İzlanda'dan yanardağ krizine ilginç çözüm

İzlanda'nın Reykjanes Yarımadası'ndaki Geldingadalur vadisinde faaliyete geçen volkanik sistem, etkileyici manzaralarla turistlerin ilgi odağı oluyor (AFP)
İzlanda'nın Reykjanes Yarımadası'ndaki Geldingadalur vadisinde faaliyete geçen volkanik sistem, etkileyici manzaralarla turistlerin ilgi odağı oluyor (AFP)
TT

İzlanda'dan yanardağ krizine ilginç çözüm

İzlanda'nın Reykjanes Yarımadası'ndaki Geldingadalur vadisinde faaliyete geçen volkanik sistem, etkileyici manzaralarla turistlerin ilgi odağı oluyor (AFP)
İzlanda'nın Reykjanes Yarımadası'ndaki Geldingadalur vadisinde faaliyete geçen volkanik sistem, etkileyici manzaralarla turistlerin ilgi odağı oluyor (AFP)

İzlanda, Fagradalshraun volkanından gelen lavların bir su yoluna ulaşmasını engellemek için duvar örmeye başladı.
Lavların bu su yoluna ulaştığı durumda Reykjanes yarımadasının güney kıyısındaki bir elektrik hattına ve diğer altyapı sistemlerine zarar verebilir.
İzlanda Ulusal Yayın Servisi, lavların Geldingadalur vadisine bitişik bir vadi olan Nátthagi'den dışarı çıkmasını önlemek için dar bir geçide 4 metre yüksekliğinde bir toprak duvar inşa eden işçileri görüntüledi.

(İzlanda Ulusal Yayın Servisi)
Forbes'un aktardığına göre işçiler, ilk duvarın inşası bittikten hemen sonra ikincisinin inşasına geçti.
İlk duvarın şu anda işe yaradığı ve lavları doğru tarafa yönlendirebildiği ifade edildi. Ancak nihayetinde bu duvarların ne kadar dayanacağını zaman gösterecek.
Söz konusu çalışmalar, İzlanda Doğa Tarihi Enstitüsü'nün Fotogrametri Bölümü'nden araştırmacıların analizlerine dayanıyor.
Araştırmacılar işte bu çabalar kapsamında Geldingadalur vadisini dolduran ve yakındaki vadilere dökülen lav alanının üç boyutlu modelini oluşturdu.
Analizler sonucunda ortalama lav akışının yaklaşık 60 metre kalınlığında olduğu görüldü.
Bu haftasonu meydana gelen püskürmeler, Mart 2021'den bu yana lav akışındaki istikrarın sonunu getirdi. Akış hızı, sadece birkaç hafta öncesine kıyasla iki katına çıktı.
Kimyasal analizler, Geldingadalur vadisindeki püskürmeleri besleyen magmanın doğrudan 17 ila 20 kilometre derinlikteki kayaların erimesinden kaynaklandığını gösteriyor.
Uzmanlar, geçmişteki patlamalara dayanarak aktivitenin en az birkaç ay devam edeceğini tahmin ediyor.
 
Independent Türkçe, Forbes



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe