlerini çıkarmak için özel ekipmana ihtiyaç duyduğunu açıklamasının ardından geldi.


Suriye Savunma Bakanı, Şam'da üst düzey Türk heyeti ile görüştü

Suriye Savunma Bakanı Murhef Ebu Kasra, Şam'da Reuters'a verdiği röportajda... Suriye, 19 Ocak 2025 (Reuters)
Suriye Savunma Bakanı Murhef Ebu Kasra, Şam'da Reuters'a verdiği röportajda... Suriye, 19 Ocak 2025 (Reuters)
TT

Suriye Savunma Bakanı, Şam'da üst düzey Türk heyeti ile görüştü

Suriye Savunma Bakanı Murhef Ebu Kasra, Şam'da Reuters'a verdiği röportajda... Suriye, 19 Ocak 2025 (Reuters)
Suriye Savunma Bakanı Murhef Ebu Kasra, Şam'da Reuters'a verdiği röportajda... Suriye, 19 Ocak 2025 (Reuters)

Suriye Savunma Bakanı Murhef Ebu Kasra, Millî Savunma Bakanlığı (MSB) Savunma ve Güvenlik Genel Müdürü İlkay Altındağ başkanlığındaki üst düzey Türk heyetini başkent Şam'daki bakanlık binasında kabul etti.

Suriye el-İhbariyye televizyonuna göre, Suriye Savunma Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, toplantıda her iki tarafın da ortak çıkarlarına yönelik bir dizi konunun ele alındığını belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA'dan aktardığına göre Ebu Kasra, Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani ve Genel İstihbarat Servisi Başkanı Hüseyin es-Selame'nin de aralarında bulunduğu üst düzey hükümet heyetinin bir parçası olarak 12 Ekim'de Türkiye'yi ziyaret etmişti.

Ebu Kasra, Türkiye ziyaretinin Suriye ve Türkiye orduları arasındaki iş birliği ve koordinasyonu güçlendirmede önemli bir yeni adım olduğunu, her iki ülkenin çıkarlarına hizmet ettiğini ve bölgedeki güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı.

Ebu Kasra, X platformunda daha önce yayınlanan bir gönderide, sıcak karşılaması ve Suriye ordusunun çabalarını desteklemek için gösterdiği somut çabalarından dolayı Türk mevkidaşı Yaşar Güler'e teşekkür ve takdirlerini dile getirdi.

Ayrıca, Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'a, iş birliği ve karşılıklı anlayışı desteklemek için gösterdikleri aktif katılım ve samimi çabalarından dolayı teşekkür etti.

Geçtiğimiz ağustos ayında, Suriye Savunma Bakanlığı'ndan bir heyet Türkiye'ye iki ziyaret gerçekleştirdi. İlk ziyaret Milli Savunma Üniversitesi'ne (MSÜ), ikinci ziyaret ise üniversitenin deniz harp okulunun eğitim bölümüne yapıldı.

Suriye Savunma Bakanlığı, heyetin üniversitenin rektör yardımcısı ve bir dizi subayla bir araya geldiğini ve bu görüşmede deneyim ve görüş alışverişinin yanı sıra çeşitli savunma uzmanlık alanlarında eğitim ve öğretim alanlarında iş birliğini güçlendirme çabalarının ele alındığını açıklamıştı.


Lübnan yargısı, 10 yıl tutuklu kaldıktan sonra Hannibal Kaddafi'yi serbest bıraktı

2011 yılında yayınlanan bir fotoğrafta, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin oğlu Hannibal Kaddafi bilinmeyen bir yerde görülüyor. (AFP)
2011 yılında yayınlanan bir fotoğrafta, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin oğlu Hannibal Kaddafi bilinmeyen bir yerde görülüyor. (AFP)
TT

Lübnan yargısı, 10 yıl tutuklu kaldıktan sonra Hannibal Kaddafi'yi serbest bıraktı

2011 yılında yayınlanan bir fotoğrafta, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin oğlu Hannibal Kaddafi bilinmeyen bir yerde görülüyor. (AFP)
2011 yılında yayınlanan bir fotoğrafta, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin oğlu Hannibal Kaddafi bilinmeyen bir yerde görülüyor. (AFP)

AFP'ye konuşan bir Lübnanlı yargı yetkilisine göre Lübnan yargısı bugün, on yıl boyunca yargılanmadan tutuklu kalan merhum Libya lideri Muammer Kaddafi'nin oğlu Hannibal Kaddafi'nin 11 milyon dolar kefalet karşılığında serbest bırakılmasına karar verdi.

Kaynak, “İmam Musa es-Sadr'ın kaçırılması ve ortadan kaybolması davasının adli soruşturmacısı Yargıç Zahir Hamade, Hannibal Kaddafi'yi 11 milyon dolar kefaletle serbest bırakmayı kabul etti” dedi. Kaynak ayrıca, Kaddafi'nin seyahat yasağı olduğunu da belirtti.

Avukatı Laurent Bayon, AFP'ye “Bu tür keyfi gözaltı davalarında kefaletle serbest bırakılma kesinlikle kabul edilemez. Kefalete itiraz edeceğiz” dedi. Müvekkilinin ‘uluslararası yaptırımlara tabi olduğunu’ ekleyen Bayon, “11 milyon doları nereden bulacak?” diye sordu.

a45t
2011 yılında yayınlanan bir fotoğrafta, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin oğlu Hannibal Kaddafi bilinmeyen bir yerde görülüyor. (AFP)

Lübnanlı bir mankenle evli olan Hannibal Kaddafi, 31 Ağustos 1978'de babası iktidardayken Lübnan'ı ziyaret eden Lübnanlı Şii lider Musa es-Sadr ve onunla birlikte olan iki kişinin kaybolmasıyla ilgili ‘bilgi saklama’ suçlamasıyla Aralık 2015'te Lübnanlı yetkililer tarafından tutuklandı.

Kaddafi'nin serbest bırakılması kararı, bir soruşturma hâkimi tarafından sorgulandıktan sonra verildi. Avukatı geçen hafta AFP'ye 49 yaşındaki müvekkilinin sağlık durumunun ‘endişe verici’ olduğunu söylemişti.

Geçtiğimiz ağustos ayında yayınlanan bir raporda, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Kaddafi'nin ‘es-Sadr'ın kaybolmasıyla ilgili bilgileri sakladığına dair asılsız iddialar’ nedeniyle tutuklandığını öne sürerek Lübnanlı yetkililere Kaddafi'yi ‘derhal’ serbest bırakmaları çağrısında bulundu.

Lübnanlı yetkililer, Muammer Kaddafi'yi İmam es-Sadr ve iki arkadaşının gizemli kayboluşunun arkasında olmakla suçluyor. Muammer Kaddafi, 2011 yılında iktidarını sona erdiren halk ayaklanması sırasında öldürüldü. Oğlu Hannibal, eski milletvekili Hasan Yakub'un liderliğindeki bir grup tarafından Lübnan'a çekilmeden önce Suriye'de siyasi mülteciydi. Hasan Yakub'un babası Şeyh Muhammed Yakub, es-Sadr ile birlikte ortadan kaybolmuştu.